Ailen yoksa şan, şöhret hepsi boş
Türk Sanat Müziği’nin yaşayan efsanesi, sinemanın ‘Mavi Boncuk’u, Emel Sayın hayatında yaşadığı en büyük acının ailesini kaybetmesi olduğunu söylüyor. Sanatçı, "Telefonu kaldırdığında arayacak bir anne, baba, kardeş yoksa dünyanın en fakir insanı oluyorsun" diyor.
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
O bir duayen. Türk Sanat Müziği’nin yaşayan efsanesi, sinemanın ‘mavi boncuk’u, milyonların sevgilisi Emel Sayın. Tüm zarafeti ve nahifliğiyle karşıladı beni. Sanat hayatının 60. yılını kutlayan usta isimle 2023’e veda ederken yeni yıldan beklentilerini konuştuk.
İSTEDİĞİN KADAR ÜNLÜ, ZENGİN OL AİLEN YOKSA ÇOK FAKİRSİN
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülleri’nde müzik ödülü size verildi. Neler hissediyorsunuz?
Sanat hayatımın 60. yılındayım ve bugüne dek öyle çok ödülüm oldu ki hepsi çok değerli. Hepsi sevgiyi, takdiri, saygıyı, emeğin karşılığını, hayranlığı ifade eden şeyler. Tabii devletimin verdiği ödüllerin de apayrı yeri var. Daha önce 98’de devlet sanatçısı ünvanı almıştım, şimdi bu ödül geldi. Anlıyorum ki emekler boşa gitmemiş.
Eskileri özlüyor musunuz?
Hem de çok. Özlenmez mi! Acısıyla, tatlısıyla tüm anılarım çok kıymetli. Her zaman tozpembe olmadı her şey. Çok acı günler, zor şeyler yaşadığım da oldu. Mücadelelerle, çok çalışarak geçirdik ömrü.
Çok seviliyorsunuz. İnsanlar sizi daha fazla görmek istiyor. Neden dizilerde yoksunuz?
‘Aşkım Aşkım’ diye bir dizi yapmıştık, çok da sevilmişti ama dizi işi hiç kolay değil, şartları zor. Teklif alıyorum ama o yorgunluğu yeniden göze alamıyorum. Yaş aldım ve bazı şeyler bana açıkçası zor geliyor.
Yaş aldınız ama hiç yaşlanmadınız. Bunu nasıl beceriyorsunuz?
Yaşlılık ister istemez kendini belli ediyor. Bakımlı olmak başka bir şey, istediğiniz kadar bakımlı olun; ruhen, bedenen çökmek çok daha başka. Yaş kendini belli ediyor. Ya eklemler ya vücudun bir yeri muhakkak arıza veriyor. Üç ay evvel bir ameliyat geçirdim mesela. Ama şükür çok iyiyim. Kendime de bakıyorum sonuçta, insanlar beni iyi görmeli. Ama hayat hiç kolay değil. Bütün acılara, zorluklara rağmen yaşamayı seviyorum.
Hayatınızda yaşadığınız en büyük, baş etmesi en zor acı neydi?
Acının çeşitleri var ama ben ailemi kaybettim ve çekirdek ailemden hiç kimse yok. Bu çok elim bir yalnızlık duygusu veriyor. Şan, şöhret, para, hepsi boş. Telefonu kaldırdığında arayacak bir anne, baba, kardeş yoksa dünyanın en fakir insanı oluyorsun. Anne yok, baba yok, üç kardeşim vardı, onları da kaybettim. Bu korkunç bir acı. Şükür yeğenlerim var, çocukları var. Onlar olmasa ne yapardım bilmiyorum.
Belki bir eş, çocuk olsaydı daha mı farklı olurdu?
Aile olmanın çok önemli olduğuna inanıyorum. Ben bunu gerçekleştiremedim. Benim en büyük keşke hissim bu.
ÇIKACAK KİTABIMDA KİMSEYİ RENCİDE ETMEDEN KENDİMİ ANLATTIM
Yakında bir kitabınız çıkacak. Neler anlatıyorsunuz o kitapta?
Sürpriz olsun. Ama çok açık davrandığımı söyleyebilirim… İçimi çok döktüm. Kimseyi üzecek, özeline girecek, incitecek bir şey yazmadım. Kimseyi rencide etmeden kendimle ilgili her şeyi anlattım. Bizim dönemler çok daha nahifti. Şimdi bazı şeyleri kaybettik.
Neleri kaybettik mesela o yıllardan?
Mesela saygıyı. Saygı o kadar önemli ki sevginin bile önündedir. Eskiden sanatçılara da saygı daha fazlaydı. Şükür, ben yine o saygıyı görüyorum ama biliyor musun, o zaman insanlar gazinoya bile geldiğinde o kadar özenirdi ki… Kravatsız tek kişiyi göremezdiniz. Biz sanatçılar da sahnede en iyi halimizle olmaya çalışırdık. Herkes birbirine karşı çok özenliydi.
Yeni neslin ürettiklerine yönelik ‘kalıcı değiller’ eleştirisini çok duyuyoruz. Eskiye özlem neden hiç bitmiyor?
Bunun cevabını almak için eski Türk filmlerini daha fazla izlemek lazım. Belki çok basit gelebilir o ama orada hep iyilerin ödüllendirildiği, kötülerin muhakkak cezalandırıldığı bir durum vardı. Sevgi ön plandaydı. Saygı vardı, umutluyduk hep.
Günümüz sanatçılarından en çok kimleri beğeniyorsunuz?
Aklıma ilk gelen Cem Adrian oldu. Çok özel ve farklı buluyorum. Çok sevdiğim, takdir ettiğim isimler var ama Cem çok başka. Her şey birbirine çok benziyor; görüntüde de şarkılarda da öyle. Farklı olmak çok önemli.
ŞİMDİKİ SAHNE KOSTÜMLERİNDE BİRAZ AŞIRILIK VAR AMA ÖZGÜRLÜK ÇOK GÜZEL, KİM NASIL İSTİYORSA ÖYLE GİYİNMELİ
Sahnede dekolte eskilerde de varmış ama şimdilerde tartışılıyor, neden?
Ben biraz aşırılık buluyorum şimdikilerde ama özgürlük de çok güzel bir şey. Kim, neyi, nasıl yakıştırıyorsa öyle giyinsin. Ben kendimden sorumluyum, kimseyi yeremem, incitemem. Hayatta en korktuğum şey bu. Kimse de beni kırmasın istiyorum.
PATRONLARIMA DA ARKADAŞLARIMA DA AŞKLARIMA DA HİÇ ZORLUK ÇIKARAN BİRİ OLMADIM
Türkiye’nin en büyük star’larından birisiniz ama çok mütevazısınız aynı zamanda. Hep mi böyleydiniz?
Asla egolarım, kaprislerim olmadı. Ben asla şımarıklığı beceremedim. Sevmem de. Ben hep böyleydim. Fazla mütevazı olunca aslında işiniz daha zor oluyor ama olsun, kimseyi kırmadan, incitmeden bu dünyadan göçmek daha iyidir. Ben patronuma da arkadaşlarıma da aşklarıma da asla zorluk çıkaran biri olmadım. Ben rica ederek yapardım her şeyi.
Eskilerden en çok kimleri özlüyorsunuz?
Kaybettiğim bütün dostlarımı çok özlüyorum, acıları mızrak gibi saplanıyor kalbime. Mesela bir Zeki Müren. İnsan nasıl da eksikliğini hissediyor. Mesela bir Tarık Akan, bir Cüneyt Arkın hiç unutulur mu? Her ikisiyle de vefatlarından önce konuşmuştum. Cüneyt mesela, kitabında benden bahsederken, “Emel beni hiç sevmedi” demiş. Aradım. “Ya Cüneyt, ben seni nasıl sevmem?” dedim. Onu ne kadar çok sevdiğimi söyledim. Kahkahalar attı, çok hoşuna gitti. İyi ki aramışım. O da senin sayende olmuştu Alevciğim, sen söylemiştin kitapta benden söz edildiğini. “Seni çok seviyorum Cüneyt, canım arkadaşım” dedim. İnsanları hep kaybedecekmiş gibi sevin. Bir gün yanınızda olan, bir bakmışsınız yarın yok, o yüzden kıymet bilmek lazım.
MÜZİĞİN, SANATIN OLDUĞU YERDE KÖTÜLÜK BARINAMAZ
2023 sizin için nasıl bir yıldı. Yeni yıldan neler bekliyorsunuz?
2023 biraz sağlık sorunlarıyla geçti. Mesela 60. yıl konserimi hazırlıyordum olmadı, kitabım ertelendi, belgesel filmim hazırlanıyordu, o da yarım kaldı. O yüzden üzgünüm. İnsanın en sevmediği şey yarım kalmaktır. Bunlar beni çok üzdü. Dilerim 2024’te dünyanın üzerindeki kara bulutlar gitsin. Bu yıl şarkı söyleyebilelim. Müziğin, sanatın olduğu yerde kötülük olmaz, barınamaz. İyiliğin kazandığı bir 2024 diliyorum herkese.
- 'Bugün ne pişirsem' diyenlere günün menüsü (21 Kasım 2024)
- Bağırsakları motor gibi çalıştırıyor! Bitkilerin kralı olarak biliniyor: Tıkalı bağırsakları lavabo gibi açıyor, 1 bardak içmek yetiyor
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Başak, Akrep, Balık ve diğer burç yorumları
- Çekirdeğini suya koyup bekleyin! Cildi 5 dakikada parlatıyor, en pahalı kremlerden daha etkili, cildi mermer gibi yapıp kırışıklıkları anında yok ediyor
- Kadınları etkileyen 5 hareket! Bu hareketleri biliyorsanız kadınları anında etkileyebilirsiniz