Aşk bir yanılsama o sihre hepimiz kapıldık
Ayşegül Aldinç, hemen her yaştan insan için ‘cool kadın’ imajının karşılığı. Müziği, sanatı, duruşu ve güzelliğiyle hep idol gördüklerimizden. Yeni kitabı ‘Malumatfuruş’ta hayatın içinden pek çok konuyu muzip bir dille ve zekice kaleme almış. Kitabı okur okumaz kapısını çaldım. Diyor ki: Aşk bir yanılsama. Hepimiz bu sihre kapılmadık mı?
Oya Çınar Röportajı
Kitabınız ‘Malumatfuruş’u elime aldığımda sevinç, heyecan ve merak hissettim. İnsanlarda yarattığınız merak hissinin kaynağı sizce ne?
Mutlu oldum böyle hissetmenize. Bu duyguyu yaratmak, insanın işi dışında ortalarda görünmemesiyle ilgili olabilir. Kişinin kendine dışarıdan bakarak, yarattığı algıyla ilgili değerlendirme yapması pek kolay bir şey değil.
Hep bir yanınız gizemli geliyor insana. Bunu yaratmak için strateji güttünüz mü hiç yoksa kendi doğanızla mı ilgili?
Ayşegül olmakla, doğamla ilgili şüphesiz. Stratejik davranmanın duyguyu, samimiyeti yok ettiğini düşünürüm. Bunca yılın ardından varlığımı koruyabilmiş olmam, dışarıdan bakınca belli stratejiler olmaksızın mümkün olamaz gibi görünebilir ama öyle değil işte.
Bir yazınızda “E tabii, devir değişti, Ayşegül de değişti” diyorsunuz. Yıllar içinde ne kadar değiştiniz sizce? Mesela 30’larındaki Ayşegül ne kadar tanıdık?
E zamanla değişiyor insan tabii. Değişime direnmek zamanın gerisinde kalmakla eş. Yıllar önce Maksim Gazinosu’nda sahne alırken, sesimin gücünü insan ilişkileriyle ilgili sahne arkasında da kullanmam gerektiğini öğrendim. Sözünü ettiğiniz yaşlarda, buradan o yıllara bakınca, sesime bile yabancılaştığımı fark ettim. İçime İçime konuşuyormuşum!
Hiç kendinize karşı bile derin bir yabancılaşma hissettiğiniz, kendinizi şaşırtacak kadar büyük hareketleriniz oldu mu?
Bu derin bir soru. Gösteri dünyasında yer alma kararım kendi içinde bir devrim sayılabilir. Sorunun karşılığı değil farkındayım ama şöyle bir düşündüm de. Yok galiba…
HATALARIMI DÜZELTME ÇABAM SÜRÜYOR
Yazılarınızda günlük hayattan örnekler var. Kızınca bir sevgiliye birden ‘aşkım’yerine ismiyle hitap etmek mesela. Çok sevdiğiniz birine ne olunca birden adıyla hitap edersiniz?
Her türlü ilişkinizde mesafeyi korumak gerekebiliyor bazen. Tek kaşın istemsizce havaya kalktığı anlarda isimle hitap işe yarayabiliyor. (Gülüyor)
Size hep sorulan meşhur bir soru var; sizi hiç salmış bir şekilde görmeyecek miyiz? Yazılarınızdan öğrendim ki sizi bu şekilde görmek bir itfaiye ekibine kısmet olmuş… Gülerek mi, ‘ah be!’ diyerek mi hatırlıyorsunuz o anı?
E gülerek hatırlıyorum ya… Tercih hakkım olsa istemezdim tabii. Dizi filmlerdeki ‘tip top’, full aksesuarlı, evde bile ayakkabıyla dolaşan oyuncular gibi her an hazır ve nazır olamayız ki! Tanınmış kişi sınıfına giren tayfanın, basında görülen şık suretlerinden dolayı, özel hayatlarında da böyle takıldıkları sanılabilir. Uluslararası anlamda da bunun böyle olmadığını Hollywood yıldızlarının ‘yakalanmış’ salaş hallerinin basına yansımasıyla görebiliyoruz. Sürekli alarm halinde hissetmek de ayrıca çok rahatsızlık verici.
“Öğrenilmiş çaresizlikler” başlıklı bir yazınız var. Oradan yola çıkarak, hep bugünkü bilinçte miydiniz yoksa hâlâ devam eden öğrenilmiş çaresizlikleriniz var mı?
Hatalı alanlarımı değiştirme çalışmalarım sürüyor. Kendiyle yüzleşme gerçeğine erebilmiş her insanın, bu eşikleri kazasız belasız atlama gayreti içinde olmakla ilgili bir tasarrufu vardır. Yetiştirilme şeklimiz bizi konfor alanlarımıza hapsedebiliyor. Bunu kırıp en iyi versiyonumuza ulaşma gayretimizse bizi bu tuzaklardan kurtarıp, asıl konfora eriştirebilir. İsteği çabayla buluşturmak esas. Ama bunlar hep laf tabii. Pratik desen, her daim sallanmakta.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN GELDİĞİ NOKTA KAYGI VERİCİ
Sosyal medyada erkeklerin amacını aşan cümlelerinden rahatsızlığınızı dile getirmişsiniz. Güzel kadın erkekler tarafından daha mı çok küçümseniyor?
Yazımda ‘mansplaining’den söz ediyordum. Kadına bakış açısı malum. İçinde bulunduğumuz iklimden dolayı bu durum negatif yöne doğru artmaya devam ediyor. Güzel kadınlara yönelik olan kısmındaysa, güzel kadının göze şenlik, ortama süs zihniyetini bertaraf etmek ciddi bir sabır gerektiriyor.
Bununla ilgili günlük hayatta ciddi deneyimleriniz oldu mu?
Mesela şöyle bir anım var. Şu anda faal gazetecilik yapmayan bir kişi, 90’lı yıllarda benimle yaptığı dergi röportajını, sözlerimi meslek etiğine asla sığmayacak biçimde tamamen değiştirerek yayınlamıştı. Okuyan açısından durum “Bir ebleh dile gelmiş, konuşuyor” şeklindeydi. Görünce gözlerime inanamamıştım. Bunlar tabii kişiye özel örnekler.
Bu konudaki genel duygunuzu nasıl anlatırsınız?
Çok kaygılıyım. Kadına yönelik sözel, fiziksel şiddetin ve ne yazıktır ki sonu gelmeyen cinayetlerin varlığı ortada. Cezai yaptırımlar yetersiz. Kadına bakış açısının indirildiği seviyeden hiçbir şekilde yükseğe taşınmaması kaygı verici.
Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? İçinizde en çok hangi duygular baskın?
Genel anlamda kaygılıyım. Ama bunu aşmaya çalışıyorum. Bu duyguya hapsolmuyorum. Dünya bir kaosun içine sürükleniyor. Bu durum her birimizde olumsuz duygulara yol açıyor. Bu duygularla başa çıkmak kolay değil. Bir umuda sarılıp, yaşamlarımızı sürdürme gayretindeyiz.
SOSYAL MEDYA PROFİLLERİ NEŞEDEN YARILIYOR GIBI AMA ALTI BOŞ
Yürüdüğünüz yola bakınca mutlu hissediyor musunuz?
Schopenhauer’in “İnsanoğlunun bu dünyaya mutlu olmak için geldiğini sanmakla ilgili bir yanılgısı var” sözünü hatırladığımda, doğal olarak kendimi bundan azade düşünemiyorum. Mutluluk algısı genelde kısa anlara endeksli. Sosyal medyaysa başlı başına bir alem! Neşeden mütemadiyen yarılan profillerin bu halin içini pek dolduramadıklarını görebiliyorum.
Sizi bulmuşken aşktan konuşmamak olmaz. Aşkın sizdeki karşılığını merak ediyorum…
Konu, “Beğendiğiniz bedenlere hayal ettiğiniz ruhları koyup, bunu aşk sanıyorsunuz” sözüyle açıklanabilir hale bürünüyor. Hepimiz genelde böyle yapmıyor muyuz?
Ama siz hep uzun ilişkiler yaşamışsınız. Bunun bir sırrı, matematiği var mı?
Çaba önemli şüphesiz. O kimyayı elde etmek... Zamanla ‘birbirinin insanı’ oluyorsun. Bu hem iyi hem de kötü. Konforlu olmasına konforlu ama bir o kadar da tehlikeli. Alışkanlık ilişkinin dinamiti. İlişkiler biterken de bir taraf ayrılığı kabul edemeyince gelsin yara bantları... Yeni bir ilişkide bant sen misin, o mu? Orası biraz karışık! Özetlersek, onu olduğu gibi değil, hayal ettiğin gibi görme yanılgısı aşk. Hangimiz bu sihre kapılmadık ki...
BİR ERKEĞİN YAZIM HATASI YAPMASI LİBİDOMU DÜŞÜRÜR
Sevgilinizin odasında eşya olsanız ne olmak isterdiniz?
Cep telefonu olmak isterdim. İlişkilerde en çok rol çalan o.
Arkadaşınızdan ya da annenizden ilişki tavsiyesi alır mısınız?
Artık tavsiye veren taraftayım.
Uyandığınızda yaptığınız ilk şey ne?
Şükretmek.
Bir erkekte olmazsa olmaz dediğiniz şeyler neler?
Sadakat, şefkat, zeka ve mizah duygusu.
Üzerinizde libido kırıcı etki yapacak bir davranış şekli?
Yazım ve telaffuz hataları yapması.
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı
- Kadir Ezildi tarifini verdi! Yağmura çamura meydan okuyor: Temizlik suyuna 1 çay bardağı ekleyin