MagazinAşk o eski, güzel şarkılarda

Aşk o eski, güzel şarkılarda

Paylaş
Aşk o eski, güzel şarkılarda

Oynadığı dizide iki aşk arasında kalan bir karakteri canlandıran İbrahim Ceyhan, gerçek hayatta böyle bir durumu asla yaşamayacağını söylüyor. Oyuncu aşk için de, "Günümüzde gerçeklerden uzaklaşmış bir duygu haline geldi. Aşk bence artık sadece bir hayal" diyor.

Halil İbrahim Ceyhan son dönemin en öne çıkan oyuncularından. Deyim yerindeyse rüzgarı arkasına aldı gidiyor. Kendisi de bunun farkında olduğunu söylüyor. Şu sıra hem ekranda Tufan rolüyle izliyoruz hem de yeni filmi ‘Son Bilet’te başrolde. Konu aşka gelince diyor ki: O şarkılardaki aşk artık sadece bir hayal.

Haberin Devamı

GÜNÜMÜZDE AŞK SADECE BİR HAYAL

Yeni filminiz ‘Son Bilet’ vizyona giriyor. Diziniz de çok iyi gidiyor. Şu sıra ekstra güzel bir rüzgar etkisi hissediyor musunuz?

Teşekkür ederim. Onu gerçekten hissediyorum ve bu yüzden kendimi şanslı hissediyorum. İyi projelerle, iyi hikayelerle ve doğru insanlarla buluştuğumu düşünüyorum. Bu bir ekip işi neticede. Her şey birbirini domine ediyor. Bu işin başka bir boyutunu keşfettim. Temiz ve güzel bir yolda olduğumu hissediyorum ve haliyle o rüzgarın farkındayım.

Aşk o eski, güzel şarkılarda

Bir yandan da birçok yetenekli oyuncunun o doğru insanlarla bir türlü buluşamadığı, hak ettiği yere gelemedikleri eleştirileri var son dönemde. Bu konuda nasıl düşünüyorsunuz?

Bence biraz insanların kendi enerjilerine de bakması lazım. Sürekli aynı şeyler tekrar edildiğinde insanlar yorulup enerjilerini de kaybedebiliyor. Tükenmişlik sendromuna girebiliyorlar. Ben mesela şu ana kadar yaptığım hiçbir işte tekrara düşmediğimi düşünüyorum. Hepsi birbirinden farklı işler ve bu ister istemez insanın enerjisini de taze ve temiz tutuyor. O yüzden herkes biraz kendine ve yaptıklarına bir dönüp bakmalı diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

‘Son Bilet’in nasıl bir hikayesi var? Sizi nasıl bir karakterle izleyeceğiz?

Profesyonel askerlik yapmış bir babanın hikayesi. Ailesinin hasretine dayanamayıp istifa ediyor ve ailesinin yanına yerleşiyor. Onlarla mutlu mesut bir hayat geçirmeyi planlıyor ama sonra zamansız, yersiz bir kazayla ailesini kaybediyor ve bu durumdan da kendisi suçlanıyor. Aradan üç dört yıl geçtikten sonraysa işin içinde aslında çok başka kurumların olduğu, kendisinin sadece bir piyon olduğu gerçeğini öğreniyor.

Aşk o eski, güzel şarkılarda

BENİM İÇİN AİLE HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR

Fragmanda şu cümle dikkatimi çekti. “Ben kaybedeceğim en değerli şeyi zaten kaybettim.” Sizce insanın hayatından sonra kaybedecek en değerli şeyi ne?

Kariyer, para, günün sonunda bunların hepsi dış dünyayla ilgili. İnsanı en küçük alanında mutlu eden yer ya da kişi kimse odur bunun cevabı. Benim için ailem. Aile giderse o boşluk hiçbir şeyle kapanmaz. İnsanı ayakta tutan ve devam etme gücü veren şey budur.

Haberin Devamı

Modellik geçmişiniz var. Çok iyi bir müzisyensiniz aynı zamanda. Oyunculuğa sonradan mı yöneldiniz?

Müzik aslında ailemden gelen bir şey. İster istemez ailede olan şey ruhunuza yer ediyor. Çok küçük yaşlarda söz yazmaya, beste yapmaya başladım. Makine mühendisliği okudum aslında çünkü kolunda bir bileziğin olmalı bakışıyla büyüdüm ama oyunculuk hep içimdeydi. Çocukken izlediğim oyuncuları taklit ederdim ama bunun bir yetenek olduğunun farkında değildim.

Nerelisiniz?

Sivas’ta büyüdüm ben. İstanbul’a gelince aslında o içimde susmayan sesin karşılığını gördüm. Bunun bir meslek olduğunu gördüm ve burada nasıl var olabilirim demeye başladım. 2007’de ‘Gelecek Vadeden Erkek Model’ seçildim ama oyunculukla ilgili kendimi eğitmeye liseden itibaren başlamıştım zaten.

Aşk o eski, güzel şarkılarda

İNATÇIYIMDIR AMA KURU İNAT YAPMAM

İnatçı ve hırslı buluyor musunuz kendinizi?

Haklıysam inatçı ve hırslıyımdır ama kendimin farkındayım her zaman. Gereksiz konularda hırs yapmam.

‘Leyla: Hayat… Aşk… Adalet’le ekrandasınız. Tufan, oynaması zevkli bir karakter mi?

Haberin Devamı

Yelpazesi geniş bir karakter. İzleyici için de zevkli yanı o bence çünkü ne yapacağı kestirilemeyen bir karakter. Geçmişinde bir kaza yüzünden hiç istemediği bir yola girmiş. Girdiği yol tamamen hayat seçimlerine ters bir yol. Evlendikten sonraki durum çok farklı. Dolayısıyla nerede ne yapacağı asla kestirilemeyen, kilit bir karakter.

Hiç hak vermediğiniz yanları var mı Tufan’ın?

Var tabii. Nur ve Serap sahnelerinde Serap’ı yalnız bırakıp gitmesi benim izleyici gözüyle zoruma gidiyor. (Gülüyor) Ama yapıyor bunları maalesef.

Aşk o eski, güzel şarkılarda

NE İSTEDİĞİMİ BİLİRİM HER ZAMAN İKİ KADIN ARASINDA KALMAM

Gerçek hayatta sizin kendinizi hiç iki kadın arasında kalmış gibi hissettiğiniz oldu mu?

Yok, netimdir ben. Ne istediğimi bilirim her zaman. Ama bence Tufan da iki kadın arasında gibi hissetmiyor. Sıkışık bir durumda, o da aslında ne istediğini biliyor ama hayatın getirdiği mecburiyetler çok farklı.

Aşk size ne ifade ediyor?

Günümüzde benim düşündüğüm tarzda aşklar yaşanmıyor. Ben aşkın eski, güzel şarkılarda kaldığına inanıyorum. Günümüzde gerçeklikten uzaklaşmış bir duygu. Aşk artık bir hayal bence.

Haberin Devamı

“Duvarlı görünüyorum ama aslında hiç değilim” demişsiniz… Ne olunca o duvar kalkar aradan?

Samimiyeti ve gerçekliği görünce o kalkan iner. Ben insanları çok analiz ederim, çok dikkatliyimdir. Bir aslanın avına bakınca yere yakın durması ve onun açığını izlemesi var ya, ben dikkat alanını ona benzetiyorum. En küçük şeye kadar analiz eder ve ona göre bir yaklaşım içine girerim.

Zor güvenen biri misiniz?

Çok zor…

Aşk o eski, güzel şarkılarda

SABİT FİKİRLİ İNSANLARLA UĞRAŞMAM

Genellikle yakın arkadaşlarınız hangi huyunuzdan şikayet eder?

Yoğunluğumdan… Vakit ayırmaya çalışırım ama yoğun tempodan onların istediği zaman, istedikleri yerde olamayabiliyorum her zaman. Haklı olarak bunun sitemini sık duyuyorum haliyle.

Nasıl insanlar sizi çok yorar?

Sabit fikirli insanlar. Bir kere inanmıştır bir şeye ve onu asla değiştirmez. O yüzden hiç üstüne gitmem, uğraşmam sabit fikirli insanlarla.

Siz esnek misiniz?

Ben esneğimdir, açığımdır. Her şeyin daha iyisi olduğunu düşünürüm. Dediğim dedik, en iyisini ben biliyorum demem asla.

Kısa kısa kısa…

Hayatınızın son beş dakikasını yaşıyor olsanız son kez hangi şarkıyı dinlemek isterdiniz?

‘Dönülmez Akşamın Ufkundayım’ geldi aklıma şu an.

Bir telefon hakkınız olsa kimi arardınız?

Annemi arardım.

Duymaktan en keyif aldığınız iltifat ne?

İşimle ilgili güzel şeyler duymak beni mutlu eder.

En sık duyduğunuz iltifat ne?

Çok inanmıyorum ama ‘çok yakışıklısın’ diyorlar. Genelde fiziksel şeyler.

Bugüne kadar aldığınız en tuhaf DM ne?

Evlilik tekliflerini çok garipsiyorum. Çok geliyor. O yüzde DM’lerimi kapattım.

En övündüğünüz yeteneğiniz ne?

Esnekliğim. Algılarımın yeni ve farklı şeylere hep açık olması.

Fiziksel olarak bir kadında ilk ne dikkatinizi çeker?

Gözler…

Başlayınca durması zor olan bir şey?

Müzik dinlemek.