Aşkın verdiği huzur kadar kavgasını da severim

Güler yüzlü, sempatik ve çok güzel bir kadın. Hayatı ciddiye alıp, dolu dolu yaşayanlardan. Temmuz ayında vizyona girecek yeni sinema filmi ‘7 Melek’te başrolde oynayan başarılı oyuncu Burcu Kıratlı ile buluştuk. 15 Temmuz’da şehit olan kadın polislerimizin hayat hikayesinin anlatıldığı bu projeyi anlatırken gözleri doluyor. Güzel oyuncuyla çocukluğundan başladık ve daha pek çok konuda dertleştik.

AŞKA AŞIĞIM AMA ÇOK ZOR AŞIK OLURUM

Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?

Harika. Yaz yaklaşıyor içim kıpır kıpır. Ben zaten bir Aslan kadını olarak yaza aşığım. Onun dışında dergi çekimleri, yeni sezon görüşmeleri, yeni projeler, senaryo okumalar derken yoğun tempolu ama keyifli bir dönem…

İstanbul’da doğmuşsunuz, nasıl bir hikaye sizinki?

Birbirine çok bağlı bir ailede büyüdüm. Hem anne hem de baba tarafımla çok bağlıyız birbirimize. Bir araya geldiğimizde de çok eğleniriz. Annemle babam ben 6 yaşındayken boşanmış olsa da aile bağlarımız kopmadı.

İSTEDİĞİNİ ELDE EDENE KADAR HER ŞEYİ YAPAN BİR ÇOCUKTUM

Mutlu bir çocuk muydunuz?

Mutlu, şımarık ve çok yaramaz. (Gülüyor) İstediğini elde edene kadar her şeyi yapan bir kız çocuğu düşünün. Bu tabii ki anne baba boşanmasının travması olmadı demek değil. O süreçler çok zorlayıcı oldu ama yine de hep birlikte güzel bir şekilde üstesinden geldiğimize inanıyorum.

Nasıl bir anne-baba?

Annem deli dolu bir kadın. Enerjisi yüksek ve inanılmaz bir vizyona sahip. Annem babam çok genç yaşta evlenmişler. Onun için de sürdürememişler. Beni de üvey babam (Kenan Erçetingöz) büyüttü. O yüzden üvey demek bana onu anlatırken yanlış geliyor aslında. Bende sevgisi, emeği çok.

Bayramlar nasıl geçerdi çocukluğunuzda?

Üvey babam inanılmaz kuralları olan, değer yargıları yüksek ve geleneklerine sadık biri… O dönem sıkıcı gelse de şu an değerini anlıyorum. Bayramları tam adabıyla yaşatırdı bize. Jenerasyon olarak bayramları bayram gibi yaşayan son dönem olabiliriz biz aslında.

İSTEDİĞİN KADAR GÜZEL OL YETENEĞİN YOKSA OLMAZ

Başarınızın ne kadarını güzelliğinize, ne kadarını yeteneğinize borçlusunuz?

İkisi birbirini destekliyor aslında ama yetenek en önemlisi. İstediğin kadar güzel ol, yeteneğiniz yoksa oyunculuk sektöründe ilerleyemezsiniz.

Çok izlenen dizilerde başroldesiniz. Reytinginiz yüksek, dergilere kapak oluyorsunuz... Bunlar hayatınızda neleri değiştirdi?

Ailemin mesleği sebebiyle bu hayatın içinde doğdum ama ben hep kendi başarımla, emeğimle, yeteneğimle bir yerlere geldim. Destek almadan bunu başarmış olmak tarif edilemeyecek kadar güzel ama götürdüğü şeyler de oldu. Tanınan biri olmak size her zaman tetikte, her zaman güçlü olmanız gereken durumlar getiriyor. Her şeyiniz planlı olmalı. Bu da benim gibi her şeyi duygularıyla yaşayan biri için zorlayıcı oluyor.

Saçlarınızı kazıttığınız ‘Peri Masalı’ çok iddialı bir işti. Peki, işinize olan aşkınızı daha ne kadar ileriye götürebilirsiniz sizce?

Ben hiç başkalarıyla değil hep kendimle yarıştım, kendime meydan okudum. O yüzden içinde olmak istediğim bir projede kendimi bayağı bir zorlayabilirim.

‘Öpüşmem, sevişmem’ gibi kurallarınız var mı? Bir nevi ‘Türkan Şoray kuralları’ yani?

Sahne gerektiriyorsa, duygusuna inanmışsam, senaryoya güvendiysem rolüm için kendi sınırlarımı aşarım.

HEP GÜZEL VE ÇEKİCİYDİM BU KONUDA ŞANSLIYIM

Hep bu kadar güzel ve çekici miydiniz?

Evet, hep öyleydim. Bu konuda şanslı insanlardanım. O yaşlardayken çok anlamıyordum ama şans olduğunu sonradan anladım.

Oyunculuk ne zaman kanınıza girmeye başladı?

Kendi bildim bileli… Başka bir meslek hiçbir zaman düşünmedim. Ve ilk tiyatro performansımda, ilk kamera karşısı deneyimimde doğru duyguda olduğumu anladım. “Benim nefes aldığım yer sahne” dedim.

Yakında vizyona girecek filminiz ‘7 Melek’ ne anlatıyor?

‘7 Melek’,15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşen 7 kadın polisimizin hikayesini anlatıyor. Ankara’da çektik. Hayat verdiğimiz şehitlerimizin arkadaşları bize silah eğitimi verdi. Aileleri sete ziyarete geldi. Duygusal olarak çok zorlayıcıydı. İliklerimize kadar hissettik.

Dışarıdan mesafeli ama oldukça da mütevazı görünüyorsunuz. Gerçekte nasılsınız?

İnandığım doğrular konusunda çok ısrarcıyımdır, kimse bana aksini yaptıramaz. Durumuna göre davranmak, nabza göre şerbet vermek asla yapamayacağım bir şeydir. Ufacık şeylerden mutlu olup ufacık bir şey için de her yeri ateşe verebilirim. Etrafımdakiler bazen benim için “Burnu yere düşse almaz” derler. Gururum çok ön plandadır, genel olarak çok eğlenceliyimdir ama tersim de fırtına estirir.

AŞKIN ZORLAYICI YANLARINI DA SEVERİM

Aşk size ne ifade ediyor?

Aşk her şey, derin bir tutku. Her duyguyu yüksek yaşama hali. Sınırlarını zorlamak, kurallarını bozmak bazen. En güzeliyse, aşk insana kendinin başka hallerini keşfettiriyor.

Kolay aşık olur musunuz peki?

Çok zor. Zaten aşk öyle kolay yakalanabilecek bir duygu değil. Ama sihri de burada bence.

Şu an aşık mısınız?

Ben her zaman aşığım. Aşksız yapamam. İşime aşığım, köpeklerime aşığım. Ben aşka aşığım, motivasyonum aşk benim.

Peki, “Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk” cümlesine ne dersiniz?

“Ölelim o zaman” derim. Şaka bir yana, aşkın zorlayıcı yanlarını seviyorum. Aşkın verdiği huzur kadar kavgası da önemli. O ilişkinin ne kadar sağlam olduğunu gösteren alandır kavga.

TEKRAR EVLENEBİLİRİM BÜYÜK KONUŞMAK İSTEMEM

Peki, tekrar evlenir misiniz?

Bu konularda büyük konuşmayı sevmiyorum.

Son dönemde kadınlar maruz kaldıkları şeyleri çekinmeden anlatıyor. Siz de bazı projelerinizde şiddete değindiniz. Kendi hayatınızda hiç şiddete maruz kaldınız mı?

Çok şükür öyle bir şey yaşamadım. Kimsenin de yaşamamasını diliyorum, şiddetin her türlüsüne karşıyım.

Oyunculuk mesleğinde peki?

Yaşarken farkına varamamış olsam da sonrasında psikolojik şiddete maruz kaldığımı anladığım anlar oldu… Ama baş ettim, pes etmedim