Aşkta bile kontrolümü kaybetmem
Kendini şanslı bulduğunu, istediği her şeyi kendine çektiğini söylüyor. “Ben bir şeyi kafama koyduysam onu gerçekleştirmekten başka seçenek kalmıyor bana” diyor. ‘Adı Efsane’, ‘Şahsiyet’ gibi hep başarılı projelerde yer aldı. Şimdi de ‘Şımarık’ filminde Kerem Bürsin ve Ahmet Mümtaz Taylan gibi isimlerle beyaz perdede. Eda Şölenci’yle hem kendi hikayesini hem de yeni filmini konuştuk.
Oya Çınar Röportajı / Fotoğraflar: OZAN GÜZELCE
‘Güneşin Kızları’, ‘Adı Efsane’, ‘Şahsiyet’ gibi çok iyi işlerde izledik seni. Şimdi de ‘Şımarık’ta sinema seyircisiyle buluştun. “Az zamanda çok iş başardım” diyor musun?
Dışarıdan bakınca her şeyin çok güzel olduğunun farkındayım ama ben normalde üç gün evde dursam deliren biriyim. Sürekli daha çok çalışmanın, daha çok öğrenmenin, daha fazlasını yapmanın peşindeyim. O yüzden ‘Neler yaptım?’ demem hiç, ‘Daha neler yapabilirim?’ derim. Ama her zaman kendimi şanslı bulurum. Bir şeyi çok istediğimde evren benimle hareket ediyor gibi hissediyorum. Roma hikayem de öyle mesela.
Roma’ya ne için gitmiştin?
Ben İstanbul Üniversitesi’nde İktisat okudum. Pandemi döneminde setler durunca bu süreçte kendime ne katabilirim, yeni ne yapabilirim diye düşünürken master eğitimi için Roma’ya gitmeye karar verdim. Bir fotoğrafa bakıp, ‘Ben seneye o fotoğrafın içinde olacağım’ dedim ve gerçekten öyle oldu.
Bu nasıl nokta atışı bir manifestleme?
Bu konuda gerçekten iyiyim galiba. İki yıl orada kaldım. İlk yıl epey zorlandım. Yeni bir ülke, yeni bir kültür… İngilizce konuşmaya da pek meyilli değil İtalyanlar. İkinci yıla girerken alışmıştım hepsine ama bu kez de ‘Şahsiyet’ projesi başladı.
BİR ŞEYİ İSTERSEM ONU GERÇEKLEŞTİRMEK TEK SEÇENEĞİM OLUYOR
‘Şahsiyet’e nasıl dahil olmuştun?
Benden bir iş için audition istenmişti. ‘Şahsiyet’ olduğunu bilmiyordum bile. Sonra bunu öğrendiğimde şok geçirdim hatta. ‘Nasıl yani, bildiğimiz Şahsiyet mi? Haluk Bilginer’li olan mı?’ dediğimi hatırlıyorum. Sonra şartlarda anlaşınca bir şekilde geldim. Dizi bitince de tekrar dönüp okulumu bitirdim. Ben bir hedef koyunca onu yapmamak gibi bir seçenek kalmıyor benim elimde. Onu bir şekilde tamamlıyorum, sonuca erdiriyorum.
ANNE TARAFIM MAKEDONYA GÖÇMENİ
Tam adın Eda Dunisa. Dunisa nereden geliyor? Aslen nerelisin?
Annemin soyadı. Ben yedi-sekiz kuzenle büyüdüm. Kuzenlerimin hepsinin soyadı Dunisa’ydı. Çok hoşuma gidiyordu, onu kendim aldım. Anne tarafım Makedonya göçmeni.
Haluk Bilginer, Ahmet Mümtaz Taylan gibi isimlerle oynadıktan sonra, bir projeye girerken oyuncuların kim olduğuna takılır hale geldin mi?
Hiç takılmam, iyi isimler olursa tabii ki çok mutlu olurum. Ben genelde hikaye odaklıyım. Ama tabii ki Haluk Bilginer’i ilk duyduğumda elim ayağım titremişti. Onu da o projeden birkaç yıl önce bir röportajda söylemiştim. ‘Haluk Bilginer’le oynamayı çok isterim’ diye.
Her istediğini hayatına çekme gücünden etkilendim gerçekten. Bunu nasıl başarıyorsun?
Kesinlikle bilerek yapmıyorum; söylüyorum ve unutuyorum hatta ama sonra onu yaşıyorum gerçekten. Bunu çok deneyimliyorum hayatımda.
Ve şimdi ‘Şımarık’ filminde sinema seyircisiyle buluştun. Nasıl bir deneyimdi senin için?
Çok güzel bir setti. Herkes tamamen keyifle işini yapmaya odaklıydı. Çok hevesle yer aldığım bir proje oldu. Sultan Süleyman döneminde Kerem Bürsin’e yeni bir dünya yaratılıyor ve Kanuni dönemine gönderiliyor. Şımarık, parası olmayan bir adam, orada hayatı yeniden öğreniyor. Benim karakterimin adı yine Eda’ydı.
MÜKEMMELİYETÇİYİM EN İYİSİNİ YAPMAYA ÇALIŞIRIM
Şan dersleri alıyorsun sanırım. Müzikle nasıl bir ilişkin var?
Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Çok belirgin bir amacım yok ama kendimi geliştirmek istiyorum. O konuda da biraz mükemmeliyetçiyim sanırım. Bazen hocam ‘Çok güzel oldu bu Eda, paylaş bunu’ diyor. Ben en küçük şeye takıldığım için paylaşmıyorum. Zaten bir yandan oyunculuk eğitimim de devam ediyor. Esin Doğan’dan ders alıyorum.
Çok istediğin bir şeyden seni ne vazgeçirir?
Bir şeyi gerçekten istiyorsam mutlaka peşinden giderim ve kolay kolay bir şey beni vazgeçiremez.
ŞIMARIK BİR ERKEKTEN ASLA ETKİLENMEM
Filmin adından yola çıkarsak, şımarık bir adam sana ne hissettirir? Böyle birine romantik ilgi duyabilir misin mesela?
İmkansız! Büyük konuşmayayım ama gerçekten çok zor. Ben kendi ayakları üzerinde duran biri olarak, bunun tersi bana asla normal gelmiyor. Bir de ben o disiplinle büyüdüm. Çok küçükken bile istediğim bir şeyle ilgili annem hep, ‘Lütfen kendin yapar mısın!’ diyerek yetiştirdi beni. Böyle olunca yetişkin olup hayata karıştığında, her şeyini kendin halleden biri oluyorsun. Kendim böyleyken şımarık, ayakları üzerinde durmayan birini birey olarak bile göremem.
Aşk tarifin ne? Şu an aşık mısın?
İnsanlar genelde aşkı kendini kaybetme hali olarak tanımlıyor. Öyle bakınca buna cevap vermekte zorlanıyorum. Benim mantığım hep devrededir çünkü. Hep uzun süreli ilişkilerim olur. Şu anki erkek arkadaşımla da bir buçuk yıldır birlikteyiz. Çok seviyorum ve mutluyum. Belki benimki gerçek aşk. Ama aşka ille kendini kaybetmek deniyorsa ben o kişi değilim. Kontrollüyümdür her zaman.
Nasıl biri sende asla ilgi ve merak uyandırmaz?
Bir şey öğrenmem, ona bir şey vermem, ondan bir şey almam gerekiyor. Benim hayatıma dokunamayan ya da hayatına dokunamadığım biri bende ilgi uyandırmaz. Herkese saygı duyarım ama böyle biri benim için asla bir partner seçimi olamaz mesela. Bir de güven benim için çok önemli.
Güveni nasıl tanımlıyorsun?
Her şeyi kapsıyor. En basit şeyden en uç şeye kadar. Mesela bir ilişkide olabilecek en kötü şey aslında onu sevmemeye başladığın yerdir. Bu bile olsa ben bunu ondan öğrenmek isterim. Başkasından öğrenirsem orada sorun çıkar.
KISA KISA…
Kıskanç mısın? Ya da seni ne kıskandırır?
Kıskancım ama gereksiz çocukça kıskançlık yapmam. Bende bir sınır vardır; orası geçilmese iyi olur. O sınır geçilirse kartlar yeniden açılır.
Kendinle sevgili ya da evli olsan kendinden ne sebeple ayrılırdın?
Tam o bahsettiğim sınır geçilince dilim çok keskin ve yaralayıcı olabiliyor.
Bir erkekte en tahammül edemediğin özellik ne?
Plansızlık, boşluk… Boş ve amaçsız birine tahammül edemem.
Fiziksel olarak ilk neye bakarsın?
Ben uzun boylu erkekleri severim.
Kötü dişler, kötü koku…
Kulağına küpe olan o anne öğüdü?
Nereden geldiğini hiç unutma
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Başak, Akrep, Balık ve diğer burç yorumları
- Şerbetini yapıp bardak bardak için! Kan şekerini dengeliyor: Günde 1 bardak tüketince damarları genişletiyor
- Faydalarını duyan pazara koşuyor! Demir, kalsiyum ve potasyum deposu: Bağışıklık sistemini adeta kalkan haline getiriyor
- Ebru Şallı'dan gençleştiren tarif! 3 malzemeyi karıştırmak yetiyor: Göz altı morluklarını silip sürüyor, kazayaklarını santim santim açıyor
- 40 yıllık yufkacının yufka tarifi! Evde yufka nasıl yapılır? Pratik yufka tarifi