Aşkta ve savaşta her şey mübahtır

Çok etkileyici bir ses tonu var. “Aynı zamanda seslendirme sanatçılığı yapıyor kesin” dedim ama henüz böyle bir deneyimi olmamış. Güler yüzlü ve çok sakin görünüyor. Şu sıra ekranda çok sempatik bir imam rolüyle izliyoruz. Yakında da tek kişilik bir tiyatro oyunuyla sahneye çıkmaya hazırlanıyor. Fatih Gühan’ı daha yakından tanımak istedik.

BENİ DÖVMEKTEN YORULURSUNUZ YİNE DE PES ETMEM

Televizyon tarihimizin gördüğü en entrikalı hikayelerden birine dahil oldunuz. “Ben neyin içine düştüm böyle?” diyor musunuz?

Bazen seyirci gözüyle, ‘Off! Ortalık çok karışık!’ diyorum ama benim karakterim şimdilik daha sakin bir yerde duruyor. Son bölümde İlhami için durumlar biraz karışsa, ufak ufak tutuşsa da o yangın İlhami’yi yakmadı henüz. (Gülüyor) Diziye dahil olmadan önce de hep saygıyla, ‘Ya ne acayip bir iş yapıyorlar’ diyordum.

İmam İlhami’yi karakter olarak nasıl buluyorsunuz? Arkadaş olabilir miydiniz mesela onunla?

Ben onunla arkadaş olmayı çok isterim ama o benimle ne kadar ister, onu bilmiyorum. İlhami’ye hayranlık duyuyorum. Karakter için daha çok tasavvuf üzerinden yola çıktım. Hem kültürümüze daha yakın buluyorum. Hem de hikayede İlhami’nin durduğu yer olarak bunu daha doğru buluyorum.

İLHAMİ, SORU SORMAKTAN ÇEKİNMEYECEĞİNİZ BİR İMAM

Gerçek hayatta insanlar imamlardan biraz çekinebilir, onlara karşı daha kontrollü olabilir ama İlhami çok nahif ve güler yüzlü…

Din adamları, imamlar elbette biraz otorite olarak kabul edilir, gidip akıl danışılır onlara. Ama İlhami daha davetkar, her şeyi gülümseyerek söyleyen bir imam figürü. Bu da bana zaten daha yakın ve doğru geliyor. Mesela İlhami’ye soru sormaktan çekinmezsin.

Nursema İlhami’ye aşık. Firaz, Nursema’ya… Peki, İlhami de zamanla Nursema’ya aşık olacak mı?

Bunu ben de merak ediyorum çünkü senaryo henüz bana da fısıldamadı bunu ama bildiğim şu var; İlhami travmatik bir şekilde geçmişte, trafik kazasında düğün günü eşini kaybetmiş ve bu yüzden gönlünün kapıları tamamen kapalı. Son bölümde Nursema cesurca o kapıyı omuzladı aslında biraz ama o kapının arkası şu an epey yüklü.

BİLE BİLE ATEŞE ATLARIM

Aşka bakışınız nasıl? Aşık olan Fatih’le aşık olmayan Fatih arasında çok fark var mı?

Var, aşık olanın aklı başında değil ki zaten, tamamen saçmalıyor. (Gülüyor) Öbür Fatih gelse aslında ona yardım edecek, yol yordam gösterecek ama ben aşkta kontrollü değilim, olmak da istemem. En azından bu duyguda hep amatör kalmayı tercih ederim. Bile bile ateşe atlar mesela aşık olan Fatih.

Romantik ilişkide ne olunca dönülmez akşamın ufku olur orası?

Yalanı, kandırılmayı kaldıramam.

Siz o konuda dikkatli misiniz?

Olabildiğince… Hiç beyaz yalan bile söylemem diyemem. Gerçeği öğrense bana olan güvenini kaybetmeyeceği ölçüde beyaz yalan söylediğim durumlar olur ama onun güvenini kıracak bir yalan söylemem.

Herkes ilişkide güven duygusunu kaybettiğini söylüyor. Siz kolay güvenir misiniz?

Eskiden ben de zor güvenen biriydim, vardı öyle bir yanım ama onu artık aştığımı düşünüyorum. Bir de güven verilen bir şey bence. Karşı tarafta bir sorgulama görürsem mutlaka önce kendimi sorgularım. ‘Ona böyle düşündürecek ne yaptım acaba?’ diye düşünürüm ama kendimi de dövmeden, kendime çok haksızlık etmeden…

‘AŞKTA VE SAVAŞTA HER ŞEY MÜBAH’ DİYENLERDENİM

Gerçek hayatta bir aşk üçgeninin ortasında kalsanız, duygunuzu içinize mi gömerdiniz arkadaşınızı üzmemek için yoksa aşkın arkasında mı dururdunuz?

Ben aşıksam o riski alırım, cesur davranırım. Aşkta ve savaşta her şey mübah diyenlerden olurdum galiba çünkü aşkta gözüm karadır. Kendimi çabuk yakarım. O duyguya teslim olurum.

Aklı fikri hep oyunda olan bir çocukmuşsunuz. Büyüyünce ne değişti? Şu an aklınız fikriniz nerede?

Hâlâ oyunda. Oyun deyince benim aklım başımdan gider ki en nihayetinde de oyuncu oldum. Ama İstanbul’a tamamen yerleştiğimden beri daha temkinliyim sadece. Her oyuna atlamıyorum.

Sizce insan değişiyor mu yoksa neysek hep aynı mı kalıyoruz aslında?

Ben çok değiştiğimi düşünüyorum, bence herkes de değişmeli. O, oyun deyince aklı başından giden çocuğu hep koruyorum, kolluyorum ama eskiden çok köşeliydim, çok diretirdim birçok konuda. O geçti artık mesela… Daha esnedim. Hayat bazen vura vura bazen tatlı tatlı onu öğretiyor size zaten.

Muhafazakar ya da çok gelenekçi yanlarınız var mı?

Var. Anneciğimin öğütlerine hep kulak veriyorum. O bir şey deyince onu yapmazsam içim rahat etmiyor. Israrla korumaya çalıştığım taraflarımdan biri de bu.

GELENİ KABUL ETTİĞİM BİR DÖNEMİMDEYİM

Çoğu insan büyük bir gelecek kaygısı yaşadığını söylüyor. Siz iç dünyanızda nasıl hissediyorsunuz?

Mesleğe ilk başladığım zamanda çok vardı o. Varoluşsal sorgulamalar, şimdi ne olacak hezeyanları ama bir süredir daha huzurluyum. Dönem dönem yine oluyor, hiç olmaması imkansız zaten. Ama genel olarak daha geleni kabul ettiğim bir dönemimdeyim.

İnatçı yanınız hâlâ baskın ama galiba?

Ona yapacak pek bir şey yok. Benim inat ettiğim bir konuda kaybetme ihtimalim yok çünkü karşı taraf beni dövmekten yorulup pes eder. (Gülüyor) Öyle diyeyim size. Ben o kadar inatçıyımdır. Yani iğneyle kuyu kazarım, hiç vazgeçmem. Yeter ki bir şeyi sevip gerçekten isteyeyim.

HATAY’DAKİ DEPREMZEDE ÇOCUKLARLA OYUN OYNUYORUZ

Tüm bu yoğunluğun arasında bir de oyun hazırlığı içindesiniz sanırım?

Evet; tek kişilik bir oyun hazırlığım var şu an. Dizi yoğun gittiği için biraz yavaş ilerliyoruz ama yeni sezona mutlaka yetiştirmeyi planlıyoruz. Bir taraftan da elimden geldiğince sosyal kuruluşlarla güzel işler yapmaya çalışıyorum. Hatay’a gidip depremzede çocuklar için oyun oynuyoruz.

KISA... KISA

Paralel evren gerçekten olsa ve biz orayı görebilsek, Fatih nerede, ne yapsın isterdiniz?

Yazar olsun isterdim. Çok iddialı değilim ama elim biraz kalem tutar. Yazmayı çok severim.

En sevdiğiniz hayvan ne?

Kırlangıç. Kandırması kolay değildir. Yem atarak kandıramazsın mesela kırlangıcı. Pek tamahı yoktur bir şeye. O halini etkileyici bulurum.

Kolay ‘hayır’ diyebilen biri misiniz?

Karşımdakinin kim olduğuna bağlı. Çok sevdiğim, değer verdiğim birine asla ‘hayır’ diyemem.

Bir süper gücünüz olsa, ne yapabilmeyi isterdiniz?

Görünmez olmak isterdim. Bazen sessizce kaybolup gitmek istediğim oluyor bazı ortamlarda.

En sık duyduğunuz iltifat ne?

Aa, sesiniz ne kadar güzelmiş…

Fiziksel olarak bir kadında ilk neye bakarsınız?

Gülümsemesi önemlidir benim için. Gülme şeklinden bir insanın sahte mi gerçek mi olduğunu anlarım genelde. Ne kadar dürtüsel, ne kadar kontrol edebiliyor, ona dikkat ederim mutlaka.

Başlayınca durması zor olan bir şey?

Kötü şeyler geldi aklıma yaa… Bazen olur ya, şarjın yüzde bir olur, yağmur yağar, taksi bulamazsın… İnsanı yoran anlar.