Biz her şeyi başarıyoruz ama düzgün ayrılmayı başaramıyoruz
Oyuncu, yönetmen, yazar Müfit Can Saçıntı, 22 yıllık evliliğini geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız noktaladı. "Hayallerimiz ayrıştığı için boşandık" diyen Saçıntı, insanın işler daha da kötüye gitmeden ayrılmayı bilmesi gerektiğini söylüyor.
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
Müfit Can Saçıntı, namıdiğer ‘Mandıra Filozofu’nun oynadığı filmlerde verdiği mesajlar o kadar benimsendi, o kadar sevildi ki onu ciddi ciddi filozof ya da bilirkişi sananlar var. En son şahane mesajlar verdiği tek kişilik oyunu ‘İtiraz Ediyorum’ sinemaya uyarlanarak vizyona girdi, çok da sevildi ama Müfit Can Saçıntı istediğini alamadığını, bu nedenle maddi olarak battığını söylüyor. Özel hayatında da zor günler geçiren oyuncuyla buluştuk ve hayatında neler olup bittiğini konuştuk.
EVLİLİK BİR KURUM 20 YILDA EMEKLİ OLMAMIZ LAZIM
Nasılsınız, nasıl geçiyor yazınız?
Aşırı sıcaklar dışında pek bir problem yok. Gayet iyiyim. İşler devam ediyor. Sağlık çok önemli, o yüzden herkes kendine iyi baksın. Ben öyle yapmaya çalışıyorum. İşimde gücümdeyim, çalışıyorum.
Hani siz çalışmaya karşı olan bir filozoftunuz?
Konfüçyüs, “Sevdiğiniz bir işi yaparsanız, bir gün bile çalışmış sayılmazsınız” demiş. Ben de sevdiğim işi yapıyorum ve beni çalışmış saymanıza itiraz ediyorum.
Tek kişilik oyununuz ‘İtiraz Ediyorum’u sinemaya uyarladınız ve vizyona girdi. Dönüşler sizi mutlu etti mi?
Umduğum gibi olmadı. Vizyona girmeden çıktı desek yeridir. Che Guevara diyor ki “Her yenilgi bir okuldur.” Bu sözü çok seviyorum. Ama ben bu okuldan artık mezun olmak istiyorum çünkü sürekli bütünlemeye kalıyorum. (Gülüyor)
Çok da seviliyorsunuz aslında, neden öyle oldu?
Çünkü önce kendimin gazına geldim. 2019’da başlamışız bu gösteriye, tam 5 yıl olmuş. Pandemiden önce 105 Avrupa şehrindeydi. Türkiye’mizin birçok iline gittim. Tam bitirecektik. Ben de hani ileriye kalsın diye bunu kayıt altına alalım dedim. Belki dijital platformalara veririz, olmazsa en kötü YouTube’a koyarız…
GİDEREK HAYALLERİMİZ AYRIŞTI O YÜZDEN BOŞANDIK
Yakın bir zamanda boşandınız hem de sessiz sedasız, ne oldu?
Halbuki bu sektörde olunca ilan etmeliydim değil mi? Bana yanlış geliyor bu. 22 yıllık bir evlilikti bu. Gayet de güzeldi ama boşandık. Bir ödül gecesine gittim, gazeteciler mikrofon uzattı. Önce sanat sepet sordular. En sonunda da “Neden boşandınız?” dediler. Tabii ki o 21 soru atılmış, sadece boşanma kısmı kaldı.
Onca yıl iyi giden evlilik ne oldu da bir anda bitti?
Bir anda değil aslında. Bak evlilik ciddi ve ağır bir kurum. Ama bu bir kurumsa bunda emeklilik de olması lazım. Bir bankada olsaydım 20 yılda emeklilik geliyordu. 22 yıl bir kurumda emek vermişim, bence oradan da emekli olunması lazım. Sonra bana yorum yapmış bir yığın insan, “Gerizekalı ikramiyeyi maaşı nereden alacağız?”diyorlar. Aslında ikna olmuşlar ama maaşı nereden alacaklarını soruyorlar.
Peki, neden boşandınız?
Eski eşim şahane bir insandı ama giderek hayallerimiz ayrıştı. İnsanlar bunu anlamıyorlar. İlle altında başka şeyler arıyorlar. Hayallerin ayrışmasından daha geçerli bir sebep olabilir mi?
TÜRK İNSANI DÜZGÜN AYRILMAYI BİLMİYOR
Hangi hayalleriniz ayrıştı?
Eşim benden 7 yaş kadar küçük, şehirde doğmuş büyümüş, hayatında sadece benimle iki kez köyü görmüş. Benim yaşım ilerliyor artık ve ben istiyorum ki filmdeki gibi bir hayat süreyim. Yaşlandım. Sakin bir kasabaya yerleşeyim diyorum.
Ortada bir yerde buluşsaydınız?
Bazen işler daha kötüye gitmeden insanlar yollarını ayırmalı. Biz Türk insanları her şeyi başarıyoruz ama ayrılmayı başaramıyoruz. Hem evlilikte hem sevgililikte hem iş hayatında… Düzgün ayrılmayı beceremiyoruz. “Biz aileyiz”diyenler birbirine giriyor. Ben o noktaya gelmek istemedim.
Resmen filmin kehaneti sizi bulmuş ya da siz çok etkilenmişsiniz sanki… Siz kendinizi ‘Mandıra Filozofu’na ne kadar benzetiyorsunuz?
İkimiz de pelteğiz. Hahaha! Esprileri, abartıları çıkartırsak geriye kalan temel düşüncelerine katılıyorum. Zaten filmin senaryosunu yazan üç yazardan biriydim. Kendi yazdığım bölümlere kendimden çok şey kattım.
YENİLE YENİLE YENMEYİ ÖĞRENECEĞİM
Sonra nasıl sinemada gösterime girme fikri geldi?
Düşündüm, sinemalar zor durumda, bütün iyi yapımlar sinema öncesi platformlara gidiyor, ben de bunlara vermeden önce sinemalara sembol olarak girmek istedim. Yola güzel düşüncelerle girdik, 103 salonda girdik gösterime ama benim bir gösteride, bir seansta topladığım seyirciye bile ulaşamadık.
Üzüldünüz mü çok?
Üzülmedim desem yalan olur ama tecrübe dedik. Fakat orada battım. Çok büyük paralar olmasa da yine ben harcadım. Ve hep batıyorum bu noktada. İnşallah yenile yenile bir gün yenmeyi öğreneceğim.
Çok seviliyorsunuz çok da başarılısınız ama stratejik olarak kariyer yönetiminizi yanlış mı yapıyorsunuz acaba?
Ya birilerinin bunu denemesi ve ara ara batması lazım. Cesaret önemli. Sonuçta sinemada da denemek lazımdı. Olmadı ama hep olmayacak diye bir şey yok. Bu risk. Sonuçta ben sürekli kendime durumlardan vazife çıkarırım.
Zararınız büyük mü?
Bana göre büyük, ama Ali Koç’a göre değildir. Bütçe meselesi. Şu an bir film çekmeye çalışsan zaten en mütevazı film 5-6 milyondan aşağı değil. Çok iyi film 15-20 milyon. Benim o kadar milyonlarım yok, gücüm de yetmez zaten. 400 bin kadar zararım oldu. Benim için çok büyük rakam. Birilerine göre çerez parası.
PEMBE YALANLARIM VARDIR
Yalan söyler misiniz hiç? Pembe yalanlarınız var mıdır?
Umut benim pembe yalanım. İnsanın hiçbir şeyi olmasa bile yaşaması için umudu vardır. Onu kırmamak adına zaman zaman pembe yalanlar söyleyebiliyorum.
“Para kazanmak için hayatı harcıyoruz. Ama para harcayarak hayatı kazanamıyoruz” demişsiniz. Biraz açar mısınız bunu?
Bunun bir de farklı bir versiyonu var. Para kazanmak için sağlığımızı harcıyoruz. Sonra sağlığımızı kazanmak için paramızı harcıyoruz. Kapitalist sistemlerde böyle maalesef. Ama mecburuz da. Bana bazen kızıyorlar. “Hem paraya karşıyım, kapitalizme karşıyım diyorsun hem de kapitalist sistemde yer alıyorsun” diye. Ya ben bir kere bu dünyanın içine doğdum. Ben mi seçtim bunu?
Siz tam olarak anlaşılamıyorsunuz galiba?
Tam da öyle! Kapitalizmi istiyor musun diye bir referandum yapıldı da benim mi haberim olmadı. Biz bunun içine doğduk, ben de bunun sıkıntılarını anlatıyorum. Bunun neresi çelişki? Bir adam bataklığa doğmuş, ‘imdat kurtarın beni’ diye sesleniyor, biri de el uzatacağına diyor ki, “Hem bataklıktasın hem bataklığı eleştiriyorsun. Ben de kapitalizm denilen bataklığa doğdum, o nedenle eleştiriyorum. Kutuplarda yaşasam eleştirmezdim.
“Lüks bir hayat yaşayıp kapitalizm düşmanlığı yapan şovmen” demişler sizin için. Buna cevabınız ne?
Benim mal varlığımı arayıp bulan, o lüks yaşantımı gören birini bulanla, o bulduğu lüks yaşantımı paylaşmak istiyorum. Kadınsa evlenirim, erkekse kanka olurum.
- Uzmanı açıkladı: Vücuda girdiği an doğal antibiyotik etkisi gösteriyor!Kandaki enfeksiyonu dışarı atıyor, gribi ilaçsız tedavi ediyor
- Evde kalıcı oje çıkarmanın pratik yolu! 10 dakikada ojeyi silip süpürüyor: İz bile bırakmıyor
- Kaşık kaşık yiyoruz ama beyni eritiyor: Her mutfakta var, ömürden 10 yıl götürüyor, demir eksikliğinin asıl sebebiymiş
- Tek başına ecza deposu: Akciğerleri temizliyor, öksürüğü kesiyor!
- Patır patır dökülen kaşları durduruyor! Tek bir damlası bile yetiyor