Cemal Hünal: Çocuğumuz dışarıda büyüyor, öylece çamura bırakıyoruz
Haftalarca kötülükleriyle izleyicinin nefretini kazanan, son bölümde tövbe edip milyonları şaşırtan Diriliş Ertuğrul'un Ares’ini canlandıran Cemal Hünal Hürriyet'e konuştu
27 Şubat 2018 , Salı 08:47
Komutan Ares hikayede giderek sivrildi, giderek çıldırdı sanki...
- Hikayenin onu götürdüğü yerde adam yavaş yavaş şizoidleşmeye başladı değil mi? Başarısızlık üstüne başarısızlık, başka ne beklenir?
'ARABANIN KAPISINI AÇIP POĞAÇA VERİYORLAR'
Sokakta tepkiler nasıl? Ares düşmanları canınızı sıkıyor mu?
- Çok değişken diyebilirim. Göz teması kurana kadar ciddi olumsuz tepkiler aldığım oldu. Ama göz teması kurunca özür dileyen de çıktı. Beykoz Kundura’ya giderken mesela, trafikte duruyorum, arabanın kapısını açıp sıcak poğaça, çay falan veriyorlar. Böyle güzellikler de yaşıyorum kimi zaman.
'DÖRT MEVSİM AT YIKAMAYI SEVİYOR'
7 yıl önce Lale Cangal’la nikâh masasına oturdunuz. Nasıl gidiyor ev hayatı? Oğlunuzla kim ilgileniyor?
- Aile hayatı iyi ya, hatta harika... Çocuğu da dışarılarda büyütüyoruz, çamura bırakıyoruz öylece... Çok seviyor. Dört mevsim at yıkamayı seviyor. Evde kedi var, köpek var, kuşlar var, hep hayvanlarla iç içe. Rahat, mutlu, keyifli bir çocuk. Bakıcımız yok. Her şeyi eşimle beraber biz hallediyoruz.
Bakıcı olmamalı mı?
- Mümkünse olmamalı. Biz yapabiliyorsak, herkes yapabilir. Biz Lale ile ciddi ciddi çok sıkı bir mesai paylaşıyoruz, orası kesin. İşim bitiyor, “zzzt” eve koşuyorum.
Lale Hanım’ın temposu ne durumda?
- Kendi mücevher markasını kurdu o da. Evde sürekli kalıplar yapıyor. Benim set günlerime göre ayarlıyor işlerini.
Bir gün bir Türk filmi Oscar alır mı dersiniz?
- Tabii. Samimiyetle yaptığımız ilk işte alırız hem de.
Samimiyetten kastınız ne?
- Benim Los Angeles’ta bir drama hocam vardı, derse iki dakika geç kalanı sınıfa almazdı. Dersleri 90 dakikada bitmez, 4.5-5 saatlik seminerler halinde olurdu. Sınıftan çıktığın takdirde de bir daha o derse giremezdin. Korkunç bir adamdı. Ama söylediği her kelime kıymetliydi. Yaptığı mesaiye inanılmaz bir saygısı vardı, aynısını da bizden beklerdi. Ondan çok şey öğrendim. Bir gün 200 kişilik sınıfa döndü, “Buradaki yabancı sinema öğrencileri elini kaldırsın” dedi. Herhalde sınıfın 140’ı falan yabancı bu arada. “Ne diyecek acaba” diye beklerken, bizi avaz avaz azarlamaya başladı.
Ne hakla, neden?
- Ama haklıydı. Dedi ki “Sinema öğrenmek için niye buraya geldiniz? Biz zaten buradaki hikayeleri tükettik. Son iyi filmi 1986’da çektik. Ondan beri temcit pilavı gibi çeviriyoruz. Bizde asla olmayan hikayeler, asla olmayan dünya görüşleri, asla olmayan manzaralar ve gözler sizde. Biz onları ararken siz bizim neyi nasıl yaptığımızı öğrenmek için kalkıp buraya geliyorsunuz. Salak mısınız? Defolun gidin ülkenize, kendi hikayelerinizi anlatın ve onları bize satın”...
Hikayeyi mi iyi yazamıyoruz, yoksa çektiğimiz işleri mi iyi satamıyoruz?
- Çok iyi hikayeler yazıyoruz. Türk sinemasının daha başarılı olması için yapmamız gereken, setlere daha uzun vakit ayırmak. Hazırlığa daha uzun vakit ayırmak. Oyunculara biraz daha vakit ayırmak. En çok da senaryoya vakit ayırmak.
'ASİ'NİN SETİNDE MURAT YILDIRIM’I ÇILDIRTTIM'
Bugüne kadar size en çok hangi rol keyif verdi? Kim olmayı daha çok sevdiniz?
- Çalıştığım her işten keyif aldım. Aynı şekilde iyisiyle, kötüsüyle birlikte çalıştığım her oyuncudan... Kötülerinden daha çok şey öğrenmişimdir hatta...
Öne çıkan hiçbir iş yok mu?
- Açıkçası bugün olduğum yerin önemli bir kısmını “Asi” dizisine borçluyum. Nur Sürer, Çetin Tekindor, Tuncel Kurtiz, Menderes Samancılar... Efsane bir ekip vardı. Hepsinden çok şey aldım. Bir de Murat Yıldırım faktörü var tabii... Genel olarak set nasıl yürüyor, sistem nasıl işliyor falan Murat Yıldırım gösterdi. Biraz da buna mecbur kaldı, çünkü o başroldü, ben en iyi arkadaşıydım. Birkaç kez çıldırtmışlığım bile var kendisini.
Cemal Hünal'ın eşi Lale Cangal kimdir, nereli, kaç yaşında?
Cemal Hünal ölen köpeğine helva kavurdu
Cemal Hünal'ı tehdit etmişler
Haberin Devamı
BUNLARI DA OKUYUN
- Tahinin içine 1 kaşık ekleyin! Damarları çamaşır suyuyla temizlenmiş gibi yapıyor, hastalıklardan koruyor, kemikleri beton gibi yapıyor, C vitamini kralı
- Kaşık kaşık tüketin: Kandaki şekeri yerle bir ediyor! Doğadaki en doğal insülin, damar daralmasını önlüyor
- Saniyesinde kana karışıyor, demiri fırlatıyor: Tansiyon 12-8'de sabitleniyor, bir kaşığı yetiyor
- Doğadan gelen mucize lezzet: Tadı etle yarışıyor, etten 10 kat fazla protein içeriyor, vücuda D vitamini depoluyor!
- Pekmezin içine 1 kaşık ekleyin! Kemikleri beton gibi yapıyor, demir, kalsiyum ve magnezyum depolarını fullüyor! Balgam, öksürük ve hırıltının kesin çaresi!