Asuman Dabak: Dayatılan güzellik formlarının üzerimde baskı yaratmasına hiç izin vermedim
“Kadın komedyen yok” diyene parmak ısırtan isimlerden. Yıllardır ekranda ve tiyatroda şen kahkahalarımızın sebebi olan Asuman Dabak, şimdi de yeni single çalışmasıyla sahnelere göz kırpıyor. ‘Hayat Bi’Gün’ şarkısını müzikseverlerle buluşturan deneyimli oyuncuyla yeni çıktığı müzik yolculuğuna ve hayata dair konuştuk. Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr
Yazın sürprizi sizden geldi. Bunca yıllık oyunculuk deneyiminizden sonra ‘Hayat Bi’ Gün’ single’ıyla müzikseverlerle buluştunuz. Sesiniz o kadar güzel ki… Şöyle geçti içimden: Bu zamana kadar aklınız neredeydi?
Çok teşekkür ederim. Benim için de o kadar sürpriz bir proje oldu ki... Hayatta başımıza gelen her olayın, karşılaştığımız her kişinin bir sebebi var. Yaşarken farkında olmasak bile sonraki zamanda onun nasıl hayrımıza işlediğini daha iyi anlayabiliyoruz. “Neden, nasıl?” sorgulamalarını uzun zamandır yapmıyorum. Her şeyin bir zamanı var. Demek ki şimdiymiş zamanı.
Fikir nasıl oluştu? Şarkı nasıl çıktı ortaya?
İki yıl önce geçirdiğim lenf ameliyatım sonrası bir liste hazırladım kendime, ‘Ölmeden Önce Yapılacaklar Listesi’. O listede bir gün bana ait, beni anlatan bir şarkı söyleme maddesi de vardı. 2018 yazında da sevgili Murat Güneş’le bu hayalimi paylaşmıştım. Murat beni dinledikten sonra “Ben yazacağım bu şarkıyı” dedi. Çok kısa bir süre içinde de şarkıyı bana gönderdi. İlk dinlediğimde o kadar şaşırdım ki... Satır satır beni anlatıyordu. Meğer o zamana kadarki bütün röportajlarımı okuyup sözlerini öyle oluşturmuş.
Yakın çevrenizden nasıl dönüşler aldınız?
Ben dinleyince “Hadi sıradaki” dedim resmen. Beni tanıyanlar bilir. Hayat felsefemdir “Hayat bir gün, o da bugün” derim hep. Şarkıyı dinleyen arkadaşlarım da sözleri dinledikçe ne kadar beni yansıttığını hemen fark ettiler. Yaşanmışlıklarla birlikte umut dolu bir şarkı. Ne mutlu ki hem yakın çevremden hem de sosyal medyadan güzel tepkiler aldım.
Şarkının sözlerinde bir meydan okuma var gibi… Hangi duygularla okudunuz bu şarkıyı?
Mutluluk bir tercihtir hayatta. Eğer sağlığın varsa, nefes alıyorsan, güneşi, yağmuru, rüzgarı hissediyorsan, haline şükredeceksin. Tam da hissettiğim mutluluk duygusuyla okudum şarkıyı.
“Ne kalana ne gidene, kadehimi bu gece, kendi şerefime kaldırıyorum” diyorsunuz. Tam olarak hayata, yaşanmışlıklarınıza dair hisleriniz bunlar mı gerçekten?
Karşılaştığınız her kişinin yansıması sizsinizdir ve yaşadığınız her olay algınız dahilinde size tezahür eder. Yaş almak işte bu yüzden bu kadar güzeldir. Kalanlar, gidenler, iz bırakanlar, tüm yaşanmışlıklarıyla beni ben yaptı.
Sağlığımı kaybetme riskiyle karşılaşınca bir kırılma yaşadım
Hiç hayatınızın belli dönemlerinde merkeze başkalarını aldığınız, kendinizi ikinci plana iterek yaşadığınız olmuş mudur?
Bir başkasını hayatının merkezine alma hali yaşla alakalı bir durum aslında. Benim de böyle davrandığım zamanlar oldu. Sonraki yaşlarda olmaması gerektiğini hayat bir şekilde karşına çıkarıp sana anlatıyor. Sağlığımı kaybetme riskiyle burun buruna geldikten sonra bir kırılma yaşadım diyebilirim.
Hayatı dolu dolu, daha keyifle yaşama isteği belirdi içimde
Allah korusun ama böyle ciddi bir rahatsızlık geçirdikten sonra insanın içinde belirgin bir ölüm korkusu oluşuyor mu?
Olmaz olur mu! Tabii ki çok büyük bir etkisi oldu. Ama aksine o dönemden sonra hayatı çok daha dolu dolu, keyfiyle yaşama isteği belirdi içimde. Daha doğrusu ben böyle olması için kendimi hep yönlendirdim. Eğer bu hayattaysanız yaşama tutunmak için elinizden geleni yapmak zorundasınız. Ölüm bir gerçek. Kabul et ve korkma. İşte o an gelene kadar da hakkıyla yaşamak için elimden geleni yapmaya devam edeceğim.
Dışarıdan bir enerji topu gibi görünüyorsunuz. İç dünyanızı merak ediyorum bazen. Mesela sizi depresyonda düşünemiyorum hiç…
Arada gelse de hüzünlü saatler, o an yaşar bırakmasını da bilirim. İnsanız ve sürekli mutlu kalabilmek gibi bir seçeneğimiz yok. Mutsuz olduğum zaman daha çok içime dönerim. Çok şükür ki başımı yaslayabileceğim şahane dostlarım var. Hayatta her şey bizim için.
Çok genç bir yaşta, daha 32 yaşındayken kendi özel oyunculuk atölyenizi kurdunuz. Londra ve Türkiye’nin çeşitli illerinde atölyelerinizde oyunculuk eğitimi veriliyor. Çok disiplinli bir hoca olduğunuz söyleniyor, doğru mu?
Disiplin, sanatın gerekliliğidir. Bu noktada taviz veremeyeceğim konuların başında da saygısızlık geliyor. Eğitmenin karşısında yayılarak oturmak, nasıl hitap edeceğini bilememek, çakmak istemek, derse geç kalmak… Bunlar onayladığım davranışlar değil.
Öğrencileri oturması kalkması konusunda ikaz ettiğinizi ilk duyduğumda şaşırmıştım. İnsan sizden böyle bir şey beklemiyor. Bu konularda biraz gelenekçi misiniz?
Tabii, muhakkak ikazda bulunurum. İyi bir oyuncu aynı zamanda iyi bir insan olmalıdır. Çevresine duyarlı, saygıda kusur etmeyen, farkındalığı yüksek olmalıdır. Bu noktada biraz tatlı sertim. Onların yaşında ustalarımdan aldığım öğretileri, hayatın her alanında onlarla paylaşmak benim görevim.
Gelenekçi yapımı her zaman sürdürürüm
Gelenekçi olduğunuz başka konular da var mı?
Ben Manisa Akhisar’da doğup büyüdüm. Her zaman bayramlar bizim için özeldi, büyüklerimize saygıda kusur etmezdik. Dolayısıyla gelenekçi yapımı her zaman sürdürürüm, bu yapıyı sürdürmeyi de her zaman sevmişimdir. Bu vesileyle de herkesin bayramını kutlamak isterim.
Gündemimde sinema filmleri var
Yakında sizi televizyonda yeni bir projede görecek miyiz?
En son TRT 1 ekranlarında, ‘Tutunamayanlar’ isimli absürt komedide rol aldım. Yakın zamanda bitti. Şu an görüşmelerin sürdüğü sinema filmleri var gündemimde. Eğer anlaşırsak önümüzdeki günlerde çekimler başlayacak.
Aşk her zaman hayatımın her yerinde
Daha önceki röportajımızda, iki yıl önce, “Aşk geliyor, yakınlarda, hissediyorum” demiştiniz. Hisleriniz doğru çıktı mı?
Aşk, her zaman hayatımın her yerinde. En çok da duyduğum yaşam sevincimde, tükenmez enerjimde… Onu istemeyen, aramayan var mı?
Zamanla aşktan, bir ilişkiden beklentileriniz değişti mi?
Bugün sizi mutlu edebilecek o insan nasıl biri olmalı? Yaş ve yaşanmışlıklar sonucunda geldiğiniz her noktada, tüm ilişkilerinizde; gerek aşk, gerek dostluk, her ilişkinin sonunda aradığımız en önemli duygu huzur…
Sizinle romantik olunabiliyor mu?
Deli dolu bir kova kadınıyım ben. Hüznün de romantikliğin de kahkahanın da hakkını veririm. Tabii hepimizin bir görünür yüzü var gündelik yaşamda. Ben daha çok kahkahalarımla hatırlanmak isterim. Ne de olsa ‘Hayat Bi’Gün’ değil mi?
Ne zaman bikinili görüntülenseniz “Nasıl bu kadar fit olabilir?” diye haber oluyorsunuz. Klipte de çok güzel görünüyorsunuz ve çoğu kadının aksine hiç kendinizi saklama çabasına girmiyorsunuz…
Çok teşekkürler, evet her sene böyle haberler çıkıyor. Tabii böyle görünmek için özel bir çaba sarf etmiyorum. Yemekle çok aram olduğu söylenemez ama yaşamak için yiyenlerdenim ben, yemek için yaşamam. Hayatımın hiçbir alanında ihtiyacımdan fazlasını tüketmeyi sevmiyorum. Mutlaka yaz ve kış spor yaparım. Önce sağlığım sonra kendimi daha iyi hissetmek için! Dayatılan güzellik formlarının hiçbir yaşımda üzerimde baskı yaratmasına izin vermedim.
- 3 hafta uygulayınca iğne ipliğe çeviriyor! Vücuttaki yağları eritiyor: Metabolizmayı çalıştırıp forma sokuyor
- En asil burçlar onlarmış! Çevrelerindekileri auraları ile büyülüyorlar
- Buzdolabına koyduğunuz anda zehre dönüşüyor! Herkes aynı hatayı yapıyor, buzdolabında bekletince faydaları sıfırlanıp resmen küfleniyor!
- Sodayla birlikte tüketin! Akşam yemeğinden sonra 1 bardak için: Şişkinliği geçiriyor, sindirim sistemini makine gibi çalıştırıyor
- Haftalık burç yorumları 22.12.2024 - Filiz Özkol yazdı