Atiye: Anneliği yaşamadan anlamak imkansızmış, beklediğimden daha büyük bir duyguymuş
Atiye, uzun bir aradan sonra yeni şarkısı ‘Ses Seda Yok’u hayranlarıyla buluşturdu. Şarkıda “Nerede ya ahali?” diyor ama bu soruyu hayranları epeydir onun için soruyordu. İki yıl önce prodüktör ve müzik yönetmeni Erol Sebepci ile evlendiğini ve bir yaşında bir kızı olduğu hala bilmeyen çok insan var. “Özellikle basın açıklaması yapmaya ihtiyaç duymadım. Her şeyi doğal akışında ve manevi yanıyla yaşamayı seviyorum” diyor. Hem yeni albümünün habercisi olan ‘Ses Seda Yok’ şarkısını hem de geçen süreçte neler yaşadığını konuştuk. Oya ÇINAR / oya.cinar@posta.com.tr
Yeni şarkınız ‘Ses Seda Yok’ ile yaptığınız dönüş özellikle benim gibi Atiye hayranlarına “Şükür kavuşturana!” dedirtti. Hoş geldiniz. Nerelerdeydiniz?
Hoş bulduk. Bir daha arayı uzun tutmayacağım, söz. (Gülüyor) Bu kadar uzak kalma niyetim yoktu aslında. Yeni albüm hazırlığı çok uzun sürdü. Çok özel bir proje olduğu için o dönem sadece müziğe konsantre olmak istedim. Bir sene içerisinde tamamlandı albüm fakat sonrasında araya pandemi girdi. Biz de bu kadar özenerek hazırladığımız ve çok emek verdiğimiz bu albümü çıkartmadan biraz beklemek istedik.
EVİMİZ BİR SANAT EVİ GİBİ
Evlenip yurt dışına yerleştiğinizi hatta bebeğinizin olduğu haberini de biz epey sonra öğrendik. Özellikle mi böyle olmasını tercih ettiniz?
Özel bir basın açıklaması ya da paylaşım yapma gereği hissetmedim. Her şeyi doğal akışında ve manevi tarafından yaşamayı seven biriyim. Hep gidip gelsek de şu an İstanbul’da yaşıyoruz. Hayvanlarımızla birlikte ormandayız. Evimiz bir sanat evi diyebiliriz. Hep bir üretim halindeyiz. Besteler, aranjeler, projeler, darbuka çalışmaları, ses egzersizleri, dans provaları… Hep kalabalık, hep gürültülü. Çok da eğlenceli.
Annelik nasılmış? Sizde neleri değiştirdi?
Yaşamadan anlamak imkansızmış.
Gerçekten beklediğimden çok daha büyük bir duyguymuş. Sadece ben onu değil aynı zamanda o da beni büyütüyor gibi hissediyorum. Daha güçlü hissediyorum.
‘KAÇ KİŞİLİK BİR AİLE OLACAĞIZ?’ BİLİNMEZ VE HEYECANLI BİR DURUM
Evlilikle sevgili olmak arasında çok keskin farklar var mı sizin için?
Sevgiliyken iki kişi birlikte başlıyorsunuz. Evlilikte ise daha kalabalık bir yaşam şekli başlıyor. Kaç kişilik bir aile olacaksınız mesela? Bu bilinmez ve heyecanlı bir durum benim için.
Bir ayağınızın hep yurt dışında olması neyle ilgili? Tamamen şartlar, hayat öyle getirdiği için mi yoksa size iyi geldiği için bilinçli bir tercih mi?
Almanya’nın Bremen şehrinde büyüdüm. Sonra ‘Bremen Mızıkacıları’ gibi müzisyen oldum. (Gülüyor) Annem Hollandalı, babam Hataylı. Çocukluğum çok hareketli geçti. Hep oradan oraya taşındık. Amerika, Hollanda, Türkiye… Dolayısıyla hep farklı ortamlarda bulundum. Küçükken ayak uydurmak ne kadar zor olsa da benim için büyük bir şans olmuş. Kültür zenginliğinin çok faydasını gördüğümü hissediyorum. Düşünce ve yaşam biçimime, özellikle de müziğime çok yansıyor.
HİÇBİR YER İSTANBUL KADAR KENDİNE BAĞLAYAMIYOR BENİ
Kendinizi en ait hissettiğiniz yer neresi?
Çok uzun süre aynı yerde kalamıyorum. Farklı ülkelerde bulunmak bana her zaman ilham veriyor ama yine de hiçbir yer İstanbul kadar kendine bağlayamıyor beni. Belki de kendime benzettiğim için. Hem doğu hem bati bir arada. Genelleme ve karşılaştırma yapmayı pek sevmem. Başka yerler ne kadar düzenli ve disiplinli olsa da burası da bir o kadar sıcak ve samimi. Ne olursa olsun; bir ayağım hep burada olsun isterim.
HER ŞARKIMIN BİR HİKAYE ANLATMASINI SEVİYORUM
Yeni şarkınız ‘Ses Seda Yok’ yine hem kıpır kıpır ama sözleri de bir o kadar ağır. Genellikle şarkılarınızın ruhunda hep gözlemlediğim bir şey bu.
Her şarkımın farklı bir hikaye anlatmasını seviyorum. Alışık olmadığımız değişik melodiler, yenilikçi aranjeler ve sound’lar, beklenmedik sözler beni heyecanlandırıyor.
‘Ses Seda Yok’ benim için çok özel bir şarkı çünkü yeni albümümün habercisi. Hep hayalimde bir fusion-pop projesi yapmak vardı. Şu an bu hayali gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. ‘Ses Seda Yok’ dahil, aslında neredeyse tüm parçalarımız pandemiden önce yazıldı. Her biri her zamana ait olabilecekmiş gibi hissettiriyor bana. Özellikle ‘Ses Seda Yok’ un bestesinde hissettiğimiz duyguları, Sibel Algan çok iyi anlayıp kelimelere döktü.
ÖZGÜR RUHLUYUM, BELİRLİ KRİTERLERE VE KALIPLARA GÖRE HAREKET EDEMEM
Siz bana hep biraz çizgi film kahramanı gibi geliyorsunuz. Ne olursa olsun Atiye’ye bir şey olmaz, o devam etmenin yolunu hep bulur gibi. Mesela sizin depresyona girdiğinizi düşünemiyorum. Neden böyle hissediyorum?
Ahahah! Bu tespit çok hoşuma gitti.
Depresyona girmesem de zaman zaman ben de bunalabiliyorum, üzülebiliyorum, çaresiz hissedebiliyorum. Ama dediğiniz gibi ben çözüm odaklıyım. Belki onu hissediyorsunuz. Bir şeyi çözmek için ne gerekiyorsa yaparım. Ama çabalayıp çözemediğimde de akışına bırakmayı öğrendim artık. Yapman gerekenleri yaptın mi? Gerisi bırak kendiliğinden çözülsün. Her şeyde bir sebep ve hayır vardır mutlaka. Buna çok inanıyorum.
Dışarıdan göründüğünüz kadar özgür ruhlu ve özgürlüğünüze düşkün müsünüz?
Özgür ruhlu olduğum çok doğru. Doğru bildiğim bir şey varsa ondan şaşmam. Sezgilerim iyidir ve çoğu zaman içgüdülerimle hareket ederim. Müzikte, dansta kısıtlanmayı sevmem. Belirli kriterlere ve kalıplara göre hareket etmem. Özgür ve özgün sonuçlar almak için ancak kendi sınırlarımı zorlarım. Özgürlüğün olmadığı yerde sanat da olmaz.
ÇOCUKLARIMIZIN ŞİDDET GÖREN, ÖLDÜRÜLEN KADINLARI GÖREREK BÜYÜMESİNİ İSTEMİYORUM
Yaşadığımız süreci düşününce, sizi en çok neler kaygılandırıyor?
Bence sağlık ve huzur her şeyden daha önemli. Artık kendime daha fazla dikkat ediyorum. Bana bir şey olmasın ki sevdiklerim faydam olabilsin. Bunu da kendi çemberimden çıkmadan başarabiliyorum ancak. Yani olumsuz ve bana iyi gelmeyen ortamlardan, enerjilerden uzak duruyorum. Enerjimi ve motivasyonumu bu filtrelemeyle hep yüksek tutabiliyorum.
Gündeme bakınca, en çok kafanızı yoran konular neler?
Ben çocuklarımızın dayak yiyen, öldürülen kadınları, görerek büyümesini istemiyorum!
Bir an önce gerekli önlemler ve yaptırımlarla kadına yönelik şiddetin bitmesini istiyorum.
Siz hiç kendi üzerinizde sadece kadın olmaktan kaynaklanan baskı ya da kısıtlayıcı bir tavırla karşılaştınız mı bugüne kadar?
Hayır çünkü böyle bir şeye izin vermem. Ve iyi ki kadın olarak doğmuşum. Kadın olduğum için gurur duyuyorum.
Kısa kısa…
AŞK; İKİ KİŞİNİN ERİYİP BİRE DÖNÜŞTÜĞÜ OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM
Aşk tanımınız ne?
İki kişinin eriyip bire dönüştüğü olağanüstü durum.
Hayattaki en büyük tutkunuz ne?
Görünmeyen tek sanat; müzik.
Yarın sabah uyandınız ve yaşadığınız her şey meğer bir rüyaymış. Ne derdiniz?
Vay be! Rüya gibi rüyaymış.
Her sabah uyandığınızda yaptığınız ilk şey?
Kızımı öpmek.
“İyi ki yaptım” dediğiniz bir şey?
Hatalarım ve doğrularımla yaşadığım her şeyi ‘iyi ki’ olarak görüyorum.
- İnsülin direncini unufak ediyor! Kanda şekerden iz bırakmıyor: Damarları parıl parıl parlatıyor
- Salata sosuna 1 kaşık ekleyin! Kolesterolü tarihe karıştırıyor: Tıkalı damarları hortum gibi açıyor
- 5 Ayda 36 kilo verdi: Sadie Chartrand’ın ilham veren zayıflama hikayesi: Mum gibi erimenin sırrı meğer oymuş!
- Pazarda yüzüne bakılmıyor! Damar tıkanıklığını çamaşır suyu gibi açıyor, organlardaki iltihabı söküp atıyor
- Probiyotik deposu besin! Bağırsakları harıl harıl çalıştırıyor: Yemekten sonra kase kase tüketin