Bu dünyadan bir Hugh Hefner geçti
91 yaşında ölen Playboy'un kurucusu Hugh Hefner'in hayat hikayesi...
DENİZ ÜLKER YAZDI...
deniz.ulker@posta.com.tr
9 Nisan 1926’da Illinois’te muhasebeci bir baba ve öğretmen bir annenin büyük oğlu olarak dünyaya gelen HughHefner’in dünyanın en büyük markalarından birinin kurucusu olacağını kimse tahmin edemezdi. Hefnerler muhafazakar bir çifti, evlerinde küfretmek, içki içmek ve kağıt oynamak yasaktı hatta Pazar günleri radyoyu bile açamıyorlardı.
HughHefner okulda başarılı bir öğrenci değildi, dersleri dinlemek yerine sırasında oturup karikatür çizmeyi tercih ediyordu, çok sessiz ve çekingendi, üstelik çoğu zaman çağırıldığında cevap vermiyordu. Öğretmenlerinin şikayetleri artınca çaresiz kalan annesi, oğlunu psikoloğa götürdü ve Hefner’in bir dahi olduğu ortaya çıktı, çocuğun IQ’su 153’tü…
Hugh zamanla kabuğunu kırdı ama zekasını hiçbir zaman akademik başarıya çevirmedi, okul gazetesini çıkarttı, tiyatro klübüne katıldı, öğrenci birliği başkanı seçilerek ateşli bir öğrenci hakları savunucusu oldu. 16 yaşındayken okul gezisine davet ettiği ateşli kumral Betty onu reddedince dünyası başına yıkıldı ve tarzını değiştirmeye karar verdi, kırmızı flanel gömlekler fitilli kadife pantolonlar ve kösele ayakkabılar giymeye başladı. Sessiz ve içine kapanık Hugh, girişken ve cüretkar Hef’e dönüştü.
İkinci Dünya Savaşı’nın son yıllarında orduya katıldı, 1946 yılında terhis oldu ve üniversiteye girdi. 1949 yılında Illinois Üniversitesi’nin psikoloji bölümünden mezun oldu. Bu arada kadınlardan yana şansı bir türlü açılmamıştı, ilk cinsel deneyimini yaşamak için 22 yaşına kadar beklemesi gerekti ve ilk yattığı kız olan Mildred Williams’la evlendi. Neyse ki 91 yıllık yaşamında bu açığı fazlasıyla kapatacaktı.
Üniversiteden mezun olduktan sonra çeşitli dergilerde çalıştı, dünyayı değiştirmeden önceki son durağıysa Esquiredergisiydi. 1953 yılında 5 dolar zam istedi ve alamayınca da istifayı bastı. Hugh Hefner kendi dergisini çıkartmaya karar vermişti, ondan esirgedikleri 5 dolar, Esquire’yepahalıya patlamıştı, erkek dergileri için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Hefner mobilyalarını teminat gösterip kredi aldı, paranın kalanını da ailesinden topladı, zavallı annesi oğlunun misyoner olacağını zannediyordu. Playboy’un ilk sayısı Hefner’in South Side’deki evinin mutfak masasında hazırlandı ve 1953 yılının Aralık ayında görücüye çıktı. Hefner derginin ikinci bir sayısı olup olmayacağından emin olmadığı için kapağına tarih koymasa da orta sayfaya koyduğu Marilyn Monroe posteriyle ilk sayının başarısını garanti altına almıştı. Playboy’un ilk sayısı 50 bin sattı ve büyük sansasyon yarattı.
Hefner, üniversiteyi bitirdiği yıl AlfredKinsey’in cinsellik araştırmaları üzerine çalışmıştı ve yazdığı bir makalede: “Eğer Amerika’daki kanunlar harfiyen uygulansaydı erkeklerin yüzde 95’i cinsel suçlardan hapse atılırdı. Cinsel konulardaki ahlaki ön yargılarımız ve iki yüzlülüğümüz ön görülemez bir öfke, isyan ve mutsuzluğa neden oldu”. Playboy’un temel amacı Amerika’nın püriten sahtekarlıklığını tiye almaktı
1950’lerin sonuna gelindiğinde Playboy’un aylık satışları 1 milyona ulaşmıştı. Bu arada Hefner baldızıyla yatmış ve ev yapımı porno filmlerinden, grup sekse, eşcinsellikten, eş değiştirmeye her numarayı denemişti. Doğal olarak evliliği bitti. 33 yaşındaki Hefner artık iki çocuklu özgür bir adamdı ve Playboy dergisinin poster çocuğu olacaktı.
1960’lar hem Hefner’in hem de Playboy’un altın çağıydı, Hefner kendine zengin ve prestijli dostlar edinmişti, yanında her zaman genç ve güzel kadınlar vardı. Büyükler için Disneylandolarak tanımlanan PlayboyKulüpler’inde müşterilere seksi kıyafetler içerisindeki, tavşan kulaklı ve ponpon kuyruklu tavşan kızlar servis yapıyordu. Hefner dev bir imparatorluğunun sahibi olmuştu ve bu imparatora bir saray lazımdı. Walts Disney’in Kaliforniya Disneyland’daki evinin kapısında “hayallerimin gerçeğe dönüştüğü yer” yazar, HughHefner’inChicoga’daki malikanesinin kapısındaki bronz levhadaysa “eş değiştirmeyecekniz bu kapıyı çalmayın!” yazıyordu.
1971 yılı, Playboy ‘un satışları 7 milyon kopyaya dayanmıştı ve Hefnercasinolar, oteller ve tatil köylerinden oluşan dev bir imparatorluğun sahibiydi. Hefner şirketin yüzde 30’unu halka arz etti ve kendine Los Angeles’da ikinci bir malikane aldı. Malikaneleri arasında BigBunny (Büyük Tavşan) adını verdiği jetiyle dünyayı dolaşıyordu ve elbette tavşan kızları da hep yanındaydı.
Hefner’in haremini oluşturan tavşan kızları için katı kuralları vardı. Kızlar Hefner her istediğinde hizmete hazır olmalıydı, uyuşturucu kullanmaları kesinlikle yasaktı, dış görünüşlerinin nasıl olması gerektiğine Hefner karar ve estetik operasyon masraflarını da o karşılıyordu, kızlar haftada 1000 dolar “harçlık” alıyorlardı ve Hefner’le birlikte değillerse akşam en geç 9’da malikaneye dönmek zorundaydılar. Kurallar uymayan, uyarılıyor ve bunu tekrarlayanlar da kapının önüne konuyordu.
Hefner 1985 yılında küçük bir felç geçirdi ve renkli yaşamı sekteye uğradı. Yaşadığı sağlık sorunu bir aydınlanmayı da beraberinde getirdi. Tamam, 1972 yılında Marilyn Monroe’nun mezarının yanındaki mezarı satın alarak, “ebedi istirahatgahını” seçmişti ama henüz ölmeye hiç niyeti yoktu. Vites küçültmeye karar verdi, şirketlerin yönetimini kızı Christie’ye devretti ve hayır işlerine odaklandı. Bu arada tavşan kızlarından biri olan KimberleyConrad’la evlendi ve iki oğlu oldu. Playboy Malikanesi bir aile yuvasına dönüşmüştü.
Hugh Hefner aslında sadece bir seks imparatorluğu sahibi değildi aynı zamanda bir aktivistti. Playboy kulüplerinde ırk ayrımı yapılmasına asla izin vermedi.Southern California Üniversitesi’nin Sinema Okulu’na 100 bin dolar bağışta bulunarak “Sinemada Sansür” dersi konmasını sağladı. Aynı üniversiteye 2 milyon dolar bağışta bulunarak, arşivlerinin yenilenmesine ön ayak oldu. Amerikan Posta Dairesi Playboy dergisini abonelere ulaştırmayı reddettiğinde, bunun ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini savunarak dava açtı ve kazandı. Hükümetin cinsellikle ilgili gerici politikalarına savaş açarak, hükümeti Amerikalı’ların yatak odalarından çıkmaya davet etti.
Ama akacak kan damarda durmuyordu, Viagra’nın piyasaya çıkmasıyla Hefner emeklilik günleri de sona erdi. Elbette ilk iş karısından ayrıldı ve tavşan kızlar Playboy malikanesine geri döndüler. Playboy dergisi rakibi Penthouse karşısında sürekli kan kaybediyor, imparatorluk da zarar ediyordu ama malikanenin korunaklı duvarları ardında Hefner’in renkli hayatı devam ediyordu. TheGirlsNextDoor isimli Reality Show, malikanedeki renkli hayatı ekranlara taşıyordu aslında Hefner kendi kendisinin parodisi haline gelmişti ama o tavşan kızları, hayvanları ve renkli ipek pijamalarıyla mutluydu, muhtemelen tüm erkeklerin hayal etmeye bile cesaret edemeyeceği bir emeklilik hayatı yaşıyordu.
2012 yılında yine tavşan kızlarından biri olan Crystal Harrisle evlendi, Hefner 86, Harris 26 yaşındaydı. Hefner bu evlilikten bahsederken “kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim yaş sadece bir sayı” demişti.
91 yıllık bu renkli ve fırtınalı yaşam bu hafta son buldu, Playboy’un resmi sitesinde yaptığı açıklamada Hefner’in malikanesinde, sevdikleriyle birlikte huzur içinde öldüğü ifade ediliyordu.
HughHefner hakkında söylenebilecek çok şey var. Onu sevebilir, kıskanabilir, kınayabilir hatta nefret edebilirsiniz. Hatta son 50 yıldır söyleneni tekrarlayıp onun kadın bedenini sömüren bir iş adamı olduğunu bile söyleyebilirsiniz ama bunu yaparken Playboy’un tüm üst düzey yöneticilerinin kadın olduğunu ve Hefner’in şirketlerinin yönetimini kendi iradesiyle kızına bıraktığını göz ardı etmeniz gerekir.
Öte yandan Hefner’in dolu dolu geçen 91 yıllık yaşamında söylediği ve değer yargılarımızdan bağımsız olarak hepimizin kendine pay çıkartabileceği bir söz var: “Hayat başkalarının hayalini yaşamak için çok kısa.”
- Manda yoğurdunun içine ekleyin! 1 kaşık yiyen 10 yıl hastalanmıyor: Kemiklere kalsiyum yüklüyor, kolesterolün adını unutturuyor, bağırsakları motora çeviren karışım
- Adana'da yılın son hasadı başladı! Tanesi 15 TL: İstanbul, Sivas, Ankara ve Samsun'dan talep çok, mis gibi kokuyor, kırmızı rengiyle görenleri büyülüyor
- Tahinin içine 1 kaşık ekleyin! Damarları çamaşır suyuyla temizlenmiş gibi yapıyor, hastalıklardan koruyor, kemikleri beton gibi yapıyor, C vitamini kralı
- Limonun tahtını ele geçiren meyve! C vitamini bombası olarak biliniyor: Tıkalı damarları açıyor, kolesterolü yerle bir ediyor
- İbrahim Saraçoğlu'nun favorisi! Kaşık kaşık tüketince vücuda enerji veriyor, kan şekerini dengeliyor, vücudu dipçik gibi yapıp yüze renk katıyor!