Cengiz Kurtoğlu: Bekar olsaydım daldan dala konardım
Fantezi müziğin sevilen ismi Cengiz Kurtoğlu ile Watergarden’daki konseri öncesinde buluştuk
Ünlü sanatçıyı yakalamışken hem sanat dünyasını, hem gündemi, hem de aile yaşantısını konuştuk.
61 yaşındaki Cengiz Kurtoğlu “Beni çok alkışlayın ki beş yıl daha şarkı söyleyebileyim” diyor.
Nasılsınız, hayat nasıl gidiyor?
Her şey yolunda. Sağlık ve huzur olduktan sonra gerisi boş. Bunlar da bizde var olduğu için “Şükür” diyoruz.
Konserden konsere koşuyorsunuz. Bu tempo sizi yoruyor mu?
Yoğunluğu seviyorum. Çalışmak beni gençleştiriyor. Talepler de ilk günkü gibi devam ediyor ve sevenleriniz sizi yalnız bırakmıyorsa bundan daha büyük mutluluk yok. Ne mutlu bana ki karakterim, sanatım ve sesimle iz bıraktım.
GÜVENLİK GÖREVLİSİ DE OLDUM FABRİKADA İŞÇİ DE…
Sizin için “Fantezi müziğin yaşayan efsanesi” diyorlar. Bu unvanı almak çok zor olmuştur…
Kimse bir yerlere kolay gelmiyor. Kalıcı olmamın en büyük nedenleri toplumla olan ilişkilerim, aile yaşantımın düzgünlüğü, ülkeye birlik beraberlik çerçevesinde bakmamdır. Bizim görevimiz sadece şarkı söylemek değil. Bu bilinçle hareket ediyorum.
Sadece şarkı söylemek değilse nedir sanatçının diğer görevleri?
Topluma örnek ve ışık olmak, toplumsal olaylardan kaçmamak, insanlara sahip çıkmak... Her şeyi devletten bekleyemeyiz. Bu yıl verdiğim üç Harbiye Açıkhava konserinin gelirini Arnavutköy’de inşa edilecek olan Darülaceze Sosyal Hizmetler Şehri yerleşkesi için bağışladım. Bunun gibi bir takım sorumluluklarımız var. Eğitim ve sağlık alanında topluma destek olmalıyız. Ben de halkın içinden geliyorum. 1983’e kadar çay fabrikasında işçi olarak çalışıyordum. Özel bir bankada güvenlik görevlisi olarak da çalıştım.
Yani “Buralara kolay gelmedim, geldiğim yeri unutmadım” diyorsunuz…
Cengiz Kurtoğlu olmak kolay olmadı. Sanatımda 40 yılı aştım ama bugüne gelene kadar çok çektim. Emeğim de sömürüldü, parasız da kaldım.
ANNEM EVİ TERK ETTİĞİNDE DÖRT YAŞINDAYDIM
Eşinizle 49 yıldır evlisiniz…
Ailem çok önemli. Eğer bekar olsaydım daldan dala konardım ama ailevi değerlere hep önem verdim. Bu da başarıyı ve istikrarı getirdi. Üç evlat yetiştirdim, yedi torunum var.
Gece hayatının içindeyken 49 yıl evli kalmak zor olmadı mı?
Hem ailemi geçindirmek hem de topluma doğru bir örnek olabilmek için çok dikkatli yaşadım. Her iş zordur ama gece çalışmak daha zordur. Karşınıza kimler gelecek, kime şarkı söyleyeceksiniz, bilmezsiniz. Saat 22.00’de sahneye çıkardım ama işime saat 17.00’de gelir, her şeyle ilgilenirdim. Çocuklarım sadece doğum günlerinde beni dinlemeye gelirlerdi. Onun haricinde Tarabya’nın yolunu bilmezlerdi. 30 yılım böyle geçti.
Nasıl bir eş oldunuz sizce?
Ben eşim Fadime’yi 50 yıl önce tanıdım. Çok sevdiği bir çikolata var. 50 yıldır ona aynı çikolatayı alırım. Yani ilk gün nasılsam bugün de öyleyim. Benim sesim sadece sahnede şarkı söylerken yükselir. Şiddetten çok rahatsız oluyorum. Geçenlerde bir adam kızgın yağı karısının yüzüne atmış ve o aşağılık adam üç gün sonra serbest bırakılmış. Gel de çıldırma! Başka insana eziyet eden, öldüren insanlar için normal cezaevi az kalır, başka yapıların yapılması lazım. Bunlara gün yüzü göstermeyeceksiniz.
ÇOCUKLUĞUM AKLIMA GELDİKÇE AĞLIYORUM
Siz hiç şiddet gördünüz mü?
Parçalanmış bir ailenin evladıyım. Biz dört kardeşiz, annemin evden gidişini hâlâ hatırlıyorum… Annem evi terk ettiğinde ben dört yaşındaydım. Üvey anne elinde büyüdük. 19 yaşıma kadar çekyata sırtımı yaslamam yasaktı. İki büklüm otururdum.
Neden?
Sebepsizce yasaktı. Kardeşlerimle birlikte üvey annemden resmen işkence görüyorduk. Kışın soğuk su ile yıkanırdık. Yemekleri bizden saklardı. Çocukluğumu asla yaşayamadım. Sevgi görmedim.
Babanız sizi korumaz mıydı?
Babam ekmek parasının peşinde gece gündüz çalışıyordu. 50 yaşında kalp krizinden vefat etti. Öldüğünde ben askerdeydim, cenazesine bile yetişemedim. Çocukluğum aklıma geldikçe bazen kendi kendime ağlıyorum. Gördüğümüz zorluklar karşısında daha güçlü ve düzgün insanlar olduk. Kendi ailemi yıllarca el üstünde gezdirdim. Evlatlarımı da çok düzgün yetiştirdim.
ÜLKEYİ KİMİYİ YÖNETİYORSA YÖNÜMÜ ONA ÇEVİRİRİM
Bir ara politikaya atıldınız ama şansınız yaver gitmedi sanırım…
İstanbul ikinci bölgeden AK Parti’den adaylığımı koymuştum ama İbrahim Tatlıses’in vurulmasıyla siyaseti geri planda bıraktım. Çok üzülmüştüm.
Siyaseti seviyor musunuz?
Hem de çok seviyorum. Ankara’da olmasam bile hepimiz gündemin içindeyiz. Bazen çok ağır tepkiler geliyor ama çok umursamıyorum. Siz doğru yolda olduktan sonra kim ne derse desin. Ben 45 yıl boyunca CHP’ye oy verdim ama fikirler değişebilir. Ülkeyi kim iyi yönetiyorsa yönümü ona çeviririm.
Üzülmüyor musunuz tepkilere?
Hiç üzülmüyorum. Sanatçının görüşü, inancı olamaz mı? Barda da, kahvede de, berberde de siyaset konuşuluyor. Partilerden bağımsız olarak bütünlüğümüzü, kardeşliğimizi ulusal anlamda korumaktan yanayım. Herkes bizim kardeşimiz.
DİYARBAKIR’DAKİ ANNELERİN YANINA GİTTİĞİMİZ İÇİN RESMEN LİNÇ EDİLDİK
Diyarbakır’daki annelerin yanına gitmeniz çok konuşuldu…
Sadece konuşulmadı resmen linç edildik. Bu nasıl bir anlayış, anlayan anlatsın. Annelerimizin yanında durduk. Onlara sarılalım, ellerinden öpelim, haklı mücadelelerinde yalnız olmadıklarını görsünler istedik. Şova değil, destek olmaya gittik. Sosyal medyadan sabah akşam utanmadan, akla hayale gelmeyecek küfürler ediyorlar. Ne hakla?
Bazıları “Cumartesi Anneleri’ne niye gitmiyorlar?” diye tepki verdi…
Cumartesi Anneleri’ne de gideceğim. Tüm annelere saygımız sonsuz.
Peki, sizi terk eden kendi annenizi affedilebildiniz mi?
Tabii. Vefat ettiğinde yanımdaydı. Anneme her şey helal olsun. Beni doğurdu ya, o bana yeter.
TAM 45 KİLO VERDİM
61 yaşındasınız ve hiç göstermiyorsunuz. Formunuzu neye borçlusunuz?
Gastrit nedeniyle mide ameliyatı oldum ve tam 45 kilo verdim. Kilo insanı olduğundan daha büyük ya da yaşlı gösterebiliyor. Kilolar gidince daha iyi oldum.
“İnsan önce kendini sevmeli” derler ya sizin kendinizle aranız nasıl?
Önceden kendimi çok hırpalıyordum ama artık kendime daha fazla zaman ayırıyorum. Ailemle sık sık seyahat ediyorum. Vakit buldukça sesi güzel kardeşlerimi, arkadaşlarımı dinlemeye giderim. Zaten gerçek sanatçı pek kalmadı.
Bu sözlerinizle birilerini kızdıracaksınız…
Yalan söylemiyorum ki! Bu aralar rock müziğe sardım. Anadolu folk dinlemeye de giderim, popüler müzikleri dinlemeye de... Fuzuli zıplayan, kafalarını sallayan, sözde müzisyenleri dinlemiyorum. Kötü okuyanlara hiç tahammül edemiyorum. Arabada da, kendi şarkılarımı bile dinlemem, sadece haber dinlerim.
KİMSE KİMSEYİ GÖRÜŞÜNDEN DOLAYI LİNÇ EDEMEZ
Haberleri takip ediyorsanız ülkenin halini nasıl görüyorsunuz?
Benim ülkemde bir sıkıntı yok ama keşke siyasiler birbirlerine karşı bu kadar sert olmasalar... Biz dünyanın en güzel topraklarına sahip, en güzel ülkeyiz. Etrafımızdaki bu savaşların bitmesini diliyorum. Kadına şiddet gibi korkunç olayların son bulmasını istiyorum. Bir de beni çok alkışlayın ki beş yıl daha şarkı söyleyebileyim.
Sosyal medya ile aranız nasıl?
Aslında çok iyi ve yararlı bir platform. İyi kullananları seviyorum, amacı dışında kullananları asla tasvip etmiyorum. Sanatçı evine ekmek götüren bir insan ama sosyal medya yüzünden konserleri bile iptal olabiliyor. Herkes birbirine saygı duyacak. Kimse kimseyi görüşünden dolayı linç edemez. Dışarıda kükreyenler içeride susmayacak.
ALEV GÜRSOY CİMİN
- Kaşık kaşık yiyin, cilde içten kolajen yükleyip tek gecede 10 yaş gençleştiriyor! güneş lekelerini de silgi gibi siliyor
- Cilt bakımının red flag'leri! Herkes bu hataları yapıyor: Cildi tahriş ediyor, gözenekleri obruk gibi genişletiyor, kırış kırış kırıştırıyor
- Kaşık kaşık yiyoruz ama kan şekerini 300'e fırlatıyor! Damarları tıkayıp mideyi şişiriyor, kabızlığın en büyük sebebi!
- Fazla efor göstermeden yağlarınızı yakın! Vücudu kağıt gibi inceltiyor: Metabolizmayı makine gibi çalıştırıyor
- Kurusu kapış kapış satılıyor! Aktarda gören poşetini dolduruyor: Solunum yollarını hortum gibi açıyor, metabolizmayı çalıştırıyor, bağırsakların çalışma hızını artırıyor