Cumartesi PostasıCilde bahar bakımı

Cilde bahar bakımı

Paylaş
Cilde bahar bakımı

Uzun bir kışı daha geride bıraktık. Soğuk havanın faturasının farkında mısınız peki? Kuruyan eller, nemsiz kalan ve matlaşan cilt, dökülen saçlar... Ruhumuzla birlikte cildimizi de yenilemenin tam sırası.

RÖPORTAJ: ESRA ÖZÜBEK

eozubek@doganburda.com

Bu mevsimde tepeden tırnağa cilt bakımı yapılması gerektiğini söyleyen Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan ‘bahar bakımı’nın reçetesini yazdı.

Kışın kendini hissettiren soğuk hava, cildi nemsiz bırakarak kurumasına yol açar, mat ve solgun görünmesine neden olur. Bu yüzden baharla birlikte önlem almak gerekir. Cildi yenilemenin amacı, zararı onarmak. Cilt tipi ve ciltteki hasarın şiddetine bağlı olarak, dermatoloji uzmanları ve estetik cerrahlar, cilt hasarını tedavi etmeye çalışır. Cildimizdeki zarar; hafif, orta ve şiddetli derecede meydana gelir. Hafif hasarlar, dışardan uygulanan harici ürünler ve dermatolojik uygulamalarla ortadan kalkar. Ama ileri vakalarda cerrahi yöntemler etkili olur. Cilt yenilemek amacıyla dermokozmetik ürünler, cildi soyma işlemi olan peeling yöntemi, botulinum toksini uygulaması, dolgu işlemi ve lazer yöntemine başvuruluyor.

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan kışın yıpranan cildin bahar bakımına ihtiyacı olduğunu belirterek uygulanabilecek tüm yöntemleri tanıttı: “Dermokozmetik ürünler; harici uygulanarak cilt yaşlanmasını geciktirir. Kozmetik ürünlerden farkı, istenilen sonuca biyolojik etkiyle ulaşmalarıdır. Derinin daha derin tabakalarına ulaşırlar. Vitamin A, vitamin C, meyve asidi, koenzim Q ve topikal antioksidanlar, dermokozmetik ürünlerde en fazla yer alan maddeler. Kullanımları, uzun sürelidir.

Bu ürünler, erken başlayan yaşlanmalarda etkilidir. Cilde yapılacak kozmetik uygulamaların etki süresini de uzatır. Önemli olan, kişinin, cilt tipine uygun ürünlerini seçmesi. Kış döneminde yağ ve nemlendirici özelliği fazla ürünler tercih edilir. Baharda ise az yağlı, hafif ürünler kullanılmalı. Yağ oranı fazla ürünler, cildin yağ dengesini bozup sivilceye zemin hazırlar. Yağlanmayı kontrol altına almak için tonik de kullanılabilir.”

Leke tedavisinde peeling mucizesi

İlkbaharda, güneşin alevlendirdiği cilt hastalıkları ortaya çıkabilir. Cilt lekelerinin baharda belirgin hale gelmesinin nedeni de budur. Sorunu olanlar mutlaka güneş koruyucu kullanmalı. “Leke” demişken devam edelim: Leke tedavisi yaz başlamadan tamamlanmalı. Tedavide renk açıcı kremler ve peeling yöntemi kullanılıyor. Bazı dermokozmetik ürünlerin, güneşle etkileşime girmemesi için akşam kullanılması gerekiyor. Renk açıcı kremlerde; hidrokinon, retinoik asit, azeleik asit, kojik asit, arbutin ve glikolik asit gibi maddeler bulunur. Bu maddeleri içeren ürünler tek başına uygulanabileceği gibi kombine şekilde de kullanılabilir.

Tedavi dermatolog kontrolünde olmalı. İki ay sonra tedaviden cevap alınmaya başlar. Ancak bu ürünlerin, güneş koruyucuyla birlikte kullanılması şart. Peeling; leke tedavisinde başvurulan bir diğer yöntem. Özellikle derin yerleşmiş lekelerde, peeling yöntemi, evde kullanılacak kremlerle birlikte daha iyi sonuç verir. Peeling, meyve asitli ya da TCA peeling şeklinde olabilir. Amaç lekeli olan hücrelerin soyularak atılması ve ciltteki hücrelerde renk üretimini baskılamaktır. Peeling tedavisi, iki ya da üçer hafta arayla dört-altı seans yapılır. Peeling işlemi için kullanılacak asidin konsantrasyonun güçlü olmamasına dikkat edilmelidir. Güneş koruyucu kullanmaya da tedaviden sonra devam edilmelidir.

Kişide leke sorununun yanında güneş hasarı, kırışıklık ve mat görüntü de varsa; hem ürün tedavisi, hem de peeling’le lekeler açılır. Bu uygulama sayesinde aynı zamanda cilde parlak, sağlıklı ve canlı bir görünüm kazandırılır. Özellikle leke sorununun yanında amaç cildin görünümünün değişmesi, sağlıklı bir görünüm kazandırmaksa bu sistem hedefe yöneliktir. Renk artışında azalmanın yanında, ince kırışıklıklar, ciltteki sarkma ve solgun görünüm gibi yaşlılıktan kaynaklanan sorunlar da hafifletilmiş olur.

Uzmana emanet edin

Sözü yine Dr. Gökhan Okan’a bırakalım: “Kışın yol açtığı mat, solgun ve nemsiz görüntü, peeling ile ortadan kalkabiliyor. Ne var ki yaz mevsimi, peeling için uygun değil. Çünkü işlem, sonrasında sıkı takip gerektirir ve kişinin güneşten kaçınması gerekir. Peeling işlemi; ciltteki ölü deri tabakasının atılıp alttan sağlam derinin cilde ulaşması prensibine dayanmaktadır. Mat, soluk cilt yapısına sahip olanlar, cilt lekeleri bulunanlar, özellikle ağız ve göz çevresinde yüzeysel kırışıkları olanlar peeling için uygun hasta gruplarıdır. İşlem mutlaka uzmanlarca yapılmalıdır.

Gülme çizgilerine dolgu enjeksiyonu

Peeling işlemi hafif, orta, derin olmak üzere üç çeşittir. Hafif peeling’de genelde meyve asitleri tercih edilir. İşlem 5-10 dakika sürer. Uygulama sırasında hasta, yüzünde yanma hissedebilir. Ardından da ciltte kızarıklık, pullanma ve kepeklenme görülür. Bu görüntü birkaç gün ila bir hafta arasında yok olur. İşlem, üçer hafta arayla, 4-6 seans sıklığında uygulanır. Kimyasal peeling işleminde tercih edilen asit TCA’dır. Bu yöntem, derin akne izleri ve daha derin çizgileri olan hastalar için öneriliyor. En etkili yöntemlerden botulinum toksini, yani botoks, sinirden kasa uyarının gitmesini engelleyerek çizgileri hafifletir. Özellikle yüzün üst kısmı ve göz çevresi çizgilerinin ortadan kalkmasında faydalıdır.

Uygulama, ağrısız. Ancak ağrıya duyarlı olan kişilerde, uygulamadan önce anestezik krem uygulanabilir. Etkisi, uygulamadan 4-5 gün sonra görülmeye başlar ve 3-6 ay devam eder. Emin ellerde yapıldığı zaman yan etkisi yok denecek kadar azdır. Bir de dolgu enjeksiyonu var. Bu, yaşlanma sonucunda gelişen hacim kaybını ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan bir işlem. En çok ağız çevresi, dudaklar ve gülme çizgileri, dolgu işlemiyle tedavi ediliyor. Amaç, deride bulunan boşluğu doldurmak. Dolgu amaçlı çok sayıda madde kullanılıyor.

Tercih edilecek maddeler, derideki etki süresine göre kısa ya da uzun süreli oluyor. En sık tercih edilen dolgu maddesi, hyalüronik asit. Su bağlama özelliğine sahiptir. Cilt temizlenir, kişinin ağrı hissetmemesi için anestezik özelliği olan krem yüze sürülür, ilaç cilde verilir. Etkinliği 4-6 ay devam eder. Uygulamadan sonra ciltte hafif şişlik, ödem, kızarıklık, hafif morarma görülebilir. Ancak bunlar, kısa süren yan etkilerdir.

Tüylerle vedalaşalım

İstenmeyen tüyler söz konusu olduğunda en etkili tedavi seçeneği, lazer epilasyon. Tedavi öncesi hastanın ilaç hikayesi, hormonal bozukluk, metabolik bozukluk sorunu olup olmadığı araştırılır. Sistemik bir rahatsızlık varsa öncelikle o tedavi edilir. Kadın doğum ve endokrinoloji uzmanları ile birlikte hasta takip edilir. Kalın ve koyu kıllara sahip olanlar, lazer için uygun hastalardır. Kıl köklerinde bulunan melanin pigmenti, lazer enerjisinin hedefini oluşturmaktadır.

Çok çeşitli lazer yöntemleri bulunmaktadır ve farklı dalga boylarına sahiptirler. Nd:YAG lazer; koyu ten yapısına sahip kişilerde bile güvenle kullanılabilir. Lazer uygulanacak alanlarda ben varsa, o bölgenin kapatılması gerekir. Hastalara bronzlaşmamaları ve yüksek faktörlü koruyucu krem kullanmaları gerekliliği vurgulanmalıdır. İlkbahar, lazer epilasyon için uygun bir dönem. Çünkü ciltte yanma ve bronzlaşmanın olmaması, lazer epilasyonun olası risklerini ortadan kaldırır.

(07.05.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)

2

Haberin Devamı