'Ekrana dönmek için eşimi zor razı ettim'

Sunucu Özlem Yıldız evlenip anne olduğu dönemde mesleğine ara vermişti. Kısa süre önce TV8’de ‘Aklımıza Takıldı’ adlı programla ekranlara döndü. Özlem Yıldız ile İstanbul-Beykoz’da bulunan Acarkent’teki evinde buluştum. Bende bıraktığı izlenim; Üç yaşındaki oğlu Demir’in üzerine titreyen, eşine ve evine düşkün, neşeli, anormal disiplinli, dakik ve çok iştahsız...

Röportaj: Sinem YILDIRIM

-Her sabah 30 dakika açık havada koşuyorum. Ama egzersizden önce ısınma hareketlerini yapmayı asla ihmal etmem. Koşudan sonra 30 dakika da aletli egzersiz ve pilates yaparım.

-TV8’deki programıma ders çalışır gibi hazırlanıyorum. O günkü konuklarım hakkındaki bilgileri okumazsam bir şeyler eksik kalmış duygusuna kapılıyorum.

-Oğlum Demir ve eşim Sinan Serter ile birlikte sofraya oturmayı önemsiyorum. Yemek sırasında uzun uzun sohbet ediyoruz. Bu, bir aile olduğumuzu hissetmenin en güzel yolu. Tabii köpeğimiz Gina da hep yanımızda olur.

-Dizi izlemeyi severim. Seyrettiğim diziler ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?, ‘Aşk ve Ceza’, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’, ‘Hanımın Çiftliği’ ve ‘Ezel’.

-Çok disiplinli ve huzurlu bir hayatım var. Kurallarıma bağlıyımdır. Uykudan önce süt içer, mutlaka biraz kitap okurum. Akşam 10.30 civarında uyumuş olmalıyım. Çünkü ertesi sabaha programa dinç şekilde çıkmam gerek.

-Evlendikten sonra televizyona dört yıl ara verdim. Önce evliliğin tadını çıkardım, bol bol dinlendim, arkadaşlarıma vakit ayırdım, yemek yapmayı ilerlettim. Sonra oğlum Demir dünyaya geldi ve 24 saatim onun oldu. Demir anaokuluna başlayınca kendime ayırdığım zaman arttı. O zaman işime dönmek istedim. Sinan başlangıçta evliliğimizi korumak için bu fikre pek sıcak bakmadı. Dışarıdan yıpratılmamızı istemiyordu. Attığım her adıma ve sorumluluklarıma dikkat ettim, o da işimi ne kadar sevdiğimi görünce ikna oldu. Şimdi beni sonuna kadar destekliyor.

-Sinan’ın katı kuralları yoktur. Birbirimizin nelerden hoşlanmayacağını biliriz. Onun rahatsız olacağı bir şeyi zaten yapmam. Mutlu evliliğin sırrı bence arkadaş olmak ve elbette sevgi, saygı.

-Sinan ilgili bir baba. Oğluyla güzel vakit geçiriyor. Tek şikayetim var; kural koymuyor, hiç “Hayır” demiyor. Ben devreye girdikçe Demir babasına sığınıyor. Zaten Demir’in iki yaş sendromu biraz uzadı. Sebepsiz ağlama krizleri ve inatlaşmalar yaşıyoruz bazen.

-5-10 yıl önce sorsaydınız aşkı ‘koşulsuzca çok sevmek’ olarak tanımlardım. Oğlum hayatıma girdikten sonra aşkı ‘onun uğruna canımı vermek’ diye tanımlıyorum.

-Çocukken “İlerde ne olacaksın?” diye soranlara “Anne olacağım” cevabını verirdim. Çocuklara çok düşkünüm. Anaokulu açmak hayalimdi. Yuva açamadım ama binlerce şükür ki anne oldum.

-Gündüz spor, gece pırıltılı ve şık giyinmek hoşuma gidiyor. V2K, Beymen, Harvey Nichols, BCBG ve H&M’den alışveriş yapıyorum.

-Tatil için yazın Bodrum’u tercih ediyoruz. Yurt dışında Paris, Londra, Milano favorimiz.

-Ciddiye alınmamaya ve tekrarlanan hatalara çok kızarım. Ah, bir de fare fobim vardır. Ödüm kopar farelerden!

Çikolatasız asla

-İştahsız biriyim, yemek aklıma bile gelmez. Gün içinde ufak atıştırmalar, ana öğünde sebze ve beyaz et ağırlıklı beslenirim. Bol su içerim. Tek vazgeçilmezim çikolata, onsuz yapamam.

-Mutfakla aram iyidir. İddialı değilim ama konuklarıma güzel şeyler yaparım.