İsmail Hacıoğlu: Eldekine şükretmek mutlu eder, evlilik de böyle bir şey
Bir an ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ın setindeyim de Kadir İnanır’ın gençliğiyle burun buruna geldim zannettim. Ekranda göründüğünden çok daha yakışıklı ve karizmatik. Ayrıca çok direkt. Aklıyla dilinin arasındaki mesafe yakın. İsmail Hacıoğlu’nu dizi setinde ziyaret ettim. Oyunculuktan aşka ve evliliğine uzandı sohbetimiz.
‘Mehmetçik Kutlu Zafer’in setindeyiz. Nasıl gidiyor?
Yoğun ama güzel. Bu kadar uzun sürelerde çalışınca yoruluyoruz tabii. Ama ortaya çıkan sonuca değiyor. Arşivlik bir iş yapıyoruz. Ekipçe bu inançtayız. Keyfimiz yerinde.
Bir dönem hikayesi anlatıyorsunuz. Güncel, şehir hikayelerinden daha zor yanları var mı dönem dizilerinin?
Birinci Dünya Savaşı sonlarında Osmanlı topraklarında İngilizlere karşı kazanılan zaferi anlatıyoruz. Özellikle anlattığımız dönem gereği hepimiz için zor bir yolculuk oluyor. Neticede güç koşullarda yaşamış bir jenerasyonun torunlarıyız. Onların çektiklerinin yanında bizim çektiklerimiz devede kulak... O yüzden gurur duyuyorum bu sette çalışmaktan.
Aksiyon sahneleri için özel eğitim aldınız mı?
Tabii. At binme ve savaş sahneleri için çalışmalarımız iki ay boyunca devam etti. Aksiyon çekmek başka bir matematik ve zeka gerektiriyor. Çok şey öğreniyorum aksiyon çekerken.
Memleket sevdalısı Üsküplü Ali Kumandan’ı canlandırıyorsunuz. Nasıl anlatırsınız Ali Kumandan’ı?
Üsküplü’nün bir sahnede çok etkilendiğim bir lafı var. İki yerinden kurşun yiyor. Ertesi gün ayağa kalkıyor. Onu gören komutanı Halil Paşa, “Hayırdır aslanım, erken kalkmışsın” diyor. Halil Paşa da apandisit ameliyatı olması gerekirken cepheye gidip savaşan bir komutan. Üsküplü’nün Halil Paşa’ya cevabı şu oluyor: “Sizi ayağa kaldıran dertten bende de var komutanım!” Onu en iyi anlatan sahnelerden biri bence. Memleket sevdalısı, özgürlük derdinde olan bir adam Üsküplü.
Partneriniz Cansu Tosun ile çalışmak nasıl?
Cansu’yla ilk defa birlikte çalışıyoruz. Ben çok keyif alıyorum. Daha önce çalıştığım partnerler arasında bana çok şey katan ve çok şey paylaşabildiğim bir arkadaşım.
Peki, bu hikayedeki aşk nereye gidecek?
Üsküplü’nün vatan aşkı o kadar baskın ki içindeki aşkı tamamen bastıracak mı? Fatma ile olan aşkına hem hikaye olarak hem seyirci olarak çok ihtiyacımız var aslında. Çünkü aşksız bir hayat gerçekten sıkıcı. Savaşmak da vatan kurtarmak da aşkla yapılınca anlamlı... Neticede aşk için ya her şey nihayetinde... Değmeli ya hani birileri için bir şeylere... O yüzden Üsküplü aşık olduğu için ben çok mutluyum.
HİKAYE ÇOK TEMİZ OLUNCA HOŞUMA GİTMİYOR, KİRLİ ŞEYLERİ DAHA ÇOK SEVİYORUM
Geçtiğimiz yıl ‘Ayla’ filmiyle büyük beğeni topladınız. Duygusal derinliği olan bir filmdi. Aynı derinliği dizi setlerinde hissedebiliyor musunuz?
Yazılan sahneyle ve yakaladığınız duyguyla alakalı. Çünkü çok anlık bir durum o aslında. O anı, o andaymış gibi hissetmek ve hissettirmek... Gerçeğe en yakın haliyle vermek... Yoksa öbür türlü karakter ve hikaye çok temiz, dümdüz olunca hoşuma gitmiyor. Kirli şeyleri daha çok seviyorum.
Genelde oyuncular sektör eleştirisi pek yapmaz. Ama sizin daha önce ciddi eleştirilerinizi okudum...
Televizyon çabuk tüketmeye odaklı işler üretiyor sadece. Biraz dizi matematiğiyle alakalı eleştirim. Bizden her hafta bir sinema filmi isteniyor ve biz çekmeye çalışıyoruz. Bu çok yıpratıcı. Oyuncunun özeninden de çalıyor. Ama şu an çalıştığım setten çok memnunum. Çünkü gerçekten üretmeye odaklı bir ekiple birlikteyim.
İstemediğiniz işlere, “Hayır” deme lüksüne sahip misiniz artık?
İnanmadığım bir işin içinde olmam. Hayat vereceğim role de hikayenin bütününe de yürekten inanmam lazım. Ama idealize edilen bir kariyer planından bahsediyorsak o günümüz şartlarında kimse için çok mümkün değil. Hem bu işi bu şartlarda yapacaksın, hem babadan dededen kalmayacak, tek tabanca yapacaksın.... Zor yani. Bunu kabul edelim. Neyse ki üç yıldır birlikte çalıştığım Abdullah Bulut kardeşim var. Bu yolda birlikte yürüdüğümüz için, sırtımı birilerine dayayabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum...
DÜNYALIK KISMINI HALLEDİP KARIMLA BİRLİKTE YOLLARA DÜŞECEĞİM
İki yıldır Duygu Kaya Kumarki ile evlisiniz. Evlilikle ilgili kafası karışık olanlara tavsiye eder misiniz evliliği?
Valla her koyun kendi bacağından asılır. Ama çoğunlukla evli olanlar bekarlığa, bekar olanlar da evliliğe özenir. Bu bir çıkmaz. Dolayısıyla eldekine şükretmek insanı her zaman mutlu eder. Evlilik de böyle bir şey yani... Anlayışlı olacaksın, temeli bu.
Zor mu?
Zor tabii, kolay olabilir mi? İki insanın anlaşabiliyor olması başlı başına zor. Bizim de hayatımızda her şey güllük gülistanlık değil. Ama zaten birlikte olmak, biri düştüğünde diğerinin onu ne kadar kaldırabildiğiyle alakalı. Şükrediyorum. İyi ki eşim var başımda.
Evlilik, aşkı rutine bindiriyor mu?
Evet yani, bazen biniyor. Bizim de sıkıldığımız, “Of yine mi aynı şeyler?” dediğimiz oluyor. O zaman değiştiriyoruz yaptığımız şeyleri.
Aşk sizin için ne ifade ediyor?
Kızım. Aşkın en güzel hali o!
Adı neden Yemin?
Eşim buldu. “Aaa! Ne güzel isim, hiç duymadım” dedim. “Yok zaten” dedi. Kulağa sanki “Vaaay, birbirlerine yemin etmişler” gibi geliyor ama, tamamen sevdiğimiz için koyduk.
Gelecekten neler bekliyorsunuz?
Dünyayı gezmek istiyorum. Kızımın geleceğini, işin dünyalık kısmını hallettikten sonra karımı da alıp yollara düşmek istiyorum.
“Baba olunca anladım” sözünü bir cümleyle tamamlasanız...
Çok ağır soru. O kadar çok şey var ki... Bir ben daha varmış bende, benden içeri... Evet, bu galiba.
CANIM PAHASINA BİR TEK KIZIMI VE EŞİMİ SAVUNURUM GERİSİ HİKAYE
Hayatta canınız pahasına savunacak kadar inandığınız ne var?
Kızım ve eşim, gerisi hikaye.
Hayatın bütününden memnun musunuz?
Yani, olabildiğince...
İnsanların geneline bakınca herkeste bir mutsuzluk hali var. Bu neyle ilgili sizce?
Dünyanın çivisi çıktı. her şeyi tüketmek üzerine kurduk. Kimsenin kimseye toleransı, karşısındakini anlamak gibi bir derdi kalmadı. herkes her şeyi çok biliyor. E, niye bu kadar mutsuzsun o zaman abi! Var işte ters giden bir şeyler. Ama açıkçası ben kendi sınavımla uğraşıyorum. Kendi kapımın önünü temizlemenin peşindeyim.
Oyunculuk dışında nelerle meşgulsünüz şu sıra?
İnanın neyden keyif aldığımı unuttum. set dışında bir şeye pek fırsat kalmıyor zaten.
Oya Çınar
oya.cinar@posta.com.tr
Fotoğraflar: Şafak Güven
- Bağırsakları tıkır tıkır çalıştırıyor! Mutfağınızdan eksik etmeyin: Damarları kireç sökücü gibi temizliyor
- Özel izinle ekiliyor! Kilosu 6 bin TL: Yorgunluğu tarihe karıştırıyor: Şişkinlik ve hazımsızlığın kökünü kurutuyor
- 1 litre suyla karıştırıp için! Göbekte biriken yağları eritiyor: Kalori yakımını hızlandırıyor
- Selçuklu sarayından eksik edilmeyen meyve! Konya'nın verimli topraklarında yetişiyor: Zengin antioksidan deposu besinler listesinde ilk sırada
- Dibi tutmuş tavayı, tencereyi eski haline çeviriyor! Yandı diye çöpe atan pişman oluyor