Cumartesi PostasıMuazzez İlmiye Çığ: 60 yaşına gelip de hala okuma yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum

Muazzez İlmiye Çığ: 60 yaşına gelip de hala okuma yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum

Paylaş
Muazzez İlmiye Çığ: 60 yaşına gelip de hala okuma yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum

Osmanlı’nın son yıllarına, iki dünya savaşına ve Cumhuriyet’in her dönemine tanıklık etti. 104 yaşında bir enerji topu. Dünyanın sayılı sümerologlarından, saygın bir bilim insanı. Diyor ki: 60 yaşında okuma yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum. Bunun bahanesi yok, 1930’ların yokluğunda bile öğrenme aşkı vardı. Hâlâ Cumhuriyet’in ilk 10 yılında yapılanların üzerine çivi çakamadık

OYA ÇINAR

Haberin Devamı

oya.cinar@posta.com.tr

Fotoğraflar: Emre Yunusoğlu

Nasıl bir his 104 yılı devirmek?

104 yaşında olduğumu düşündükçe şaşkına dönüyorum. Beklemiyordum. Ama artık bıktım yaşamaktan. Çok dertleniyorum. Kendimle ilgili değil ama etrafımda olup bitenler beni çok üzüyor. Çocuklarım, torunlarım için kaygılanıyorum, onlar için ödüm kopuyor.

Özel bir çabanız oldu mu bu kadar uzun yaşamak için?

Yoo! Hiç özel bir şey yapmadım. Az da yemedim, çok da yemedim. Ama çok yürüdüm. Hâlâ yatak sporlarım vardır. Şimdi biraz bacaklarım ağrıyor, zorlanıyorum ama yine de yapıyorum.

Sizce ruh yaşlanıyor mu?

Yaşlanmanın kötü yanı o ya işte kızım. Bedeniniz bazı şeylere eskisi gibi izin vermiyor ama ruh yaşlanmıyor. Duygular hiç değişmiyor. Gençlikte nelere ağlıyorsam hâlâ aynı şeylere ağlıyorum. Nelerden heyecan alıyorsam aynı şeylerden heyecan alıyorum.

Haberin Devamı

Muazzez İlmiye Çığ: 60 yaşına gelip de hala okuma yazma bilmeyenleri görünce deliriyorum

Nasıl geçti hayatınız?

Dolu dolu geçti. Dalgalarda kaldım ama hiç boğulmadım. Hep su yüzünde kaldım. Çok çalıştım. O kadar işin gücün arasında iki çocuğum oldu. Annemin yardımlarıyla ve kocamın anlayışıyla büyüttüm. Kıyafetlerini kendim dikerdim. O zaman hazır giyim yoktu. Evde de dışarıda da hep çalışarak geçti hayatım.

Fahri doktoranız, 23 kitabınız ve bili otu, böceği, hayvanı... Benim Tanrım Gök Tanrı. Sevecensen Gök Tanrı sıkıntını alıyor, işin gücün rast gidiyor. Değilsen de seni kendi haline bırakıyor. Öyle cezası, ateşlerde yakması yok. “Aaa bayıldım vallahi ben bu Tanrı’ya” dedim okuyunca. Vallahi bayıldım!

AVRUPA'NIN HER REZALETİ UNUTULDU AMA BEETHOVEN HATIRLANIYOR

Günlük rutininizde neler var?

Her sabah gazetelerimi gözden geçiriyorum. Bol bol okuyorum. Şimdi ‘Türkçenin Dirilişi Hareketi’ kitabı var elimde. Magazin de okur musunuz?

Gazetelerin eklerini okurum. Artistlere martistlere bakıyorum, ne yapıyorlar diye. Ama sanatta ve sporda başarılı gençlerimize az yer veriliyor. Zaten Osmanlı’dan kalan kötü bir imajımız var. Bakın dünyaya, Avrupa’ya, İkinci Dünya Savaşı’ndaki rezaletleri, her türlü pislikleri unutuldu ama Beethoven hatırlanıyor! Sanatın böyle bir gücü vardır! Biz de Osmanlı’dan kalan bu kötü imajımızı temizlemek istiyorsak kendi Beethoven’larımızı yetiştirmemiz lazım.

Bunca yaşam deneyiminizden sonra gençlere ne öğüt verirsiniz?

Çok okusunlar. Çalışsınlar. Lisan öğrensinler. Türkçeye çok önem versinler. Lisan öğrenmek başka, kendi diline sahip çıkmak başka. Kendi dilimizin içine çok rica ediyorum yabancı kelimeleri sokuşturmasınlar. Önyargılı olmasınlar. Dedikodudan uzak dursunlar.

Bu dünyaya bir geliş amacınız var mıydı sizce?

İki gün evvel bir ressam geldi ziyaretime. Sümerlerle ilgili hayali resimler yapmış, getirmiş. Bayıldım. Benim gayem de çabam da buydu: Sümerleri halka tanıtmak. Gayeme ulaştım mı? Herhalde Atatürk’e vefa borcumu ödedim diye düşünüyorum. Türkiye’den başka hiçbir yerde Sümerler hakkında bu kadar bilinçli bir halk yok. Bu da beni çok mutlu ediyor.

DÜNYAYA BİR DAHA GELİRSEM UZAYA GİTMEK İSTERİM

Sıkılınca ne yaparsınız?

Başka bir şey yaparım.

Zorluklarla mücadele ve devam etme gücünü nelerden alırsınız?

Yılmam ben bir şeyden. Yılıp da çekilmem köşeye.

Sizi ne heyecanlandırır?

Sabah çıktım balkona, bahçeme baktım. Öyle güzel renkler var ki... Eflatunu, pembesi, kırmızısı... Doğa bana coşku veriyor. Güzel bir kitap okumak, iyi bir film izlemek, gençlerle buluşmak beni heyecanlandırıyor.

Dünyaya yeniden gelmek ister miydiniz?

Uzaya gitmek isterdim şekerim. Uzayla ilgili çok araştırır, her şeyi severek okurum.