Özlem Yıldız: Benim gibi tanınmış kadınlarla birlikte olan adamların öz güvenli olması lazım
Ünlü sunucu Özlem Yıldız, yeni programı ‘Konuştukça’ ile ekranlara geri dönüyor. Program, bugünden itibaren her cumartesi ve pazar saat 08:30’da Kanal D ekranlarında olacak. Hayli heyecanlı olan Özlem Yıldız, bu programda hem kendi deneyimlerini paylaşacak hem de en çok merak edilenleri uzman konuklar eşliğinde izleyicilere aktaracak. Biz de kendisine hem “Hayırlı olsun” dedik hem de keyifli bir sohbet ettik. Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Yeni programınız ‘Konuştukça’ hayırlı olsun. Bu programın diğer programlardan farkı ne?
Hem mutfağa hem de yaşama dair keyifli öneriler sunmak, eğlenceli konuklarla ve sürprizlerle tatil günlerinde de insanların keyifli vakit geçirmesini sağlamak, sağlıklı yaşama dair tüm seçenekleri izleyiciyle buluşturmak için Kanal D ekranlarında olacağız. Bizi izleyenler, hem doğru bilgiye akılda kalıcı formüllerle ulaşacaklar hem de keyifli vakit geçirecekler ve eğlenecekler. Müzik ve televizyon dünyasının sevilen isimlerini de eğlenceli içeriklerle ve sürprizlerle ağırlayacağız. Başarılı partnerim Dr. Sinan Akyürek ile ben de bilmediğim birçok şeyi deneyimlemiş, öğrenmiş olacağım.
Programda pratik ve lezzetli yemek tarifleri de olacak. Ünlüler evde yemek yapmaz diye bilinir ama siz yapar mısınız?
Vallahi öyle bir şey yok! Ev işleri her zaman çok hoşuma gider. Özellikle sevdiğim bir misafirim varsa kendi soframı dikkatli kurmaya, onların sevdiği yemekleri yapmaya gayret gösteririm. Yani ben de her kadın gibi eve girdiğim zaman ev kıyafetlerimi giyip ev işleriyle ve oğlumla ilgilenmeyi, yemek yapmayı severim.
GÖSTERİŞ YAPMAYI HİÇ SEVMEM KENDİ HALİNDE AMA MUTLU BİR YAŞANTIM VAR
Nasıl bir hayatınız var? Mütevazılığı mı yoksa abartıyı mı seversiniz?
Asla abartılı bir hayatım olmadı. Çok mütevazı, kendime göre bir aile hayatım var. Lüks yaşama arzum yok. Hayat bize ne gösteriyorsa, ne sunuyorsa sabırla karşılayıp onu yaşıyoruz. Gösteriş yapmayı da hiç sevmem. Kendi halinde ama mutlu bir yaşantım var.
Kameralar kapanıp program bittiğinde neler yaparsınız?
İlk yaptığım şey; hemen ellerimi yıkamak, makyajımı silmek ve duş almak. Üstüme en rahat kıyafetlerimi giyerim ve ayaklarımı uzatıp dinlenirim. Oğlumla vakit geçiririm. Sevdiğim bir filmi izlerim, karnım açsa hemen sofraya otururuz, yemek yeriz.
40'LI YAŞLAR ÇOK GÜZEL ARTIK DAHA AĞIRBAŞLI BİR ÖZLEM VAR
40’lı yaşlarla aranız nasıl?
40’lı yaşlarıma geldim ama herkes daha küçük gösterdiğimi söylüyor. Bu bir avantaj mı yoksa dezavantaj mı, bilmiyorum. Kucağımda küçücük küçücük resimleri olan çocuklar şimdi koca adam olmuş. Yanıma geliyorlar ve “Sizin programlarınızı izliyorduk” diyorlar. Ben de çok şükür ki kendime iyi bakmışım. 40'lı yaşlar çok güzel artık daha ağırbaşlı bir Özlem var. O eski çocuksu hallerimden kurtuldum.
Yıllardır hiç değişmediniz. Kendinize nasıl bakıyorsunuz?
Bu biraz genetik bir konu bence. Ailecek zayıfız ve yaşımızdan daha küçük gösteriyoruz. Beslenmeyle, pozitif düşünmeyle de alakalı. Ben bugüne kadar hiç sigara içmedim. Sporumu yapıyorum, cildime iyi bakıyorum. Spor yapmadığı zaman eksikliğini hissedenlerdenim. En önemlisi ise; kendimizi sevmek, kendimize önem vermek.
KÖTÜ BİR HABER YA DA ROMANTİK BİR FİLM İZLEDİĞİMDE GÖZYAŞLARIM HEMEN SÜZÜLÜR
Sizi bu hayatta neler hüzünlendirir?
Benim için önemli olan biri beni kırarsa çok hüzünlenirim. Oğlumla ilgili konularda da çok hassasım. Çocuklarla ilgili konular da beni çok etkiliyor. Kötü bir haber ya da romantik bir film izlediğimde hemen gözyaşlarım süzülüyor. O anlamda zayıfım.
Dışarıdan baktığımızda güler yüzlü fakat duvarları olan, mesafeli ve kırılgan bir Özlem Yıldız görüyoruz. Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Söylediklerinize katılıyorum. Biraz soğuk ve yaklaşılması zor gibi bir duruşum var. Genel olarak insanların söyledikleri bu ama mesela güzel bir şey söyleyerek yanıma yaklaşan kimseye de kötü davranmam. Bana adım atan insanlara ve sevenlerime karşı elimden geldiği kadar kibar davranıyorum. Hayata karşı biraz katı durmak lazım belki de. Çok da kötü bir şey değil diye düşünüyorum.
En katlanamayacağınız şey ne?
Söz verip de sözünde durmayan insana tahammül edemiyorum. Ben bir şey yapamayacaksam söz vermem.
ANNELİĞİME VE NAMUSUMA LAF EDENLERİ ASLA AFFETMİYORUM
Son zamanlarda insanlar, sosyal medyadan ünlülere çok laf söylemeye başladı. Siz bu acımasız yorumlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
En sinir olduğum şey! Yolda görseler yüzümüze karşı söyleyemeyecekleri şeyleri klavye başında rahatça söyleyebiliyorlar. Hayatımda ilk defa sosyal medyada yazılan bir eleştiri için hukuki yollara başvurdum. Beni beğenmeyebilir, yaptığım işi başarılı bulamayabilir… Bunların hepsine saygı duyuyorum, çünkü tanınan bir insanım ama anneliğime, namusuma laf edenleri de affetmiyorum. İçimden başka bir Özlem çıkıyor. Kimse kimsenin ahlakına laf söyleyemez. İnsanların özel hayatlarına ve kişiliklerine saygılı olunmalı. Saygılı olmayanlar da cezalandırılmalı.
İnsanlar ten renginiz hakkında çok konuşuyor. Size “Solaryum çılgını” diyen bile var. Hatta bazılarına göre bronzlukta Fedon’la yarışan tek isim sizmişsiniz. Buna ne dersiniz?
Solaryuma girmeyeli uzun zaman oldu. Eskiden kışın da bronz olmayı çok seviyordum. Tam bir yaz kızıyım ama artık eskisi gibi güneşin faydalı olduğunu düşünmüyorum. Eskiden hiç güneş koruyucu sürmezdim şimdi 50 faktörlü korumayı mutlaka yüzüme sürüyorum. Güneş çok tepedeyken güneşe çıkmamaya dikkat ediyorum.
KİMSE KENDİNDEN DAHA İYİ OLANI ÇEKEMEDİĞİ İÇİN SANAT CAMİASINDA SAHTE DOSTLUKLAR VAR
Sanat camiasında gerçek dostluklar var mı?
Bence, sanat camiası, tıp camiası, eğitim camiası gibi kalıplara gerek yok. Herkesin herkesle çok iyi dost olması gerekmiyor. Sorunlu olduğum çok fazla insan yok. Genel olarak herkesle iyi anlaşırım. Kimse kendinden daha iyi olanı çekemediği için sanat camiasında sahte dostluklar var. Ben kendime yapılmasını istemediğim şeyleri kimseye yapmam.
OĞLUM DEMİR 13 YAŞINDA VE EVE GİRİŞ ÇIKIŞ SAATLERİMDEN KIYAFETİME KADAR HER ŞEYİME KARIŞIYOR
Bekar bir annesiniz, bir oğlunuz var. Bu durumun sizi zorladığı oluyor mu?
Hiç de zorlamıyor. Oğlum Demir 13 yaşında olduğu için yazılanın, çizilenin her şeyin farkında. Eve giriş çıkış saatlerimden giydiğim kıyafete kadar her şeyime karışıyor. Beni zorlamıyor, aslında yaşamımı keyifli bir hale getiriyor.
Kadın olmayı nasıl tanımlarsınız? Kadınlara seslenecek olsanız onlara ne dersiniz?
Kadın olmak güzel ve ayrıcalıklı bir şey. Kadınların ayaklarını sağlam bi rşekilde yere basması için bir şekilde elinin ekmek tutması gerekiyor. Pek çok kadın, ekonomik özgürlüğü olmadığı için erkek şiddetine sessiz kalıyor. Her kadın ve her birey özgürdür ve özgürlüğü engellenemez.
SEÇİCİ VE TİTİZ BİRİYİM, ANCAK GELECEĞE TAŞINACAĞINA İNANIRSAM BİR İLİŞKİ YAŞARIM
Uzun zamandır hayatınızda kimse yok diye biliyorum. Kendinizi yeni ilişkilere kapattınız mı?
Hayatı geldiği gibi yaşamayı seviyorum ama tabii ki kolay kolay hayatıma kimseyi alamıyorum. Önceliklerim ve sorumluluklarım var. Ancak geleceğe taşınacağına inanırsam bir ilişki yaşarım. Bu yüzden de ince eleyip sıkı dokuyorum. Seçici ve titiz biriyim.
Demir’in babası, eski eşiniz Sinan Serter’le arkadaş gibiydiniz eskiden. Şimdilerde durum nasıl?
Hâlâ öyleyiz. Geçen hafta oğlumuzun doğum günü için üç günlüğüne Antalya’ya tatile gittik. Sinan, hafta sonları Demir’i alıyor ama hafta içi de görmeyecek diye bir şey yok. Bir tatlı alır, bir meyve alır kapımızı çalar. Aramızdaki arkadaşlık sonuna kadar devam eder. Bence olması gereken de bu. Kişisel kavgaları çocuklarımıza yansıtmamalıyız. Hayatta en kıymet verdiğim şey oğlum. Onun mutlu olması için her fedakarlığı yaparım. Onun mutlu aile şartları içinde yaşaması için çaba sarf ediyorum.
Türkiye’nin en güzel kadınlarındansınız. Bir erkek sizin kalbinizi nasıl çalabilir?
Tanınan insanlar olduğumuz için çok kolay bir hayatımız yok. Benim gibi tanınmış kadınlarla birlikte olan adamların öz güvenli olması lazım. Kendisiyle barışık olmayan insan, ünlü bir kadınla yapamaz. Ayakları yere sağlam basan, eğlenceli biri olmalı. O da benim için çok önemli. Hayatı paylaştığım, beraber yürüdüğüm insanın eğlenceli olmasına, esprili olmasına yaptığım işe saygılı olmasına dikkat ederim.
İkinci bir evlilik fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Evlenirim ya da evlenmem diye katı yargım yok. Oğlum olduğu için bunun sorumluluğunu alabilecek biri olması gerekiyor.
- Japonlar bardak bardak içiyor! Metabolizma hızını yüzde 100'e çıkarıyor, potasyum, demir, kalsiyum ne ararsan onda! Doğanın antioksidan kralı
- Suyunu sıkıp bardak bardak içenin kolesterol seviyeleri anında yere çakılıyor, doğanın C vitamini kralı olarak biliniyor
- Kaşık kaşık yiyoruz ama kan şekerini 300'e fırlatıyor! Damarları tıkayıp mideyi şişiriyor, kabızlığın en büyük sebebi!
- Çay suyuna 1 parça ekleyin! Çayın lezzetini 10 kat artırıyor: Saatlerce taze kalmasını sağlıyor
- Tahinin içine kaşık kaşık ekleyin: Tıkalı damarları yağ çözücü gibi açıyor! Kemikleri beton gibi güçlendirip demir depolarını fullüyor!