Sera Kutlubey: Öpüşme sahnesine tepki gösteriyorlar çünkü gerçek sevgiye açlar
Sera Kutlubey, son dönemin en dikkat çeken oyuncularından biri. Kendisini şu ana kadar ‘Hercai', ‘Zalim İstanbul’ gibi başarılı dizilerde izledik ama ilerleyen zamanlarda adından daha çok söz ettirecek gibi görünüyor. Onu daha yakından tanımak istedik. // Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Nasılsınız?
Pandemi gibi herkes için çok zor geçen bir sürece rağmen kendimi şanslı azınlıkta hissediyorum. Bir projem pandeminin başladığı zamana, diğeri ise tam yükselişe geçtiği zamana denk geldi. Pandemide çalışabilmeye devam etmek resmen lükstü. Sadece maddi değil, manevi açıdan da ruhuma iyi geldi. Çalışmak, üretmek insanı diri tutuyor… Yer aldığınız hemen her işte oyunculuğunuz büyük övgü alıyor. Ama onun dışında Sera nasıl biri? Kendinizi nasıl anlatırsınız? Teşekkür ederim. Ne mutlu bana! (Gülüyor) Ben kendi kabuğunda, küçük bir çevreyle yaşıyorum. Ama kabuğumun içi rengarenk… Genel olarak mutluyum.
İNANDIĞIM BİR ŞEYİN PEŞİNİ KOLAY KOLAY BIRAKMAM
Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Tek çocuğum ama büyük bir ailenin içinde büyüdüm. Kuzenler, teyzeler, amcalar, büyükanneler... Bir de hem anne hem de baba tarafında, en küçük kuzen ve tek kız benim. O yüzden hep üstüme düşüldü. (Gülüyor) Sevgi dolu bir ailede büyümenin ne kadar önemli olduğunu büyüdükçe fark ettim...
Aileniz destekliyor mu oyuncu olmanızı?
Hep desteklediler, her düştüğümde onlara tutundum. En büyük şansım ailem oldu hep.
‘Zalim İstanbul’da hak, hukuk için kendi öz kardeşini bile karşısına alan bir karakterdiniz. Gerçek hayattaki Sera’nın adalet anlayışı nasıldır?
Sanırım Cemre’yle en benzeştiğimiz yerlerden biri de burası. Ben de inandığım şeyin peşini kolay kolay bırakmam. Arkasından koşarım, koştururum...
Hayatta en karşı olduğunuz şeyler neler?
İkiyüzlülük... Kesinlikle bana dürüst olunmasını isterim çünkü her ilişkinin temeli güvendir.
Sizi en çok ne üzer?
Aileme ve aile bildiğim kişilere zarar gelmesi herhalde... Onlar benim yumuşak karnım.
Oyunculuğa nasıl başladınız?
Çocukluğumda da meraklıydım oyunculuğa. Müzikallerden çıkmak istemezdim... Lisede pek iyi bir öğrenci değildim ama ne zaman tiyatro kulübüne girdim, işte o zaman okulla ayrı bir bağ kurmaya başladım. Sonra zaten su aktı, yolunu buldu. Önce kendimi konservatuar sınavlarına hazırlanırken, sonra da okulda buldum... Ardından da okurken çalışmaya başladım zaten.
EKRANDA EVCiLiK OYNUYOR GiBi HiSSEDiYORUM
İdolünüz ya da çok örnek aldığınız bir oyuncu var mı?
Zuhal Olcay’ı çok beğeniyorum.
Kamera önünde kendinizi nasıl buluyorsunuz?
İlk başladığım zamanlarda çok tedirgindim tabii. Televizyon, tiyatrodan bambaşka bir dünya. Daha küçük oynamak gerekiyor, kameranın açılarına dikkat etmek gerekiyor... Zamanla alıştım... Çoğu teknik konuyu setlerde öğrendim, hâlâ da öğreniyorum... Zaman geçtikçe daha keyif alır hale geldim. Bir yandan da evcilik oynuyor gibi hissediyorum. (Gülüyor)
BU TOPLUMDA HER KADIN BİR ŞEKİLDE TACİZ EDİLİYOR
Son dönemde sadece kadına şiddet değil; çocuk tacizleri, aile içi şiddet de çok gündemde...
Ne söyleyebilirim ki? Böyle insanlarla hâlâ aynı havayı solumaya maruz bırakıldığımız için öfkeliyim. Cezası verilmemiş her suçlu, yeni bir suçlu doğuruyor ve diğerlerini de besliyor... Ama biz bu konuda sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz her zaman.
Kadınlar, maruz kaldıkları tacizleri eskisi gibi saklamıyor ve deşifre ediyor. Sizin böyle kötü bir deneyiminiz oldu mu?
Bu toplumda hemen hemen her kadının bir şekilde tacize uğradığını düşünüyorum. Taciz, cinsel olarak sınırlandırabileceğimiz bir şey değil. Her gün binlerce kadın, iş yerlerinde farklı şekillerde mobbing'e uğruyor. Kiminin eski sevgilileri peşini bırakmıyor, kimi daha küçücükken ‘ahlak’ kisvesi altında en insani haklarından maruz bırakılıyor... Çoğu kişi belki taciz edildiğinin bile farkında değil.
Geçtiğimiz günlerde genç oyuncu Hafsanur Sancaktutan, aile içinde tacize uğradığını açıkladı. Haberi okuyunca ne hissettiniz?
Hafsanur, birçok genç kızın sesi oldu. Aynı duruma maruz kalanlara güç verdi. “Utanmak yok, onlar utanacak” dedi. Kalpten destekliyorum çünkü böyle böyle gözleri korkacak bu insanların. Eninde sonunda bir gün ifşalanacaklarını bilmeleri gerekiyor. Birini taciz ettiğinde karşısına milyonları alacağını bilecek o kişi. Bunun o insanlar açısından en azından caydırıcı bir yanı olabileceğini düşünüyorum. İnsanlığından olmasa da korkularından bunu yapmaya cesaret edemeyebilirler bu sayede.
HERKES ‘AHLAK BEKÇİSİ’ OLMUŞ KİMSE DÖNÜP KENDİNE BAKMIYOR
“Asla oynamam” dediğiniz bir rol var mı?
Yanlış olduğunu düşündüğüm durumların normalleştirildiği bir sahnede bulunmak istemem. Tabii ki bunu insani bir yerden söylüyorum... Biz, hayatta yaşanan her şeyi işliyoruz ve oynamak durumunda kalıyoruz. O yüzden benim için tek bir kırmızı çizgi var; o da konunun nasıl işlendiği… Bir sahne, yanlış bir şeye mi hizmet ediyor yoksa seyirciyi bir şeyle yüzleştiriyor mu? Ben, buna bakarım. k
Sizin için oyunculukta zirve neresi?
Hep yolda kalabilmek…
Zaman zaman dizilerde öpüşme sahneleri çok gündem oluyor. Sizin de bu konudan yakındığınızı okumuştum...
Maalesef böyle bir durum var. Günümüzde herkes ahlak bekçisi olmuş ama kimse dönüp kendine bakmıyor. Şiddeti tolere edip öpüşme sahnelerine tepki gösteriyorlar çünkü gerçek sevgiye açlar… Bunu böyle görüp, öğrenmişler. Onlara hem kızıyor hem de üzülüyorum.
BELİRLİ BİR GÜZELLİK ALGISI UĞRUNA TEK TİPLEŞMEK ÇOK YANLIŞ
Kadınlar üzerinde toplumun dayattığı bir güzellik algısı var. Bu konuda ne söylersiniz?
Her gün, sadece sosyal medya üzerinden bile dış görünüşümle ilgili olumlu olumsuz onlarca mesaj alıyorum. Ne kadar “Önemsemiyorum” desem de zaman zaman benim de bu dayatmalara kulak kabarttığım oluyor. Bazen hoşuma gidiyor bazen sıkıyor ama günün sonunda yine kendimden memnun bir şekilde yastığa kafamı koyuyorum. Belirli bir güzellik algısı uğruna tek tipleşmek çok yanlış. Herkes kendini nasıl iyi hissediyorsa öyle olmalı.
Hiç siyasete ilgi duyduğunuz oldu mu?
İlgi duymak zorunda bırakılıyoruz çünkü ilgiyi kestiğinde, bir şeylere ses çıkarmadığında ipin ucu hepten kaçıyor. Aslında o ipi hiçbir zaman tam tutamıyoruz ama yine de elimizden geleni yapmaya devam etmeliyiz.
AŞK, KENDİNİ ÖTEKİLEŞTİRME HALİ
Sosyal medyayla nasıl bir ilişkiniz var?
Çok içli dışlı olduğum söylenemez. Hatta sektöre girdiğimden beri en zorlandığım mecra. Bu mesleği yapmıyor olsam belki hesabım bile olmazdı. Biraz iş için kullanıyorum. Senin olan seninle kalsın, yediğin içtiğin senin olsun diye büyütüldük. Yeni bir şey alındığında bile yerine göre giyilirdi, söylenmezdi. Şimdi bu mecrada olmayan şeyler bile varmış gibi gösteriliyor... Yine de hep elimin altında tabii. Çok paylaşım yapmasam da vakit geçiriyorum.
Özel hayatınızda durumlar nasıl?
Güzel ve keyifli gidiyor her şey.
Aşk size ne ifade ediyor?
Aşk, kendini ötekileştirme hali...
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Başak, Akrep, Balık ve diğer burç yorumları
- Kalsiyum deposu besin! Kemikleri taş gibi kuvvetlendiriyor: Bağırsakları motor gibi çalıştırıyor
- Aç karnına yarım bardak için! Her sabah içinler mum gibi eriyor: Yağları cayır cayır yakıp aç kalmadan zayıflatıyor
- Turistler kapış kapış alıyor! Sütten daha fazla kalsiyum içeriyor, vücuda tek seferde vitamin ve mineral depoluyor, kemikleri betona çeviriyor
- Zeytinyağı ile karıştırıp saçınıza sürün! Saç dökülmesini tarihe karıştırıyor: Telleri güçlendirip yeni saçların çıkmasını destekliyor