Serdar Ortaç: 'Dünyanın sonu geliyor' deseler son dileğim beni Belediye Başkanı yapmaları olurdu
Evden çıkmamamız gereken bugünlerle Serdar Ortaç’la röportajımızı görüntülü konuşmayla yaptık. Son bir yıldır röportaj yapmayı planlıyorduk ama hayat müsaade etmemişti. Kısmet bugünlereymiş. Hem evde geçen günleri hakkında konuştuk hem de gelecek güzel günleri... Şimdi söz Serdar Ortaç’ta. Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Son günlerde başınıza gelmeyen kalmadı. Koronavirüs şüphesiyle hastaneye kaldırıldınız, “Ruh ikizim” dediğiniz Seçil Gür’den ayrıldınız. Hayatınızda neler oluyor?
Yoğun bir hafta oldu. Neyse ki koronavirüs testi negatif çıktı. Artık daha çok kendimle ilgilenmem lazım. Aşk hayatına da ara verdim. Evden çıkmıyorum. Doğru olanı yaptığıma inandığım için de evde hiç sıkılmıyorum. Yetkilileri dikkatle dinliyorum. Koronavirüs, insanlığın başına gelen ilk salgın değil, bunu da aşacağız. Bunun çözümü henüz bulunmadığından tehlike yaratıyor.
Bu sürecin ne kadar devam edeceği belli değil. Siz de yiyecek stoku yaptınız mı?
Alev, beni çok iyi tanıyorsun. Sence yapmış olabilir miyim?
Yapmamışsınızdır herhalde...
Tabii ki yapmadım. Tehlike anında kırılacak camın içine makarna dolduranlardan değilim. Normal hayatımız devam ediyor. Kıtlık çıkmamış, sokağa çıkma yasağı yok ama reyonları boşaltıp başkalarını mağdur etmek de ne oluyor! İnsanın doğasında bencillik var.
'Evde Kal' diye beste yaptım
Bu süreç size ne öğretti?
İnsanlar telefona, sosyal medyaya bakmaktan birbirine bakmayı, unutmuştu. Şimdi herkes öpüşmenin, sarılmanın, tokalaşmanın önemini anladı. “Acaba dünyanın sonu mu geliyor?” diye düşünüyorum bazen. Her an her şey olabilir. Yarın ölecekmiş gibi yaşamalıyız.
Dünyaya neden depresyon gözlükleriyle bakıyorsunuz?
Hayat evden de olsa devam ediyor. Haklısın. Sanat konuşacaktık, gündem nerelere geldi. Neredeyse tüm sektörler bu salgından etkileniyor. Gündelik yevmiyeyle çalışan, seyyar tezgahı olan, asgari ücretle çalışan birçok insan var. İşyerlerinin ücretsiz izne çıkardığı birçok çalışan var. Bizim tuzumuz kuru. Ofisime geliyorum, piyano çalıyorum. Beste yapıp sağ salim evime gidip uyuyorum. Hatta ‘Evde Kal’ diye bir şarkı yaptım. Bakanlık yakında yayınlayacak.
30 senede dünya kadar kazandım ama köşede beş kuruş param yok bugün evsiz kalsam herkes beni evine alır
Siz bu dönemden ekonomik olarak etkilendiniz mi?
Elbette beni de etkiledi ama ben isyan edersem diğer emekçilere haksızlık olur. İnsanlar işyerlerini açamıyor.
Gelecek için birikim yapmış mıydınız?
30 senede dünyalar kadar para kazandım. En iyi arabalara, en iyi evlere sahip oldum ama birikim yapmadım. Çünkü Serdar Ortaç isminin birikime ihtiyacı yok. Benim nefsim bitik. Bir evim, bir ofisim, bir de aracım var. Ofisimin stüdyosunda müziğimi yapayım, evimde uyuyayım. Başka bir şey istemem.
Neden kendinizi esaslı bir güvence altına almadınız ki?
Kıyıda köşede beş kuruş param yok ama bugün evsiz kalsam herkes beni evine alır. Bir tas çorba ikram eder. Bu yüzden hiç kaygılanmıyorum. Nakit birikimi yapmadım ama herkesin sevdiği saydığı bir isim yaptım çok şükür. Ben Serdar Ortaç’ım nakit param olsa ne olur!
Ahmet Kaya yaşarken ondan bin kez af diledim. Onu bilmem ama ben kendimi affettim
Ölmeden önce kimden af dilemek isterdiniz?
Vallahi kimseye bir kötülük yapmadım. Af dileyecek hiç kimsem yok.
İyi düşünün. Emin misiniz?
Ahmet Kaya’yı kastediyorsanız eğer söyleyeyim... Ben Sayın Kaya’ya da bir şey yapmadım ki. 1999’daki Magazin Gazetecileri Derneği’nin ödül töreninde ona çatal fırlatanlardan değildim. Kaya’nın lincine neden olan konuşmasının ardından sahne sırası bendeydi ve sahnede “Atatürk yolunda tüm Türkiye, bu vatan bizim, ellerin değil” dedim. Gençliğin vermiş olduğu bir gazdı... O yaşarken bin kez af diledim. Onu bilemem ama ben kendimi affettim.
Ben paranın alabileceği her şeyi aldım
Şu an öncelik sıralamanız nasıl?
Sağlık, aile, mutlu arkadaşlar, mutlu bir çevre, mutlu bir ülke ve para.
Para en son! Çoğu kişinin önceliği paradır oysaki...
Ben paranın alacağı her şeyi aldım. Görmediğim şey kalmadı. Param olsa ne alacağım ki? Arkamdan “Ulan ne iyi adamdı” desinler bana yeter.
“Dünyanın sonu geliyor” deseler yapmak isteyeceğiniz şey ne olurdu?
Kısa süreliğine de olsa beni belediye başkanı yapmalarını isterdim. Gecekondularda oturanları, kiracıları, kağıt toplayanları ev sahibi yapardım. Ben öldükten sonra geride kalan olursa, ihtiyaç sahiplerinin yaşam kalitesini güçlendirirdim. Herkesin eşitlenmesini isterdim. Bir de vakıf kurardım. Serdar Ortaç Vakfı. Orada para biriksin ve herkes yesin isterdim.
Bu vakıf olayını şimdi de yapabilirsiniz aslında... Haluk Levent bunun için iyi bir örnek.
Param olsa çok şey yapacağım da param olmadığı için yapamıyorum. O çok güzel işler yapıyor, takdirle izliyorum. Ben de kendi çapımda bireysel yardımlar yapıyorum.
Boşandıktan sonra biriyle beraber olacağım aklıma gelmezdi ama Seçil'e aşık oldum
Chloe Loughnan’dan boşandıktan sonra “Yeni birini hayatıma alabileceğimi sanmıyorum” demiştiniz. Fikrinizi değiştiren neydi?
Boşandıktan sonra biriyle beraber olacağım aklıma gelmezdi gerçekten ama Seçil’e (Gür) aşık olmuştum. Ona “Ruh ikizim” diyordum, yürütemedik.
Her şey yolunda görünüyordu. Neden ayrıldınız?
Öyle büyük bir ayrılık nedeni yok. Anlaşamadık. Ortak bir kararla da ayrıldık. Seçil’i insan olarak hâlâ çok seviyorum. O çok iyi biri. Fakat kararın doğru olduğunu düşünüyorum. Tekrar barışma gibi bir durum da olmaz artık. Uzun süre yalnız kalma kararı aldım.
Ev karantinası sürecinde Seçil Hanım size iyi bir yoldaş oluyordu. Yalnızlık zor olmayacak mı?
30 senedir bana bakan, annem gibi iki kadın var. Sevgi ve Selma, anne yarım gibidir. Hem sonra Ali var, her dakika evimin kapısında. Yanımda 12 kişi çalışıyor. Bir yaprak zeytine ihtiyacım olsa bile onlar getiriyor. Onların hakkı ödenmez. Parayla olacak işler değil bunlar. Seviyorlar ki bana bakıyorlar. Şu an hayalimde bir kadın ya da aşk yok. Sadece sağlığımı düşünüyorum.
Eski eşiniz Chloe’yi unutamamış olabilir misiniz? Belki de yeni ilişkiniz bu yüzden yürümedi.
Asla öyle bir şey yok. O artık mazide kaldı. O da çok iyi bir insan.
Chloe’nin hayatında biri olmasına zerre üzülmüyorum
Chloe’nin hayatında yeni biri olması sizi üzüyor mu?
Zerre kadar üzülmüyorum valla o da iyi bir insan, hayatını yaşasın. Daha çok genç o.
O genç de siz yaşlı mısınız?
Yaşlılık demeyelim ama benim hayat tecrübem daha fazla. Onların yeni gördüklerini ben zaten görüp geçirdim. Tecrübe farkı. Rahatsızlığım da beni hiç etkilemiyor, turp gibiyim. Hele sahneye çıkınca zıpır zıpır oluyorum. Ayrılıklarımın sağlıkla ilgisi yok. Sadece tecrübe uyuşmazlığı.
Eşinizle dip dibe yaşamayın fazla muhabbet ayrılık getirir
Evde olan insanlara neler yapmalarını önerirsiniz?
Evde boş durmayın, kendinizi ruhen zenginleştirin. Bu süreç, arınma ve iyi düşünme süreci olsun. Karı kocalar birbiriyle zaman geçirecek bir limit bulsun. Eşler sürekli dip dibe yaşamasın. Biri gitsin bir-iki saat mutfakta vakit geçirsin, diğeri salonda otursun. Çünkü Sezen Aksu’nun dediği gibi “Fazla muhabbet, ayrılık getirir.” Çin’de boşanmalar artmış. Birbirlerini yemesinler yani.
Tekrar evlenip çocuk sahibi olmak istiyor musunuz?
Evlilik olmaz. Çocuk Allah’ın takdiri.
Bugün albüm çıkarsam ben bile kendimi dinlemem
Bu süreçte sanatçıların çoğu sosyal medyada evlerinden canlı yayın yaparak halka moral konserleri veriyor. Siz de konser vermeyi düşünür müsünüz?
Düşünmüyorum. Vatandaş öyle şeylerle moral bulmaz. Vatandaşa modern, medeni yaşam koşulu vereceksin ki, o zaman ailesiyle mutlu olacak. Mutlu olan insan sonra konsere gider ve bu ona iyi gelir. Bugün albüm çıkarsam ben bile kendimi dinlemem. İnsanlar can derdinde...
Yaşlandığınızı düşünüyor musunuz?
Önümde 56 yaşında Brad Pitt var. Ben daha yeni 49’u bitirdim 50’ye girdim. Onu da doya doya yaşayacağım.
Ölüm korkunuz var mı?
Ölümden korkmuyorum çünkü başka bir diyarda tekrar nefes alacağıma inanıyorum. İnançlıyım. Cennet ya da cehennem neresi olur bilmiyorum ama Allah’ın beni koyduğu güzel bir yere gideceğim. Bu süreçte bol bol dua ediyorum. Zaten“Bismillah”demeden işe başlamam ben. Elbette hepimiz can derdindeyiz. Ben de uzaydan gelmedim. Tornacıydım besteci oldum, ben de insanım.
- Pazarda kilosu 100 TL'den satılıyor: Son yılların en verimli hasadı: Kalbi saat gibi çalıştıran besin
- Manavgat yeniden renklere büründü! Yanan alanlardan eser kalmadı
- Kayseri'de üretildi! Patent başvurusu yapıldı, böbrek taşlarını yok ediyor
- Antik Yunan ve Roma'nın şifa kaynağı! Sobada közleyip avuç avuç yiyin: Damar sertliğini önlüyor
- Kayseri'de esnaf bayram etti! Kasalar doldu taştı: İşlere yetişemediler