Siz kendinizin sevgilisi olmak ister miydiniz?
İlişki danışmanı Yunus Sezener en uygun sevgiliyi bulmanız için tüyolar verdi
Işıl CİNMEN
isil.cinmen@posta.com.tr
İmza fotoğrafları: Paşa GÜVEN
Şimdi kendinize sorun: Siz kendinizle sevgili olmak ister miydiniz?
Yunus Sezener bana bunu sorduğunda bir süre düşündüm. Kendimi bir erkeğin gözünden inceledim, psikolojik ve vicdani olarak bir muhasebe yaptım ve “Hayır” dedim. Yunus Sezener işi sebebiyle bu soruyu her gün onlarca kişiye soruyor.
Kadınların yüzde 65’i erkeklerin ise 40’ı bu soruya benim gibi “Hayır” diyormuş. Erkekler kendilerinden daha memnun yani! Kafamı en çok kurcalayan soru bu olsa da Yunus Sezener’in ilişkiler hakkında söyledikleri üzerine düşünecek çok şey bulacağınızı sanıyorum.
Kendisi hayli ilginç bir girişimci, ilişki danışmanı ve ‘matchmaker’ yani çöpçatan. Üsküdar Amerikan Lisesi’ni ve Koç Üniversitesi Hukuk bölümünü bitirdikten sonra bir süre avukatlık yapıyor ve ruhunu daha fazla sıkmak istemediğine karar verip dört yıl önce hayatının yönünü değiştiriyor.
Uygun partneri bulmayı sağlayan bir algoritma yaratıyor ve Tenkap’ı kuruyor. Tenkap, tencere kapak deyiminin kısaltması; offline bir eş bulma şirketi. Şu an hizmet verdiği 1720 kişi var. Bunların yüzde 60’dan fazlası kadın!
Online dating sitelerindeki erkek hakimiyeti burada yok çünkü bu hizmet gerçekten ciddi ilişki yaşamak isteyen insanlara veriliyor. 2014’ten beri 56 çiftin evlenmesine vesile oldular; dört çocuk doğdu ve 700’e yakın çift hala beraber.
Bu arada Yunus Sezer de evli ve bir kızı var. Hani kelin ilacı diye merak eden olursa…
Avukatlıktan ilişki danışmanlığına… Bu büyük dönüşümde zorlanmadınız mı?
‘Oğlum p.zevenk oldu’ diyen üst düzey yönetici bir babanın oğluyum. Ama bu fikre artık alıştı, beni iş yerinde seminerlere çağırıyor. Elbette kolay olmadı avukatlığı bırakıp matchmaker olmak… Almanya’ya master yapmaya gitmiştim.
Girişimci olmak isteyerek döndüm. Ben herkesin oturduğu mekanda birden müzik açıp dans etmeye başlayan o adamım. Garip garip bakanlar olsa da o dansı yapmaya devam ediyorum ve sonra bir anda 10 kişi oluyoruz. Ben insanları harekete geçiririm. İlişkiler uzmanıyım ve insanların mutlu bir ilişki yaşayabilecekleri kişiyle tanışmalarını sağlıyorum, kutsal bir iş yapıyorum.
Tam olarak ne yapıyorsunuz?
Tenkap’ta tencereye kapak, kapağa tencere buluyoruz. Bize gelen herkesi iki saat yüz yüze görüşmeye alıyoruz. Algoritmayı çalıştırmamızı sağlayan 86 soruluk bir incelemeden geçiriyoruz. Sorular tipiniz, yaşam tarzınız, kişiliğiniz ve ilişkide nasıl biri olduğunuzla ilgili...
Daha sonra sizin profilinizi havuzdaki diğer profillerle eşleştirip size en uygun kişileri çıkarıyoruz. Yıl boyunca kriterlerinize uygun altı adayla tanıştırılıyorsunuz. Size en uzun ilişkileri yaşama ihtimaliniz olan insanları sunuyoruz.
BİZ AŞK DEĞİL İLİŞKİ VAAT EDİYORUZ
Ama aşk böyle algoritmaya bağlı çalışmıyor ki…
Biz aşk değil ilişki vaat ediyoruz. Sizinle kim birlikte olmak isteyebilecekse bizde onun verisi var. İlişkiler üzerine çalışan psikiyatrist David Buss, “Tip ve tarz olarak 10 üzerinde 6’ysan ve hep 8-9’lara gitmeye çalışıyorsan uzun sürmeyen ve aldatıldığın ilişkiler içinde olursun” diyor. İlk görüşmede siz bizden hizmet almak ister misiniz, biz sizi mutlu edebilir miyiz, bunu konuşuyoruz zaten.
Mesela bugün bir kadın aradı ve “Benim istediğim adamlar size gelmez” dedi. Hayır, bize her türden insan geliyor. Ama beklentiler genelde hep çok üstte. Bir de şu var, bir erkekle tanışabilirsin ve sıradan biri gibi gelebilir ama aynı erkeği piyano çalarken görürsün ve aşık olabilirsin. Bir tutkusu olanlar, kendilerini geliştirenler hep önde.
Size kimler geliyor?
Birileriyle olan ama yürütemeyenler ve insanlarla tanışmaya yeterince zaman ayıramayanlar. Daha çok kadınlar… Online’da yüzde 80 erkek vardır.
Bize ise iki kadın geliyorsa bir erkek geliyor. Kadınların tercihinin sebebi hem güvenli olması hem de uzun ilişki üzerine kurulu olması… Yaş ortalaması ise kadınlarda 34-36, erkeklerde 43-45 oldu.
Bu insanlar için ilişki bir hedef mi?
İlişki bir hedef olamaz. Çünkü kilo verme hedefi sana bağlıdır ama evlilik hedefi iki kişiye bağlıdır. Sana bağlı olan Tenkap’a gelmektir, dışarı çıkmayı seçmektir.
Tony Wiseman ‘Evren hareketi alkışlar, düşünceyi değil’ der. Barda birini beğenen çoğu kişi yanına gitmez. ‘Beni beğenir mi?’, ‘Güzel kokuyor muyum?’, ‘Sevgilisi var mıdır?’ dedikçe kendimizi aşağı çekeriz. Risk alıp, gittiğinde tuvaletten çıkan sevgilisi saçını başını yolabilir ama gitmediğinde de hiçbir şey olmayacaktır. Ben harekete geçiren ‘ortak arkadaş’ım. İşim bu.
Kadınlar nasıl erkekler istiyor?
Kadınlar güçlü ve başarılı erkeklerle olmak istiyorlar. Hangi seviyedelerse kendilerinden daha üstün olanı istiyorlar. Ama en azından başarı, aile kalitesi, finans, eğitim konusunda kendi eşitleriyle olmak istiyorlar. Kendilerini olduklarından yukarıda görüyorlarsa mutsuz oluyorlar.
Erkekler nasıl kadınlar istiyor?
Erkekler için önce güzellik var. Seviyesi, eğitimi daha sonra geliyor. "Önce fotoğrafı görsem" diyorlar. Ama öyle bir sistem yok. İlk başta görüntüye bakıyorlar ama sadece değil.
SİZ KENDİNİZİ İSTEMEZSENİZ NEDEN BAŞKASI SİZİ İSTESİN?
Buluşma ayarlarken önce kime soruyorsunuz?
Ancak o evrede fotoğrafları paylaşıyoruz. Genelde önce kadının onayına sunuyoruz ama bazı kadınlar "Önce erkek onaylasın" diyor. Arka planda 45 kadar prosedürümüz var. İnsanlar bunları bilmiyor.
Kadın "Tamam" derse ve erkek istemezse…
"Görüşme ayarlanamadı" diyorum. Ama şunu beklememek gerek: Biz insanları hayatlarının en güzel filmine yollamıyoruz. “Sizi güzel bir filme yollayacağız, bir bakın” diyoruz. Uyumlanmak ve kendinden feragat edebileceğin yerleri bilmek ilişkinin oluşabilmesi ve sürmesi için önemli.
Mesela baba olmak isteyen biriyim. Çocuk istemeyecek biriyle olmam kendimden feda etmek olurdu ama onun dışında çok uyumlanabilir biriyim. Her feda ettiğin kriter ilişki yaşama ihtimalini artırıyor.
Yani “Beklentileri düşürün” mü diyorsunuz?
Bir değere odaklanmalısınız, beş değere değil. Hem sadık, hem fit, hem zengin, hem entelektüel, hem eğlenceli olsun derseniz; bu ihtimalin düşmesinden başka işe yaramaz. Odaklandığın özellik o erkekte varsa ve biraz da ten uyumu varsa ilişki neden olmasın?
Sizce sorduğunuz en belirleyici soru ne?
‘Siz kendinizin sevgilisi olmak ister miydiniz?’ Çünkü siz istemezseniz neden başkası sizinle olmak istesin? ve ‘Bu hizmeti alırken sorumluluğun yüzde 50’si Tenkap’ta olsa ve karşınıza size yüksek oranda uyumlu birini çıkarsak onu gerçek bir ilişkiye dönüştürmek için siz de yüzde 50 sorumlu olmaya hazır mısınız?’ Bu da çok önemli bir soru...
“ALDATILMAK İSTEMİYORUM” CÜMLESİNİ YÜKSEK SESLE KURUN
Evliliğin bu çağa uygun olduğunu düşünüyor musunuz? Yani insanlar düzen arıyorlar ama sonra evlerinden kaçıyorlar. Sorun ne?
Çoğunluk evliliğe ‘Daha iyisi bulunana kadar en iyisi bu’ diye bakıyor. Kadınların üremek için erkeklere ihtiyacı olmasa evlilik oranları düşer. Zaten hayat buraya doğru gidiyor. Evliliğin miadı doluyor. Bir de şu var: İnsanlar ilişkilerine başlarken aldatmamanın anlaşmasını yapmıyorlar.
Cepte gibi görüyorlar. Kadınlar şunu anlamalı: Erkeklerin bazı şeyleri duymaya ihtiyacı var, biz o kadar akıllı değiliz. İlişkinin şartları konuşulurken "Aldatılmak istemiyorum" cümlesi kurulursa ilişkiler daha sağlıklı ilerler. Bunlar yazılı bile olabilir. Tüm oyunlar kuralla oynanır. Kuralları çiğnemek istersen bile karşı tarafla konuşabilmelisin.
Erkeklerin aldatmayan bir türü var mı?
Yapabilen çoğu erkek bunu yapıyor. Araştırmalara göre erkeklerin yüzde 45-50’si aldatıyor. Aldatmak istemediği için aldatmayanlar, korkudan aldatmayanlar ve yapamayanlar var.
İLK BULUŞMADA YAPILAN HATALAR
İlk buluşmada yapılan hatalara gelelim. Özellikle “Hesabı kim ödemeli?” polemiğine…
Bu soru üzerine çok araştırma yapıldı, biz de hayli yaptık. Algoritma çıkarmamızı sağlayan sorular içinde de “Hesabı kim ödemeli?” sorusu var. Türkiye ile Batı ülkeleri arasında önemli farklar var.
Mesela Avustralyalı kadınlar genelde ilk buluşmada erkeklere hesap ödetmez çünkü karşısındakine borçlandığını düşünür. Brezilya’da ise erkek ödemezse kadınla ikinci buluşma şansını tamamen kaybeder. Uzak Doğu kültürlerinin çoğunda “Kim buluşmaya çağırırsa o ödemeli” denir. Almanlar eşitliğe önem verdikleri için ilk buluşmalarda ‘Alman usulü’ paylaşım fazladır.
Türkiye’de hesabı ödeme konusunda durum ne?
Hesap konusunu önemsemeyen kadın oranı yüzde 15. Eşit ödemeyi savunan çok az erkek var. "Kadın ödemeli" diyen erkek yok. Erkekler de kendileri ödemek istiyorlar zaten. Ama en azından elini cebine götüren, tuvalete kaçmayan, ödemeye yeltenen bir kadın olsun istiyorlar. Bir de erkek ödedikten sonra erkeğe teşekkür eden kadın istiyorlar. Çok mu şey istiyorlar?
Hahaha hayır. Başka ne gibi ilk buluşma riskleri var?
Geç kalmak büyüyü bozuyor. Taraflardan biri 20 dakika veya üzerinde geç kaldığında buluşmanın tüm büyüsü bozuluyor.
Buluşacağımız kişi hakkında araştırma yapmak iyi mi?
Elbette. Buzları eritmek için üç-beş fotoğrafına bakmak bile işinize yarar. İnsanların en sevdiği şey kendilerinden bahsetmek… Yalın sorularla onlara bu imkânı sağlayın.
İLK BULUŞMADA KİMSE SİZİ EVİNİZE TAŞIMAK ZORUNDA DEĞİL
İlk buluşmada yasaklı konular var mı?
Eski sevgililerinizden bahsetmeyin! Taraflardan biri bir şekilde eski sevgili muhabbeti açınca buluşma çoğu zaman mahvolur. Özellikle erkeklere eski sevgiliden bahsetmek çok büyük hata. Bu konu açılırsa kibarca değiştirin yoksa o buluşma pek bir yere varmaz.
Başka neler yapmamalıyız?
Çok içmeyin. İlk buluşmada sarhoş olmak ihtimalleri çok düşürür. Hem istediğiniz konuşmaları yapamazsınız, hem de kimse sizi buluşmanın sonunda eve taşımak durumunda değil. Çok makyaj yapmak ve çok fazla koku sıkmak da hoş karşılanmaz.
Burcu Esmersoy YouTube videosunda “İlk buluşmada siyah giyin” demişti. Katılıyor musunuz?
Katılıyorum, risksizdir. İlk buluşmada fazla risk almaya gerek yok. Bir de iyi yürüyebilen kadınlar mutlaka topuklu ayakkabı giysin. Bunu neredeyse tüm erkekler sever.
Bir de iltifat severler…
Şüphesiz! Biz erkeklerin ilk buluşmada takdir edilmekten daha çok sevdiğimiz bir şey pek yok. İltifat konusunda küçük bir tüyo: İltifatı karşınızdakinin değiştirebileceği bir tarafına yapın. Örneğin ayakkabılarına veya gömleğine. Gözlerine değil çünkü onlara herkes iltifat etmiş olabilir.
HAZZI ERTELEMEK İLİŞKİ İHTİMALİNİ ARTIRIR
Peki, diyelim buluşma güzel geçti. İlk mesajı kadının atmasında mahsur var mı?
Çoğu kadın hala ilk mesajı erkeklerden bekliyor. Bu yavaş yavaş kırılıyor ancak benim gördüğüm yüzde 90’ın üzerinde böyle devam ediyor. Ne olur her mesaja cevap verin. Ve beş gün mesajlaşıyorsanız üç-dört tanesini erkek başlatıyorsa, bir iki tanesini de kadının başlatması güzel bir denge oluşturacaktır.
Şehirdekilerin hızlı cinsellik yaşama sıklığı giderek artıyor. İlk buluşmada seks konusunda ne diyeceksiniz?
Evet, daha ilk günden “Evde bir kahve içelim mi?”ler sonrası yatağa atlayan insanların sayısı her gün artıyor. Ama bu, en modern gözüken erkekte bile uzun ve güzel bir ilişki ihtimalini azaltıyor. Tom Cruise ve Penélope Cruz’un oynadığı 2001 yapımı ‘Vanilla Sky’ filminde ‘hazzı erteleme’ (pleasure delay) diye bir kavramdan bahsedilir.
Hazzı ertelemek ilişki ihtimalini artırır. Kadınların bu konularda standartları olması aslında erkeklerin çok hoşuna gidiyor. Şaşırıyorlar genelde öyle birini pek görmedikleri için. Böyle olunca erkek daha fazlasını isteyecektir; erkek kadını bir buluşmaya daha mutlaka ve mutlaka davet edecektir. Ve bu iki buluşma arasındaki heyecanı düşünebiliyor musunuz? Bütün o mesajlaşmalar; bir saate mi yazacak, beş dakika sonra mı, iki güne mi?
ZİFİRİ KARANLIKTA 14 ŞUBAT
Sevgililer Günü için düzenlediğiniz bir etkinlik var mı?
14 Şubat’ta Bilgili Holding’in altında 104 kişiye zifiri karanlıkta tanışma yapacağız. Adı: Love Networking. Karanlıkta karşına hep başka biri gelecek ve ben her seferinde bir konu vereceğim. O konuda ikişer dakika konuşacaksınız.
Çok kişiyle tanışacaksınız ve kiminle konuştuğunuzu bilmeyeceksiniz. Gözler hakimiyetini yitirince diğer duyular çok daha fazla açılıyor. Sonra W İstanbul’da bir şeyler içeceğiz ve katılımcılara 'Kim kimdi?' oyunu oynatacağım. Love Networking’in biletleri Biletix’te olacak.
- Uzmanı açıkladı: Vücuda girdiği an doğal antibiyotik etkisi gösteriyor!Kandaki enfeksiyonu dışarı atıyor, gribi ilaçsız tedavi ediyor
- Evde kalıcı oje çıkarmanın pratik yolu! 10 dakikada ojeyi silip süpürüyor: İz bile bırakmıyor
- Kaşık kaşık yiyoruz ama beyni eritiyor: Her mutfakta var, ömürden 10 yıl götürüyor, demir eksikliğinin asıl sebebiymiş
- Tek başına ecza deposu: Akciğerleri temizliyor, öksürüğü kesiyor!
- Patır patır dökülen kaşları durduruyor! Tek bir damlası bile yetiyor