Tuvana Türkay: Aşık olunca sokağın başındaki çiçekçiye bile onu anlatırım
Ekranların tanınan yüzlerinden Tuvana Türkay, 9 yaşından beri kameraların önünde. Hem oyunculuk yapıyor hem de müziğe karşı tutkusu var. ‘Yasak Elma’ dizisinde leyla karakterine hayat veren oyuncuyla yaşama, aşka ve oyunculuğa bakışını konuştuk
ALEV GÜRSOY CİMİN
alev.gursoy@posta.com.tr
Yasak Elma dizisine ayrı bir renk kattınız. Hayırlı olsun. Nasıl gidiyor?
Teşekkür ederim. Her şey olması gerektiği güzellikte gidiyor. Bu teklif benim için de sürpriz oldu. Zaten izlediğim ve sevdiğim bir projeydi. Dolayısıyla memnuniyetle kabul ettim. MED Yapım, büyük, huzurlu ve aile gibi bir ekip. Yolumuzu Yasak Elma birleştirdi. Bu ekipte olmaktan mutluyum
Rolünüzü sevdiniz mi?
Tabii ki. Sevmesem zaten rolümle hiç tanışmazdım. Seyircisi oluşmuş ve güçlenmiş bir işe girmek çok zordur. Leyla Net bir karakter değil. Bu etapta beni zorluyor. Onu anlamak için gerçekten çok çabalıyorum. Sonradan ortaya çıkacak sırlara sahip. Bu beni Tuvana olarak oyunumdaki serbestliğimi etkiliyor. Engelliyor. Ama onun çok yolunun olması da beni heyecanlandırıyor. Hevesime heves katıyor.
Leyla karakterinin gerçek hayattaki sizle farkları ne?
Daha sonraki bölümlerde ortaya çıkacak üzücü bir hikayesi var. Hayatını kazanıp güçlü bir kadın olup, yaralarını iyileştirmek için de olsa yalanlar söylemek zorunda kalıyor. Biz leyla ile hiç benzemiyoruz. İki km öteden benim yalan söylemeye çalıştığımı anlarsınız mesela. Çalıştığımı diyorum çünkü üç saniye sonra uf tamam bunun doğrusu bu diye itiraf ederim. Leyla da bu durumdan dolayı çok huzursuz ama çaresiz. Ben onun yaşadığı çaresizlikleri yaşamadım öylesi yaralanmadım. O yüzden ona üzülüyorum.
Dizi entrika dolu… Siz kendinizi nasıl tanımlarsınız, daha yakından tanımak istesem?
Entrikadan hoşlanmam. Hiç benlik bir yaşam tarzı değil. Ben çok netim. Sadece insanları kırmaktan çok korktuğum için bazı sorunların çözümünü uzatarak, uzaklaşarak sağlıyorum.
Mesela güzellik size göre ne anlam ifade ediyor?
Yüzeysel bir çirkinlikte muazzam güzellikler yatıyor olabilir. Zaten artık herkese göre güzel olan güzellik elde edilebilen bir şey. Önemli olan içini ne kadar güzelleştirebildiğin.
Son dönemin ayrıca dikkat çeken oyuncularından da birisiniz. Oyunculuk sizin için ne anlam ifade ediyor?
Sadece büyük bir saygı, sevgi ve özveriyle icra etmeye çalıştığım mesleğim. Ama hayatım değil. Banka memuru olsaydım da aynı şekilde yapar ve severdim mesleğimi. Hayatımda daha önemli değerlerim var. Veya yapmaktan daha fazla keyif aldığım uğraşlarım var. Bunu bile evirip çevirip “ yapmasın o zaman “ diyecek insanlar var mesela (Gülüyor) ben bu işe gönül verdim o da bana elini uzattı. Herkesin istediği işi yapması ve mutlu olmasını temenni ederim.
Kesinlikle oynamak istediğiniz bir rol var mı?
Şizofrenik ve mistik karakterler ilgimi çekiyor. Kendini bağırmayan. Derin gizemleri olan karakterleri izlemeyi seviyorum. Oynaması da keyifli olurdu. Fakat hiç bir zaman bende var olan bir meziyeti içine katabileceğim bir karakterle yüzleşmedim. Mesela çocukluğumdan beri piyano çalarım ama hiç bir projemde karsıma çıkmadı(Gülüyor) genelde bilmeyene öğretmeye çalışıyorlar.
Yolum zor ama kendi irademle tertemiz ilerlemiş açık bir yoldu
Şöhret hayatınızda neleri değiştirdi ve buralara gelirken o yolda çok yıpranıp, üzüldünüz mü?
Sadece özgürlük kısıtlanması oluyor. Her hareketime daha dikkat eden bir hale geldim. Ama bu kendimi kısıtlamak demek değil. Ben zaten kendine saygısı olan biriyim. Yanlış anlaşılacağım durumlardan uzak durmaya çalışıyorum. Yıpranmak ve üzülmek hayatın içinde var, şöhretin götürüsü değil yani. Hepimizin türlü türlü derdi sıkıntısı problemi var. Yolum zor ama kendi irademle tertemiz ilerlemiş açık bir yoldu. Kariyerimde yanlış seçimler yaptığım zamanlar oldu ama yıpratmadı, üzmedi. Sadece “ hay Allah “ dedirtti. Beni hayatımda en çok üzen ve yıpratabilen yine benim.
Peki, bedel ödediniz mi?
Bu bedel ödeme tabiri Türk filmlerindeki bedeller mi. Ben hiç bir projem için ödeme yapmadım çünkü.
Oyuncu olmak için illa çok güzel ya da seksi olmak mı lazım? Asıl kıstas size göre ne?
Bunlara yapımcılar karar verir oyuncular değil.
Daha 9 yaşında adım atmışsınız aslında kameralar karşısına yanlış bilmiyorsam değil mi? Daha o zamandan sevgi ve merak varmış demek ki?
Evet, dışa dönük bir çocuktum. Ekranı severdim. Evdekileri hep eğlendirecek bir şeyler yapardım. Birini çok severseniz o da bir zaman sonra size kayıtsız kalamaz. İşimle ilişkim böyledir.
Hayatta karşı bakışınız ve duruşunuz nedir?
Kendine saygı ve sevgilerin en büyüğünü beslemek, büyütmek. İnsanları kırmamak, üzmemek, yormamak… Önce insan sonra faydalı bir insan olmaya çalışmak.
Anladığım kadarıyla çok da açıksözlü ve durusunuz. Mesela “Birini sevmediğimde, “Sen ne iğrenç bir insansın” diyerek oradan uzaklaşıyorum” demişsiniz. Çok ilgimi çekti.
O tam olarak o şekilde değil mesela. Ben kalkıp kimseye durup dururken iğrenç bir insansın cümlesini sarf edecek biri değilim. Fakat hoşlanmadığımı belli ederim sözle de ifade ederim ama bu üslupla değil örneğin konuşmayalım derim, daha da huzursuzluk boyutuna ulaşırsa giderim.
Sizi en çok neler üzer?
Anlık empati yapmayan yakın çevrem, çaresiz kaldığımı hissettiğim herkesin üzüntüsü.
Başarı kıstaslarınız neler?
Disiplin ve çalışmak.
Hayatta ‘Asla yapmam’ dediğiniz şeyler nelerdir?
Ailemden ayrı düşeceğim hiç bir şeyi yapmam. “Asla” çok iddialı ve büyük bir kelime onu da kullanmam.
‘Onsuz asla olmaz’ dediğiniz…
Annem ve ablam.
Aşk hayatınız nasıl gidiyor. Aşkın sizdeki tanımını merak ediyorum?
Aşk hayatım yok. Aşkın bende bir tanımı da yok. Tanımlanamayan bir hal o. Olunca sokağın başındaki çiçekçiye bile o kişiyi anlatıyorum zaten.
Aşk her şeyi affeder mi sizce?
Bu aşk sizin ruh sağlığınızdan çalmaya başladıysa ortada bir aşk yoktur. Bu iki insanın neden bir arada olduğunu anlamlandırmaya çalıştığımız gereksiz bir hale gelir. Aşk güzel bir şey. Âşık olduğunu zannetmek ise herkesin kendini inandırmak istediği şey. Yaşadığımız aşk gerçekten aşk mı onu bile bilemediğimiz samimiyetsiz bir zamandayız. Şimdi kim kimi niye affetsin.
Sesiniz de çok güzel, müzikle ilgili sürprizler bekliyor mu bizi. Daha doğrusu müzisyenlik nasıl gidiyor?
Oyunculuktan fırsat bulduğumda, bunu açık hale getirebileceğim bir projem bitmiş halde bekliyor. Müzik zaten su gibi hayatımdan eksik olmayan bir şey. Onun gitmemesi için ölmüş olmam gerek.
Son dönemde şöyle bir etrafınıza dönüp baktığınızda ülkede sizi en çok ne rahatsız ediyor ya da üzüyor?
Bu sorunun cevabını yayınlamak için komple tam bir sayfa gerekir. Etrafıma dönüp bakmaya mecalimin kalmadığı derin üzüntülere şahit oluyorum, oluyoruz. Hep birlikte. Mesela kadına, çocuğa ve hayvana şiddet konusunda çok üzüntülüyüm. Bunu yapan ve cezasız kalan bütün bu insanların acıyla yok olmasını isterim.
Geçtiğimiz günlerde şahane bir gelinlik giymiş ve üzerinizde şahane taşımıştınız. Öyle güzel gelin olunca hemen sormak istedim. Evlilik çok uzak mı size?
Kendimi bulduğum biriyle uzak değil. Önemli olan iki kişinin kendilerini birbirlerine ait hissetmeleri.
Hayatta sizi en çok kızdıran şeyler neler?
Patavatsızlık, düşünmeden konuşmak.
Zaman ilerlerken ileride nasıl ve nerede bir Tuvana görmek istersiniz?
ileride insanlığını ve naifliğini, sevgiye inancını hiç kaybetmemiş bir Tuvana görmek isterim.
Hangi tür filmlerde, hangi yönetmenlerle çalışmak istersiniz? Hayaliniz var mı bu yönde?
İnsan, hayalindekilerini sadece kendisi yansıtabilir. Belki düşlediğim, hayal ettiğim şeyleri bir gün ben yaparım.
Romantik bir kişilik misiniz, sert bir kişilik mi?
Herkeste olduğu gibi bende de ikisi de mevcut. Genelde duygusal biriyim. Sert olmam gereken zamanlarda rengim değişir ama onu da sert bir tavırla yapmam eğer çok şirazeden çıkarmadılarsa.
Tekrar tekrar seyrettiğiniz filmler var mıdır?
Eski Yeşilçam filmlerini hep izlerim en sevdiğim yerli yabancı filmleri açıp tekrar tekrar izlerim .
Sosyal medyaya bakışınız nedir?
Sadece instagram kullanıyorum. Bana aile fotoğraf albümleri gibi geliyor. Sanki sonu geliyor. Son bir kaç seneye insanlar hayattaki en kıymetli şeyin sosyal medya olmadığını çözecekler. Haber almak için gayet yararlı bir platform tabi.
- Aydın'dan Japonya'ya kilo kilo satılıyor! 1 ay kuyuda bekletiliyor: Soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi, Uzakdoğu sofralarını süslüyor
- Yılbaşı gecesinde uygulayın! Yeni yılda şans için yapılması gerekenler: Para kapıları sonuna kadar aralanacak, aşkı hayatınıza çekecek
- Kırmızı et sevmeyen kaşık kaşık tüketsin! Resmen protein ve kalsiyum ambarı: Kemikleri kolon gibi güçlendiriyor, dünyanın en sağlıklı peyniri
- Ilık suyla karıştırıp için! Göbekte biriken yağları eritiyor: Kalori yakımını hızlandırıyor
- Yemeklerin lezzetini 2 kat artırıyor! Zengin besin içeriğine sahip: Bakliyatların gazını alıyor, sindirim sistemini çalıştırıyor