Cumartesi PostasıYorgunum, yorgunsun, yorgun!

Yorgunum, yorgunsun, yorgun!

Paylaş
Yorgunum, yorgunsun, yorgun!

Siz de kendinizi sürekli yorgun mu hissediyorsunuz? Özellikle mevsim geçişlerinde kolunuzu kaldıracak güç bulamıyor musunuz? Tamam. Demek ki kronik yorgunsunuz. Bunda şaşacak bir şey yok

RÖPORTAJ: ESRA ÖZÜBEK

eozubek@doganburda.com

Sanayileşme ve teknolojinin hızlı ilerlemesi stresi getiriyor, yorgunluk artıyor. Bu konuda yalnız değilsiniz. Araştırmalara göre yorgunluk, nüfusun yüzde 70’ini kapsayacak oranda arttı. Bu oranın yüzde 20’si ise kronik yorgun. Rakamlar ortada: Türkiye’de 100 kişiden 55’i kronik yorgunluktan muzdarip. Hayır, bu bizim iddiamız değil. Bu ve benzeri bilgileri Dr. Soner Dileklen’den aldık.

Kronik yorgunluk nedir?

3-6 ay devam eden veya uzun süreli istirahate rağmen geçmeyen, aktiviteleri azaltan, klinik olarak araştırılmış ama fizyolojik sebep bulunamamış, sürekli veya tekrar eden ciddi yorgunluğa verilen addır.

Belirtileri var mı?

- En önemli belirti, çabuk yorulma ve ciddi bir enerji azlığıdır.

- Kısa süreli hafızada veya konsantrasyonda bozukluk

- Boğaz ağrısı

- Boyun veya koltuk altında ağrılı lenf nodu

- Açıklanamayan kas ağrısı

- Şişlik ve kızarıklık olmadan gezici eklem ağrıları

- Her zamankinden farklı yeni bir tip, şekil ve ciddiyette olan baş ağrısı

- Uykudan dinlenmeden kalkma ve uyanmada zorluk

- Daha önce kişiyi rahatsız etmemesine rağmen egzersiz sonrası 24 saatten fazla süren halsizlik...

Sebepleri ne?

Kronik yorgunluk sebepleri arasında virütik hastalıklar ilk sırada. Şikayetler ‘iyi çalışmayan bağışıklık sistemine bağlı olabilir’ diye düşünüldü, bunun da bir virüs tarafından tetiklenebileceği ihtimali gündeme geldi. Kronik yorgunluk şikayetlerinin başlaması ve ilerlemesi de bunu kanıtlıyor zaten. Çevre kirliliği, psikolojik ve alerjik etmenler, kas-iskelet sistemindeki sorunlar, yoğun stres de nedenleri arasında olabiliyor.

‘Dinlenmenin faydası yok’

Mevsim geçişlerinde sıklaşıyor mu?

Yorgunluk, vücudun savunma mekanizması. Ağır stres ve efor sonunda vücut yorgunluk göstererek kişinin dinlenmesini sağlamaya çalışır. Bu sayede kişinin daha büyük sorunlar oluşmadan sağlığına kavuşması sağlanır. Mevsim değişimlerinde vücudun genel yapısında ciddi değişimler başlar. Bu değişimlere vücudun alışması 2-4 hafta alabilir. Özellikle güneş ışığında azalma, yağmur ve soğuğun etkisi, vücutta bazı hormonal yapıları değiştirir. Vücudun buna hazırlanma sürecinde kişiler kendilerini yorgun ve halsiz hissedebilir. Buna ‘bahar yorgunluğu’ diyoruz. Kronik yorgunluk ise, bahar dönemlerinde başlasa da 3-6 ay devam edebilir.

Kronik yorgun nasıl olur?

Irk ve cinsiyet gözetmez. Depresyonla beraber seyretmesi nedeni ile kişilerin sosyal ve kültürel yaşamlarını ciddi oranda bozar. Kişilerin iş, okul, ev, aile yaşamında başarısızlığı getirir. Kronik yorgunluk sendromu olan hastalar, yaşam boyunca depresyon veya anksiyete bozukluğu tanılarını daha fazla alıyor. Üstelik, aynı çalışmalara göre, kronik yorgunların yarıdan fazlası bir yıl içinde tekrar halsizlik şikayeti ile doktora başvuruyor. Bu nedenle fiziksel hastalıklardan bağımsız olarak, psikiyatrik rahatsızlıklar ve bunun somatik yansımaları göz ardı edilmemeli.

Dinlenmekle geçer mi?

Kronik yorgunlar haftalarca dinlenseler de rahatlamadıklarını göreceklerdir.

‘Kadınlar risk altında’

Yorgunluk ile kronik yorgunluk nasıl ayırt edilmeli?

Yorgunlukta, insanları yüzde 60-70 oranında etkileyen ve kısa süreli devam edip kaybolan semptomlar vardır. Kronik yorgunlukta ise süresi 3-6 ayı bulabilen kritik şikayetler olur.

Kronik yorgunluğa en çok kadınlar mı yoksa erkekler mi maruz kalıyor?

Kadınlarda, erkeklere göre daha fazla görülüyor. Ayrıca genç-orta yaşta daha sık rastlanıyor. Ancak şikayetlerin 5 yaşında başladığı bile görüldü. Özellikle eğitimli, gelir seviyesi yüksek, çalışan kesimde ve beyaz ırkta daha sık görülüyor. Kronik yorgunluk sendromu, yüzde 70 oranında kadınları ve özellikle 30-50 yaş grubunu etkiliyor.

Nasıl tedavi edilir?

Dikkatli tedavi şart. Doğru teşhis konmalı ve hastalığın mekanizması göz ardı edilmeden tedavi planlanmalı. Altta yatan sebep psikolojik ise, antidepresan verilebilir. Yoga ve vitaminler kullanıldı ancak hiç birinde çok iyi sonuçlar alınamadı. Tedavi için, bozulmuş olan enerji metabolizmasını düzenlemek gerek. Yeterli miktarda enerji üretimini yeniden sağlamak amacıyla geliştirilmiş preparatlar olumlu sonuç veriyor. Bunlar, sitrülin malat içeriyor. Suda eritilebildiği için kullanımı çok kolay.

Etkili öneriler

- Olabildiğince fazla istirahat edin.

- Hayat hızını yavaşlatın, fiziksel veya stres kaynağı ortamlardan ve işlerden kaçının.

- Çalışma ortamınızı yeniden düzenleyin. Sosyal ilişkilerin en üst düzeye çıkarılması için çaba sarfedin, kırtasiye işi ve bürokratik işleri azaltın.

- İş ve özel hayatınızda yeni stratejiler belirleyin.

- Takım çalışması yapın.

- İşyerinde sosyal destek amaçlı gruplar kurun.

- Kas gevşetici egzersizler uygulayın.

- Gün içinde kitap, gazete ve dergi okuma gibi, iş harici aktiviteler için zaman ayırın.

- Yorgunluğa karşı en iyi ilaç tatile çıkmaktır.

- Yarım gün çalışmayı deneyin.

- Yaşamınızı renklendirecek hobiler bulun.

- Her sabah 10-15 dakika aç karnına egzersiz yapın. En az 5 dakika süreyle yapacağınız yürüyüş bile faydalı olur. Ancak yürüyüşü güneşli günlerde yapmaya özen gösterin.

- Uyku ritmine dikkat!

- Hoşunuza giden konuları düşünün.

- Bol vitamin ve mineral alın.

- Alkolden kaçının.

- Günde en az 3 litre su için.

(01.01.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştr.)

3

Haberin Devamı