Dünyada annelikten daha büyük bir kariyer yapılamaz

Uykusuz geceler, endişeler, fedakarlık, sabır… Hepsi aslında bizi anlatıyor. Bugün Anneler Günü olunca; biz de dünyanın en büyük emekçilerini yani anneleri konuşmalı dedik. Gonca Vuslateri çiçeği burnunda bir anne. 26 Nisan’da anne oldu. Diyor ki: Annelik dünyanın en zor sanatı.

ANNE OLUNCA ANLADIM Kİ MEĞER KİMSE BİZİ ANNEMİZ KADAR SEVMEMİŞ

Bugün Anneler günü sevgili Gonca. Asya’yı yeni kucağına aldın ve ilk Anneler Günü’n, neler hissediyorsun?

Kelimeler bu duyguyu tarif etmede çok yetersiz kalır. Anne olunca hissediyormuş insan o duyguyu. Şu an en baskın hissettiğim şey günlük rutin sorumluluklar. Her şeyi dört dörtlük yapsam da hep kendimi yetersiz hissediyorum. Bir dakika fazla ağladığında kendime o kadar sinirleniyor ve suçluluk duygusu hissediyorum ki anlatamam.

Annelik deyince aklına ilk gelen kelimeler ne olur?

Fedakârlık. Büyük bir özeleştiri ve şefkat.

‘Anne olunca anladım’ dediğin neler var?

Meğer dünyada kimse bizi annemiz kadar sevmemiş.

Son dönemde çocuklara çok değişik isimler konuluyor. Ama Asya ismi çok güzel ve çok bizden geldi bana. İsme nasıl karar verdiniz?

Bir kez bizim kültürümüze çok yakın bir isim Asya ve benim için çok özel bir isim. ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ filmini çok seviyorum ve o film nedeniyle çocukluğumdan bu yana hep “Keşke ismim Asya olsaydı” derdim ve acaba Kadir İnanır kadar güzel Asya diyen çıkacak mı? diye düşünürdüm. Hatta çocukluk arkadaşlarımla da bunu konuşurduk ve çoğu yıllar sonra evlenip çocuk sahibi olunca adını Asya koydu. Kızımızın ikinci ismi de Mone

Mone ne demek?

Eşim Levent bebeğimiz anne karnındayken ve doğduktan sonra severken hep ‘mone mone‘ diyordu. Dedim ki; ‘Mone de eklensin ismine kızımızın. Ona Mone’nin anlamını sorduklarında şunu desin: Babamın beni sevme sesi.

Sence eşin Levent iyi bir baba oldu mu?

Hem de çok iyi bir baba. Çok iyi bir eş. Anne gibi babalar vardır ya, Levent onlardan ve bu bana çok iyi geldi. Bana çok yardımcı.

Erken geldi Asya. Doğum nasıldı?

35. haftada geldi. Eşim Levent, Ankara’da ve bir gün sonra yanıma gelecekti. Küçük bir kasılma haberciymiş meğer. Kasılmalar arttı. Yalnızca kontrol için gittiğim hastanede “NST yükseliyor bu gece doğum olabilir” dendi ve hoop Gonca sezaryene! Kocam yolda. Ve yanımda hiçbir şey yok… Hemen Hepgül Özdemiroğlu’nu aradım ve Başak Sayan’a mesaj attım. Beni doğuma alıyorlar yardıma ihtiyacım olacak diye. Çünkü evde her şeyim hazır ama yanımda bir şey yok. Ama gözümü açtığımda her şey alınmış, yıkanmış hatta ütülenmişti bile. Baba da gelmişti.

Her şey yolundaydı değil mi?

Ben iyiydim. Asya minik bir oksijen sıkıntısıyla yoğun bakıma alınmıştı. Şükür çok iyiyiz şimdi ikimiz de. Ve kızım Boğa burcu. (Gülüyor)

ANNELİK, KARİYERİMİN EN ÜST NOKTASI

İlk kucağına aldığında ne hissettin?

Hep, “Kucağına aldığında hissedeceksin” dedikleri o cennet kokusunu hakikaten aldım. Ve gözümden bereket yaşları damladı uzunca. Büyük bir şükür ve dua ettim. Yaradan’ın insanlığa bahşettiği en mucizevi duyguymuş annelik.

Bazı kadınlar anneliği kariyer önünde bir engel görür, sen hiç o düşüncelere kapıldın mı?

Annelik bence kariyerimin en yüksek noktası ve mertebesi. Bu dünyada bundan daha büyük bir kariyer yapamazsın. En büyük üretim.

Sektörünüzde hep bir mükemmellik dayatması söz konusu. Kilo alırım, fiziğim bozulur gibi endişelerin oldu mu?

O korkuları ben anne olmadan önce de çok yaşadım. Ama bu saçma sapan duygulardan çıkalı ve o mükemmellik dayatmalarına başkaldıralı çok oldu. 60 yaşında geldiğinde çocuğunla kahvaltı edip dünya ahvalini konuştuğunda ‘iyi ki’ diyeceksin, ama 60 yaşında masada yalnız olduğunu düşün. Yemişim kilosunu. Bu arada zaten 16 kilo almıştım, hemen gitti.

Çocuk olunca eşler arasındaki sevginin boyutu değişiyor mu?

Değişiyor ve birbirimize daha fazla ilan-ı aşk etmeye başladık. “İyi ki yaptık Asya’yı” dedik.

KIZIMI GÖRÜNCE ÜNLÜ OLDUĞUMU UNUTTUM

Ünlü olunca hastanede de ilgi yoğun oluyor değil mi?

Ya ben Asya’yı görünce ünlü olduğumu unuttum! Artık o andan sonra sadece anneydim. Hatta Gülben Ergen geldi ve daha anestezinin etkisindeyim hafif. İçimden diyorum ki ne güzel ünlüler de teşrif ediyor. (Gülüyor)

ANNE-BABA OLMAK HERKESİN HAKKI AMA BAKAMAYACAKSAN DOĞURMAYACAKSIN

Son dönemde çocuklara dair o kadar üzücü taciz, şiddet haberleri gündeme geliyor ki, “Anne baba olmak isteyene ehliyet şartı konulsun” diyenler var. Peki sence?

Vallahi anne baba olmak herkesin hakkı. Ama herkesin anne baba olmadığının da binlerce örneği var dünyada. Evet anne baba olmak için kimseden izin alınmaz. Allah’ın verdiği hak için kimse gidip bir kurumdan ehliyet alamaz. Bu komik. Fakat gerçekten bakabilecek, yavrusunu çok sevebilecek, sahip çıkacak, onu asla yaralamayacak insanlar anne baba olmalı. Bakamayacaksan, kendinden çok onu sevmeyeceksen doğurmayacaksın. Bu kadar basit.

Hamileliğin nasıl geçti?

Asya geleceği için çok mutlu ve heyecanlı bir bekleyişti ama 6. ayına kadar o kadar çok bebek ölümüne ve savaşa tanık olduk ki, bu beni aşırı yaraladı ve hamileliğimi de üzgün geçirmeme neden oldu.

OTORİTE İYİDİR AMA KORKU YARATMAMALI

Gonca kuralcı ve sert bir anne mi olacak, yok arkadaş gibi mi?

Arkadaşı sırdaşı gibi olmayı çok isterim. Çocuğumun korkudan yalan söyleyen bir çocukluk geçirmesini istemem. Benim babam askerdi. Çok sert ve disiplinliydi. Ben çok korkardım ondan ve o korku bazen yalan söyletirdi. Otoriterinin varlığını asla yadırgamıyorum, otorite iyidir. Ama bunun adı korku olmamalı.

Asya’nın geleceği için şimdiden endişelerin başladı mı?

Hem de çok. Hatta Asya ileride tek kalmasın deyip ikinci çocuğu bile istiyorum. (Gülüyor)

Şu an kendin bakıyorsun peki bakıcı konusunda ne düşünüyorsun?

Vallahi şimdilik Asya’yı kendim yaşamak istiyorum. İş güç hepsi gelir ama onun bu anları bir daha gelmez.

Gonca Vuslateri ve eşi Levent.

HAMİLEYİM DİYE DEĞİL AŞIĞIM DİYE EVLENDİM

Evlenmeden önce hamile kaldın. Hamileyken evlendin. Mahalle baskısı yaşadın mı?

Vallahi hamileyim diye değil çok aşığım diye evlendim. Çünkü gerçek bir aşktı bu ve flört dönemimizde Asya bize ‘merhaba’ dedi. Bu bize Allah’ın bir mucizesiydi. İptal edemezdik. 38 yaşındayım ve artık anne olmayı da çok istiyordum. Aradığım aşkı da bulunca ve “Bu adam ne güzel bir baba olur” deyince oldu. Vallahi benim sülalemde herhalde beni yıllardır görmeyen insanlar inan ki ülke genelinde yapılan 3-5 yorumdan çok daha meraklılardı. “Ya bu adam evli mi, bu niye evlenmiyor?” gibi bir yığın soru soruyorlardı. Dedim ki bu kadar magazine çıktım bir tane insan şu kadar önyargılı bir cümle kurmadı.

Sende ünlü egosu yok gibi hissediyorum. Doğru mu?

Asla yok. Zaten kibirden ve kibirli insandan nefret ederim. Ünlü insanın sokaktaki insandan bir farkı yok. Ego da bana uzak çünkü beni 18 yaşında sahnede tiyatro oynarken keşfettiler, sokakta değil. Ya da kaşım gözüm güzel diye bir menajer yoldan çevirip de ünlü etmedi. Ben yeteneğimle geldim buralara. Dolayısıyla da kimsenin de o emeği yok saymayacağını biliyorum.