Efkarsız hayat da olmaz müzik de olmaz
Şahane ses, müthiş yetenekler… Rubato grubundan tanıdığımız ünlü müzisyen Fatih Ahıskalı, bildiğiniz gibi grupla yollarını ayırmıştı. Herkesi üzen bu ayrılık sonrası sevindirici bir haber geldi. Sevgili Fatih yeni bir grup kurdu. Hem de şahane yetenekli isimlerden oluşan bir grup. İsmi Karaf… Yakında Türkiye’de pek çok isim bu müzik grubunun müptelası olabilir. Huzurlarınızda Fatih Ahıskalı, Göktuğ Varyozdöken ve Semih Çelikel var. Karaf, ‘Ustaların Karışımı’ ile müzik dünyasına ilk adımını attı. Dinleyin derim.
Alev Gürsoy Cimin röportajı
Son soruyu başta sorayım. Bu soru Fatih’e. Rubato olarak çok seviliyordunuz. Müthiş fanlarınız vardı. Ne oldu da grup dağıldı?
Fatih Ahıskalı: Boşanmış birisine neden ayrıldınız? diye sormak gibi oldu. Şiddetli geçimsizlik Hakim Bey. Evet ben gidiverdim. Çünkü duygular siyaha boyanmaya başlayınca duramıyorum oralarda. O sırada çok tutmuşuz, paralar kazanıyormuşuz diye kalamam. Beraber ekmek yediğim eski arkadaşlarımın arkasından asla konuşmam. Yolları açık olsun.
Biz yeni bir grup kuralım” fikri hanginizden çıktı?
Göktuğ Varyozdöken: Fatih abiyle bir sene kadar bir projede yer aldık. Birlikte şarkı söylerken o kadar iyi bir uyum vardı ki aramızda, buna devam etmek istedik. Artık ikimiz de tek başımıza şarkı söylemek istemiyorduk. Müzikal uyum da olunca kaçınılmaz oldu.
Peki ‘Karaf’ nasıl oluştu, nasıl gelişti?
Semih Çelikel: Fatih abi ve Göktuğ bütün çalışmayı yapmışlar zaten ve beni aradılar. ‘Artık sen de bir grup elemanısın’ diye. Tabii ki Fatih abi beni çocukluğumdan beri bütün projelerinde hep yanına aldı. Sıla’ya bile o başlattı beni. Eğer o dediyse gerisini sormam bile. Şu an hepimiz çok mutluyuz.
‘Ustaların Karışımı’ çok güzel olmuş cidden. Kimin fikriydi?
F.A.: Sözü ve bestesi bana ait olduğuna göre benim fikrim. Yolda yürürken ağzımdan dökülüverdi. Çok sevdiğimiz arabeskin babalarının söylediği şarkılarla beddua etmek de hoşuma gitti. Bedduanın bütün negatif duygusunu pozitife çevirdi.
AĞDALI ARABESK YAPMIYORUZ
‘Modern Arabeske yeni soluk getirecek’ diyorlar Karaf için. Nasıl, biraz açar mısınız?
F.A.: Yeni bir grup bizimkisi ve kendimize ait farklılıklarla kurulduk. Bir kere çok dinamik bir sahnemiz var. Ağdalı ağır arabesk yapmıyoruz.
Yol nereye giriyor peki, hedefiniz ne ya da neresi?
F.A.: Şahsen müziğe çok emeğim oldu. Zaman öğretti ki hedef yok. Hedef bugün. Şu an. Her anın kıymetini bilerek, çok eğlenerek, hayatı akışına bıraktım. Bir gün dinledikleri müziğe ‘Karaf tarzı’ dediklerinde her şey şahane olacak.
Türkiye’de uzun ömürlü gruplar çok az. MFÖ bile yıllarca dağıldı, toplandı. Hepsi bireysel işler de yaptı. Sizce bu neyle ilgili?
F.A.: Gruplar evlilik gibi, kurumsallaştın mı sadece para için mutsuz, huzursuz devam edersin. Bu da seni yer, bitirir. Bir de bir grubun dağılması hayatın sonu değil. En nihayetinde ölüm var. Hiç dağılmasan da bir gün göç edeceksin, yine dağılacak.
Hiç çekişme oluyor mu aranızda?
G.V.: Sadece Fatih abiyle Kaan çekişiyor. Baba-oğul çekişmesi çok komik oluyor ama. En güldüğümüz zamanlar. Yoksa aramızda çekişme sıfır.
EGOLARIMIZA EMNİYET KEMERİ TAKTIK
Neden hiç kadın yok bu grupta? Neden bu kadar erkek egemensiniz?
S.Ç.: Bu soruyla kilitledin şimdi bizi, birbirimize bakıyoruz bak. Özellikle yaptığımız bir seçim değil. Hem bu şekilde aramızda rahat argo konuşuyoruz. Selçuk abiye göre kıroyuz zaten. (Gülüyor)
Sevgili Fatih, çok fazla müzisyenle beraber çalıştın. Senin için en özeli hangisi?
F.A.: Sezen Aksu biraz fazla özeldi. Derya Köroğlu’ndan da çok şey öğrendim. Rahmetli İsmail Soyberk, Kamil Erdem, Erdem Sökmen. Bunlar hayatıma direkt etki eden büyük müzisyenler.
Efkarlı şarkılarla yatıp kalkmak günlük hayatta sizi olumlu veya olumsuz etkiliyor mu?
G.V.: İyi geliyor. Efkar bizim göbek adımız. Efkarsız hayat mı olur ki müzik efkarsız olsun.
Bazı gruplar popüler olduktan sonra dağılıyor. Karaf’ın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
F.A.: Bunun olmaması için önlemlerimizi aldık. Egolarımıza emniyet kemerleri taktık, içimizdeki şeytanlara zülfikarlarla saldırdık. Bu güzelliğin devamlılığını hepimiz çok istiyoruz.
HER ZAMAN UMUDA SARILMALIYIZ
Son dönemde ülkeye ve dünyaya baktığınızda ne görüyorsunuz?
F.A.: Cevap belli aslında. Rayından çıkmış bir tren gibi tüm dünya. Tarih boyunca bütün kötülüğün de ve iyiliğin de kaynağı biz insanlar. İyi olan her şey kötü şeylerin gölgesinde kalıyor. Ama karamsar değiliz. Umudumuz var.
Gelecek endişesi yaşıyor musunuz?
G.V.: Herkes umuda tutunmalı. İyilikler güzellikler artmalı. Ancak pesimistlikten kurtulduğumuzda o kapıları aralayabiliriz.
SELÇUK URAL’A CEVAP VERMEMİZ YAKIŞIK ALMAZ
Geçen yıl Selçuk Ural ile röportaj yaptığımda ‘Arabesk dinleyenler kırodur’ demişti. Hatta en çok da Müslüm Gürses ve Ferdi Tayfur dinleyenleri kastetmişti. Sizce arabesk ne tam olarak?
S.Ç.: Selçuk Bey’e göre biz de kıroyuz. Eğer kıroluk buysa, bence şahane bir şey. Selçuk Bey büyüğümüz, ona muhalif cevaplar vermek yakışıksız kalır.
F.A.: Arabesk içki gibidir. Ruhu bozuk olanı dağıtır, depresif eder. Eğer duygu sağlığın dipte değilse keyfine doyum olmaz. Her acılı şarkı da arabesk değildir.
Gruptaki isimler; Fatih Ahıskalı, Göktuğ Varyozdöken, Semih Çelikel. Peki, kimler hangi görevlerde?
S.Ç.: Metin-Ali-Feyyaz gibiyiz, herkes yeri geldiğinde öne çıkıyor ama takım oyunu oynuyoruz.
F.A.: Bir Fenerbahçeli’den bunu duymak hoşuma gitti. Semih sihirli parmaklarıyla kemanını konuşturuyor, ben ud ve gitar çalıyorum, Göktuğ da bas gitar çalıyor. Göktuğ ve ben grubun solistliğini yapıyoruz ayrıca.
İyi anlaşıyor musunuz cidden?
G.V.: Kesinlikle. Hem de çok iyi. İlkelerimiz var çünkü. Zamanla oluşabilecek sorunları öngörüp ilkeler anlaşması yaptık. Meslek ahlakına ters düşecek her şey bizden uzakta.
- Canan Karatay'ın favorileri arasında! 7000 yıldır ilaç niyetine kullanılıyor, sıcak suya 1 kaşık ekleyince kolesterolün kökünü kazıyor! Bel, basen, göbeği eritmenin sırrı
- Kestane kebap yemesi sevap! 100 gramı magnezyum deposu: Lif içeriğiyle sindirim sistemini motor gibi çalıştırıyor
- Kaşık kaşık yiyin, cilde içten kolajen yükleyip tek gecede 10 yaş gençleştiriyor! güneş lekelerini de silgi gibi siliyor
- Cilt bakımının red flag'leri! Herkes bu hataları yapıyor: Cildi tahriş ediyor, gözenekleri obruk gibi genişletiyor, kırış kırış kırıştırıyor
- Kaşık kaşık yiyoruz ama kan şekerini 300'e fırlatıyor! Damarları tıkayıp mideyi şişiriyor, kabızlığın en büyük sebebi!