MagazinGazino dönemini özlüyorum ama zamanın ruhuna uymalıyız

Gazino dönemini özlüyorum ama zamanın ruhuna uymalıyız

Paylaş
Gazino dönemini özlüyorum ama zamanın ruhuna uymalıyız

Türk Sanat Müziği’nin duayen isimlerinden Kamuran Akkor, yıllar sonra büyük bir sürprize imza atarak pop müzik tarzında bir şarkı seslendirdi. ‘Beni Bi’ Sal’ adlı şarkıyı dinler dinlemez, kapısını çaldım. Usta isimle hem şarkıyı hem de eskileri konuştuk.

Sizi hep zinde ve dinç görmek bizleri çok mutlu ediyor. Nasılsınız?

Haberin Devamı

Teşekkür ederim. Çok çalışmak beni dinçleştiriyor ve bence müzik insanın yaşlanmasını da geciktiriyor. Hakikaten ruhun gıdası. Sanırım müzik olmasa bu kadar dinç olamazdım.

Yeni şarkınızın adı ‘Beni Bi’Sal’ kendi tarzınızın dışında bir pop şarkısı olmuş. Klipte dans da etmişsiniz…

Vallahi 20’lik genç kızlar gibi giydirdiler, süslediler. Kıpır kıpır bir şarkı oldu. Tabii klibi de biraz renklendirmek gerekiyordu. Bir de bizi sadece yaşıtlarımız değil, gençler de dinliyor. 14-15 yaşında çok sıkı hayranlarım var ve geçmişteki şarkılarımı bile biliyorlar. Düşün, ‘Reyhan’ şarkımı bilmeyen yok. Kaç yıl geçmiş aradan.

Peki, hiç birilerine ‘beni bi sal’ dediğiniz oldu mu?

Olmadı. Hayatta tabii ki ufak tefek kırgınlıklar olabiliyor ama kimse beni o duruma getirmedi. Ama bu söz dönemimizde çok moda. Gençlerin kendilerine ait üslupları var. Biz de onlara uyduk. Her dönemin ayrı bir rengi var.

Haberin Devamı

BİZ ÇOK SEVDİK VE ÇOK SEVİLDİK

Sizlerin tadı bambaşkaydı, neydi sizce farkınız?

Bizim eserlerimiz, filmlerimiz bir döneme damga vurdu. Çok sevildik ve biz de çok sevdik halkımızı. Çok saygılıydık. Sevgi bağımız büyüktü. Bir de kalıcı işler yaptık. Romantik işlere imza attık. Yeni şarkılar daha güncel, esprili. ‘Beni Bi Sal’ da öyle.

‘Bir Ateşe Attın Beni’ şarkınız beni benden alır. Bilmeyen de yok. Bu kadar iz bırakmak nasıl bir his?

Çok mutluluk verici tabii. O şarkım da büyük bir aşk ve sitem içeren, çok romantik, anlamlı bir eserdi ve inanılmaz tuttu. Ayrılıp da o şarkıyı dinlemeyen, o şarkıda ağlamayan yok galiba. Diyor ya ‘Değersiz mi benim aşkım, yalanlara kattın beni.’ Ne kadar derinden bir söz. İnsanın içini parçalıyor. Ama sağ olsunlar, yeni kuşak da beni bırakmıyor.

OLDUĞUM YERİ ÖNCE ALLAH’A SONRA ABLAMA VE EŞİME BORÇLUYUM

Ablanız Gönül Akkor’un sanat dünyasına adım atmanızda etkisi büyükmüş sanırım, değil mi?

Hem de çok. Onun sayesinde buralara geldim. Ablamın şöhreti yakalamasıyla birlikte 1960’lı yılların ikinci yarısından itibaren ben de müzik sektörüne atıldım. Ve bu ablamın teşvikiyle oldu. Önce Allah’a şükrediyorum, sonra ablama ve eşime. Bakıyorum ve “Çok güzel bir hayat yaşamışım” diyorum kendime.

Haberin Devamı

Gönül Akkor neler yapıyor?

80’li yaşlarında, çok şükür iyi, sağlığı yerinde. Mesleği bıraktı, çalışmıyor. Büyük ameliyat geçirdi. Ailesi de istemiyor artık çalışmasını. İnanılmaz güzel yürekli bir kadındır. Dinleniyor ama yeri asla dolmaz. Ona olan vefa borcum ve sevgim kelimelere sığmaz.

Ablanızın sesi mi, sizin sesiniz mi daha güçlü sizce?

Onun gibi bir ses bence bir daha gelmez. Bir kez çok büyük ve değerli bir isim ve onun kardeşi olmak zor. Çok önemli bir yük.

HER ŞEYE ÇABUK ULAŞINCA ÇABUK VAZGEÇİYORUZ

Yeni şarkılar duygudan uzak mı?

Ya öyle de demeyelim, kimseye haksızlık etmeyelim ama kalıcılığı az. Her şeyi çabuk tüketiyoruz ama sadece sanatta değil, her konuda. İnsanlar kolay ulaştığı şeyden de çabuk sıkılıp vazgeçiyor. Seçenek aşırı fazla. Teknoloji çağındayız. Sosyal medya diye bir gerçek var.

Peki, eskilere büyük özlem duyduğunuz oluyor mu?

Çok özlüyorum. Gazino kültürünün ölmediği o dönemlere dönmeyi isterdim elbette. Koca bir dönem bitti. Gazino kalmadı ki. Ama şimdi de konserler var. O da şık, güzel ama o gazinoların yerini hiçbir şey tutamaz ama zamanın ruhuna da uymak gerek.

Haberin Devamı

AŞKTA DA İŞTE DE ÇOK MUTLU OLDUM

Rahmetli eşinizle de yolunuz ablanız sayesinde keşişmiş, değil mi?

Evet. Ablamın çalıştığı gazinoda onun provalarını izlerken, birisinin el işareti yaparak beni gösterip “Aa ne güzel kız değil mi?” dediğini duydum, bu durum beni çok utandırmıştı. Daha sonra ablamın kulisinin olduğu kata geldi ve “Kim bu güzel kız?” diye sordu, ablam da, “Kim olacak? Tabii ki kardeşim” dedi.

Çok heyecanlı. Sonra neler oldu?

Eşim Vasfi Uçaroğlu, çok ünlü bir müzisyen o dönem. Kendi orkestrası için kadın solist arıyormuş ve tanıştığımız o gün beni dinlemek istediğini söyledi. Sesimi çok beğenenince orkestraya aldı. Ve yükselişim de böyle başladı.

Yıl kaç, hatırlıyor musunuz?

1967 olması lazım. Berkant’ın yanına Vasfi Uçaroğlu Orkestrası’nın solisti olarak seçildim. Tanıştıktan üç ay sonra da çok sevgili Vasfi ile evlendik.

Haberin Devamı

Büyük bir aşk mıydı sizinki?

Çok büyüktü. Aramızda 20 yaş kadar fark vardı. Ben 20’lerde o ise 40’lı yaşlarda ama bu aramızda hiç problem olmadı. Zaten rahmetli eşim kendine çok iyi bakardı. Yaşını asla göstermezdi.

O zaman gözünüzü onunla açmışsınız!

İlk ve son aşk diyebilirim. Tabii 20 yaşında onunla gözümü açtım aşka. 10 yıl evvel de kaybettim ve ondan gayrısı yok.

Bildiğim kadarıyla filmlerde de oynadınız?

Evet, 11 film çevirdim. Hem de çok iyi isimlerdi. ‘Sevgili Babam’ filminde Cüneyt Arkın’la da oynadık. Çok iyi ve başarılı bir insandı. Çok yakışıklı bir adamdı. Eşim de o filmde balıkçı rolündeydi.

MÜSLÜM GÜRSES’İN YERİ DOLMAZ

Bir dönemin en unutulmaz assolistlerindensiniz. Assolist ifadesinin bugün karşılığı var mı sizce?

Şimdi de bizden sonra gelen kuşak var. Ama eskiden bu ifadeler daha çok önemsenirdi elbette. Mesela bir Zeki Müren’in sahnedeki devliğini hatırlayın. Çok dolu, güzel günlerdi. Aşırı kaliteli bir dinleyici kitlemiz vardı.

En büyük rakibiniz kimdi?

Bizde öyle büyük sert çatışmalar, egolar yoktu. Herkes kendini bilirdi ve herkes zaten kendi kulvarında bir stardı. Benim tek bir isimle, tek bir gün kavgam, küskünlüğüm olmadı. Mesela Müslüm Gürses ile çalıştım. İnanılmaz bir ses, inanılmaz bir insandı. Çakıl Gazinosu’nda çok güzel çalıştık. Yeri dolmaz. Çok büyük bir sanatçıydı.