MagazinGülmeyen erkekleri yakışıklı bulmam

Gülmeyen erkekleri yakışıklı bulmam

Paylaş
Gülmeyen erkekleri yakışıklı bulmam

Melis Birkan, kendini tekrar eden oyunculardan değil. Şimdi de 'Güzel Aşklar Diyarı'nda Ünzile'yi canlandırıyor. Eşi Aras Aydın'a aşık olma sebebini "Onun insanın içini ısıtan gülüşü" diye açıklayan Birkan, "Gülmeyen erkekleri yakışıklı bulmam" diyor.

Kendini tekrar eden oyunculardan değil. Sürprizli bir oyuncu. ‘Hayat’ filmindeki sakin ve duru oyunculuğuna bayıldım. Şimdi de ‘Güzel Aşklar Diyarı’nda Ünzile olarak izleyeceğiz. Kendini samimiyetle ifade eden biri. Melis Birkan’a hem yeni dizisini hem de hakkında merak ettiklerimi sordum. Buyurunuz…

Haberin Devamı

BİRİNİ HAYATIMDAN UZAKLAŞTIRMAK ÇOK ZAMANIMI ALMAZ...

Hafızamızda Ada karakterinizin etkisi baskın olduğundan galiba ben sizi abla, anne rolünde hiç hayal etmemişim. Türkiye’de kadın oyunculara 40 der demez anne rollerinin yazılmaya başlanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bence çok haklı ve yerinde bir tespit bu çünkü Türkiye’de maalesef ya genç kız rolü oynuyorsunuz ya da genç kızın annesi, ablası, teyzesi. Ekranda daha geniş bir yelpazede kadın hikayeleri, kadın kahramanlar görmek en büyük umudumuz. Yüz yıllardır böyle bu, tiyatro eserlerinde de böyle. Erkekler için yazılan sonsuz ve cesur karakterlerin olduğu yapıların içinde kadınları da daha farklı görmek en büyük dileğim.

‘Hayat’ filminde sizi anne olarak izlemek ters köşe geldi mesela.

Haberin Devamı

Yani dediğiniz çok doğru, 40 yaş itibarıyla bir kadın sadece anne olmuyor. Onun dışında kariyeri, yaptıkları, yaşadıkları ve tecrübeleriyle de çok anlatılır bir duruma geliyor kanımca. Ben oynadığım karakterlerin bu sıfatlarından çok, ne yaşadıklarına ve anlatmaya çalıştıklarına odaklanıyorum. Bu anlamda ‘Hayat’ da benim için çok ters köşe ve bilmediğim bir dünyayı yorumlama şansı verdi. Çeşitlilik arttıkça ve bunların üzerine yeni dünyalar kurabildikçe izlediğimiz işler de daha lezzetlenecek.

‘Güzel Aşklar Diyarı’yla ekrana dönüyorsunuz. Bu hikayede siz içine çeken neydi?

Mahsun Hocayla (Kırmızıgül) ilk görüşmeyi yaptığım gün, işine çok inanan, çok güvenen ve ne yapacağını, ne göstermek istediğini çok iyi bilen bir hikaye yaratıcısı, yapımcısı ve yönetmeni gördüm. Herkes işlerine inanarak ve uzun sürmesini ümit ederek başlıyor tabii ama buna ilk inananın o hikayenin kurucusunun olması çok kıymetli bence. Beni bu hikayenin içine dahil eden en önemli etken bu oldu.

HAKSIZLIK, BENİ EN ÖFKELENDİREN ŞEY

Aksi yanlarınız ne zaman ortaya çıkar?

Sorumsuzluk, haksızlık, eşit olmayan durumlar beni çok çabuk sinirlendiriyor. Hayvanlar ve çocuklar kırmızı çizgim. Bakmaya, korumaya ve kollamaya zorunlu olduğumuz çocuklar ve hayvanlara yapılan herhangi bir şiddet ya da haksızlık beni bu hayatta en öfkelendiren şeyler.

Haberin Devamı

Sizinle samimi olmak kolay mıdır yoksa mesafeli misiniz?

Ben insanlara hızlı güvenirim. Sonrasında yaptıkları, söyledikleri ve söylemedikleriyle onları hayatımda şekillendiririm. Yani hayatımda olan, sevdiğim birini hayatımdan uzaklaştırmak çok da zamanımı almaz, tabii ki karşı tarafın davranışlarına göre... Tanışır tanışmaz her şeyini anlatan bir insan hiç olmadım. Bu da karşıdan bir mesafe gibi görülüyor olabilir ama ben kıymetli şeylerin zaman aldığını ve emek verilmesi gerektiğini düşünürüm.

ÜNZİLE’NİN HİKAYESİ BENİMKİNE BENZEMİYOR

Ünzile size tanıdık gelen biri gibi mi yoksa yabancılık hissi uyandıran yanları da var mı?

Her karakterde olduğu gibi Ünzile de benim yorumumla benim bedenimden çıktığı için tabii ki bana benzeyen tarafları olacaktır ama yaşadıkları ve geçmişi adına benim hayatıma benzeyen bir hikayesi yok. Bu bir oyuncu için çok daha tercih edilir ve oynaması çok daha keyifli bir yapı tabii.

Hep çok iyi yönetmenlerle çalışmışsınız bugüne kadar. Şans mı bu, tesadüf mü?

Haberin Devamı

Gerçekten kariyerimde bu zamana kadar pek çok birbirinden farklı prensiplere sahip yönetmenlerle çalıştım. Başlangıçta o yönetmenlerin, yaptığınız işleri bilmeden sizinle çalışmayı istemeleri biraz şans, biraz yetenek ama daha çok ne istediğini ve ne gördüğünü bilen yönetmenler olmalarından geçiyor. Sonrasında yaptıklarınızla kişi kendini, şansını ve yolunu var ediyor bence.

Hayatın içinde tesadüflere ve şansa ne kadar inanırsınız?

Şansa da tesadüfe de inanırım belli sınırlar içerisinde. Her şeyin belli bir düzende ve olması gerektiği zamanda olduğuna inanırım. Tesadüf saydığımız bazı karşılaşmaların da bizim bilmediğimiz başka bir düzenin içinde olması gerektiği için olduğuna inanırım. Kaderci bir insan değilim ama zamanı gelince olması gereken şeyin olduğuna inanırım.

Gülmeyen erkekleri yakışıklı bulmam

GÜLMEYEN ERKEKLERİ YAKIŞIKLI BULMAM

İki yıl önce kendiniz gibi oyuncu olan Aras Aydın’la evlendiniz. Biraz stalk yaptım ve sizden bahsedişine aşık oldum. Ruhlarınızı birbirine benzettim. Doğru mu tespitim?

Haberin Devamı

İlişkim ve kocam için şu hayatın şanslı kullarından olduğumu söyleyebilirim. İkimiz de, ilişkimizin en başından beri çok özenli, anlayışlı ve saygılı olduk birbirimize. Biz aslında birbirine hiç benzemeyen çok zıt iki ruhuz. Ama böyle olduğumuz için birbirimizden çok şey öğreniyoruz. Hem çok eğleniyoruz hem de güzel anlaşıp, zaman geçirebiliyoruz. Bu çok ama çok kıymetli benim için. Bu konuda kendini ve sevgisini çok güzel ifade eden bir kalbi olduğu için çok şanslıyım.

Sizi ona aşık eden neydi?

Çok güzel bakan gözleri ve her seferinde insanın içini ısıtan gülüşü oldu. Ben gülmeyen insanları ve erkekleri hiç çekici ve yakışıklı bulmam çünkü. Ağız dolusu gülebilmek ne kadar özgüvenli ve kendiyle barışık olduğunu gösterir bence. Bu güzel gülüşün arkasında da öyle güzel, vicdanlı, duygusal ve sevgi dolu bir kalple karşılaştım ki aşık olmamam imkansızdı.

BEŞ YILDA BİR EVLİLİK SÖZLEŞMENİ YENİLEME FİKRİ BANA SAÇMA GELİYOR

Evliliğin neden hep sıkıcı yanları pompalanıyor?

Evlilik iki insanın birbirini sevdiği için çıktığı güzel yol olmaktan çıkıp da bir yapı ya da kurum olarak algılandığında bence her şey kurumsallaşıyor. Bana da çok sordular evlendikten sonra değişen bir şey var mı diye, hep aynı şeyi söylüyorum; sevgili olduğumuz zaman ne yaşıyorsak hâlâ aynı şeyi yaşıyoruz. Aras benim her şeyden önce sevgilim ve sevdiğim adam, sonra kocam. Çünkü biz birbirimizi sevdiğimiz için karı koca olduk.

Evliliklerin beş yılda bir yenilenmesi konuşuluyor zaman zaman. Hülya Avşar sık sık bunu öneriyor mesela. Bu konuda nasıl düşünüyorsunuz?

Evliliğin süresini de çiftler kendi belirleyebildiği, mutsuz olduklarında sonlandırabilecekleri için, buna bir zaman sınırı koymak da bana biraz saçma geliyor.

KISA KISA…

En son yüzünüzde güller açtıran iltifat ne oldu?

Kocam bana güzel bir iltifatta bulunmuştur kesin.

Kendinizle en sık konuştuğunuz konu ne?

Daha düzenli spor yapmalıyım ve daha çok film seyretmeliyim diye konuşuyorum kendimle. Bir de hayvanlara daha nasıl yardım edebilirim? En sık konuştuğum konu bu bence.

Şu aralar en sık kullandığınız söz ne?

Yaşam hakkı kutsaldır...

Mırıldanmaktan çok keyif aldığınız bir şarkı?

Gazapizm’in ‘Süzülerek’ şarkısı.

Kendinize en güvendiğiniz konu ne?

Temizlik konusunda iyiyim. Bir de güzel bavul hazırlarım.