Hayatımda 'tiryakinim' dediğim bir kadın olmadı
Tual'in 'Tiryakinim' şarkısını kendine özgü yorumuyla yeniden söyleyen Bayhan, rekor üzerine rekor kırıyor. Şarkıyı bu kadar içten okumasının sebebinin bir kadın olup olmadığını sorduk. "Bendeki aşk ruhsal bir aşk. Ben ağaca, çiçeğe bile şarkı söyleyebilirim. İlla karşı cins şart değil" diye cevap verdi.
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN / FOTOĞRAFLAR: OZAN GÜZELCE
Bayhan, 2003 yılında bir yarışmayla hayatımıza girdi. Farklı yorumu ve üslubuyla dikkatleri üzerine çekti. Popstar Türkiye yarışmasıyla gerçek bir star kadar ünlü oldu ama en popüler olduğu dönemde birden ortadan kayboldu. Zaman zaman yeni şarkılar yaptı ama kendini hep geride tuttu. Şimdi, daha önce‘Tual’ grubunun söylediği ‘Tiryakinim’ şarkısıyla yine çok gündemde. Bayhan’ın kapısını çaldım. Geçmişten bugüne yolculuğunu konuştuk.
GERİ GİTMEMEK ÜZERE DÖNDÜM GEMİLERİM BATTI AMA BOĞULMADIM
Bayhan, yeni imajın Cem Karaca’ya çok benzetildi. Var mı özel bir hayranlığın?
Çok severim. Ama Cem Karaca gibi olayım diye bir gayret sarf etmedim. Fakat sesine de hayat duruşuna da çok hayranım. Bizim onlar gibi olabilmek için çok fırın ekmek yememiz lazım. Onlara göre daha çok yolun başındayız.
2003’te bir yarışmayla hayatımıza girdin ve o dönemin starlarından oldun ama hep uzun aralar verdin. Şöhreti mi taşıyamadın? Ne dersin?
Hayır, taşıdım ama nedenlerim çoktu ve bu çok uzun bir hikaye. Acısıyla tatlısıyla büyük yorgunluklarım vardı ama şu an döndüm işime. Artık geri gitmemek üzere sevenlerimin huzurundayım. Bir kaybolup bir ortaya çıkma dönemlerim bitti.
Ama bir şeyler ters gitti demek ki. Arada geçen süreyi kaybolmuş zamanlar olarak görmüyor musun?
Hayır, birden gelen şöhret ve o şöhretin getirmiş olduğu çevre baskısı oldu. Hiç bilmediğiniz bir aleme yolculuk ve bu yolculukta çıraklığını yapmadığın işin ustalığına soyunma mecburiyeti… Tüm bunların karşısındaki tecrübesizliğiniz… İster istemez bir şaşkınlık dönemi oldu. Daha önce bilmediğiniz ve binmediğiniz bir geminin kaptanlığını yapmak kolay değil. Zaman zaman gemilerimin battığı oldu ama buradayım işte. Boğulmadım. Hayattayım, karşınızdayım. Geçmişi sorgulamıyorum ama vakti geldiğinde o zor dönemimin filmini yapmak isterim.
‘Tirkyakinim’ şarkısını yorumlamak nereden aklına geldi?
Biz bunu ‘Tual’den dinlemiştik ve ‘Tual’ aslında bir gruptur, tek birey değil, insanlar bunu bilmez. Oradaki şarkıcı da bunu çok iyi okumuştu, çocukluğumuzda dinlemiştik. Çok derin hislerin olduğu bir eser. Sözleri delip geçiyor insanı. İyi de oldu ve herkes çok sahip çıktı, beğendi.
HALKIN ZEKASIYLA VE BEĞENİSİYLE KİMSE DALGA GEÇEMEZ
Beklediğin kadar memnun musun dönüşlerden?
“N’aptın abi!” diyen binlerce kişi oldu. Sosyal medyada “Bayhan kaldır şu şarkıyı yoksa hepimiz eski sevgilimize döneceğiz” diyenler var.
“Çok kötü yorumlamış” diyen köşe yazarları oldu ama…
Vallahi seven kadar sevmeyen de olacak ama bazı eleştiriler haddini fazla aşmış. Onlara da gereken yanıtı halk verdi. Kötü olsa 4 haftada 28 milyonluk izlenme sayısına ulaşır mıydı? En hızlı dinlenenler listesine giremezdi. Bu halkın zekasıyla ve zevkleriyle kimse dalga geçemez. Ayrıca ‘Tual’ gurubunun kurucusu şarkının da söz ve müzik yazarı olan İskender Türksen, şarkının altına çok anlamlı, güzel bir yorum yapmış. Bu bana yeter. Ben iyi okumasam dünya listesine girmezdim.
TİRYAKİNİM DEDİĞİM TİRYAKİSİ OLDUĞUM BİR KADIN OLMADI
Şarkıda diyor ya hani, “Son bir isteğim senden, bir daha deneyelim.” Senin de böyle seslendiğin bir kadın oldu mu hiç?
Yok, hiç olmadı. Olmaz da. Tiryakinim dediğim ya da tiryakisi olduğum bir kadın da olmadı.
Ama şarkıyı sanki bir tiryaki gibi içten okumuşsun. Sanki çok aşıkmışsın gibi…
Bendeki aşk ruhsal bir aşk. Ben ağaca, çiçeğe bile şarkı söyleyebilirim. İlla karşı cins şart değil ki. Ben çocukken 3 kez aşık oldum. 7-12-15 yaşlarımda. Üçü de platonikti zaten. Sonrasında kalbimi yakan hiçbir aşk olmadı.
ZAMANINDA ÇOK FELSEFE YAPTIM HİÇ ANLAŞILMADI
Ünlü olduktan sonra taliplerin artmadı mı?
Elbette olmuştur ama ben geçmişteki hayatımda; iç alemimde o kadar yaralandım, acılar çektim, yoruldum, yalnızlıklar çektim ki artık acı hissetmiyorum. Belki de birine bağlanmak beni korkutuyor. Acı çekmek, sevmek hepsi korkutuyor belki. Hatta bu duygusal konuları konuşmak bile yoruyor. İç dünyam çok başka. Felsefeye de girmek istemiyorum çünkü zamanında çok felsefe yaptım, anlaşılmadı. O yüzden kendimi daha basit ifade etmek istiyorum. Bir şeyler yaşanırsa yaşanır, yaşanmazsa yaşanmaz. Belki aşık olurum, belki olmam.
Hiç evlenmedin de bugüne kadar, değil mi?
Yok evlenmedim çok şükür! Öyle bir hayalim, beklentim yok.
Baba olma hayalin de mi yok?
Hiç yok, bir tane köpeğim var, bana yetiyor. O da bir çocuk. Şu an hiç o duygularda değilim.
Bir kadında ne ararsın?
Gerçeklik ararım. Ayrıca bu sorunun cevabını mikrofona değil, aradığım kadını bulduğumda o kadına söylerim. Ucuzlatmam işi de o kadını da. Benim tarzım bu. Beni kolay kolay bir kız arkadaşımla el ele görmezsiniz.
HESAPLAŞACAĞIM KİMSE YOK KENDİMDEN BAŞKA!
Seni tanıdığımızda 20’li yaşlardaydın, şimdi 44 yaşındasın. Hayatında neler değişti?
Hiç yaş olgum yok. Takıntım da yok. Babam da benim gibi, sanırım genetik, kolay kolay da yaşlanmıyoruz. Hayatımın şu an huzurlu bir dönemindeyim. Yaşananlar geldi geçti hepsi de sınavımdı ve verdim. Farkındalığım çok arttı. Bana tekrar üzüntü yaratacak eylemlerde bulunmuyorum ve hayat şu andan ibaret. Hesaplaşacağım ya da kızdığım, küstüğüm hiç kimse de yok.
Kendinle hesaplaşır mısın?
Ben kendimle her gün hesaplaşırım. Her gün vicdan muhasebesinden geçiririm. Yargılarım. Neyi doğru, neyi yanlış yaptım diye.
ACIYI BİR TEK YEMEKTE SEVERİM
Hayatının sana göre en acı bölümü hangisi?
Geçmişteki bölümler fazla acı. Sokaklar, sevdiklerimi kaybedişim… Ama acıyı konuşmayı hiç sevmiyorum, acıyı artık sadece yemekte seviyorum. İyi de tencere yemeği yaparım ve bol acı koyarım.
Parayla ilişkin nasıl? Birikimin var mı?
Hiç anlamam. Ticareti denedim olmadı. Herhalde bir lokanta açsam ücretsiz yaparım. Bu arada böyle de bir projem var. Çok yokluk gördüğüm için böyle bir projeyi hayata geçirmek isterim.
Sosyal medyayla aran nasıl?
Benim ne o alemde ne de gerçek dünyada filtrelerim var. Olduğum gibi biriyim. Bende şöhret olgusu da yok. Sokağa çıktığımda vatandaş Bayhan’ım ben.
Deniz Seki yıllar önce senin için “Katilden star olmaz” demişti. Yıllar sonra kendisi cezaevine girdiğinde sevinmiş miydin?
Hayır, asla! Ne ah ettim ne de oh dedim. Asla kızmadım, küsmedim ona. İçim sızladı mı, elbette. Çünkü yolun çok başında acıtıcı bir sözdü. Ama o yarışmaya katıldığıma asla pişman olmadım. O yarışma benim hayalimdi. Cebimizdeki son parayı sahtekar ajanslara verdiğimiz oldu. Öyle yokluk döneminde gelen o yarışma bizim için nimetti ve ilktik biz. Demem o ki; Deniz hanıma asla kızgın değilim. Ayrıca çok üzüldüm cezaevine girmesine, neticede bir kadın. Hiç küsmedim kendisiyle. Hatta bir projede düet yapabiliriz, neden olmasın!
- Cilt bakımının red flag'leri! Herkes bu hataları yapıyor: Cildi tahriş ediyor, gözenekleri obruk gibi genişletiyor, kırış kırış kırıştırıyor
- Kaşık kaşık yiyoruz ama kan şekerini 300'e fırlatıyor! Damarları tıkayıp mideyi şişiriyor, kabızlığın en büyük sebebi!
- Fazla efor göstermeden yağlarınızı yakın! Vücudu kağıt gibi inceltiyor: Metabolizmayı makine gibi çalıştırıyor
- Kurusu kapış kapış satılıyor! Aktarda gören poşetini dolduruyor: Solunum yollarını hortum gibi açıyor, metabolizmayı çalıştırıyor, bağırsakların çalışma hızını artırıyor
- Çeyrek bardak içende kolesterolden eser kalmıyor! Bu kez kabuğu değerlendi: Sarımsakla karışınca vücudu zımba gibi yapıyor