Hayatımın büyük bölümünde kendime acımasızdım
Oyunculuğunu, yeteneğini anlatmaya kelimeler kifayetsiz. ‘Kurak Günler’de izlediğimde ‘şov yapıyor’ resmen dedim. Ders veriyor… Zaten aynı rolle Altın Portakal’ı kaldırdı. Sonra ‘Dengeler’de ve üst üste her yerde karşımıza çıktı. Şimdi eş zamanlı hem iki tiyatro oyunuyla sahnede hem de ‘Hudutsuz Sevda’da yine şaşırtmaya devam ediyor. Erol Babaoğlu’nu daha yakından tanımak istedik.
Oya Çınar Röportajı / Fotoğraflar: Ozan GÜZELCE
Ben sizi ‘Kurak Günler’de izlediğimde şoka girmiştim. ‘Şov yapıyor resmen’ diyerek izledim. Hemen her rolünüzde de aynı duygu geçiyor. Sizin gözünüzü nasıl bir rol korkutur diye merak ediyorum…
Çok teşekkür ederim. Ne mutlu böyle düşündürüp hissettirebiliyorsam. Muhakkak ki hayat düz bir çizgide ilerlemiyor. Hayatımızda bazen cepten yemeler, bazen tekrarlara düşmeler olabiliyor ama sanat vasatı kaldırmayan bir şey. Yaş gibi birçok şey performansı zaman içinde etkileyebilir ama benim çabam her zaman sınırları zorlamak üzerine. Ve bir oyuncu olarak her rol benim gözümü korkutabilir çünkü her rolü aynı ölçüde ciddiye alırım.
Katmanlı rol ya da ‘aman çocuk oyuncağı canım’ gibi bir ayrım yok mu hiç?
Çocukluğumda bir gün televizyonumuz bozulmuştu. Eve bir usta geldi. Birkaç dakika içinde halletti. Babam ustanın istediği fiyatı duyunca bir şok geçirdi. “Usta, çok kısa sürdü yahu, bu kadar ediyor mu gerçekten?” dedi. Adam şöyle cevap verdi, “Bir dakika beyefendi, 26 yıl artı beş dakika sürdü.” Bu aslında hayatın tümü için böyledir. Ustalık uzun sürer. Hangi eseri elinize alırsanız alın, onu yapma kolaylığı ve süresi o güne kadarki deneyiminizle ve emeğinizle doğru orantılıdır. Dolayısıyla görece daha kolay denilecek rolün de arkasında uzun bir zaman ve çaba vardır.
Ödülü bir oyuncusunuz. Ödüller size ne ifade ediyor?
Elbette onore edici. Önemserim ama ona yaslanmam kesinlikle. Yetenek çok önemli evet ama sürdürülebilir bir yetenek peşinde koşmalıyız ve bunu sağlamak ödüllere yaslanarak mümkün olacak şey değil. Bir de şunu akılda tutmak gerekir. Seyirciden, yönetmenden ya da herhangi bir jüriden önce oyuncunun ilk izleyicisi kendi olmalı ve oyuncu önce kendini şaşırtmalıdır. Ben her zaman öncelikle bunu kovalarım.
Bazı oyuncular kendini asla izleyemediğini söylüyor. Siz, kendini seyirci gözüyle izleyenlerdensiniz o zaman?
Kendini izlemek bir oyuncu için çok zor bir şeydir. Kendine yabancılaşırsın ve sen kendinle ilgili ne düşünürsen düşün, dışarıdan görünen haline aslında çok müdahale edemediğinle yüzleşirsin. İlk yıllarda benim için de çok zordu ama sonra buna alıştırdım kendimi. İzliyorum ve herhangi bir oyuncuyu izlemekten şöyle bir farkı oluyor sadece. Kendime karşı daha acımasızım. Başkası yapsa görmeyeceğim bir hatayı kendimde daha büyük görürüm.
KENDİMİ TAKDİR ETMEYİ KIZIMI BÜYÜTÜRKEN ÖĞRENDİM
Genel olarak, yeri geldiğinde kendini takdir edebilen biri misiniz?
Hayatımın büyük kısmı biraz kendime acımasız davranarak geçti. İnsan birçok problemi sadece kendinin yaşadığını zannedip, kendini sorumlu tutup suçladığı uzun yollardan geçiyor. Yaşamış ve yaşayacak herkesin ne büyük ve çeşitli meseleleri olduğunu gördükçe, daha bir kabulleniyor kendini, hatalarını ve hayatı. Takdir etmeyi biraz da kızımı büyütürken öğrenmeye çalışıyorum.
Affedici misiniz kendinize karşı?
Affetmediğim hatalarım da vardır ama geçmişi daha kabul edebilir hale geldim. Yine de zaman zaman kendime “Ah be” dediğim şeyler oluyor.
‘Monologlar Müzesi’ ve ‘Cyrano’ oyunlarınız devam ediyor. Bir yandan televizyonda ‘Hudutsuz Sevda’, eş zamanlı zor olmuyor mu?
‘Monologlar Müzesi’ sekiz yıldır, Cyrano iki yıldır devam ediyor. Bu arada pek çok film ve dizide oynadım. Şimdi de ‘Habitat Mithat’ rolüyle ‘Hudutsuz Sevda’ dizisine dahil oldum. İş planlaması ve zamanlama doğru yapıldıktan sonra karakter tasarlarken ve oynarken zorlanmıyorum.
ŞARTLARI BOZMADAN DOĞAÇLAMA YAPMAYI SEVERİM
Doğaçlama yapıyor musunuz?
Sette sürprizlere yer bırakan dokunuşlara inanırım. Bu da çok işe yarıyor, yazılanın ötesine geçme imkanı tanıyor. Belli bir çerçevede, şartları bozmadan doğaçlama yapmayı seven bir oyuncuyum. Bu bence işi daha yaşayan bir şeye dönüştürüyor.
Ekşi Sözlük’te ‘Bin duyguyu bir gülüşe nasıl sığdırıyorsun be adam’ gibi yorumlar okudum. Gerçekten poker surat gibisiniz. Her işinizde başka biri gibisiniz. Karakteristik buluyor musunuz siz de yüzünüzü?
Bunu benim değerlendiremem zor tabii. Daha çok seyircinin ve yönetmenlerin takdiri bu. Aslına bakarsanız misal kel olduğum için daha kısıtlı bir alanım var gibi görünüyor ama oynadığım karakterlerin renkleri de oynadığım diğer karakterlerimden ayrılmalarını sağlıyor. Fakat oyunculuğa şu hedefle başladım ben. Yolda beni tanımasınlar ama rolümü bilsinler. Bunu da az çok sağlayabildiğimi düşünüyorum.
‘Çok sahiplenemedim çok da bayılmıyorum’ dediğiniz bir rolünüz olmuş mudur hiç?
Muhakkak vardır ama onu hatırlayıp tadımı kaçırmak istemem.
47 YAŞINDA HÂLÂ KENDİMİ ŞAŞIRTMA DERDİNDEYİM
Genel olarak yolculuğunuzun neresinde nasıl bir ruh hali içindesiniz?
47 yaşındayım hâlâ şaşırmaya devam ediyorum. Kendime sürprizler yapma peşindeyim hep.
Dinginlik dönemi diye bir şeye inanıyor musunuz, size geldi mi öyle bir ruh hali?
Yok, bana daha gelmedi. Bazen düşünüyorum, insanlar sahil kasabasında dingin yürüyüşler yapıyor, ne güzel toprağa dokunuyorlar diyorum ama yarım saat sonra kendimi yarın yapacağım işleri planlarken buluyorum. Ne kadar yılgın hissetsem de zaman zaman; hep mücadeleye devam diyen biriyim.
‘İşten daha öncelikli, hayatımın merkezi’ dediğiniz bir şey ya da biri var mı?
Kızım Alya. Hayatımın merkezinde Alya var. Sonra da ailem, yeğenlerim, sevdiklerim, iş ve işle ilgili her şey…
‘Elimden alınsa benden geriye pek bir şey kalmaz’ diyecek kadar önem atfettiğiniz bir şey?
Akli melekelerimi yitirmek istemem. Nedense bu çocukluğumdan beri düşündüğüm ve beni korkutan bir şeydir.
- Kurusu kapış kapış satılıyor! Aktarda gören poşetini dolduruyor: Solunum yollarını hortum gibi açıyor, metabolizmayı çalıştırıyor, bağırsakların çalışma hızını artırıyor
- Çeyrek bardak içende kolesterolden eser kalmıyor! Bu kez kabuğu değerlendi: Sarımsakla karışınca vücudu zımba gibi yapıyor
- Su faturasını yarı yarıya düşürüyor! 5 dakikada 50 litre su kurtarıyor, fatura artık cebinizi yakmayacak!
- Petekleri böyle temizlemek faturayı yarı yarıya düşürüyor! Kombi ustasından önemli tüyolar: Bakım yapmayı ihmal etmeyin
- Kahvaltı yerine tüketin! Mideyi doldurup tokluk hissi veriyor: Kan şekerini dengeliyor, sindirim sistemini makine gibi çalıştırıyor