İlişkide kıskanç biriyim o beni toksikleştiriyor

‘Revü Şov’la tiyatroda perde açtınız. Hem yazdınız hem de yönettiniz. Gelen seyirci nasıl bir oyunla karşılaşıyor?

Komedi türünde bir oyun. Bol sürprizli olduğu için izleyenler keşfetsin istiyorum. İnteraktif bir oyun. Seyirciyle beraber oynuyoruz.

Afişte ‘modern komediye yeni bir yaklaşım’ yorumunu okudum. Bu cümleden ne anlamalıyız?

Genel olarak izlediğimiz komedi tiyatro oyunlarından çok daha farklı bir oyun. Seyirciyle aramıza bir dördüncü duvar koymuyoruz. Seyirciyle beraberiz, iç içeyiz. Teknik olarak da oyunculuk olarak da üslup olarak da farklılıklar var.

ŞAKA GİBİ ALGILADIĞIMIZ ÇOK ŞEY BEDEN AŞAĞILAMASI

Beden aşağılama üzerinden bir sorgulaması var hikayenin. Bu aslında çağımızın konusu…

Maalesef öyle. Beden aşağılamasına uğrayan insanlar psikolojik olarak anksiyete, sosyal kaygı gibi sorunlar yaşıyorlar. Sırf bu nedenle terapi görüyorlar. Oyunda bedeni üzerinden aşağılanan bir karakter var ama kendisi bunun farkında değil. Gerçek hayatta da bu böyle. Kendimiz içselleştirdiğimiz için şaka olarak algılıyoruz çoğu zaman, travmanın farkına üzerinden zaman geçince varıyoruz.

Beden aşağılama konusunu seçmenizin özel bir nedeni var mıydı?

Valla kendimden yola çıktım dersem pek doğru olmaz ama etrafımda buna maruz kalan çok insana tanık oldum, hâlâ oluyorum…

Siz gerçek hayatta beden aşağılamasına maruz kaldınız mı?

Sanırım kaldım. Benim saçlarım kıvırcık, ben özellikle kestiriyorum. Özellikle lise döneminde saçlarımla çok dalga geçiliyordu çok kabarık olduğu için. Başka da vardır belki ama dediğim gibi, aslında çoğunu fark etmiyoruz bile.

‘İnsanlar neden böyle?’ sorgulaması yaşıyor musunuz sık sık?

Dayatılan bir güzellik algısı var, onun için kadın da erkek de ona ulaşmak istiyor, olmayınca da kendi kendimize de bu zorbalığı uyguluyoruz aslında. İki kilo alınca dünya bitti zannedebiliyoruz. Sürekli filtreler uyguluyoruz.

TANILI HİPERAKTİFİM DİKKAT BOZUKLUĞUM VAR

Konservatuar mezunusunuz. Oyunculuk çocukluk hayaliniz miydi?

Klasik olacak belki ama ben çok taklit yapardım çocukken ama tiyatro okur muyum hiç bilmiyordum, lise sonda sahnede olmak istediğimi fark ettim, sonra konservatuara başladım. Yıldız Kenter’in, Müşfik Kenter’in öğrencisi olma şansına eriştim. Konservatuar bitince İtalya’da yine tiyatro okumaya gittim, onu da bitirip tekrar döndüm. Burada yüksek lisansımı tamamladım.

Nasıl bir çocuktunuz?

Eğlenceli, hiperaktif bir çocuktum. Tanılı hiperaktifim bu arada. (Gülüyor)

Bunu söylemeniz iyi oldu, herkes kendine tanı koyuyor. Sanki bipolar olmayanı dövüyorlar mesela…

İlgi eksikliğinden olabilir o. (Gülüyor) Bilemiyorum… Ama ben bayağı tanılıyım. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanım var. Gündelik hayatta bunun handikaplarını çok yaşıyorum. Odaklanma sorunum var. Aynı anda on bin tane şey düşünüyorum.

Kendinizden razı olduğunuz bir döneminiz mi?

Valla razıyım kendimden ya. Mutluyum… Genel hayat kaygılarını ayırırsak kendi içimde huzurluyum. Sporu bıraktığım için mutsuzum biraz sadece. Normalde çok disiplinliyimdir ama bir şeyi bırakınca tekrar yakalamak zor oluyor, özellikle sporda. Ama büyük rahatsızlıklarım yok. Genel olarak memnunum hayatımdan. Daha dinginim. Büyük sancılarım yok.

HİÇBİR OYUNCU SADECE PARA İÇİN TİYATRO YAPMAZ

Tiyatro para kazandırmaya mı başladı? ‘Tiyatro sadece aşk için yapılır’ denirken şimdi çok popüler isimler de tiyatro yapıyor…

Ne sebeple olursa olsun ben buna çok mutlu oluyorum… Ben devlet sanatçısıyım. İstanbul Devlet Tiyatrosu’na bağlıyım. Tiyatro ne kadar çok yapılırsa biz o kadar mutlu oluyoruz. Evet, eskiye nazaran daha iyi para kazanıldığı da doğru. Ama ben hiçbir oyuncunun sırf parayı odağına koyarak tiyatro yapacağını sanmıyorum. Kendim de bir şey üretirken bu hiç odağımda olmuyor. Tabii ki bu da önemli. Kazanacağız ki devam edebilelim ama önceliğim asla bu değil.

Önceki oyunlarınızın adlarını da çok ilginç buldum. ‘Alice Harikaları Olmayan Diyarda’, ‘Çok Hücreli Bölünen’ gibi… İlginç hikayeler sizi mi buluyor hep yoksa siz mi ilginç hikayelere çekiliyorsunuz?

Ben buluyorum bence. Farklı hikayeler arıyorum. Kafam da biraz böyle çalışıyor. Özellikle bu oyun özelinde cevap verecek olursam da yönetmeni de ben olduğum için bu da bana alan tanıyor.

KISA... KISA...

Kaba dürüstlük mü, politik doğrucu kibarlık mı?

Kaba olmayan dürüstlük. Kibarca dürüstlük.

Aşk size ne ifade ediyor?

Bana çok uzak geliyor. O defteri kapattım epey zamandır. Ama aşık olduğumda ben de herkes gibi daha heyecanlı ve pozitif oluyorum.

Toksik bir aşık mısınız, huzur insanı mısınız?

Toksik ilişkiden yana değilim ama bende bir kıskançlık var. O beni zaman zaman toksik ilişkiye doğru sürükleyen bir handikap oluyor.

Kıskanılmak hoşunuza gider mi?

Ben ona mahal verecek şekilde davranmam. Güven verebilen biriyim ben.

Nasıl bir insanla asla olmaz?

Narsist biriyle asla olmam.

Sizin hiç egosantrik yanlarınız yok mudur?

Keşke biraz olsa ama bende hiç yok.

Kendinize bir konuda teşekkür etseniz ne dersiniz?

Kendim olduğum için kendime teşekkür ederim.

Bir konuda eleştirseniz ne dersiniz?

Çok hızlıyım. Her konuda… Biraz yavaşlamam gerekiyor. Çünkü insanlar benim hızıma yetişmek için yoruluyorlar. Çevremi de yoruyorum.

Bir kadında fiziksel olarak ilk neye bakarsınız?

Saç rengine, sarıya yakın bir kumral var. Onu çok seviyorum.