İlişkide statüye inanmam ama düşünsel yakınlık gerekir

‘İnci Taneleri’nde adı gibi, yıldız gibi parlayan bir oyuncu. Ekran önünde ne kadar rahat ve komikse gerçek hayatta da bir o kadar kırılgan hissi veriyor. Ümit Beste Kargın’ı hem yakından tanımak istedik hem de Yıldız rolünü nasıl bu kadar öne çıkardığını konuştuk.
Oya Çınar Röportajı / Fotoğraflar: OZAN GÜZELCE
Yıldız karakteriyle hayatımıza bir yıldız gibi doğdunuz desek yeri. ‘İnci Taneleri’nin başarısı ortada ama sizin için nasıl gidiyor her şey?
Çok teşekkür ederim. Çok güzel gidiyor, çok mutluyum… Kariyerimin önemli bir dönüm noktasındayım, bunun da çok iyi farkındayım.
Dilber’le (Hazar Ergüçlü) sahnelerinize bayılıyorum. Arka planda partner olarak nasılsınız?
Ben de Dilber’le olan sahnelerimizi çok seviyorum. Hazar’dan çok şey öğreniyorum. Böyle büyük bir projede; rol arkadaşlarımdan birinin de Hazar olması benim için bir nimet, çok şanslıyım.
ROLÜN BU KADAR BÜYÜYECEĞİNİ BEN DE DÜŞÜNMEMİŞTİM
Yıldız’ın başta daha geride bir karakterken bu kadar öne çıkmasına ne diyorsunuz? Onu biraz da siz parlattınız sanki…
E tabii, hakkımı yemeyeyim şimdi. Ama bunun için Yılmaz Erdoğan’a çok teşekkür ediyorum her şeyden önce. Yıldız’la kendi içimde bir yolculuğa çıktım. Yılmaz Erdoğan da belli sınırlar içinde beni çok serbest bıraktı. Başta rolün bu kadar büyüyeceğini ben de hiç düşünmemiştim.
Kısa hikayenizi merak ediyorum. Nasıl bir ailede büyüdünüz? Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Ben Eskişehirliyim. Orada büyüdüm. İki ablam var. Çok keyifli, güzel zamanlar geçirdim. Üniversiteyi de Eskişehir’de okudum zaten. Anadolu Üniversitesi’nde tiyatro okudum. Okul zamanlarım da çok keyifliydi.
Oyunculuk çocukluk hayaliniz miydi?
Valla hiç değildi. Babam bizi tiyatroya, sinemaya götürürdü ama izlerken “Aa, ben de bunlar gibi olmak istiyorum” demedim hiç çünkü bunun bir meslek olduğunun bile çok bilincinde değildim belki de. Lise son sınıfta yakın arkadaşımla bir tiyatro kursuna yazılmıştık. Bunun bir meslek olduğunun ilk o zaman farkına vardım.
Günlük hayattaki halinize denk gelince, ben sizi bu piyasa için fazla nahif buldum. Siz bu anlamda zorlanıyor musunuz hiç?
Valla, “Zorlanmıyorum, hiç zorlanmadım” dersem yalan olur. Ama mesleğimizin kendisi hiç öyle bir yarış gibi değil aslında. Bu bir spor müsabakası değil. Birincisi olan ikincisi olan bir yarış değil. Ama bahsettiğiniz hırs bazı insanların içinde var maalesef. Bence o sadece sahnede ya da kameranın önünde o karakteri en doğru şekilde vermeye çalışmak için kullanılırsa bir anlamı olur. Hayatın içinde ben onu bir yarışa çevirecek yapıda zaten değilim.
HAYATIN İÇİNDE DE BAŞROL VERİLMEMİŞ İNSANLAR VARDIR
Daha önce oynadığınız projeler de ‘Şahsiyet’ gibi ‘Yargı’ gibi çok iyi projeler. Bu kez farklı olan neydi sizce?
Tabii ki çok güzel diziler hepsi ama bu projenin en önemli farkı Yılmaz Erdoğan gibi bir kalemden çıkması. Hayatın içinde de başrol verilmemiş insanlar vardır. Ajite etmek istemiyorum ama pavyonda çalışan bir kadın tabii ki beş-sıfır geriden başlıyor bir şeylere. Böyle karakterleri öne çıkarmayı kendi adıma da çok seviyorum. Bir doktoru, bir öğretmeni oynamakla Yıldız’ı oynamak tabii ki farklıydı. O yüzden diğerleri Yıldız kadar gösterişli olmadı.
YILDIZ PATAVATSIZ VE KABA AMA HAYAT DA ONA ÖYLE DAVRANMIŞ HEP
Son bölümde Dilber’in uyarısına rağmen Zerre’ye “Ben seni kardeşim gibi görüyorum” dediniz. Siz de Yıldız’ı fazla patavatsız buluyor musunuz?
Bence de çok ağır oldu. İtiraf edeyim, ben de çok kaba buldum ama Yıldız zaten böyle biri. Patavatsız, kaba maalesef ama o bunu yapmayı biliyor. Bu konuda düz biri. Belki hayat da ona hep öyle davrandığı için, o da bildiğini yapıyor sadece.
Hem çok zeki hem de çok saf bir yanı var Yıldız’ın. Kendinizi ona yakın buluyor musunuz?
Tam olarak bu, güzel özetlediniz. (Gülüyor) Hem çok saf hem çok zeki. Yılmaz Erdoğan ‘mantıklı mantıksız’ demişti bir kez. Çok doğru gerçekten. Ona çok yakın hissediyorum kendimi.
Yıldız’la Tayfun’dan gerçek bir aşk hikayesi çıkabilir mi sizce?
Tabii ki çıkabilir, bir sonraki bölümü biz bilmiyoruz gerçekten ama bence olabilir çünkü Tayfun da ‘saftirik’ bir çocuk, o da Yıldız gibi aslında, o yüzden uyumlu olabilirler.
Sizce ikili ilişkilerde sosyal, kültürel denklik diye bir şey var mı? Yıldız arkadaşınız olsa ve size gelip Tayfun’u anlatsa, ona ne derdiniz?
Ben, “Bir şans ver” derim. Ben de biraz safım çünkü… İlişki biraz karşılıklı olarak birbirini besleyebilmekle ilgili. Maddi bir şeyden bahsetmiyorum. Mental olarak birbirini beslemelisin. Yıldız’ın ve Tayfun’un birbirini besleyebilecekleri bir alan var bence. Söz konusu aşksa statü önemli değildir ama duygu ve düşünsel olarak yakın olmanın da avantajları vardır mutlaka.
Siz aşkı nasıl tarif ediyorsunuz?
Yüksek bir inanç, çok yüksek sevgi. Çok klişe olacak ama ben aileme de aşığım, doğaya da aşığım. Sadece bir insana beslenecek duygu değil.
HÂLÂ ÇATIR ÇATIR AŞIK OLANLAR VAR AŞK NİYE BİTSİN?
Nasıl biri sizi kendine aşık edebilir?
İnce düşünmesi, kibar olması beni çok cezbeder. Esprili olmasını, komik olmasını önemserim.
“Günümüzde gerçek aşk yaşanmıyor artık” fikrine katılıyor musunuz?
Hayır, asla böyle büyük laflar etmem. Uzun zamandır bir ilişkim yok ama bu, bıraktım bu işleri ya da artık inanmıyorum aşka anlamına gelmiyor. İnsanlar çatır çatır yaşıyor gayet, çok güzel ilişkiler kuran insanlar var.
ERKEKTE FİZİKSEL OLARAK HİÇBİR ŞEYE BAKMAM
“Değiştirmek isterdim” dediğiniz bir karakter özelliğiniz var mı?
Var; ben bir işi yapıyorum ve bir noktada bir kuple eksik bırakıyorum o işi. Annem de hep söyler. Çocukken biberonu bile tam bitirmezdin der. (Gülüyor) Farkında vardığımdan beri düzeltmeye çalışıyorum ama hâlâ var.
Çabuk mu sıkılıyorsunuz acaba?
Evet galiba, ondan olabilir.
Bir erkekte fiziksel olarak sizi ne çeker?
Ay aman, fiziksel olarak hiçbir şey çekmez beni. Zamanında onu yaşadım, şu an konu hiç o değilmiş noktasındayım.
İÇİMDE DEPRESİF BİR YAN VAR...
Birinde en etkileneceğiniz karakter özelliği ne olabilir?
Hayattan zevk alan biri olmasını isterim. Benim içimde depresif bir yanım da var çünkü. Kendi içimde hem mutlu hem mutsuz bir tipimdir. O yüzden beni daha motive eden biri olmasını isterim. İnce ruhlu, eğlenceli ve adalet duygusu olan biri olsun.
Nasıl biriyle asla arkadaş olamazsınız?
Kıskanç ve kötü niyetli biriyle arkadaş olamam.
Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Oğlak, Akrep, Terazi ve diğer burç yorumları
Geleneksel Ramazan sofrasının vazgeçilmezi! Fırınlarda uzun kuyruklar oluşuyor: Çörek otu eklenince lezzetini artırıyor
Tadını kimse sevmiyor ama tam bir şifa deposu! A, K ve C vitamini ambarı: Sindirim sistemini makine gibi çalıştırıyor
Kahverengi lekelerin kökünü kazıyor! Cildi ay gibi parlatıyor: Gözeneklerin içini dolduruyor
Böbrekleri diyalizin pençesinden kurtarıyor! İçine limon sıkıp sabah aç karna için: Böbrekleri dip köşe temizliyor