Memlekette benim gebeliğimden daha önemli meseleler var
Gonca Vuslateri, sürpriz hamileliğiyle kamuoyunu şaşırtmıştı. Yeni filmi "Cenazemize Hoş geldiniz"i konuşmak için buluştuk ama konu tabii ki hamilelik meselesine geldi. Sanatçı bu konuda, "Çocuk bir doğsun, imza atılır. Kimseye hesap vermediğim için, hesap soranı da duymuyor kulağım" dedi.
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
Senaryosunu başarılı oyuncu Gonca Vuslateri ve Doğacan Güneş Perkün’ün birlikte yazdığı ‘Cenazemize Hoş Geldiniz’ filmi vizyonda girdi. Sevgili Gonca ile filmini konuşmak için Taksim Sofitel Otel’de buluştuk. Oldukça heyecanlıydı. Gonca; tıpkı ‘Yalan Dünya’da oynadığı Vasfiye Teyze’ tadında bir karaktere can veriyor. Gonca Vuslateri’yle filmi ve daha fazlasını konuştuk.
ÇOCUK BİR DOĞSUN, İMZA NASILSA ATILIR KİMSEYE HESAP VERMEM HESAP SORANI DA KULAĞIM DUYMAZ
Yeni film, hamilelik derken heyecan dorukta olmalı. Nasılsınız?
Çok iyiyim. Teşekkür ederim. Her şey yolunda. Çok şükür, istediğim gibi akıyor hayat.
Hem senaryosu size ait olan hem de rol aldığınız yeni filminiz ‘Cenazemize Hoş Geldiniz’ vizyona girdi, neler hissediyorsunuz?
Uzun zamandır hissetmediğim bir heyecan. İlk kez böylesine sahipleniyorum yaptığım işlerden birini. Kendimi acımasızca eleştirdiğim anlar da var. Bazen, “Bu kadar abartmak doğru değil” diyorum. Yine de kendimi tutamıyorum.
Nasıl bir film bekliyor seyirciyi?
Film, benim uzun zamandır birkaç hikayeyle kendimi kaşımamla başladı. Sonra karakterleri konuşturmaya ve oynamaya başladım. Senaryoyu Doğacan Perkün’le çalıştık ve bu benim için büyük bir şanstı.
NİŞAN TÖRENİ, CENAZE ORGANİZASYONUNA DÖNÜŞÜYOR
Filmin konusu nasıl?
Nişanlanmak için babaannesinin evini tercih eden bir kızın, süreç içerisinde ailesini, erkek arkadaşının ailesiyle tanıştırmaktan çekinmesi; kendi ailesine eleştirel bakarken yine de onlara beslediği koşulsuz sevgiden de bir türlü kurtulamayışını anlatıyor… Tüm bu iç çatışmanın üstüne, babaannenin nişan günü vefat etmesiyle, nişan töreni cenaze organizasyonuna dönüşüyor. Ana hikaye bir gün içinde geçiyor.
Cenaze demişken, bazıları ölüden, cenazelerden korkar. Sizde de böyle fobiler var mıdır?
Cenazeler vefat eden yakınınızla birlikte aslında birçok sırrı saklar. Kimin daha az üzüldüğünü, kimin samimiyetsiz olduğunu, kimin ölümden korktuğunu, kiminin de gariptir ama cenazeleri çok sevdiğini görürsünüz o toplanmalarda. Ölümden korkmam ben. Bana bilerek ve isteyerek zarar vermeyi isteyen bilinçten daha ürkütücü ve hüzünlü gelmez ölüm fikri.
SERT MİYİM BİLMİYORUM AMA CIVIK OLMADIĞIM KESİN
Dışarıdan bakınca hep yüksek enerjide ve çok eğlenceli görünüyorsunuz. Göründüğünüz gibi misiniz, yoksa sert yanlarınız da var mı?
Sert biri miyim, bilmiyorum. Lakin cıvık hiç değilim. Yaş aldıkça da sertleşiyorum sanırım. Az kişiye teslim olabiliyorum. Kadınım ben, yaradılışım dürtüseldir. Sevgilime çok teslimim mesela. Bir de kendimi açıklamayı hiç sevmem. Kendimi ve derdimi anlatırım.
Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Kadınlar iyi hikaye anlatıcısıydı. Bence Burton’ın ‘Big Fish’ filmi gibi anlatsam inandırıcı gelmeyecek kadar filmografik ve fantastiktiler. Herkes iyi insan değildi. Kulisler de olurdu. Sülalem Türkiye gibiydi. Ne kadar isyan etsem de başka ülkenin vatandaşı olmadım. Öyle düşünelim. Yaşlanıyorlar, bu dünyadan gidiyorlar… Muhakememi o zaman yapıyorum. Babaannem vefat ettiğinde kaburgam ezildi sanki.
Ailenin erkekleri nasıldı peki?
Erkekler askerdi çoğunlukla, emniyet müdürü de vardı. Genelde erkekler çok sert olunca, kadınlar fıkra anlatır gibi hikayecilik yapardı sülalede.
BU MEMLEKET AĞIRBAŞLI KADINDAN KORKUYOR ‘KADINLAR ÇİÇEKTİR’ DİYENLERİN SADAKASINI ALMIYORUM
“Çocuk düşünmüyorum” diyenler hamile kalınca bu fikrin ne kadar yanlış olduğunu söyler genelde, sizde değişen bir şey oldu mu?
Ben hiçbir zaman çocuk istiyorum da istemiyorum da demedim. Doğru bir baba figürü olduğu için eşim, olması gereken biri oldu. Ben işim gereği duyguları çok abartmıyorum sanırım. Otokontrolüm devreye giriyor. Memlekette benim gebeliğimden daha önemli meseleler de vardır deyip kendimi, ailemi geri planda tutmak istediğimden ajite bir annelik yazısı yazmadım.
Yine de insan paylaşmak ister duygularını sanki?
Elbette ama bu memleket korkuyor ağırbaşlı kadından. “Kadınlar çiçektir, kadınlarımızı koruyalım” diyen insanların sadakasına alışmışız belki de. Eksik olmasınlar, ben almayayım. Doğurgan bir insanım sadece. Türümün çeşitliliği ve çok yönlülüğü kendini bu şekilde belli ediyor, ne mutlu. Yaradana her gün şükrediyorum bu mucizesi için.
Hamilelik sizce nasıl bir süreç, edindiğiniz tecrübe ve deneyimler neler?
Çok Tanrısal, çok mucizevi. İnsanlığı ilk kez upuzun bir yol ve bilinmezden gelen saf yaratıklar olarak hayal etmemi sağladı bu durum. Çok mutluyuz. İlk zamanlar değerler düştükçe kendiliğinden bir uyanış yaşadım, “Kendine gel, depresyona giriyorsun, kendini izleme, git vitamin al” dedim. Danıştığım terapistim uzun yıllar Dr. Bahar Tezcan, bana bu konuda da çok yardımcı oldu
ASYA ADINA SICAK BAKIYORUM
Sizce nasıl anne ve baba olacak sizden? İsim de düşünmeye başladınız mı mesela?
Heyecanlı olduğumuz kesin. Zırt pırt ultrasonda çizgi film karakterleri gibi eğleniyoruz. Şimdilik net karar vermedik ama Asya adına sıcak bakıyorum.
“Evlenmeden çocuk mu yapılırmış” diyenler oldu. Bu yorumlar size ne hissettiriyor?
Ben böyle yorum görmedim. Levent kamuya bağlı çalışıyor. İkimiz de yoğun dönemdeydik, hamilelik yahu ne gelinliği ne düğünü olduk. Çocuk bir doğsun, imza atılır. Biz aşık olduğumuz için evleniyoruz. Kimseye hesap vermediğim için, hesap soranı da duymuyor kulağım.
EVE KİVİ VE MUZ GİRİNCE MUTLU OLUNAN BİR AİLEDE BÜYÜDÜM
Ülkece ağız dolusu gülmeyi özledik. Bu film bize özlediğimiz o duyguyu yaşatabilecek mi?
Dünya keyifsiz bir halde evet. Bir zamanlar sıradan aileler vardı. Orta sınıf diyeceğim ama kalmadı şimdi, bana bile komik geliyor, neyin ortasıysa? İşte o zamanlar, yılbaşı yahut bayramlarda eve muz, kivi alındığında bu bizim evde büyük bir sevinç meselesi olabilirdi ve kimse birbirini azarlamazdı, “Memlekette neler oluyor, sen kiviye seviniyorsun” diye. Çünkü küçük şeyler, bir sevinç müsebbibiydi gerçekten. O dönemin iktidar mücadeleleri içinde biz yine standart vaatleri dinliyorduk. Herkesin en az iki anahtarı olacaktı! Sizin oldu mu? Bizim olmadı. Kivi, muz işte. İki tropikal avuntu.
HAMİLE OLDUĞUMU ÖĞRENİNCE ÖNCE ‘ZAMANI DEĞİL’ DEDİM SONRA ‘NEDEN OLMASIN’ DEDİM
Hamilelik nasıl gidiyor?
Çok güzel. Çok şükür kızımız sağlıklı.
Haberi aldığınızda ne hissettiniz?
Korku ve panik geldi. Zamanı değil diye. Sonra dedim, niye değil? Güldüm o paniğime. Herhalde evlilik korkum birden beni durdurdu.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Yay, Koç, İkizler ve diğer burç yorumları
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı