Mesleğim daima patronun ben olduğumu bilmeli
Gonca Vuslateri müthiş bir oyuncu. Canlandırdığı her karakteri gerçekmiş gibi yaşatıyor. Bazen çok güldürüyor bazen ise oynadığı rollerle düşündürüyor. Şu sıra Nur karakteriyle yine izlemeye doyum olmayan bir performans sergiliyor. Şimdi söz kendisinde…
Alev Gürsoy Cimin röportajı
Nasılsın Gonca? Nasıl bir dönemindesin?
İyiyim ve şükür doluyum. Bir yanda set, dizi koşturması diğer yanda. Tabii ki Asya ve sevgili eşim. Huzurluyum. Zaten 2024 benim için Asya ile dolu bir yıldı. Dolayısıyla çok heyecanlıydı. Asya sürpriz geldiği için 2024’ü hep minnetle anacağım. Çünkü kızımın hayata geldiği yıl.
Nasıl bir 2025 hayalin var?
Yaşadığımız gündemden çok uzak bir cevap vermek, kendi adıma çok zorlayıcı. Çocuğumun sağlıkla büyümesine tanık olmak dışında ilerleyen yıllarda geri kalan her şey teferruat gibi geliyor. Daha az travmatik bir yıl olmasını dileyerek geçiriyorum. Bolu’daki korkunç olay bile her yanımızı yaktı kavurdu, mahvetti. Dolayısıyla bir dilek hakkı söz konusu olduğunda hep daha sıkıntısız günlerin olmasını diliyorum.
Asya Money’i dünyaya getirdikten hemen sonra müthiş bir işle ekrana döndün. Zor bir karar değil miydi?
Tabii ki zordu ama benim çalışan bir anne olacağım belliydi. Bunu arkadaşlarım da ailem de söylüyordu. İlk başta bir kilitlendim çünkü o ten bağı, can bağı çok acayip bir duygu. 15 dakika bir yerde uyurken bile yalnız bırakmak gerçekten azap oluyordu yani. Ama zaman geçtikçe ve tabii ki doktorumuzla da istişare ettikçe anladım ki annelik bir duygu; bir vicdan azabı değil, bir ceza değil. 5 dakika elini yıkamaya gittiğinde bile azaplar geçirmenin bir anlamı yok. Bir rutine oturttuk artık. Dolayısıyla her şey çok keyifli geçiyor. Hem çalışıyorum hem Asya ile vakit geçiriyorum. Çok şükür!
Anneliği nasıl tanımlıyorsun?
Herkesin anneliği farklı olsa da çok ilahi ve yüce bir duygu.
ANNELİKLE BERABER İNSANA BİR AĞIRBAŞLILIK GELİYOR
Doğum kilolarını nasıl bu kadar çabuk verebildin?
Dört litreyi bulan bir su içme dönemim oldu emzirdiğim ilk aylarda. Bir stadyumu iki kez koşmuş gibi hissediyordum emzirdikten sonra. Genelde öğünlerim hep salataydı. Kahvaltıda bile haşlanmış yumurta ve salata istiyordu canım. Su ve salata çok etkili oldu zayıflamamda.
Peki anne Gonca ile anne olmadan önceki Gonca arasında nasıl farklar var?
Tamamen farklı iki hayat. Bu da yeni bir Gonca. Çünkü çok heyecanlı bir maceranın içindeyim. Bir yandan da Asya ile birlikte kendimi de doğurmuş oldum. Çok keyif alıyorum bu yeni Gonca’nın maceralarından. Bebeğiniz varsa kriz yönetiminiz gelişmiş oluyor. İnsana bir ağırbaşlılık geliyor.
KOCAMLA İLİŞKİM HEP TAZE
Peki eşinle aranızdaki aşk ne yönde evrildi çocuktan sonra?
Onun babalığını görünce daha da aşık oluyorum. Levent halen hem sevgilim hem de çocuğumun babası, ilişkimiz hep taze. Evlilik, çocuk bir şeyi değiştirmedi. Eşime de çok minnettarım. İletişimi, ilgisi şahane. Bir çocuğun baba ile ilişkisi çocukluk üniversitesi. Toplumu tanımakla ilgili ilk önemli adım. Ayrıca anne yarısı ve Asya çok şanslı bir çocuk.
Anne olunca kaygıların arttı mı?
Lohusalıkta yaşamadığım depresyonu ‘Yenidoğan Çetesi’ sürecinde yaşadım. En ağır travmaydı. Bir anne olarak hem kendi çocuğum hem gelecek nesiller için büyük bir tedirginlik süreci yaşadım. Çok zor geçti. İçimde her gün yüzünü bile görmediğim annelerin sesiyle uyandım. Kalbim yandı. Herhalde yaşadığım en büyük üzüntü, endişe ve tedirginlik tecrübesi oldu.
GÜZEL BİR DİZİ OLACAĞINI BİLİYORDUM AMA BEKLENTİMİN DE ÜSTÜNE ÇIKTI
Leyla’da oynadığın Nur karakteri çok sevildi. Bekliyor muydun bunu?
İlgi çekici bir proje olacağını biliyordum. Güzel de bir kast yapıldı. Beklentinin çok üstünde bir şeyle karşılaşmak beni mutlu etti. Dört yıl sonra seyirci ile bir dizide buluşmak şahane. “Hakikaten çok özlemişim” dedirtti. Hilal Saral ile çalışmak çok mutlu edici. Ekibimiz çok iyi.
KİMSE KÖTÜ DOĞMUYOR
Nur ile aran nasıl? Ona hak veriyor musun yaptıklarında?
Hak vermiyorum ama anlamaya çalışıyorum. Çünkü kimse kötü doğmuyor anadan. Nur da bir zamanlar çocuktu. Ve travmaları olan çok yaralı bir çocuk. Biz şu an onun hayatla olan kavgasındaki haksız rekabetini de izliyoruz. Yöntemleri yanlış. Herkesin bir hikayesi var. Bazıları bu hikayeyi devam ettirirken farklı yollara giriyor.
O dans sahnelerinle hepimizi mest ettin. Nereden çıktı o sahneler?
Bunlar sevgili yönetmenimiz Hilal Saral’ın fikirleri. Hatta sahildeki o ilk dans sahnesi sabah 7’de çekilmişti, çok keyifli geçti. Nur’un öyle bir tarafı olmalıydı. Aslında toplumda çok var bu hallerimiz. Kendi kendimize kimsenin olmadığı bir yerde oynadığımız, dans ettiğimiz, sanki biz söylüyormuşuz gibi dinlediğimiz şarkılar falan. Nur’un o kendine ait dünyasında seyirciyle paylaştığı anları olmalıydı ve çok da keyifli bir tercih oldu bence. Sabahın 7’sinde kahkahalarla çektik.
BEN DE ZAMANLA NUR GİBİ İÇİMDEN DANS ETMEYE BAŞLADIM
Nur’la ortak yönlerin var mı?
Ben de yıllar geçtikçe daha içinden dans eden biri oldum. Dışarıda dans edesim gelmiyor mesela. İçimde tutamadığım anlarda ortalığı yıkarcasına dans etmiyorum; küçücük salınıyorum. Eskiden hiç öyle değildim. Hoplaya zıplaya dans ederdim. Şimdi biraz daha tarzım değişti, ne oldu bilmiyorum.
Geçtiğimiz günlerde katıldığın bir ödül gecesinde, “Garsonluk yaptığım isimlerin elinden şimdi ödül alıyorum” dedin. Hakikaten çok samimi, cesur ve iç gıcıklayan bir açıklamaydı.
Benim için çok güzel bir anıydı, ben de bu anılara selam vermeden geçersem kendi hikayeme ve hikayesini kendi kalemiyle yazmaya devam etmiş olan Gonca’ya saygısızlık ederim diye düşündüm. İnsanlara umut vermek amacıyla bir iki cümle kurmaktansa yaşanmış şeyle onların karşısında durmak daha inandırıcı ve daha umut verici. Var olmayı ve ezberlenmiş ego tanımını buralarda arayan biri değilim. İnsanın kendini kabul etmesi, kendi hikayesiyle gülebilmesi çok güzel. Kendi hikayene sarılıp onunla dertleşebilmek, kişisel gelişimin zirvesidir.
OYUNCULUK, HAYATIMIN MERKEZİNDE DEĞİL
Başarını neyle açıklıyorsun?
Hayatımın merkezinde oyunculuğun olmamasına bağlıyorum. Yaşamın merkezinde sadece ben ve çocuğum var. Ve başıma gelen mucizeleri merakla izlediğim evdeki o koltuk, zirve diye adlandırılan koltuktan daha maceraperest bir koltuk. İzleyici koltuğumu çok seviyorum. Onunla yıllar sonra tanıştım. Bu saatten sonra o koltuktan kolay kolay kalkmam. Mesleğiniz size akıl vermeye başlarsa o zaman işler karmaşıklaşıyor. Mesleğim daima patronun ben olduğumu bilmeli.
Zincirlerini kırdığın nokta neydi?
Tek cevabı Asya, kızım…
Kariyerin boyunca seni en çok zorlayan ama bir o kadar da geliştiren rolün hangisiydi sence?
Pek zorlandığım bir anım olmadı. Yorulmuşumdur belki ama pes etmedim ve 9 yaşından beri sahnedeyim, düşün. Sahaya çıktıysam profesyonel anlamda para kazanıyorsam ne kendimi ne de kimseyi utandırırım! Bunun için çalışırım.
Kendi hayat hikayeni anlatan bir film çekilse, seni hangi oyuncu oynamalı?
O kadar yaşlanmadım daha, dur! (Gülüyor) Benim hikayemi oynayacak çocuk daha doğmamıştır diyeceğim, garip bir ifade olacak ama henüz 40’ıma bile gelmedim.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Başak, Akrep, Balık ve diğer burç yorumları
- Japonların kilo verme sırrı! Ilık suyla karıştırıp aç karna için: Metabolizmayı makine gibi çalıştırıyor
- İki kez süzüp bardak bardak için! Tıkalı bağırsakları yağ çözücü gibi açan karışım: 70 derdin şifası
- Ömrü uzatan besinler arasında ilk sırada! Sabah akşam bir tane yiyin: Hem doktorun hem de hastalıkların adını unutturuyor
- Bugün ne pişirsem diyenlere günün menüsü (25 Ocak 2025)