Nişanlım bacaklarımın protez olduğunu sosyal medyadan öğrenmiş
Ampute Futbol Milli Takımı'nın kaptanı Barış Telli, 2 ay önce Rümeysa Çakmak ile nişanlandı. Oyuncu, "Tanıştığımızda durumumu hiç fark etmedi, protezim vardı düşünün. Daha sonra sosyal medyada görmüş ama hiç sormadı bile. Sonra bu konuyu konuştuk ve bağımız daha güçlendi" dedi.
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
O, hepimize ilham ve umut veren gerçek bir rol model. 4 yaşında top peşinde koşarken, feci bir kaza geçiriyor ve sol bacağını kaybediyor. Ama hayata küsmek yerine daha sıkı bağlanıyor. Ailesi de onu sonuna kadar destekliyor, o da azmediyor ve sonrası film gibi… Başarıdan başarıya koşan genç bir sporcuya dönüşüyor. Hepimizin ondan öğreneceği çok şey var. Türkiye ve dünyada ‘Ampute Messi’ olarak tanınıyor. Huzurlarınızda Milli sporcumuz Barış Telli.
HAYAT BANA KÜSMEYE DÜNDEN HAZIRDI AMA BEN HAYATA KÜSMEDİM
İnsanların hayatlarının film olmasına alışkınız ama hayattayken filmi çekilen nadir insanlardansınız. Neler hissediyorsunuz?
Sanırım bazen ödüllendirilmek ya da yad edilmek için ölümü beklemeye gerek yokmuş. Bu benim düşümdü, hayallerimden biriydi. Hislerimi anlatacak kelime bulmak çok zor. Herkese nasip olmaz. Hayatta her şey mümkün.
O zaman, filmi başa sarıp sizi daha yakından tanıyalım, nasıl bir hayata gözlerinizi açtınız?
Bir gecekonduda dünyaya geldim. Annem ev hanımı. Babam inşat işçisiydi. Aileden yana çok şanslıydım hep. Çok sevgi dolu bir ortamda büyüdüm. Annem de babam da bana çok düşkündü. Bacağımı kaybetmeme sebep olan kazadan sonra, daha da üzerime titrediler. Ama hiçbir zaman bana acıyarak yaklaşmadılar. Hep kendi ayaklarımın üzerinde nasıl duracağımı öğretmeye çalıştılar.
Pes etmemeyi ailenizden öğrendiniz o halde?
Hem de nasıl! Onlar da pes etmek nedir bilmezler. Babam ve annem psikolojik olarak çok kuvvetliydi, kaza sonrası bu bana çok iyi geldi... Bütün bu başarılarımın mimarı onlar.
Hayatınızı kökten değiştiren o kaza olduğunda kaç yaşındaydınız ve nasıl oldu?
Dört yaşındaydım. Bahçenin dışına kaçan topun peşinden gittiğimi hatırlıyorum sadece… Kaza anını hiç hatırlamıyorum. Biraz kendime geldiğimde annemin kucağındaydım, onun çığlıkları hâlâ kulağımda… O talihsiz kaza sonucu bacağımı kaybetsem de hayallerimi hiç kaybetmedim. Annem, babam beni hep destekledi. En değerli antrenörlerim onlar oldular.
Sonrasında “Neden ben?” diye isyanlar başladı mı?
Asla isyan etmedim, neden ben diye hiç sormadım. O talihsiz kaza sonucu bacağımı kaybetsem de hayallerimi hiç kaybetmedim. Annem, babam beni hep destekledi. Hatta bir şey söylesem şaşırırsın.
Nedir?
Yıllar sonra o minibüsün şoförüyle de tanışma fırsatım oldu. Dedim ki; “Abi üzülme.” Çünkü o da yıllarca suçluluk duygusuyla yaşamış. Bunu bilerek kim yapar ki? Talihsiz olarak gördüğümüz bazı olayların bize neler getireceğini hiç bilemiyoruz.
İnanamıyorum gerçekten muhteşemsiniz… Peki buralara geliş öykünüz nasıl gelişti?
Önce ellerimin üzerinde yürümeyi öğrendim, sonra yatağın üzerinde takla atmayı. Sonrasında okulun jimnastik takımında yer aldım. Gösterilere her çıktığımda beni alkışlayan eller, başardığımın göstergesi oldu ve asla vazgeçmemem için beni motive etti.
ŞANSIMI KENDİM YARATTIM...
Futbola nasıl başladınız?
Jimnastikten sonra hayatıma futbol girdi. Futbol, çocukluğumun en güzel oyunuydu. Beden Eğitimi dersi günlerini iple çekiyordum. Bir gün, öğretmenim Murat Altıntaş, beni, gazilerimize rehabilitasyon olması amacıyla hayata geçirilen ‘ampute futbol’la tanıştırdı. Beni Ankara’ya götürdü, antrenmana katıldım. Bir ay sonra da milli takım kampına çağırıldım. 18 yıl boyunca, ülkemi milli takımda temsil ettim. Hep gayretli bir insan oldum. Şansımı da gayret ederek ve çok çalışarak yarattım. Tabii ki her zaman destekçim olan ailem de benim en büyük şansım.
Şimdi de bu büyük başarı öykünüz film oldu. Nasıl hissediyorsunuz?
Halen gözlerim doluyor. Yapımcımız Hünkar Doğan, bana gelip projeyi anlattığında mutluluktan havalara uçtum. Vefat eden insanların hayatı genelde sinemaya aktarılıyor, ama ben bunu 35 yaşında yaşarken gördüm. Çok şanslıyım. İnsanların yaşarken değerinin bilinmesi çok önemli. Bir gün birinin çıkıp hayatımı beyaz perdeye taşıyacağını biliyor ve inanıyordum.
“Ampute Messi” diye anılmak hoşunuza gidiyor mu?
Kimin hoşuna gitmez ki! Messi sevilmez mi? Hayatımda örnek aldığım en değerli futbolcular; Messi, Ronaldo ve Ronaldinho…
YILLARCA ‘YAPAMAZSIN’ DEDİLER
Hiç mi bir olumsuzlukla karşılaşmadınız? Her şey toz pembe miydi?
Olmaz olur mu, çook! Ama ben onları görmedim, duymadım. Alıştırmaya çalıştıkları kalıplara sokmadım kendimi. “Yapamazsın!” kelimesini yıllarca duydum. Hâlâ duyuyorum. Bunun hiç önemi yok, vız gelir tırıs gider bana. Hayata küsmüş olsam, hayat bana küsmeye dünden hazırdı… Hiçbir zaman buna izin vermedim. Ben başardım, siz de başarabilirsiniz! Yeter ki isteyin ve hayallerinizden asla vazgeçmeyin!
Bu kadar hayat dolu olmayı, hayatla barışık olmayı nasıl başardınız? Bunda zorlananlara ne tavsiye edersiniz?
Elinizdekilerin kıymetini bilin. Bir göz, bir parmak, bir burun, kulak, bir saç teli… Şu an farkında olmadığınız elinizdeki bu uzuvlar, sizin için aslında bir nimet. Elinizden bir tanesi kayıp gittiğinde ancak anlarsınız. O nedenle sahipken ait olmayı bilin, sizden gidince üzülmek boş.
Spor hayatınıza nasıl girdi ve vazgeçilmez parçanız oldu?
İlkokuldayken bizim okula birkaç öğretmen staja gelmişti, okul bahçesinde koşmam onları çok etkilemiş. Sınıf öğretmenime neden protezimin olmadığını sormuşlar. “Ailesinin durumu yok” cevabını alınca, bir kampanya başlattılar. Sayelerinde iki ayakla yürümenin heyecanını ve mutluluğunu yaşadım.
Öğretmenlerin duyarlılığı, vizyonu da çok önemli böyle durumlarda değil mi?
Hem de çok! Hayattan da soğutabilirler hayata da tutundurabilirler. Ben çok şanslıydım bu konuda. Beden Eğitimi Öğretmenim Nevzat Kankuş sayesinde jimnastikle tanıştım. Ben kendime, o da bana inandı. Bu zorlu yolda, ailem kadar öğretmenlerimin de çok büyük emek ve destekleri oldu. Hepsini sevgiyle anıyorum.
NİŞANLIM BACAKLARIMIN PROTEZ OLDUĞUNU SOSYAL MEDYADAN ÖĞRENMİŞ
Özel hayatınız bu durumdan nasıl etkilendi?
Hayata karşı mücadelem hep bir başarıya endeksli geçti ama ‘ne zaman evlenirim, evlenir miyim?’ düşüncesine hiç girmemiştim. Hayatım kamplarda, yarışmalarda geçti. Sonrasında karşıma öyle biri çıktı ki, “işte bu, ben bu kişiyle bir yuva kurabilirim” dedim. İki ay oldu nişanlanalı. Rümeysa ile tanıştığımızda durumumu hiç fark etmedi, protezim vardı düşünün. Daha sonra sosyal medyada görmüş ama hiç sormadı bile. Sonrasında bu konuyu konuştuğumuzda bağlarımız daha güçlendi. Bambaşka bir duygusal boyuta geçtik.
- Ihlamur, rezene ve kuşburnunu böyle tüketin! Kaynatıp bardak bardak içince kolesterolü sıfırlıyor: Damarları saniyesinde genişletiyor
- 1 bardak suya ekleyip için! İnsülin direncini terazi gibi dengeliyor: Vücudun savunma mekanizmasını makine gibi çalıştırıyor
- Sokak pilavcısı tane tane pilavın sırrını verdi! Böyle yapınca lezzeti 2 kat artıyormuş: Akşam yemeğinin yıldızı olacak
- Kaynatmadan içmeyin! Vücudu bakteri yuvasına çeviriyor: Bağışıklık sistemini günden güne zayıflatıyor
- 2 beden incelme garantili karışım! Günde bir bardak içince yağları şıpır şıpır eritiyor, vücuda enerji depoluyor, aç kalmadan zayıflamanın formülü