Nurgül Yeşilçay Özcan Deniz'e yeşil ışık mı yaktı?
Nurgül Yeşilçay Özcan Deniz'e yeşil ışık mı yaktı?
SERHAN SOKULGAN
serhansokulgan@gmail.com
'Paramparça' dizisini başından beri izleyenlerdenim. Her diziyi oturup izleyen biri de değilimdir aslında. En son sanırım 'Muhteşem Yüzyıl'ı böyle izlemişimdir. Diziyi başarılı yapan şeyin sadece senaryosu değil, oyuncu kadrosunun yansıttığı enerji olduğuna inananlardanım. 'Paramparça'da Erkan Petekkaya ile Nurgül Yeşilçay'ın birlikte yarattıkları enerji, diziyi kısa sürede zirveye taşıdı. Gel gelelim bu ikili arasındaki öpüşme krizi gündem yarattı. Bana önce reklam kokusu gibi gelmişti ama işin aslı gerçekten öyleymiş.
Nurgül Yeşilçay iki hafta sonra; 52. bölümün sonunda diziye veda ediyor. Bu süreçte herkesin gözünden kaçan bir şey vardı. Nurgül Yeşilçay son verdiği iki röportajda da "Özcan Deniz'le bir projede olmak isterim" cümlesini kurmuştu. Dizisi yeni biten Özcan Deniz bu konu ile ilgili cevap vermedi. Ama benim kulağıma gelen şu: "Bu ikili çok yakında yepyeni bir dizi projesi için bir araya geliyor."
HERKES TATMİNSİZ
Hem çalışan hem de eğlenmeyi seven biri olarak 90'ların sonuna doğru herkesin samimiyetle ve içinden geldiği gibi eğlendiği döneme yetiştim. Hangi masaya otursam ya da hangi konuşmaya kulak misafiri olsam herkesin kurduğu cümle hemen hemen aynı oluyor: "Ne güzel eğleniyorduk değil mi o yıllarda..." Ya da havada "Şu mekan ne kadar başkaydı, her gece giderdik" söylemleri uçuşuyor.
Zaman mı hain işliyor gece müdavimlerine yoksa bir tatminsizlik dalgası mı hakim? Yaş aldıkça tabii ki birçok insanın eğlence anlayışı değişiyor; ama yeni jenerasyonda da durum farksız. "Hemen sarhoş olalım ve sabah biriyle uyanalım" duygusu hakim. Bu da hissiz bir sokaktan başka bir şey değil.
Daha geçen gittiğim bir davette birçok insanı gözlemledim göz ucuyla. Zoraki merhabalar, "Acaba burada ne işim var" duygusuyla harmanlanmış bir sevimsizlik. Sosyalleşme hadisesini zorunlu görev edinmiş gece işcileri gibiydi insanlar. Bol antidepresanlı ruh halleri ile çoğu kişiyi mutsuz ve burnu havada tatminsiz diva tavrında görüyorum.
PERA PALAS'IN BİTMEYEN RUHU
Çocukluğumda her gün okula giderken Pera Palas'ın pastanesinin vitrinine hayran hayran bakardım. Tarihin tozlu sayfalarında resepsiyon kayıtlarına bakılsa kimler kimler kalmadı ki bu otelde... Bir dönem kapanıp yıllar sonra Jumeriah'la ortak olarak yeniden kapılarını açmıştı Pera Palas. Ruhunun kaybolacağını düşündüğüm otel, hiç beklediğim gibi olmadı Allah'tan. Geçmişten kalan her parça yerli yerinde duruyor. Yenileme inşaatı sırasında kazılarda bulunan birçok porselen ve gümüş, katlarda bulunan vitrinlerde tarihleri ile duruyor.
Geçen gün çay saati için uğradım. Orient Bar'da efsane isimlerden İlham Gencer piyanonun başındaydı. Haftada 7 gün, saat 15.00-18.00 arasında muhteşem eserler çalıyor. Hâlâ eski Beyoğlu'nu yansıtan şapkalarıyla kadınları, takım elbisesi ile İstanbul beyefendilerini görünce kendimi 50'lerde bir İstanbul karesinde hissetim. Bu otelde konaklayamasanız bile haftanın herhangi bir günü, bir çay ya da kahve içmeye gidin derim.
SILA'YA NELER SORDUM?
* Hayatını anlatan ve yaşanmışlıkları olan şarkılarını kalbine sığdıramadığın zamanlar oluyor mu?
- Kalbime sığdırıyorum sığdırmasına da aklıma sığdıramıyorum bazen.
* Bir İkizler burcu kadını olarak bazen efeli efeli durmaktan yorulduğun zamanlar olmuyor mu?
- Elbette oluyor. İnsan en çok kendi omzuna yaslandığında anlıyor ne kadar yorulduğunu...
* Bu coğrafyada üzen şarkıların daha çok yükseldiğine ve insanımızın acı ile beslendiğine inanıyor musun?
- Çokça hikâyenin kesiştiği ve birleştiği bir coğrafyada yaşıyoruz. Köklü, topraklı yaşanmışlıklar ve farklılıklar bir arada. Değişken bütün acılara şahit ve razıyız üstelik. Koymuyor bize kabukları kaldırmak, yaraları deşmek.
* "Daha o şarkıyı yazmadım" dediğin oluyor mu?
- "O şarkıları yazmadım" dediğim oluyor...
* Üzüldüğünde hep gitmek mi istersin yoksa demlenip kalmak mı?
- Ben her üzüldüğümde İzmir'e giderim. İlk acılarıma dönerim son acılar için. Hep de iyi gelmiştir.
- Bağırsakları tıkır tıkır çalıştırıyor! Mutfağınızdan eksik etmeyin: Damarları kireç sökücü gibi temizliyor
- Özel izinle ekiliyor! Kilosu 6 bin TL: Yorgunluğu tarihe karıştırıyor: Şişkinlik ve hazımsızlığın kökünü kurutuyor
- 1 litre suyla karıştırıp için! Göbekte biriken yağları eritiyor: Kalori yakımını hızlandırıyor
- Selçuklu sarayından eksik edilmeyen meyve! Konya'nın verimli topraklarında yetişiyor: Zengin antioksidan deposu besinler listesinde ilk sırada
- Dibi tutmuş tavayı, tencereyi eski haline çeviriyor! Yandı diye çöpe atan pişman oluyor