Önce hastalığı yendi sonra rakiplerini
İlke Özyüksel (27); yüzme, atıcılık, binicilik, eskrim ve koşuyu kapsayan pentatlonda ülkemize madalyalar kazandıran ve bu branşta olimpiyata giden ilk sporcumuz. Görme engelli bir annenin beyin hastalığı ile doğan kızı olan İlke, önce hastalığını sonra rakiplerini yenmeyi başardı.
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
Müthiş başarılı. Filmlere konu olacak bir hayat hikayesi var. Modern pentatlonda olimpiyata giden ilk sporcumuz. Her gittiği yerden ülkemize madalyayla, birincilikle dönüyor. Pentatlon sporu diğer spor dallarına göre çok bilinmiyor ama İlke sayesinde bu sporun bilinirliği de artacak belli ki. İşte karşınızda İlke Özyüksel.
OLİMPİYAT ŞAMPİYONU OLMADAN SPORU BIRAKMAYACAĞIM
Modern pentatlon branşında ülkemizi Olimpiyatlar’da temsil eden ilk Türk sporcusun. İlham veren bir kariyerin var. Yakından tanımak isteriz seni.
27 yaşındayım. Herkes gibi zor bir hikayem oldu ama pes etmedim. İlk girdiğim müsabakamda da Türkiye Şampiyonu oldum. Sporla çok küçük yaştan beri ilgileniyorum. İlk yurt dışı yarışmamda 9 yaşındaydım ve Türkiye’ye Dünya Şampiyonu olarak dönmüştüm.
Nasıl başladı hikayen?
Spora profesyonel anlamda bakış açım büyük anlamda iki kez değişti. İlki 2013 yılında Avrupa Şampiyonu olduğumda. Diğeri ise 2015 yılında Dünya rekoru kırarak şampiyon olduktan sonra ülkeme döndüğümde. İlk hedefim 2016 Rio ve 2021 Tokyo Olimpiyat Oyunlarına kota alıp katılmaktı. Başardım. Bu süreçte de kariyerim için önemli yere sahip ilk büyükler Avrupa madalyamı aldım. 2016 yılından bu yana olan süreç beni çok büyüttü. Bakış açım, isteklerim, hedeflerim, yaptığım her şey artık gerçek anlamda profesyonelleşti.
En büyük hedefin ne?
Hedefim 2024 Paris Olimpiyatları’nda altın madalya almak. Etrafımdaki hatta ekibimdeki birçok insan kürsü yeterli, kürsü görmen önemli diyor. Ancak benim unutamadığım bir gerçek var. Her yarışmanın yalnız bir kazananı olur. 2. olan kişi kaybeden en iyi kişidir sadece. Ve yalnızca şampiyonlar hatırlanır.
Böyle mi düşünüyorsun?
Evet, kimse ikinciyi hatırlamaz. Ben şampiyon olup İstiklal Marşı’mızı bütün dünyaya dinletmeyi istiyorum. Yaptığım branşın yaş ortalaması yüksek olduğu için en az 4 olimpiyat görmek istiyorum. Artık bir Olimpiyat Şampiyonu edasıyla yaşıyorum. Hatta insanlarla fotoğraf çektirirken bile içimden, “Bir Olimpiyat Şampiyonu ile fotoğraf çektiriyorsunuz” diyorum ve gururla gülümsüyorum. O altın madalyayı almadan bu sporu bırakmaya hiç niyetim yok.
Türkiye’de bunu senden başka yapan yok sanırım?
Doğru, ülkemin bu alanda başarılara imza atan ilk ve tek temsilcisiyim. Modern pentatlonda olimpiyatlara katılan ilk Türk sporcu ünvanına sahibim. Bugüne kadar 2016 Rio ve 2020 Tokyo’da mücadele ettim. Tokyo’da kazandığım beşincilikle ülke tarihimizin en iyi derecesini elde ettim. 9 yaşında Dünya Yıldızlar Şampiyonu ünvanını aldım. 2019 yılında Londra’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda Dünya rekoru kırdım. 19 yıllık sporculuk kariyerimde sekiz Dünya rekoru kırdım. Üç kez Dünya Şampiyonu, dört kez Avrupa Şampiyonu oldum. 2019’da Mustafa V. Koç Spor Ödülü’nün sahibi oldum. Tüm otoriteler tarafından 2024 Paris Olimpiyatları’nda modern pentatlonda altın madalya şansı en yüksek sporcularından biri olarak gösteriliyorum.
SPORCU DİSİPLİNİNİ AİLEMDEN ALDIM
Nasıl bir ailede dünyaya gözlerini açtın?
Harika bir ailem var. Tek çocuğum. Annem rehber öğretmendi, babam da işçi emeklisi. Beni her zaman destekleyen, hedeflerime ulaşmamı sağlayan, destek olan, spor yapmamı teşvik eden anne, baba ve akrabalara sahibim. Sporcu disiplinini ailemden aldım.
Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Oyunlarla ve ailemle birlikte geçen mutlu bir çocukluktu benimki… Özgür, ama saygılı, kurallara uyan biriydim.
Annen göz tansiyonu sebebiyle 15 yaşında görme yetisini kaybetmiş ancak görme kaybı annenin üniversiteyi birincilikle bitirmesine engel olmamış. Doğru mu?
Evet. Canım annem ve 2019’da kaybettiğimiz babamın emekleri büyüktür. Onlar bu ülkeye hayırlı, başarılı, katkı verecek bir evlat yetiştirmek için büyük fedakarlıklar yaptılar.
Mücadeleci ruhunu anneden almışsın anladığım kadarıyla?
Yetiştirme tarzına ve hayat felsefesine borçluyum. Annem ve babam çok özel insanlardır. Hayatın zorluklarına karşı hep beraber göğüs gerdik… Yaptığım sporu bunun için seçtim. Zoru, disiplini severim, hep hedefleri olan biriyim…
ÖNCE HASTALIĞI YENDİM SONRA TÜM RAKİPLERİMİ
Görme engelli bir annenin ölümcül bir hastalıkla doğan kızıymışsın. Biraz anlatır mısın bize o süreci?
Aslında çok bahsetmeyi sevmiyorum. Artık yeni hedeflerdeyim… Benim hayatım doğduğumdan beri pentatlon gibiydi. Branşımın hikayesi de mücadeleye dayandığı için bunu seçtim sanırım. Doğduktan iki hafta sonra hayat mücadelesinin içine girmişim. Hemanjiom (damar çoğalması/ damar beni) denilen bir damar hastalığına yakalanıyorum. Önlenmediğinde beyni sarıp ölüme neden olan bir hastalık. Tesadüfen annem kendi muayenesi için hastaneye gittiğinde kucağında beni gören bir doktor şüphe duyuyor ve sıkıntılı süreç başlıyor… Toplumda çok ender rastlanan bir sağlık sorunu olduğundan eğitim dönemimde zorluklar çektim. Ama dedim ya, zoru severim, genlerimde var. Önce hastalığı yendim, sonra rakipleri… İnsanın düşünceleri hastalıklı olmasın, gerisi azimliysen hallolur.
Pentatlon sporu çok az biliniyor. Sen bu branşla nasıl tanıştın?
Küçük yaşta başladığım yüzme kulübümün pentatlon branşını açmasıyla tanıştım. İyi yüzüyor, iyi koşuyordum… Odaklanma sorunum yoktu. Bu nedenle pentatlonu denedim ve başarılı olduğumu görünce bu branşa ağırlık verdim.
PENTATLON; KOŞU, YÜZME, ATIŞ, ESKRİM VE BİNİCİLİĞİ KAPSAYAN BİR SPOR DALI
Nedir Pentatlon?
Koşu, yüzme, atış, eskrim ve binicilikten oluşan olimpik bir spor dalı. Eskiden askeri okulların yarıştığı bir disiplinken dünyada, olimpik branş oldu. Düşünün bir atlet, bir binici, bir eskrimci sadece bir branşa odaklanıp madalya alıyor. Benim madalya almam için 5 branşı da arka arkaya en iyi şekilde yapmam lazım. Birini aksatırsanız geriye düşüyorsunuz. Tüm branşlardan 5 kat daha zor bir spor yapıyorum… Bir arkadaşım bana hep ‘savaşçı ruh’ der.
Bu branşta para kazanmak da pek mümkün değilmiş, doğru mu?
Bazı branşlar toplumdaki popülerliğine göre daha yüksek maddi imkanlara sahip. Futbol, basketbol, voleybol, araba yarışları gibi… Biz yeni bir branşız ve henüz yeni tanınıyoruz. Yaptığım iş ve elde ettiğim başarılar beni zaten bir standardın üzerine taşıyor ve taşıyacak. Yaptığım spora bana ne kadar para kazandıracak diye bakmadım.
ÇALIŞACAK ANTRENÖR BULAMADIĞIM OLDU
Bu yolda yürürken çok hayal kırıklıkların da oldu mu?
Tabii ki oldu. Olmaz mı? Her sporcunun mücadeleyi bırakmayı düşündüğü anları olmuştur… Haksızlıklarla mücadele etme ve savaşma duygusu beni hep ayağa kaldırmıştır. Bir ara çalışacak antrenör bulamadım ama yılmadım ve tüm olumsuzlukları ve kötü insanları geride bıraktım.
Peki, şimdi para kazanıyor musun?
Sponsorluklar bizim branş için çok önemli. Türkiye’de sistem yavaş yavaş değişiyor… Reklam çekimleri, kişisel marka destekleri başarıyla orantılı geliyor. Olimpiyat öncesi çok farklı iş birlikleri de olacak, temaslarımız sürüyor.
Evlisin bildiğim kadarıyla, eşin ne kadar destek oluyor sana?
Eşim Harun Mihrioğlu aynı zamanda eskrim antrenörüm. En büyük destekçilerimden biri. Hocamdı, kocam oldu… Antrenör-sporcu karı-koca ilişkisinin avantajları da var, dezavantajları da ama ben hep avantajlarını yaşıyorum… Hem işimde hem özel hayatta harika bir insanla beraberim…
- Çayını yapıp süzgeçle süzün! Bardak bardak için: Buruş buruş damarları genişletiyor, tansiyonu 10.8'e sabitliyor
- Büyük beden kıyafetleri rafa kaldırtıyor! Kayısı ile birleştiği zaman etkisi artıyor: Vücuttaki yağları erim erim eritiyor
- Damarları günden güne çürütüyor! Organları zehirliyor: Böbrekleri iflas ettiriyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- Nasır, mantar ve egzamanın kökünü kurutuyor! Mantar ve egzamayı 1 günde geçiriyor, 10 dakika bekletince ayakları pamuk gibi yapıyor, sadece 2 malzemeyle yapılıyor