RÖPORTAJ: MUSTAFA PALA, TİMUR SOYKAN

Çizerliğe nasıl başladınız?

İstanbul, Eyüp’te doğdum. Mimar Sinan, Yüksek Resim Bölümü’nde okudum. Abdullah Turhan’ın asistanı olduğumda lisedeydim. 1970’lerdi Büro Babıali’deydi. 10 Tolga macerası çizdik.

Abdullah Turan’la Kara Murat, Tolga çizgi roman serilerini çizdiğiniz o dönemi biraz anlatır mısınız?

Süleyman Turan, rahmetli Cemal Dündar ve ben yan yana masalarda çalışırdık. Neşeli bir ortamdı. Abdullah Abi odasında çalışırdı, eline çizim cetvelini alıp kılıç gibi sallayarak masaların üzerine çıkardı. ‘Heyyt ben Kara Murat’ım’ diye bağırdığını bilirim. Sonra “Yav bir savaş sahnesi çizeceğim, onu nasıl çizerim diye bakıyorum” derdi. O dönem sinemada seks furyası başlamış, Süleyman Turan da o filmlerde oynamayı kabul etmediği için, ressamlığa ağırlık vermişti.

Siz neden bıraktınız?

1978’de büyük bir gazetenin yayın yönetmeni çizimlerimi çok beğenmişti. “Sana sayfa vereceğiz” dedi. Henüz çocuktum. Büyük umutlarla, 50 sayfa yedek çizmiştim. Ama son gün başka birinin hikayelerini yayınladıklarında yıkıldım ve bıraktım.

Böyle yetenekliyken 38 yıl çizmeden nasıl durdunuz?

Daha çocuktum. Büyük hayal kırıklığı yaşadım. Kendimi artık o dünyaya ait hissetmiyordum...

O dönem neler yaptınız?

İlk etapta tekstil sektörüne girdim. Model çiziyordum. Kimse bilmez ama 80’li yıllarda çoğu kişinin giydiği kot pantolonların modelleri benim elimden çıktı. Sonra meslek olarak fotoğrafçılığı seçtim.

Hiç resim çizmediniz mi?

Hayır. Oğlum geçen yıl “Hep bahsediyorsun bir kere çizdiğini görmedim” demişti.

Geri dönüş nasıl oldu?

2015 Nisanı’nda Çizgi Diyarı (Çizgi roman sevenlerin internet sitesi) plaket veriyordu. Benim çizdiğim Tolga’nın bir sayfasını perdeye yansıttılar. Sunucu “Bu çizgilerden neden bizi mahrum bırakıyorsunuz? Lütfen yeni bir albüm çizin” dedi. Ben de “Söz veriyorum” dedim. Akşam eve döndüğümde “Ben ne yaptım” diye düşündüm. Çalışmaya başladım. Soluksuz geceler, günler boyu çizdim. 9 ay boyunca başka iş yapmadım. Paslanmışım ama çizdikçe açıldım.

Karabala nasıl bir karakter?

Az konuşan, annesi ile yaşayan genç bir delikanlı. Nasıl bu kadar iyi dövüşüyor? Binlerce kartala nasıl hükmedebiliyor? Bu soruların cevabını bölümler ilerledikçe öğreneceğiz. Vahşi çağlardan bize bakan bu delikanlı yeri geldiğinde ağlayabiliyo

‘Süleyman Turan çok titiz çizer’

Süleyman Turan’ın ressam yönü hep sinemanın gerisinde kalmıştır. Nasıl bir çizerdi?

Süleyman Abi çekingen, mütevazı ve çok kültürlüdür. Çok titizdi. Çizdiklerini kolay kolay beğenmezdi. Mesela bir el çizimi olmamış mı, anında çizdiği koca sayfayı atardı. Hatta bir gün çizimini götürdüğünde Abdullah Turhan bakıp ‘Cık’ dedi. Süleyman Abi koca sayfayı yırttı. Abdullah Abi gülmeye başladı. “Benim dişimin arasına bir şey kaçmıştı” dedi. Oturdu tekrar çizdi.

Soyguncuyu resmini çizip yakalattı

Hikmet Yamansavaşçılar çok ilginç bir anısını şöyle anlatıyor: Unkapanı’nda dükkanımızı iki kişi soydu. Yüzlerini kapatmadan önce birinin suratını bir iki saniye görmüştüm. Polisler geldi, tarif istedi. Birinin resmini çizdim. İki gün sonra yakaladılar. Adam bile resme bakıp ‘Aynı benim’ dedi. Bir soygun daha olunca polis beni çağırdı. Tanıklar anlattı çizdim. Bir süre polisin gönüllü robot resim çizeri oldum.