Halit Ergenç son dönem oyuncuların en gözdelerinden. 'Muhteşem Yüzyıl'daki Kanuni Sultan Süleyman rolüyle unutulmaz oldu. Halit Ergenç'in şöhrete giden hayat hikayesi filmlere taş çıkartacak cinsten...
Hazırlayan: Seral CUMALI
seral.cumali@posta.com.tr
Halit Ergenç 30 Nisan 1970’te İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Mehmet Sait Ergenç, Şehir Tiyatroları oyuncusuydu. Ayrıca arabesk şarkılar yazar, bestelerdi. ‘Şimdi Şeytana Uyduk Bin Kere Perişan Olduk’ adlı şarkısı çok popüler olmuştu. Kabataş Setüstü’ndeki evleri, Orhan Gencebay’ın, Müslüm Gürses’in sıkça uğradığı bir evdi. Mehmet Sait Ergenç oğluna, erken yaşta kaybettiği kardeşi Halit’in adını vermişti.
Halit’in annesi İnci Aliye Yüceışık, 2 yıl sonra dünyaya gelen ikinci çocukları Azade zihinsel özürlü doğunca işini bırakmış ve kızının bakımına adamıştı kendini. Evde yaşam çok zorluydu. Parasızlık, anne-baba kavgası Halit’i çok etkiliyordu. Halit ilkokuldayken anne ve babası ayrıldı. Ama babası evden ayrılmamış; bu yüzden kavga gürültü devam etmişti. Halit Ergenç, Mehmet Sait Bey’in ilk oğluydu. Mehmet Sait Bey 5 kere evlendi. İnci Hanım’dan önce yaptığı evlilikten iki kızı vardı.
İnci Hanım’dan iki, bir sonraki evliliğinden de 2 oğlu oldu. Mehmet Sait Bey, İnci Hanım’a sonraki evliliğinden olan oğlunu getirmiş, “Bak İnci ne tatlı değil mi?” demişti. İnci Hanım’ı çok üzen bu durum, Halit’in de anılarında yer etmişti. Ama Mehmet Sait Bey öldüğünde cüzdanından İnci Hanım’ın resmi çıkmıştı.
Her işi yaptı
Müzisyen bir babanın çocuğu olarak müziği çok sevmişti; arabesk, rock, caz...
Beşiktaş Anadolu Lisesi’nde okurken, okul orkestrasının solisti oldu. Liselerarası bir yarışmada ‘En Güzel Sesli Liseli’ diye gazetede haberi çıktı.
Annesine ve ona onca acıyı çektiren babası da müzisyendi; belki de ondandı, İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Bölümü’ne girmesi. Halit Ergenç yıllar sonra bir röportajında bu seçim için, “Yeter ki babam gibi sanatla uğraşmayayım diyeydi...” açıklamasını yaptı. Ama yine de gizli gizli konservatuvara hazırlanmaktan geri kalmadı; sonunda Mimar Sinan Üniversitesi’nin Opera bölümünü kazandı.
Parası yoktu; bir parça peynirle karnını doyuruyor, her yere bisikletle gidiyordu. Bir ara bilgisayar operatörlüğü yaptı; okul kantininde harcayacağı parayı çıkarttı. Parasızlıktan sinemaya bile gidemiyordu. Ne işler yapmadı ki; karaborsa bilet sattı, pencerelere güvenlik ve güneş filmi taktı, İKSV ’nin konserlerinde sahneyi kurdu, nota çevirmenliği, yer göstericilik...
Sadece müzik değil dans da vardı hayatında. Dansa başladığında 105 kilo idi. Kilo verdi; rumba, çaça, samba, vals, tango öğrendi; dans dersleri vermeye başladı. Sonunda sahnedeydi; Leman Sam’a vokal yapıyor, Ajda Pekkan’ın Günay’daki programlarında mavi taytıyla dans ediyordu...
Dans ve müzikaller
Halit Ergenç henüz konservatuvarda öğrenciyken, oyunculuğun kapısını ona Haldun Dormen açtı. ‘Ben müzikalciyim” dedi Haldun Dormen’e. “Hayır, sen şarkı söyleyen oyuncusun...” yanıtını aldı.
‘Şarkılar Susarsa’ müzikalinin ardından ilk tiyatro oyunu ‘Sevgilime Göz Kulak Ol’ da oynadı. Başrol ise ‘Kral ve Ben’ müzikalinde geldi. Haldun Dormen’le birlikte müzikal seyretmeye Amerika’ya gittiklerinde ise kararını vermişti; York’ta müzikal yapacaktı. Birkaç bölüm ‘Dedem, Gofret ve Ben’ dizisinde oynadı, biriktirdiği parayla Amerika’ya gitti. Ama hayallerini gerçekleştirmek o kadar da kolay değildi; seçmelere katıldı, geri çevrildi.
Sahne hayalini gerçekleştirememiş, tiyatro sahnesinde yer almak yerine fuayesinde içki dağıtmakla yetinmek zorunda kalmıştı. Çok mutsuzdu, tam o sırada gelen müzikal teklifi ile soluğu Türkiye’de aldı. Asıl şöhret ‘Aliye’ dizisiyle geldi. Onu ‘Binbir Gece’ izledi. ‘Muhteşem Yüzyıl’ ile de zirve yaptı.
Ve büyük aşk
Halit Ergenç, babası gibi olmaktan hep korkmuştu.
Çapkınlık konusunda da şöyle demişti bir röportajında: “Ben de çok uçarıydım. Daldan dala. Ama Bergüzar ve Ali’yle tamamlandım. Bitti artık. Biz etle kemik gibiyiz. Benim için Bergüzar’ın yeri çok ayrı...
Herkese nasip olmayacak bir şey. Kaderimiz beraber yazılmış Bergüzar’la...” Tanışmalarını ise şöyle anlatmıştı: “Ben önce annesi ve babasıyla tanıştım, hatta beraber bir işte çalışmıştım. O zaman 20’lerimdeydim. 12 yaş küçük Bergüzar benden. O sırada tanışmıyorduk, o ilkokula filan gidiyordu herhalde. Aradan yıllar geçti, Beyoğlu’nda bir lokantadayım.
Arkamda da birkaç kız, bıcır bıcır konservatuvardaki hocaları çekiştiriyorlar. Döndüm, ‘Ben de Mimar Sinan’danım!’ dedim. O zaman tanıştık ama Tanju’yla (Korel) Hülya’nın (Darcan) kızı olduğunu bilmiyorum. Sonrasında bir-iki görüşmemiz daha oldu. Daha doğrusu ben onu bir-iki kez gizli gizli takip ettim. Platonik bir yakınlaşma oldu aramızda ama o kadarla sınırlı kaldı...”
Gerçekten de öyle olur ve bir süre sonra Gizem Soysaldı ile evlenir Halit Ergenç. Ama evlilik uzun sürmez. Sahiden kader Halit ve Bergüzar’ı birleştirmeye kararlıdır... ‘Binbir Gece’de tekrar karşılaşır; Halit Ergenç ve Bergüzar Korel... “Ve fark ettik ki, bizim aramızdaki o etkileşim hep var, hiç geçmiyor...” diye bir röportajında anlatmıştı Halit Ergenç. Halit Ergenç, boşandıktan 9 ay sonra Bergüzar Korel’le evlendi...
Şimdi 5 yaşında olan oğulları Ali ile tamamlanan mutlu evlilikleri 2009’dan beri sürüyor...
- Japonların ölümsüzlük iksiri! Bu çayı içenler 100 yılı deviriyor: Hastalıkları yok ediyor, etrafa şifa saçıyor
- Çay içerken bu zaman aralığına dikkat! Bir demlik zehir içmeyin, sağlığınızı içten içe bitiriyor...
- Kendi parfümünüzü yapmak bu kadar kolay! Mis gibi kokmanın doğal yolu
- Kömür ateşinde özenle pişiriliyor! Bu çorbadan bir kaşık içen bütün kış hastalık nedir bilmiyor...
- Siyah noktaları ciltten kazıyıp atıyor! 1 adedi yetiyor: İpek gibi bir ten mümkün