Aslı Saçar, uzun yıllar kurumsal hayatta çalıştıktan sonra hayallerinin peşinden gidiyor ve önce kurumsal hayata, sonra işlettiği kafeye veda ediyor. Özetle gerçek aşkı bulunca, onu heyecanlandırmayan tüm ilişkilerini sonlandırıyor. Zaten bu yolculuğu da “Benimki bir aşk hikayesi” diye tanımlıyor. Eylül ayında önce yurt dışında yayınlanacak olan ‘Yeşil Vadi’nin Kızı’ dizisinde izleyeceğimiz Aslı Saçar ile hem yeni dizisini hem de ilham veren hikayesini konuştuk.
Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr
Hakkınızda şöyle haberler okudum. “Cemiyet hayatının ünlü siması Aslı Saçar, hayallerinin peşinden giderek kurumsal hayata son verdi ve oyuncu oldu.” Bu başlığın altını biraz açalım mı? Hikaye aslında nasıl başlıyor?
Benimki tam bir aşk hikayesi. Ama önce kısaca kendimi tanıtayım. İstanbul doğumluyum. Babamın işi dolayısıyla İzmir’de büyüdüm. Çocukluğum, gençliğim İzmir’de geçti. Ege Üniversitesi’nde Arkeoloji ve Sanat Tarihi, ardından da Basın Yayın ve İletişim okudum. Evlenince İstanbul’a taşındım.
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
İzmir’de büyümenin birçok avantajı var. Şehir güzel, insanlar aydın, hoşgörülü. Harika arkadaşlıklarım oldu. Bunun pozitif enerjisi tabii beni de etkiledi. Çok enerjiktim. Yüzüyor, basketbol oynuyor her nedense karate kurslarına katılıyordum.
AİLELERİMİZİ OYUNA DAVET EDER, ONLARDAN PARA TOPLARDIK
Oyunculuk arzusu hikayenin neresinde başladı?
Çocukluğumdan itibaren vardı. Mahallemizdeki çocukları organize eder, apartmanın arka bahçesinde tiyatro yapmak için sahne kurardık. Oyuna ailelerimizi davet edip para toplardık. O parayı da bir sonraki oyun için kostüm ve sahne için harcardık. Lisede ve üniversite yıllarında da tiyatrodan hiç vazgeçmedim.
Ama sonra hayat başka bir yöne aktı ve siz kurumsal hayata başladınız…
İnsan o yaşlarda tam ne istediğini bilmiyor. Ama hayatınla ilgili önemli seçimleri maalesef o yaşlarda yapmak zorunda kalıyorsun. Hayat beni bir şekilde kurumsal hayata sürükledi. Uzun süre Türkiye’deki en büyük bankalarda kurumsal iletişim ve pazarlama direktörlüğü yaptım.
O arada bir de kafe işlettiğiniz dönem var sanırım…
Evet, kurumsal hayat devam ederken Bebek’te bir kafe açtım. Sonra kurumsal hayata veda edip bir taraftan kafemi işlettim, diğer taraftan da tiyatro yapmaya devam ettim. Çeşitli yardım dernekleri için tiyatro oynuyor, gelirini onlara destek olmak için kullanıyorduk. Bu arada özel bir tiyatroda oynamaya başladım ve Türkiye’nin birçok ilinde turnelere çıktık. Aklım ve tüm odağım daha çok oyunculuktaydı. Sahnede o kadar mutluydum ki kafe falan tamamen aklımdan gitti. (Gülüyor)
Sonra da hayalleriniz için daha net adımlar atmaya karar verdiniz…
Tam olarak öyle oldu. Kendime dedim ki, “Aslı, bu galiba senin içinde kaldı ve yaş artık geçiyor, bunu yapmalısın.” Ama sadece yapacağım demekle olmuyor. O yüzden çok ciddi oyunculuk eğitimleri almaya başladım. Cihan Ünal, Rüştü Asyalı gibi sektörün duayen hocalarından eğitim aldım. Oyunculuk metotları üzerine çalıştım, workshop’lara katıldım. Konservatuara gider gibi uzun süre çalıştım. İşte, “Benimki bir aşk hikayesi” dediğim bu.
DENEYİMLİ OYUNCULARIN YANINDA HEP 5-0 MAĞLUP BAŞLIYORDUM
Sonra da emeklerinizin karşılığını almaya başladınız…
Evet ama hiç kolay olmadı. Benim yaşımdaki oyuncuların çoğu sektörde hayli yol almışlardı. Deneme çekimlerinde aynı role talip olanlar hep çok deneyimli kişililerdi. Yani ben onların yanında sahaya hep 5 – 0 mağlup çıkıyordum. Ama hiç yılmadım, vazgeçmedim. ‘Kalp Atışı’ adlı dizi bana kapıları açtı. Ardından reklamlarda oynadım. ‘Dalgalar ve İzler’ filmiyle de kendimi sinema dünyasının ortasında buldum. Şimdi de ‘Yeşil Vadi’nin Kızı’ projesiyle buluştum.
KENDİME HEP ‘YILMAK YOK, YOLA DEVAM’ DEDİM
Gerçek bir ilham hikayesi anlattıklarınız… Zaman zaman vazgeçme noktasına geldiğiniz olmadı mı hiç?
Düştüğüm anlar tabii ki oldu ama o duygudan kurtulmanın yollarını buldum. Hep kendime “Kalk kızım, yılmak yok yola devam” dedim. Gerçekten çok istemek, çok sevmek beni hep motive etti. Ve sanırım bunu da başardım.
O zaman bu bir başarı hikayesinden çok, bir mutlu olma yolculuğu diyebilir miyiz?
Daha güzel bir tespit olamaz. Mutlu olabilmem için başarmam gerekiyordu. Art arda işler gelmeye başlayınca mutluluk da beraberinde geldi. Bu benim için uzun bir yolculuk. Henüz işin başındayım. Çok bir şey başardığımı zannetmiyorum. Ama hayallerimin kapısı artık aralandı. Bundan sonra da aynı azimle çalışmaya devam edeceğim.
ESKİDEN ÇOK SABIRSIZDIM, BU YOLCULUK BANA SABRETMEYİ ÖĞRETTİ
Karakter olarak sabırlı bir insan mısınız?
Aslında çok sabırsızdım eskiden, hemen her şey olsun isterdim ama bu yolculukta sabretmeyi öğrendim. Hatta bu konuda kendime hep şöyle diyorum, “Bu da senin imtihanınmış Aslı, sabırla sınanıyorsun.”
Peki, şimdi burada, bu kadar mutluyken geriye bakınca ‘kaybolan yıllar’ hissi geliyor mu?
İnan hiç oradan bakmıyorum Oya. Buraya gelene kadar hayat bana o kadar çok deneyim yaşattı ki. Bu işte en önemli şey insan tanımak ve gözlem. O kadar yaşanmışlıkla, o deneyimlerle şimdi burada, bunu yapıyor olmak daha değerli geliyor bana. Önüme bir karakter geldiği zaman, “Ben bu karakteri tanıyorum” hissi mesela… Bunlar hep yaşanmışlığın getirdiği şeyler.
‘YEŞİL VADİ’NİN KIZI’ BENİ ÇOK HEYECANLANDIRIYOR
‘Yeşil Vadi’nin Kızı’ndan bahsedelim. Yurt dışı için hazırlanan bir proje. Nerelerde yayınlanacak?
Beni çok heyecanlandıran bir proje. ‘Anne Of Green Gables’ adlı kitaptan esinlenilen bir dizi. 30 ülkede yayımlanacak. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir umut hikayesi. Yapımcım Yeşil Yapım Özkan İpek. Yönetmenlerimiz Murat Şenöy ve Çağıl Nurhak Aydoğdu. Onlarla çalışmak çok keyifli ve öğretici. 120 bölüm, günlük dizi formatında çekiliyor, temmuz sonu bitecek. Eylül ayında önce Güney Amerika ülkeleri ve İspanya’da izleyiciyle buluşacak.
Canlandırdığınız Begüm Aksu nasıl biri?
Begüm Aksu İstanbul’un sahil kasabasında doğup büyümüş bir kadın. Eğitimini yurt dışında almış, bilgili, son derece aristokrat bir hanımefendi. Geniş bir nüfusa sahip olan ailesinin soyadını korumak için her şeyi göze alan, hayli tehlikeli de bir kadın.
‘SEN SADECE ZENGİN KADIN ROLÜ OYNARSIN’ DEDİLER
Bu yolculukta çok ilginç şeyler de yaşamışsınızdır mutlaka….
Hiç unutmadığım şöyle bir anım var. Workshop’ına katıldığım bir hoca beni ilk gördüğünde, “Sen sadece zengin kadın rolü oynarsın, tipin ona uygun” demişti, çok bozulmuştum. Çünkü ben her rolün üstesinden gelebileceğime inanıyordum. Ertesi gün ona Anadolu şivesiyle konuşan, köylü bir kadın videosu çekip yolladım. “Aaa! Senden bu da olurmuş, ben yanılmışım” dedi. Tabii bu da beni çok mutlu etti.
ÇOK ARA YOLA SAPTIM AMA SONUNDA YOLUMU BULDUM
Bu röportajı okuyan ve bir şekilde hayallerini ertelemiş ya da ertelemek zorunda kalmış birine ne söylersiniz?
Ben de çok ara yollara saptım ama sonunda doğru yolu buldum. (Gülüyor) Ben başladığımda en çok duyduğum şey “Bu yaştan sonra olur mu?” cümlesiydi. Oluyormuş… İnsan istedikten sonra hiçbir şey için geç olmadığını gördüm. İnsan inanınca evren mutlaka ona yardımcı oluyor. Kişi her yaşta hayatını değiştirebilir. İnanınca o şey hayal olmaktan çıkıp kaderinize dönüşebiliyor.
Fotoğraflar: Ozan GÜZELCE
- Türkiye'de kendiliğinden yetişiyor! Kanı saniyesinde temizliyor, safra kesesi ve karaciğerdeki toksinleri temizliyor, vücudu dipçik gibi yapan bitki
- Ihlamuru sakın böyle tüketmeyin! Böbrekleri bitiriyor...
- Aydın Dağları’nda son yılların en verimli hasadı yapıldı! En güçlü antioksidan: Kalbe giden damarlarda yağ çözücü etkisi yaratıyor
- Karlı ve yağmurlu havalarda tabak tabak için! Vücudu soba gibi ısıtıyor: Böbrek ve karaciğere kalkan oluyor
- Kaşık kaşık yiyoruz ama tansiyonu, şekeri tavana çıkarıyor! Zehirden bile daha zararlı 3 besin, ağzınıza bile sürmeyin