Can Bonomo alternatif müziği, farklı giyim tarzı ve birlikte olduğu güzel kadınlarla magazin dünyasının hep ilgi odağı... Şair olarak ölmeyi kafasına koyan ünlü müzisyenle son albümünden, ifşa etmek istemediği özel hayatına kadar her şeyi konuştuk
Röportaj: Canan DANYILDIZ
canan.danyildiz@posta.com.tr
‘Bulunmam gerek’ albümüyle yeniden gündemdesiniz...
Bu albümde büyüdüğümü hissediyorum. Artık arabaların üzerinde koşan o çocuk yok. Dinleyici kitlem de 17-18’lerden 40’lara kadar çıktı, değişikliği oradan da anlıyorum.
‘Rocco’lu Ev Oturması’ da çok meşhur!
Evet, canlı yayında evde müzik yapıyoruz, Rocco destekli. Her şey çok doğal, şarkı aralarında kalkıp gidiyorum, yeniden geliyorum; ya da misafir arkadaşlarımız geliyor ve siz bunu canlı izliyorsunuz.
Komik görünüyor!
Eğlenceli evet. İlk başlarda inanamadık sayının bu kadar fazlalaştığına; canlı olunca ve de ev konseptli samimiyeti herkes izlemeye başladı. Bugün 200 bin civarında izleyecisi var canlı ev konserlerimizin. Başta terlikle oturuyorduk, şimdi doğru düzgün giyinip!
İstanbul’da İzmirli olmanın güzel tarafları var değil mi!
Daha küçük bir şehirden gelmiş olmak ve hemşerilerinin olması çok rahatlatan bir şey. İzmirli, sokakta oynayarak büyümüş bir çocuğum. Burada doğsam kafam karışabilirdi; dikkat bozukluğum var, daha fazla zorlanabilirdim.
Nasıl bir çocuktunuz?
Çok sakin, cool bir çocuktum. Annem bir yere gidince elime bir kitap tutuştururmuş, geldiğinde hala o kitabı okur halde bulurmuş beni! Bir ablam var, yetiyoruz birbirimize.
Ailenizde müzikle alakalı insanlar var mıdır?
Babam çok iyi bir Türk Sanat Müziği dinleyicisi hala; müzisyen bir tek benim; bir de dedem TRT’de şarkı söylermiş, çok güzel sesi varmış.
Alternatif müzik yapıyorsunuz...
Evet, farklı bir müzik yapıyorum. Kendimi şarkıcı olarak addetmiyorum, iyi kötü bir sesim var kendimi idare edecek kadar; bana sorarsan ben lirik şairim o kadar. Sözlerle ilintim de annemin edebiyat tutkusundan sanırım.
Kendini bilen biri misinizdir hep?
Ne olup ne olmadığımı iyi biliyorum, en azından güçlü bir fakındalığım var bu konuda. ‘Bende de acayip bir ses var’ desem mesela, çok gülünç olurum. O yüzden diyemem.
Yazmaya, sözcüklerle oynamaya nasıl başladınız?
Çok küçük yaşlarda kötü kötü şeyler yazıyordum, hırs yapmışım ama sonra. Yazmaya devam ettim, şimdi bakıyorum daha iyi, düzelme var. Arzum şair olmak...
Kadınları etkilemek için mi şair olmayı istiyorsunuz?
Hayır! Kadınları etkilemek istesem müzik yapmaz halter kaldırırdım!
Hep çok güzel kadınlarla çıkıyorsunuz bu sayede!
Nereden geldin şimdi oraya? Kadınlardan çok daha manevi bir şey için yazıyorum: İz bırakmak. Senin dediğin kadınlar meselesi daha dünyevi bir sebep. Bu dünyadan göçtüğüm zaman, arkamda birçok şiir kitabı ve albüm bırakacağım.
Niye?
Basit. İnsanlar bana saygı duysunlar diye!
Şairlik çalışınca yapılabilen bir şey mi?
Tabii ki! Günde 11 saat çalışırsan yaparsın! Şair olmasaydım, sinema okumuştum zaten üniversitede, reji asistanlığıyla başlar, oradan gidebildiğim kadar devam ederdim.
Oyunculuğu da denemişliğiniz var sahi!
Ya üniversitede cep harçlığı olsun diye. Ben şair olmak için geldim İzmir’den İstanbul’a. Müzisyenlik yoktu aklımda ama yazdığım bazı şeyleri besteleyip deneysel müzik yapmaya başladım. Evlerde konser vermeye başladım, sonra şimdiki prodüktörüm Can’a götürdüm, öyle başladı.
Yaptığınız albümün parasını konserden çıkarabiliyor musunuz?
Fatura edebileceğim tek şey benim performansım, çok para yatırmaya gerek yok ki! Parayla ilgili kaygılarım yok, alternatif müzik yapmamın sebebi de bu zaten. Buna göre bir hayat belirleyip yaşıyorum.
“Hak etmediysem tatile çıkmam”
Neyi çok önemsersiniz?
Samimiyeti! Bu yaptığım her şey için geçerli, çevrem, müziğim için de.
Başka? Kendini bilen biriyim, çok çalışmam gerektiğini iyi biliyorum; mesela hak etmediysem tatile çıkmam.
Nasıl bir takıntı bu yahu!
Takıntı değil ki! Bir şey olmak istiyorum, şair! Başka takıntılarım var, kara kedi görünce saçımı çekmek, merdiven altından geçmemek gibi. Seni pek mutlu edemedim ama takıntı değil; istek!
Şiir kitabınızda Küçük İskender’le birlikte çalışıyorsunuz...
Evet bir yemekte bir araya getirildik ve tanıştık, bana göre yaşayan en iyi şair o. Onu görünce daha ne kadar çok çalışmam gerektiğini anladım.
Çizim de yapıyorsunuz, yetenekli çocuk!
Elimden geldiğince! Kendimi ifade etmeye çalıştığım şeyler var; şairlik, müzik, çizim yapmak; bunlardan bazıları işte.
Konserlerden önce özel bir şey yapar mısınız?
Sahneye çıkmadan önce çubuk kraker yerim. Eskiden Göksel ile çalışan bir müzisyenimiz var grupta, onlar Göksel sahneye çıkmadan önce ‘1,2,3 Göksel’ derlermiş, biz de aynısını yapıyoruz, konser benim ama sahneye çıkarken ‘1,2,3 Göksel’ diye bağırıyoruz.
“Duvarlarım vardır ama çabuk kırılır”
Nasıl bir adamsınızdır?
Çok yan yola sapmadan hayatını yaşayan biriyim aslında. Çok duygusalım, başka türlü meramımı anlatamam zaten.
Duygunuz mu aklınız mı ön plana çıkar?
Vallahi ben bunu ayırt edemiyorum, aradaki ayırımı bilemiyorum.
Hemen kaynaşan biri de değilsiniz; gerilebiliyorsunuz da...
Evet, duygusalım ve kendimi koruma altına almalıyım. Biraz mesafem de vardır, zaman alır samimi olmam. Duvarlarım var ama çok çabuk kırılır.
Magazin dünyasının da ilgisini çeken bir adamsınız...
Evet, alternatif müzik yapan için fazla!
Hep modellerle çıkıyorsunuz maşallah!
Bana çok beyhude geliyor böyle şeyleri konuşmak...
Çok yakışıklı bir adam olmamanıza rağmen su gibi kadınlarla çıkıyorsunuz, Didem Soydan’la iyi giden bir ilişkiniz var...
Bana bunun sorulmasına sinirleniyorum! Özel hayatımda keyfim yerinde, kimse meraklanmasın!
Nasıl bir aşk adamısınız?
İyi huylu bir aşk adamıyım, iyi kalpliyimdir, iyi davranırım.
Aşk yaratıcılığı arttıran bir şey mi?
Hayır! İyi şarkılar yazmak için çalkantalı bir aşk yaşamama gerek yok! Çalışıyorum ben, öyle üretiyorum.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Başak, Akrep, Balık ve diğer burç yorumları
- 2 beden incelme garantili karışım! Günde bir bardak içince yağları şıpır şıpır eritiyor, vücuda enerji depoluyor, aç kalmadan zayıflamanın formülü
- 23 Kasım 2024 Cumartesi TV yayın akışı! Bugün televizyonda ne var? Kanal D, Show TV, TRT1, ATV, Star TV, Now TV, TV8
- 40 yıllık çorbacının şifalı tarifi! 1 kaşık yiyen 20 sene hastalanmıyor: Protein, kalsiyum ve demir depolarını dolduruyor, kolesterolün kökünü kurutuyor, buruş buruş damarları genişletiyor
- Sararan çamaşırları kar gibi beyazlatıyor! Kir ve lekeleri yok eden yöntem: Çamaşır makinesine biraz koymak yetiyor