Eylem Keskin / POSTA
eylem.keskin@posta.com.tr

Gezgin ruhlu amcam emekli olduktan sonra ailesiyle yeni bir hayata başlamak için Türkiye’yi köşe bucak gezdi ve ilk görüşte hayran olduğu Gazipaşa’da yaşamaya karar verdi. Çünkü burası hem muhteşem güzellikte bir denize hem de harika bir doğaya sahipti. Hayatın tadını çıkarmak için biçilmiş kaftandı. Ben de merak ettim ve peşinden keşfe gittim...

Uçsuz bucaksız bir sahil

Yöre halkının sessiz cennet olarak tanımladığı Gazipaşa Alanya’ya 40 kilometre uzaklıkta. Tatilini kalabalıklar içinde değil de sessiz ve sakin bir ortamda yapmak isteyenler için bakir bir alternatif hala burası. 50 kilometrelik kıyı şeridi ve suyun güzelliği denize doymanız için yetiyor da artıyor. Sözde değil sahiden uçsuz bucaksız bir sahil ve kumsal bu. Tahmin edebileceğiniz gibi ilçenin neredeyse her yerinden denize girmek mümkün ama asıl plajı Selinus. 2.5 km uzunluğunda bir alana yayılmış durumda. Plajın genişliği bazı yerlerde 150 metreye kadar çıkıyor. Kumsal dışındaki kısımlarda ise aralarında muhteşem güzellikte gizlenmiş koylar olan kayalıklar var. Gördüğünüz her kayalık, arkasında eşsiz güzellikte bakir bir koy saklıyor. Kumdan hoşlananlar sahilden, sevmeyenler kayalıklardan denize girebiliyor kısaca... Üstelik kimse sizi rahatsız etmeden. Öyle ki; bazı koylarda tek başına yüzmek, böylece hem sessizliğin hem de masmavi denizin tadını çıkarmak bile mümkün. Sakinliğin ruhunuzu dinlendirdiği Gazipaşa’da bol oksijenli bir uyku uyuduğunuz için güne alışkın olduğunuzdan çok daha erken ve hiç hissetmediğiniz kadar enerjik başlıyorsunuz. ‘Sıcak benim enerjimi alıyor’ diyenlerdenseniz sizin için de Gazipaşa’da alternatif var. Çevrede Toroslar’a gizlenmiş pek çok küçük yayla var. Buralardaki köylere gittiğinizde yaylaların güzelliği kadar sizi mutlu hissettirecek diğer şey köy halkının sıcakkanlılığı, misafirperverliği olacak. Buralarda hem manzaranın hem de şahane gözlemelerin tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca Dim Çayı başta olmak üzere pek çok çayda da serinlemeniz mümkün. Hatta serinlemek pek doğru bir kelime olmadı, çünkü buradaki çivi gibi sulara girip yüzmek aslında sıkı cesaret işi!

Doğal havuzlar harika!

Toroslar’la çevrili bu deniz ve güneş harikası ilçe, hayvanseverlerin de uğrak yeri. Çünkü Gazipaşa, Akdeniz sahilinin caretta caretta türü deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı 17 merkezden biri. Sahilde dolaşırken caretta yumurtalarının koruma altına alındığı kafeslere rastlamak mümkün. İlçedeki doğal havuzlar da orayı cennet kılan özelliklerden bir diğeri. Deniz kenarındaki kayalarda oluşan doğal havuzları dalgalar dolduruyor. Bu yüzden sürekli bir su giriş çıkışı oluyor. Doğal havuzlara deniz gözlüğünüz olmadan gitmemenizi öneririm. Suyun altındaki canlıları ve eşsiz güzellikteki doğayı göremez ve gerçekten çok pişman olursunuz. Doğal havuzlardaki kayaların arasında denizin tadını çıkarabilir, dilerseniz yakındaki koylarda güneş keyfi yapabilirsiniz. Ayrıca Kızılkaya ve Yalan Dünya Mağarası başta olmak üzere tarihi kale, şehir kalıntılarını gezebilir ve Selinus kentinin tarihi derinliklerine dalabilirsiniz.

Devamı 2. sayfada...

Çekirdeksiz nar yetişiyor

Antalya’nın en doğusunda yer alan Gazipaşa, Anamur’un da komşusu. Ve burada da Anamur’u aratmayacak büyüklükte muz seraları var. Ama asıl ilgiyi hünnap adlı, çok tanınmayan ama şifa deposu bir meyvayla çekirdeksiz nar görüyor. Asıl vatanı Suriye olan hünnapla ben Gazipaşa’da tanıştım ve çok sevdim. Tadı çok alışkın olduğunuz bir tat değil ama seven çok seviyor. Bazılarıysa elmanın küçük ve sulu olmayan bir versiyonu diyebileceğimiz bu meyva için “Ben sulu meyva severim bu bana göre değil” diyor. Kolesterol ve lipid düşürücü olarak kullanılan bu meyva ilaç niyetine bile yenecek gibi... Ama bölgenin asıl yıldızı dediğim gibi çekirdeksiz nar! Türkiye’de çok tanınmayan bu meyvanın da Gazipaşa’da üretimi yapılıyor. Çekirdeksiz nar bizim bildiğimiz nardan daha tatlı ve tahmin edebileceğiniz gibi sıkıldığında posa derdi yok! Çekirdeksiz nar Gazipaşa’da yapılan festivalin de sebebi olmuş. Her yıl 21 Ekim’de Çekirdeksiz Nar Festivali yapılıyor.

İsmini ilçeye Atatürk vermiş

İlçe’nin hikayesi de ilginç... Rivayete göre Roma Kralı Trayan, Akdeniz seferinde hastalanarak Selinus, yani Gazipaşa’da karaya çıkıyor. Hastalığına çare bulunamıyor ve burada hayatını kaybediyor. Cenazeyi almaya gelen Hadrianus, Trayan anısına bir mezar yaptırıyor. Selinus ismi, Alaaddin Keykubat döneminde Selinti olarak anılmaya başlanıyor. Anadolu Beylikleri döneminde Karamanoğulları’nın hakimiyetine giriyor. Fatih Sultan Mehmet döneminde de Osmanlı topraklarına katılıyor. 1922 yılında ise burayı çok beğenen Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle Gazipaşa ismini alıyor.

‘Kumsallar özgür kalacak’

Yeşilin ve mavinin buluştuğu bu şirin ilçenin gelişmesinde Gazipaşa Belediye Başkanı Cemburak Özgenç’in de büyük bir payı var. Özgenç Gazipaşalı olduğu için bölgeyi çok iyi tanıyor. Bekar ve genç olduğu için başlangıçta zorlanmış ama yaptığı işlerle halkın güvenini kazanmayı başarmış. 36 yaşındaki Başkan bir rehabilitasyon merkezi yaptırmış, ardından ilçe, meslek yüksek okuluna kavuşmuş. Gazipaşa, yakında açılması planlanan havaalanıyla birlikte turizmcilerin gözdesi olacak gibi görünüyor. Başkan da durumun farkında ve “Kesinlikle çok kalabalık olmasını istemiyoruz” diyor. Bunu nasıl sağlayacaklarını soruyorum. “Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’yla plan yaptık. Kumsal tamamen boş, özgür olacak. Kumdan sonra 50 metre yeşil alan olacak. Sonra tek katlı günübirlik tesis alanları yapılacak. Sahilleri kimse kapatamayacak. Devasa oteller yapılmayacak” cevabını veriyor. Ne diyelim, keşke bu rüya gerçek olsa!