Pazar Postası'Bir erkek için işini bırakmaya değmez'
Paylaş
'Bir erkek için işini bırakmaya değmez'

Uzun yıllar önce zirvedeyken aşk için müziğe veda eden Gökben...

Gökben bir zamanlar müzik dünyasında fırtına gibi esmiş, sonra işi aşkı tercih edip işi bırakmıştı. Geçen yıl çıkan 'Her Devrin Devleri' albümünde Mustafa Sandal'la düet yaptı ve yeniden gündeme geldi. Birlikte seslendirdikleri Nevrin Döner şarkısının klibini Mahsun Kırmızıgül sansürü nedeniyle ancak bugünlerde izleyebiliyoruz.Sarıyer’deki evinde buluştuk. Asl nda idealinin oyunculuk olduğunu öğrendik. Hala tiyatro yapmak, bir dizide oynamak istiyor. Özlü sözler yazıyor. Yaşını sorunca, bunlardan biriyle cevap veriyor: Sanatın ve sanatçının yaşı olmaz. Eskisi yenisi hiç olmaz...

Seral Cumalı

scumali@posta.com.tr

Hayata dramatik bir başlangıç yapmışsınız, hüzünlü bir çocukluk muydu?

Babamı hiç görmedim. Baba sevgisi yaşamadım, bu duyguları hiç bilmiyorum. Ben 10 aylıkken babam trafik kazasında ölmüş. Ama babasız olunca bütün aile beni daha çok sevdi, herkes üstüme düştü.

Üvey baba ile mi büyüdünüz?

Annem, anneannemle yaşıyordu. Ben 4 yaşına gelince, bir kısmeti çıkıyor ve evleniyor. Kızkardeşim Nil ve erkek kardeşim dünyaya geliyor. Onlar benim her şeyim. Ayrı babadan doğmak önemli değil. Bu camiada bizim gibi aile yok.

Nil Ünal’ın da bir ara sahne çalışmaları oldu neden sürmedi?

Nil o dönem herkesin korkulu rüyasıydı. Albüm yaptı, çok paralar gitti, ama olması gerektiği gibi yürümedi. Hala ekstralara gidiyor ama ben de kardeşim de sanat camiasından uzak yaşıyoruz.

Neden?

Çünkü bu ortam çok dejenere, çok üzücü, saygı, sevgi, dostluklar kalmamış. Sanat camiasından birkaç dostum var, onlar kompleksli olmayan kişilerdir.

Kim onlar?

Semiha Yankı, Atilla Atasoy, İskender Doğan, Tülay, Zerrin Özer...

Hepsi eski şarkıcı. Ya yeniler?

Mustafa Sandal ile düet yaptık, o da, eşi de çok saygılı. Atlas Plak’ın çıkardığı Her Devrin Devleri ablümünü yaparken projeye girmek istemeyenler oldu, “Ben onunla düet yapmam” diye öyle kaprisler yaşandı ki, bu güzel albümü hazırlayan, harika sözler yazan aynı zamanda ortopedist doktor olan Selahattin Erhan’ı çok üzdüler. Mustafa, “Ben Gökben hayranıydım ama şarkıyı bir dinleyeyim” dedi; şarkının daha başında kabul etti. Ona teşekkür borçluyum, beni onore etti. Klip yazın dönmeye başlayacaktı, Mustafa klipte ‘Bitlis’te Beş Minare’ filmindeki sakalıyla olduğu için Mahsun Kırmızıgül durdurttu. Klip, film vizyona girdikten sonra şimdi yayınlanabildi. Mahsun’dan ve Mustafa’dan bir telefon beklerdim.

Şarkı listelerde mi?

Listelere inanmayın, hepsi parayla listelerdeler. Zaten son çıkanlara ‘teknoloji sanatçıları’ diyorum. Öyle sanatçılık olmaz! Sanatçı biziz, bu konuda mütevazı olamayacağım. Çok şımarıklar. Bazıları bugün var yarın yok. Zaten nostaljiye dönüş var. Bizim şarkılarımız ölümsüz. Bir Numara Plakçılık’tan Ali Kocatepe tarafından 25 şarkım tekrar çıkıyor. Sitelerim tıklama rekoru kırıyor. Halkla bizzat kendim yazışıyorum. Çok güzel bir bağımız var onlarla. Bir okul açmayı, sanatçı yetiştirmeyi istiyorum. Şarkı nasıl söylenirden, nasıl oturulura kadar öğrenecekleri bir okul planlarımda var.

Sizi kızdıranlar, “sevgi, saygı kalmamış” dedirtenler olmuş belli...

Evet oldu; Kenan Doğulu’ya çok kırgınım. Başka bir albüm için Kenan Doğulu ile düet yapmayı istedim. Şarkılar hazırdı. Kenan’ın babası Yurdaer Doğulu’nun orkestrasının uzun yıllar solistliğini yaptım; Kenan’ın küçüklüğünü bilirim. Klipte babasının görüntülerini de koyacaktık. Ama Kenan telefonlarıma bile kendi cevap vermedi, sekreteri aracılığıyla diyalog kurdu benimle. Bana; “Şu an işlerim var, işlerimi halledeyim ondan sonra yaparız” diye haberler gönderdi. Bana saygısı yoksa babasına da mı yok?

Sizi Yurdear Doğulu mu keşfetmişti?

Nermin Gökben, nasıl Gökben oldu? Sahneye ilk Sıraselviler’de Club Suat’ta çıktım. Sahibi, “Nermin Gökben değil Gökben olarak çık daha hoş olur” dedi. 16-17 yaşındayım. O kadar dikkat çektim ki, kulüp doldu. Beni izleyen Yurdaer Doğulu, orkestrasıyla Maksim’de çıkıyordu, solisti de Birsen Armağan’dı. Bir gün, “Birsen’den ayrıldım, solistim olur musun?” dedi. Rüya gibiydi, Maksim’in neonlarında Zeki Müren’in altına kocaman ‘Gökben’ yazıldı.

Maksim’de ilk geceniz nasıldı?

Şarkının sözlerini unuttum.

Zeki Müren destekledi mi?

Beni beğenmese programına kabul eder miydi? Onun beni desteklemesini, moral vermesini unutamam. Sarılıp sarılıp öptü beni. Fahrettin Aslan ve oğlu Sacit Aslan da çok destekledi.

Müzik dünyasına fırtına gibi girdiniz ve Ajda Pekkan’a benzetildiniz. Onu taklit mi ettiniz?

16-17 yaşında sahneye çıktım. Albümüm yoktu; sevdiğim şarkılarla repertuvar yaptım. Fiziğim de çok kuvvetli, oradan Ajda’yı taklit ediyor diye çıkardılar. Ajda’yı niye taklit edeyim ki? Ama o benden çok rahatsız oldu...

Nasıl?

Beni çok rahatsız etti. Çok üzüldüm o zamanlar. Şimdiki teknoloji olsa kayda alıp haber kanallarına veririm; o derece. Ama ileriki dönemlerde karşılaştığımızda özür dilemiştir. Ben affediciyimdir.

Saçınız aynıydı...

Ben fizikte, uzun boylulukta, vücutta 1975 yılında tektim. O dönemde ne estetik ne bir şey var bende. Hala öyleyim. Ama ben bir hata yaptım, mesleği erken bıraktım, “Ben yemedim siz yiyin” dedim bunlara.

Ajda Pekkan ‘Süperstar’ oldu! O ve bazı kişiler de evlendi ama sonra ayrılıp döndüler ve müziğe devam ettiler.

Artık şunu biliyorum ki ya aşk ya iş. Asla ikisi birlikte olmaz! İşimi seçseydim benimle kimse başa çıkamazdı. Duygusal olmasaydım bugün ben süperstardım, popun kraliçesiydim.

Size ikinci bir şans verilse?

Kesinlikle işimi seçerim. Hiçbir erkeğe değer vermeye değmez. Ünlü şarkım ‘Aşk Dediğin Laftır’ı ve birçok şarkımı bana çok şey öğreten, hocam Ali Kocatepe sayesinde yaptık; şarkının sözlerini Hıncal Uluç yazıp bana hediye etti. Çok da doğru yazmış, hakikaten de aşk dediğin laftır!

O yıllarda bir işadamıyla iyi bir evlilik yaptığınız düşünülüyordu?

Asla! Evcimen bir insanım. Evleneyim, bir de yuvam olsun istedim. Fahrettin Aslan “Kızım sende çok istikbal görüyorum, seninle ilgili planlarım var” dedi. Dinlememem büyük hataydı. O kadar kötü bir evlilik yaptım ki. Çok üzücü bir evlilikti, Allah düşmanım böyle birini vermesin. Bir evlat sahibi oldum, Begüm Allah’tan onun karakterini almadı. Çok düzgün bir evlat, damadım da öyle.

Begüm ne yapıyor?

Begüm’ü evlendirdik. 29 yaşında, Bilgi Üniversitesi psikoloji mezunu, masterını da Amerika’da yaptı. Çok güzel okudu, mesuliyetlerini bilen bir evlat. En büyük kazancım evladım. Ondan bir bebek istiyorum, ben torunuma bakarım.

Kaç yıl evli kaldınız?

5 yıl.

Şöhreti, müziği bıraktınız, evlilik kötü gitti boşandınız,sonra?

Tekrar çalıştım. 95’te Metin Özülkü ile ‘Aşka Çeyrek Var’ albümünü yaptık. Televizyon bir tek TRT var, şarkılarımız radyolarda çalıyor. Radyolar da kapandı. Ben çekildim, 10 yıl Amerika’da New York’ta evim var, orada yaşadım.

Neler yaptınız Amerika’da?

Kızımı da aldım gittim. İkimiz de çok iyi İngilizce öğrendik. Kızım masterını yaptı. Felsefeye ve Begüm’ün eğitiminden ötürü psikolojiye merak duydum. Seminerleri takip ettim. Burada da takip ediyorum.

Zamanında iyi paralar kazanıp yatırımlar yaptınız mı?

Biz hiçbir zaman iyi paralar almadık. Aldıklarımız kuaförlere, giysilere giderdi. Şimdikiler teknolojiye dua etsin, o sayede hemen evler, altlarına arabalar alıyorlar. Biz kendi sesimizle gerçekten hakettiğimiz halde o paraları alamadık. Bizim hesaplarımızı annem tutar, zamanında yatırımlarım oldu.

Şu an çalışıyor musunuz?

Çalışmaz olur muyum, zaten bırakmadım da ektralara, konserlere gidiyorum. Bunu kendimi tatmin etmek için, keyif için yapıyorum. Plak şirketleri , teklifler geliyor. Sürprizlerime hazır olun. Küllerimden yeniden doğuyorum.

Bir erkek var mı hayatınızda?

Hayır... Aşk yaşamak isterim ama evlenmek asla!

Ne yaptı size o kadar evlilikten korkutacak?

O kadar dürüstüm ki karşımdakinin de öyle olduğunu sanıyorum. Ama değil. Neyse çocuğumun babasıdır, konuşmak istemiyorum. Dürüst insanı bulmak zor. Ama layık olmayan insanlar o kadar güzel evlilik yapıyorlar ki. Hayret ediyorum.

Layık olduğunuz değeri görmediniz mi?

Görmedim. Ama ne aile yapılarımız, ne başka şeyimiz uydu.

Evlenme teklifi alıp reddettiğiniz oldu mu bu yüzden?

Öyle çok evlenme teklifi alıyorum ki.

Hala alıyor musunuz?

Hala niye? Ben daha genç kızım!

Sizi bir erkekte ne mutlu eder?

Beni taşıması, kafa dengi olması önemli. Her şeyden evvel beni çok sevecek, saygılı olacak. Yalanı kelime olarak bile duymak istemiyorum. Bana oynamasın.

Yıllar sonra pek de değişmemiş bir şekilde karşımıza çıktınız. Estetik var mı?

Yaptırmış olsam söylerim, icap ederse yaptırırım. Arnavutuz, genlerimiz iyi. Bol yürüyüş yaparım, yüzerim, düzgün beslenir, düzgün yaşarım. Gece hayatını değil, ev hayatını severim.

Nasıl geçiriyorsunuz zamanı?

Öğrenmekten, okumaktan çok zevk alıyorum. Mesleğe 16 yaşında girdim, eğitim bakımından eksikliğim vardı. Onu şu an tamamlamış durumdayım. Kendimi öyle bir yetiştirdim ki 4 üniversite bitirmiş gibiyim...

Bu yazı 16 Ocak 2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır

3

Haberin Devamı