'Prens' lakaplı Hakan Altun, aşk şarkılarının en ünlü isimlerinden. 'Aşk Lütfen Gel' adlı 11'inci albümüyle yeniden karşımızda. 27 yıldır gece hayatının aranan isimlerinden! Bugün 44 yaşında, evlenip çocuk sahibi olmayı çok istiyor ama Prens gönlüne göre bir kadın hala bulamamış
Röportaj: Canan DANYILDIZ
canan.danyildiz@posta.com.tr
Prodüksiyon: Begüm Baki
Yazdan beri müthiş bir yoğunluk içindesiniz! ‘
Aşk Lütfen Gel’ 11’inci albümüm çıktığından beri, acayip bir konser, ekstra dönemine girdik!
Herkesin ‘satmıyor’ diye ağladığı bir zamanda nasıl bu kadar iş yapıyorsunuz?
Kendi şarkılarımı yapmasaydım ben de satmazdım. Sinemaya 8-10 TL veriyoruz, bir albüme 10 TL verip almıyoruz. Arşiv yapma anlayışımız da yok. Bende de yok, kendi evimde kendi albümlerim bile yok.
Yapan da şikayet eden de aynı adam, pes!
Ben kendi albümümü asla dinlemem, sevmem. Stüdyo aşamasında o kadar çok içli dışlı oluyorum ki, sonrasında uzak duruyorum. Aslına bakarsan Türkçe müzik de dinlemiyorum. Zaten söz-beste yapma yeteneğim olmasaydı, şarkıcı olmazdım.
E yetenek var sonuçta!
Hayatımın boyunca şiir yazamamış bir adamım. Ortaokulda, lisede çok aşık oldum ama hiç şiir yazamadım. Ama o zaman da böyle sözsüz bestelerim vardı, söz yazma işi sonradan oldu.
Konservatuarı kim salık verdi size?
11 yaşında konservatuara girdim. Dedem beste yapardı, hatta 100 kadar ilahi bestesi var. Benim ilahi albümüm de onun bestelerinden yola çıkmıştır. Dedemin ilgisini çekmiş bendeki müzik yatkınlığı.
Dedeniz neyi gözlemlemiş ki?
O zamanlar dedem ud çalınca bütün torunları kaçışır, sokakta oynamayı tercih ederdi. Ben dedemin dizinin dibinden ayrılmazdım. Annemlere ‘konservatuara versenize bu çocuğu’ diyen de o.
Kaç kardeşsiniz, aileniz nereli?
Siirtliler, oradan 140 yıl önce İstanbul’a gelmişler. Bir kız kardeşim var. Çocukluğum Laleli, Vefa ve Fatih arasında geçti.
Hayal kurar mıydınız ‘Bir gün önemli bir müzisyen olacağım’ diye?
Hiç öyle hayallerim yoktu! Benim bu sesle şarkıcı olmam bir mucize! Maçlarda bağıra bağıra kendini bariton yapmış bir adamım. Sesime baksana Allah aşkına!
E ne olmak istiyordunuz?
TRT’de şef olmak. Enstrümanım ud. Onun üzerine bir şey yapmak istiyordum. Sonra üniversitede okurken geceleri sahne almaya başladım. Gündüz okul, gece sahne.
Neden çalışma ihtiyacı duydunuz?
Aileme destek olmak için barlarda, pavyonlarda çalıştım. İ. Ü. Konservatuar bölümünden mezunum, sosyal bilimlerde yüksek lisans yaptım. 11 yaşından beri nota okuyorum. Profesyonelim ve bu işi düzgün yapmam lazım, böyle bakıyorum.
“Fantezi müzikte değil, başka yerde olur!”
Özeleştiri yapar mısınız?
Evet hem de çok! O albüm satmıyorsa, iyi bir albüm yapmamışsındır, bu kadar basit! İyi bir şeyin ıskalanması imkansız.
3’lü bir grubunuz vardı, o niye yürümedi?
‘AHA’yı diyorsun! Ayşe ve Aykut’la kurduğumuz grubumuz. Grup müziği beni mutlu etmedi açıkçası, o yüzden devamı olmadı.
Çok ön plana çıkamadınız ondan mı?
Asla ondan değil! 300 civarında bestem var. Hepsi slow müzik. Kısaca ‘çilibom’ grubu adamı değildim!
Eğlenceyle aranız nasıl?
Vallahi bak, sabah 5’ten önce uyumuyorum, gece yaşayan bir adamım. Haa çok severim eğlenmeyi, gülmeyi, hatta etrafımı güldürmeyi. Çok sesli bir ortamda çalıştığım için diğer zamanlar etraf sakin olacak falan filan!
Uyanınca gününüz nasıl başlıyor?
Telefonumu açmıyorum. Açınca da uğurumdur, önce annemi, kardeşimi yani ailemi ararım. Beni hiçbir yerde görmezsiniz. Daha çok evcimen bir adamım. Gece hayatım yok dersem yalan olur ama! Çünkü işimi gece yapıyorum.
Kıskandığınız biri yok mu ya!
Of olmaz mı! İbrahim Tatlıses, Kenan Doğulu, Tarkan! Gıpta ediyorum sahnelerine. Of diyorum, hayranlıkla seyrediyorum. Ama genellikle kaderci adamım ben. Ne olması gerektiyse onu yaşıyorum.
Kaderde ‘Fantezi müzik prensi olmak’ var imiş...
O lafa sinir oluyorum! Fantezi müzikte değil, başka yerde olur! Söyletme şimdi beni! Benim müziğimi bir yere koyamadıkları için öyle garip adlar uyduruyorlar. Ne arabesk yapıyorum ne sanat müziği. Farklı bir modum var.
“İşi bırakınca evleneceğim!”
Beyin tümörü teşhisinizle bizi üzmüştünüz...
Evet, baş ağrısıyla hastaneye gittiğimde öğrenmiştik. Sonra ameliyat oldum, ilaçlarla yaşamaya alıştım. Şimdi sağlığım yerinde.
Bu kadar aşk şarkısı yaz, sonra evde kal!
Teşekkür ederim, çok incesin! Evliliğe giden bir ilişkim vardı, haziranda bitti. Artık sorgulamıyorum. Çok zor bir adamım. İşlerim yoğun, hayatımdaki kadın durmuyor. Huzursuzluk çıkıyor, gidiyor.
Hayatınızdaki insan için ödün vermez misiniz?
Ödün vermek değil ki, iş bu! O kadının hayatında erkeği istediği anlarda ben yokum. Gece 22.00’de gidip sabaha karşı geliyorum, hangi kadın benle ne yapsın? İşi bırakınca evleneceğim.
Nasıl kadınlara aşık olursunuz?
Hayat dolu, zeki, başarılı ve saygılı olacak. Bak ben hayatıma alacağım kadını yemeğe çıkarır, denerim. Garsona nasıl davranıyor, etrafına saygılı mı? Ona bakarım!
Başarılı kadını kıskanmaz mısınız?
Hayır! İnsan sevdiğinin başarısını kıskanmaz! Kıskanırım, maçoyumdur, ama başarısını değil! Çok güzel olduğunda acayip kıskanırım. Kıskanmayan adam değildir!
İyisiniz, güzelsiniz de neden kadın yok hayatınızda, acayip!
Kadınlardan ben kaçıyorum! Ama Hakan’a gelen kaç gerçek kadın vardır ki? Korkuyorum kadınlardan!
Hayat bitti, kaçsanız ne olacak!
Sen de iyice gömdün beni! Aşk biter, sonra saygı, sevgi öyle şeyler gelir. O kız benim kadar aileme de saygı göstermeli. İşte bunu bulmak zor. Gıybetçi ve kıskanç kadınla hayatta evlenmem!
O kadın saygısızlık ederse, kavga dövüş olur mu?
Hayır asla! Bir fiske bile vurmadım şimdiye kadar, arkamı dönüp giderim. Ben annemle babamınki gibi bir evlilik hayat istiyorum, ama bu devirde çok zor! Ayrılıklar bana çok zarar veriyor, çok zor unuturum ve unutulurum. En uzun ilişkim 22 ay sürdü, kendime zor geldim.
Ailenizin onayını almak şart mı evlilik için?
Evet! Annemlerin evet demeyeceği bir kızla asla evlenmem! Ünlü biriyle de evlenirim, öyle kaygılarım yok! Yeter ki istediğim gibi biri olsun. Çok çocuk sahibi olmayı da istiyorum.
Ya evlendiğiniz kadının çocuğu olmuyorsa?
Bak çok zor bir soru bu, ben de düşündüm. Evlendiğim kadının çocuğu olmuyorsa da ayrılmam. Çok çocuk istememe rağmen, ‘kader’ der, devam ederim.
- Alt karın yağlarını mum gibi eritiyor! Göbek, bel ve simit bölgesini yok ediyor: Aç kalmadan zayıflatan karışım
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Çay suyuna 1 parça ekleyin! Çayın lezzetini 10 kat artırıyor: Saatlerce taze kalmasını sağlıyor
- Kışın favorisi, faydasını duyan kapış kapış alıyor! Kilosu 250 TL: Kemikleri beton gibi yapıp bağırsakları motora çeviriyor! Dünyanın en zengin magnezyum kaynağı
- Bardak bardak içince bağırsakları motor gibi çalıştırıyor! Vücudu C vitamini ve demirle dolduruyor, bağırsakları yumuşatıp kabızlığa son veriyor!