Pazar Postası'Buğra çocuk isterse kızı birlikte bulacağız'
Paylaş
'Buğra çocuk isterse kızı birlikte bulacağız'

Billur Kalkavan 53 yaşında ve kendinden 22 yaş küçük Buğra Bahadırlı ile 7 yıldır birlikte. Bir dönemin en sosyetikleri olan Kalkavan Ailesi’nin en büyük çocuğu. Oyuncu, sunucu. Cinsellik konusunda yaptığı cesur açıklamaları ve marjinalliğiyle hep gündemde. ‘Evde hâlâ çıplak dolaşıyorum’ diyor ve ekliyor ‘Eskisi kadar azgın değilim, önceliklerim de biraz değişti’

RÖPORTAJ: CANAN DANYILDIZ
canan.danyildiz@posta.com.tr


Twitter’ınız hacklenmiş...

Darbe karşıtı twit atmadığım için... Çok önyargılılar, çok şaşırdım.140 karakterle ne anlatabilirsin ki? Beni, işlerimi bilen bilir.

Billur TV çok iyi gidiyor!

2’nci yaşını kutladık. Fikir sevgilim Buğra’nın. Buğra benden 22 yaş küçük, neredeyse 2 nesil küçük. Tamam modern bir kadınım, günü yakalıyorum ama o kadar da değil. O, ‘Niye internette TV kurmuyoruz?’ dedi ve yaptık.

Fikir nasıl çıktı?

İkimiz de işsizdik... Oyuncuyuz biz... E bekledik iş gelmedi. 2008’den beri dizilerde yokum.

Neler yaptınız?

Cinsel sağlık videolarım vardı, önce onları koyduk, hemen tüketildi. Sonra astroloji çekelim, sağlık, eğitim çekelim derken şimdi ayda 4.5 milyon görüntüleme ve 1 milyona yakın kemik izleyicimiz oldu.


Patron olmak nasıl?

Bir de cinsel meseleleri bu kadar rahat anlatmak... E tabii, şimdi doktor da gelip sana yok kuştu, kamıştı diye bahsederse olmaz. Biz orda seks öğretmiyoruz; insanlara bedenlerini, cinselliği yaşamayı anlatıyoruz. Patron Buğra.

Ee...

Baksana, insan, hayvan ve kadın tecavüzü ne kadar artıyor. İnsanlar konuşmadığı, bunlar anlatılmadığı için oluyor. Afrika’ya gidiyorum; insanlar çıplak dolaşıyor, kieker.

TV’de anlattıklarınızın nasıl bir faydası var?

Nasıl bir geri dönüş var anlatamam! Astroloji hele! İnsanlar böyle bir ülkede en çok, ‘Ne olacağım?’ diye merak ediyor. Oğuzhan Ceyhan var astroloğumuz, şubat sonuna kadar randevuları dolu!

Buğra Bey ne iş yapıyor?

O da Billur TV’de. Daha doğrusu patronumuz o. Biz onun vizyonuna hizmet ediyoruz. Çok vizyoner, deha bir beyin. Ayrıca Osman Sınav onun da hayatına aktörlük soktu.

Vizyoner olmak?

Bizde o yok! Birçok magazin progamında vs. vizyon yok. Ben mesela ‘yıllanmış şarap’ denilen klişelerden bıktım usandım. Çok vizyoner, Adam.

“HAYATTA BÜYÜK PİŞMANLIKLARIM YOK”

Bu kadar zengin, vizyoner bir aileden sonra gerçek hayatta zorlanmadınız mı?

Her şeye uyum sağlarım. Zorlandığım oldu ama, aşırı değil. Bir tek TV’de iş bulma konusunda zorlandım. Hiçbir TV müdürüyle yatıp kalkmadım. Şimdi o değişti, düzgün namuslu adamlar geldi; yine iş buldum.

Sorun, güzel olmak mı?

Güzel olmak hayata 1-0 önde başlamak demek. Bu hayata iyi vakit geçirmeye, gülüp eğlenmeye, iyi yaşmaya geldim. Nokta!

Ne demek istediniz?

Öyle bir hale geldik ki; mutluysan göstermemelisin. Buğra’yı anlatıyorum; ‘Aman söyleme, nazar değer’ diyorlar. ‘Hayır, çok mutluyum, anlatacağım siz de mutlu olun’ diyorum.

İçinizi nasıl bu kadar temiz tutuyorsunuz?

Temiz yetiştirildim. Ruhunu sattın mı kirlenirsin.

Sizin için ahlakın sınırı bu mu?

Ahlaki sınırlarım insanların anladıkları çerçevede değil. Çünkü ahlakı, bacak arasında aramaya çalışan bir milletin çocuğuyum; ama ahlak kafada biten bir şey. Hayat benim hayatım, seviliyor muyum? Tesettürlüler bile beni seviyor mu? Evet!

Hiç pişman olmadınız mı?

Mesela AIDS için verdiğiniz çıplak pozlar... Hayatta büyük pişmanlıklarım yok. Mehmet Turgut çekti o fotoğrafları, onların arkasında dururum. Millet anlamazsa anlamasın, ne yapayım?

E ne pişmanlığı o zaman?

Eskiden birine zort diye bir şey demiş, kırmışımdır, sonra da kendim üzülmüşümdür. Buğra beni bu konuda çok eğitti...


“O mükemmel erkek, ben de MÜKEMMEL KADINIM”

Mutlusunuz değil mi?

Çok mutluyum, anneme bazen şaka yapıyorum şu an 6’ıncı kocamdan boşanıp mutsuz biri olabilirdim. En büyük avantajım kendimi bilmek. Evlenecek, çocuk doğuracak biri değilim.

Bunu anladığınızda...

Bak Buğra ile 7 yıldır birlikteyiz, hala uygun değilim.

O bir gün çocuk isterse?

Bunu konuşuyoruz, artık doğuramam. Zaten 40’a kadar limit koymuştum kendime; bu saatten sonra da doğurmayayım. Çocuğumun ilkokul mezuniyetine tekerlekli sandalyeyle mi gideyim?

Buğra Bey bir gün gerçekten isterse?

Bir insan başka birini seviyorsa, sevdiğinin mutlu olmasını ister. Benleyken mutlu olsun, bensizken ölsün olmaz, o zaman sadece kendini seviyorsundur. ‘Günün birinde gerçekten istersen, o zaman sana iyi bir kız buluruz; ama ben karar vereceğim’ diyorum. Çok gülüyoruz. Kendimizle çok dalga geçiyoruz. Annemin en büyük tavsiyesini hayatta tutmuşum; ‘Sevgili seçerken muhabbet edip edemeyeceğine bak’ derdi.

Nasıl tanışmıştınız?

Bir arkadaşımızın aracılığıyla. Buğra çok akıllı, çok güldüren, mükemmel bir erkek. Ben de mükemmel kadınım herhalde. Ama onu 10 yıl önce tanısaydım harcardım.

Kıskanmaya-kıskanılmaya da pek gelemiyormuşsunuz...

Evet! Hiç sevmem! Kısıtlamalara gelemiyorum. Şımarığım ne yapayım, benim de bir sürü hatam var.

Çocuk seviyor musunuz?

Doğrumadım diye çocuk sevmediğimi düşünüyorlar, yanlış. Bu dünyaya çocuk doğrulmaz diye bir şeye inanmıyorum. Ben sorumluluk almak istemedim, çok düşünürdüm, mükemmel olsun isterdim, çok zorlayıcı bir anne olurdum.

Aşkınız azaldı mı?

İlişkilerim 4 senede bitiyordu. Şimdi değişik... Kalp çarpıntılı bir aşk değil bizimki ama çok değişik bir model aşk bu. Çiftleşmek, üremek, tepişmek yerine hayat arkadaşlığı... Buğra’sız 1 dakika bile düşünemiyorum. Bazen de ‘Git’ diyorum, ‘Nereye gideyim be, kahveye mi gideyim oturayım?’ diyor. Komik biri.

O bir gün evlenmek isterse?

Buğra ile evlenilir, bir sıkıntı çıkarmaz. Ama imzayı atanlarda çok şey değişiyor.

“ESKiSi KADAR AZGIN DEĞiLiM önceliklerim değişti“

Buğra Bey sizinle birlikte olmaya devam eder mi?

Astoloğa bakılırsa ben sorun çıkarmazsam o benle devam edecekmiş!

Neden cinselliği anlatmayı misyon edindiniz?

Evet edindim... İnsanların daha çok gülebilmesi için mesela. Çok mutsuz erkek ve kadınlar var. Bunun neticesinde evde büyüyen mutsuz çocuklar. İnsanların sorunları var, doktora gitmiyorlar!

Türkiye’nin en büyük sorunu seks mi?

En büyük sorunlarından biri. Tatmin olan insan evinden mutlu çıkıyor. Temiz seks yapın. Abdest alacaklar diye seksten sonra duş alıyorlar; hayır! Seksten önce de duş alın. Çok basit öneriler bunlar. Seks yapmadığımız için sinirliyiz.

Seks yapanla yapmayan arasında nasıl bir dışa vurum var?

Negatif bir yansıması var. Mutlu olan insana karşı bir haset oluyor. Gülen, eğlenen insana karşı bir aksileşme! Seks yapmayanın günlük hayatı aksi oluyor. Fransızlar aksi, çaçaron kadınlara ‘malbeze’ der, öpülmemiş kadın yani.

53 yaşındasınız, sizin cinsel hayatınız yerini sevgiye mi bıraktı?

Öyle şey olur mu be? Gencecik sevgiliyle! Her yaşın başka bir cinselliği var. Cinsel hayat durmaz ki! Cinsel hayatın iyi olmasa genç sevgiliyle oturamazsın! Eskisi kadar azgın mıyım? Hayır! Hormonlarım eskisi kadar çalışıyor mu? Hayır!

Neden hep genç sevgili?

Ben çok enerjili, çocuk ruhluyum. Kendimden büyük ya da yaşıtım biriyle yapamam.

“SOSYETEDE ASALAK GiBi YAŞAMAK iSTEMEDiM”

Savaş Ay’a verdiğiniz bir röportajda, ailece çıplak dolaştığınızı anlatmışsınız...

Evet, hala evde çıplak dolaşıyorum. Babamlar da öyleydi. Hippi gibiydik. Belki de bu konuda bu yüzden bu kadar rahat oldum. Ama dejenere de sayılmayalım sakın ha! Öyle ince bir çizgi vardı ki. Bizim evde yalınlık vardı; akşama kadar herkes çırılçıplak dolaşmazdı. Ama mesela büyük küvetler vardı eskiden, annemle babam banyo yaparken bizi de çağırırdı. Çok doğal bir şey çocuklarını yıkamaları, ayıp bir şey değil. Çocukluktan beri insan bedenini gördüm ve çok sağlıklı yetiştiğimi düşünüyorum.

Sosyetede bu farklı haliniz nasıl karşılandı?

Hepsi bana bayılır, çoğu annemin arkadaşı zaten.

Paranız bittiğinde bir şeyler değişti mi?

Hayır, onlar çok eski arkadaşlardı. Paramız bitti deyince büyük bir evden gecekonduya yerleşmedik ki. Biz büyük bir yalıdan daha küçük bir yalıya geçmiştik. Bu şimdiki paragözlerin tavrı. Paran varsa adamsın, yoksa değilsin. Ama vardır tabii ki senin davetlerine gelip sonra aramayan sormayan.

Sosyetede farklı bir şekilde yaşayabilirdiniz, asalak gibi misal...

Bu ruhumla, asalak gibi yaşamak istemedim. Lisede sınıfta kaldım, anneme ‘Çalışayım’ dedim, öyle başladım. Güneri Cıvaoğlu’nun sekreteriydim.


“Babamı çok özlüyorum”

Aile konusunda şanslı birisiniz...

Evet, Nuyan Hanım annem ve babam Nazım bey. Annem Abdülmecid’in torunu. Bunu en iyi İlber Ortaylı bilir, bana ‘Padişah piçi’ diyor. Babam Rizeli Kalkavan ailesinin oğlu.

‘Babam hiç çalışmazdı, parası vardı; yedi bitirdi’ demişsiniz bir yerde...

Evet, helali hoş olsun! Ona kızmak aklımın ucundan geçmedi. Tabii ki bir baba çoluğunu çocuğunu düşünür. Ama 50 yaşında baba olmuş biri düşünmeyebilir, çünkü babalığı bilmiyor ki... Süper bir babaydı! Onu çok özlüyorum.

Peki...

Çok güzel bir çocukluk geçirdim, zenginlik içinde büyüdüm. Babam sadece o zenginliği sonlandırdı o kadar. Çünkü hazıra dağ dayanmaz.

Niye okumadınız?

Ben liseyi zor bitirdim! Okuyunca ne oluyor ki? Dünyadaki çok büyük adamların birçoğu üniversite okumamış. Otoriteyi sevmiyorum. Buğra ile 7 yıldır birlikteyiz, nikah desen; içime daraltılar geliyor.

Niye?

Dünya para verip arazi alıyorsun, senin oluyor sanıyorsun; çok oluyor! Geberip gidiyorsun. Ne pırlantam var, ne evim... Buğra beni biraz değiştirmişti, sonra o da benim yoluma girdi. Bize Billur TV yeter, kirada otururum abi ne var?

Bu tavırda varlıklı bir çocukluk geçirmenin, doymanın da etkisi var mı?

Var tabii! Buğra’ya diyorum ki ‘Koskoca bir ciple gezsem Billurluğum artacak mı? Hemen alayım!’ Ya da o pırlanta, sıkışmış karbon, çok değersiz. Olunca ne olacak?

Buğra çok şanslı!

Buğra zaten çok gülüyor, ‘Böyle taleplerin olmadığı ve sevgilim sen olduğun için çok mutluyum’ diyor. Doğaya, hayvanlara hassasiyetim değişik. Aslında sert, alaycı görünümüm altında çok hassasım.

Haberin Devamı