Şarkıcı, besteci, söz yazarı, oyuncu ve televizyoncu Burak Kut ile Etiler’deki ünlü dönerci Serkan Usta’da buluştuk. Damağımıza lezzet ziyafeti çekerken 90'lı yılların asi çocuğu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

RÖPORTAJ: BEKİR SAÇAR / Fotoğraflar: Kerem Çobanlı

Dört yıl aradan sonra da ‘Kafam Leyla’ adlı single çıkardın. Neden bu kadar bekledin?

Son yıllarda sevenlerime sürekli yeni şarkılar yapacağımı söyledim ama sözümü tutamayıp mahcup oldum. Dört yıl önce ‘Hoppa’yı çıkardıktan sonra bir dizide oynadım. Ardından da pandemi başladı ve kısmet bugüneymiş.

‘Kafam Leyla’yı nasıl bir ruh halinde yazdın?

Neşeli bir ruh halindeyken yazdım. Grup Vitamin’in solisti Tolga Sunter’le evde doğaçlama müzik yaparken bir anda içimde bir melodi hissetmeye başladım. Onu mırıldanmaya başladım ve melodinin üzerine ‘Kafam Leyla’yı ekledim. Biraz daha mırıldanınca ilk nakaratı ortaya çıktı. Bu ülkenin insanlarının neşeye, gülümsemeye, komediye ihtiyacı var.

İNSANLAR AŞIK OLDUĞUNDA BİRAZ HAYVANLAŞIR

Bu şarkının esprisi ne?

Klipte şarkıyı bir belgesel sunucusu anlatıyor. ‘İnsanlar aşık olduğunda biraz hayvanlaşır’ gibi bir espri var bu şarkıda. Bir belgesel sunucusu gözünden ‘insan hayvanı’ dinlemek gibi bir şey. Müzik alt yapısında, modern funk, pop karışımı bir sound yakalamaya çalıştık. Bu şarkının başka bir özelliği, bu şarkımı 11 yıl önce kızım doğduğunda kurduğum ve onun adını verdiğim ‘Aden Müzik’ten çıkarmam oldu.      

BEN HEP KENDİMİ YENMEK İÇİN SAVAŞTIM

Mesleğinde senin için en zor olan şey nedir?

Her sanatçının hayali yıllar boyu dillerden düşmeyen bir şarkısı olmasıdır. ‘Benimle Oynama’, benim için o şarkı. Ben bunu ilk albümümde başardım. Aradan geçen 30 yıla rağmen hâlâ dinleyicilerim konserlerimde bu şarkıyı istiyor. Kariyerinizin başında hitleri bulunca, üstüne çıkmak kolay olmuyor. İkinci albümümdeki ‘Yaşandı Bitti’ şarkısı gelmiş geçmiş en iyi klip seçildi. Bununla çıtayı en üst seviyeye taşıdım. Ben hep kendimi yenmek için savaştım.

Hayranların hâlâ neden seni ısrarla takip etmeye devam ediyor?

Hep temiz kalmaya çalışmam, iyi müzik yapmam, düzgün yaşamam, sanatımı en iyi şekilde icra etmeye çalışmamım karşılığı bu. Bazı sosyal medya platformları var. Hani sütten çıkmış ak kaşık olsan da sana bir şey buluyorlar ya. O mecralar dahi benim hakkımda hiç olumsuz, kötü yorum yapmadılar.

Sanatçı her konuda fikir beyan etmek zorunda mı?

Rahmetli Uğur Mumcu’nun çok sevdiğim bir sözü var, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak…” Ben asla bilmediğim bir konuda yorum yapmam.

OPERACI MISIN, ROCK STAR MI, POPÇU MU?

Hayallerin var mı?

Bazıları vardır hep aynı tarz müzikler şarkılar yapar. Bende bu olmadığı için hep kafa karıştırdı. “Operacı mısın, rock star mı, popçu mu? Sen popçusun popçu kal” diyenler çok oldu.

Niye popçu kalmadın?

Öğrencilik dönemlerimde yıllarca opera söyledim, müzikallerde oynadım. Senfonik bir eser de yazabilirim. Yıllarca bunun eğitimini aldım, içimden de geliyor. Genele hitap etmeye çalışıyorum.

YOLDA GÖRDÜĞÜM LÜKS BİR ARABAYI BAKKALDAN EKMEK ALIR GİBİ ALIYORDUM

Mesleğinden kazandığın para seni tatmin etti mi?

Ben memur bir babanın çocuğuyum. Sanat dünyasına girip ünlü olunca yaşam şartlarınız değişiyor. Benimki çok hızlı bir çıkış oldu. Şöhret sayesinde hayalini kuramadığım şeylere sahip oldum. Yolda gördüğüm lüks bir arabayı bakkaldan ekmek alır gibi alıyordum. Tatlı bir şımarıklık yaşıyordum. Zaman bana, servet kazanmanın değil yönetmenin daha önemli olduğunu öğretti.

VERGİ REKORTMENİYKEN MUHASEBECİM BENİ DOLANDIRDI

Bu hızlı ekonomik geçiş psikolojini bozmadı mı?

İlk başlarda çok iyi geldi. O yıllarda, benim kazandığım kadar kazanan bir şirket olsa başına CEO koymak gerekirdi. Tecrübe eksikliğimden dolayı biz bunu eşle dostla halleder durumdaydık. O dönem vergi rekortmenleri arasına girmiştim. Bu durumda muhasebecim beni dolandırdı, milyonlarca kayba uğradım.

MÜZİK SEKTÖRÜNE GÜVENİM KALMADI

Müzik dünyasına küstün mü?

Bir dönem düzenlenen ödül törenlerine çok takılmıştım. O dönem işler çok farklı işliyordu. Ödül almak için iyi ikili ilişkilerin olması, birilerine biat etmek, o sistemin bir parçası olmak gerekiyordu. Meslektaşlarım arasında her alanda açık ara önde olmama rağmen ben bunu yapmadım. Dolayısıyla sektöre güvenim kalmadı.

BUNU HERKES BİLSİN Kİ BENİ KİMSE YARATMADI BEN KENDİMİ YARATTIM

Ünlülere birileri hep “Seni biz yarattık” der. Peki, seni kim yarattı?�

Bunu herkes bilsin ki beni kimse yaratmadı, ben kendimi yarattım. Sektöre çok büyük katkı sağladım. Dergiler posterimi verdiklerinde tirajlarını üçe dörde katlanıyordu. Bunu kimse unutmasın!

Kaç ödül aldın?

Sayısını hatırlamıyorum ama şu anda evimde ödül ya da plaket yok. Bu sıkıntıyı yaşadığım dönemlerde ödüllerimi koliye koyup balkona bıraktım. O koli ne yağmurlar, karlar gördü. Eridi gitti. Çok özel ödülleri saklıyorum. ‘Abdi İpekçi Barış ödülü’, Türkiye’ye ilk gelen MTV Europe Lokal ödülü gibi…

Sektöre girdiğinde sana kimse destek olmadı mı yani?

Yok desem yeridir. Zamanında kapısına gittiğim, hayranlık duyduğum abilerim vardı. Kimse benle, bilgi ve tecrübelerini paylaşmadı. Gün geldi, o abilerim yanıma gelmek için can atar duruma geldiler. Allah bana bunları yaşattı. Ben öğrenmeye, deneyimlemeye devam ediyorum. Ama ben onlar gibi bunları yanımda götürmeyip birilerine öğretip paylaşacağım.

EGOM TERBİYELİDİR, KİBRİN GÜNAH OLDUĞUNU BİLİRİM

Senin için “Burnu havada, snop” diyenler var, bu nereden çıktı?

Egosu terbiyeli biriyim. Kibrin günah olduğunu bilirim, Allah’tan korkarım. Kendimi kimseden üstün görmem ama özel yeteneklerim olduğu da biliyorum. Bazı konularda geri vitesim yoktur. Bazı yapımcılar sözleşmelerde benim etiğime uymayan şeyler istedi, kabul etmedim. Kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş.

Bugüne dek senin için yapılan en şaşırtıcı haber neydi?

Hiç unutamadığım, çok mutlu olduğum bir haber vardı. Günlük bir gazetenin birinci sayfasında çıkmıştı. Benim konserimde seyirciler arasından çekilmiş bir fotoğraf. İki genç kız arkadaşlarının omuzlarında; kızlardan biri başörtülü diğeri kolları dövmeli tişörtlü bir kız. Onların arasından sahnede ben görünüyorum. Haberin başlığı ‘Müziğin Birleştiriciliği’ydi. Benim dünyada da Türkiye’de de hayal ettiğim, gerçek olmasını istediğim şey bu.

Sahnede unutamadığın bir anın var mı?

Babamın ölümünü sahnede öğrendim. Onu defnettikten sonra ağlaya ağlaya sahneye çıkım. Ben sahnedeyken sevgili dostum Kenan Doğulu salona geldi. Sarıldık, ağladık. Kenan, her zaman gerçek dostum olmuştur. Onun yeri bende çok ayrı. Hâlâ buluşur, görüşür birlikte vakit geçiririz.

HAYAL KURMAK SAĞLIK İÇİN ZORUNLUDUR

Gelecek planların neler?

Çok büyük ama tutarlı hayallerim var. Sürpriz olsun, bekleyip görün. Zaten ‘Kafam Leyla’  klibim, ‘hayal odasına hoş geldiniz’ diye başlıyor. Sevenlerim hayal kurmaktan hiç vazgeçmesinler. Çünkü hayal kurmak sağlık için zorunludur.

Sevenlerine söylemek istediğin bir şey var mı?

Onların bana olan sevgilerine karşı az üretim yaptığım için çok mahcubum ama bunu telafi edeceğimi bilsinler. Bundan sonra mesleğimde daha aktif olacağım. Onlara ortalama üç-dört ayda yeni bir şarkı armağan edeceğim. Bir sonraki şarkım da neredeyse hazır. 

OLGUNLAŞMAYA BAŞLADIĞIM BİR DÖNEMDE EVLENMEK BANA İYİ GELDİ

Cansen Yeni ile evliliğin hayatında neleri değiştirdi?

Aile kurmak, evlat sahibi olmak hep içimde vardı. Evlilik kararı aldığımda bazı yakın arkadaşlarım ve meslektaşlarım, “Sen bunu yaptıysan bizim de zamanımız geldi” dediler. Olgunlaşmaya başladığım bir dönemde evlenmek bana iyi geldi. Anlayış, sevgi ve saygının evliliğin en önemli anahtarı olduğunu zaman içinde öğrendim. Cansen, hem doktor hem eş hem de anne olarak harika bir kadın. Birbirimizi tamamlıyoruz. Çok mutlu bir evliliğimiz var.

Kızın Aden ile nasıl vakit geçirirsiniz?

Patron o, ne yapmak isterse onu yapıyoruz. Aden bu yaşta kendi kendine bir şeyler yapabilme yetisine sahip. Kitap okur, resim yapar, müzik dinler. Ortak zevklerimiz var, onları birlikte yapıyoruz.