Muhteşem bir kadın o! Oyunculuğuyla izleyenleri mest ediyor. ‘Camdaki Kız’ın Gülcihan’ı Devrim Yakut… ‘Düğün Dernek’ ve ‘Aile Arasında’ gibi filmlerde bizi gülme krizine sokan ve oyunculuğuyla alkış alan Devrim Yakut, iyi bir oyuncu olmanın ötesinde iyi bir yazar. İlk kitabı ‘Aklımın Aynalı Çarşısı’nın ardından ikinci kitabı ‘Söz Uçar Hasar Kalır’ Küsurat Yayınları etiketiyle çıktı. Sohbetimize ortak olun.
ALEV GÜRSOY CİMİN / alev.gursoy@posta.com.tr
Bu ikinci kitabınız. Kitap yazma arzunuz nasıl ortaya çıktı?
Yazmak aşkı, derinlerde bir yerlerde, kendimi bildim bileli hep vardı. İlk kitabın başına oturup tamamlamayı başarınca devamı geldi. Benim mesleğim oyunculuk. Yazarlık henüz çırağı olduğum ve böyle olmasından büyük mutluluk duyduğum bir alan.
‘Aklımın Aynalı Çarşısı’ kitabınız şahaneydi. ‘Söz Uçar Hasar Kalır’a da bayıldım. Kitabınızın ismi de çok etkileyici. Neden bu ismi seçtiniz?
Kitap bitmek üzereydi ama hâlâ ismi yoktu. Onlarca seçenek vardı ama hiçbiri içime sinmiyordu. Tam o ara, birkaç gece arka arkaya, üç yıl önce kaybettiğim arkadaşım, video art sanatçısı Aykut Cömert’i gördüm rüyamda. Büyük bir özlemle, hâlâ açık olan sosyal medya hesaplarına baktım. Çektiği videolardan birinin ismiydi bu. ‘Söz Uçar Hasar Kalır’, bildiğim bir çalışmasıydı Aykut’un ama kitapla o kadar örtüştü ki… Ailesinden de izin alınca kitabın adı belli oldu. Yani ikinci kitabımın adını sevgili Aykut koymuş oldu. Nur içinde uyusun…
SÖZ BÜYÜDÜR
Sözlerin yarattığı hasar yaşamımızı nasıl etkiliyor sizce?
Şamanlar, “Söz büyüdür” diyorlar. Ettiğimiz her kelamın bir frekansı var. İyi sözler iyi, kötü sözler kötü titreşiyor. Yapılan kuantum deneylerine göre sözle suyun kimyasının değişebildiği ispatlandı. Bedenimizin yüzde 70’i su olduğuna göre duyduğumuz her kelamdan yüksek derecede etkileniyoruz. İyisinden de kötüsünden de… Burada sözü edilen hasar, ‘öylesine’ edilmiş sözlerin, davranışların ‘öylesine’ kalmadığına dair… Kuantum deneyleri ispatladı ki suyun bir hafızası var ve asla silinmiyor. Ne demiştik? Bizim de yüzde 70’imiz su…
Size göre dünyada en büyük hasar alan şeyler neler?
En çok insanlığımızdan hasar aldık. Görme, duyma, anlama, idrak ve muhakeme etme yetilerimiz ağır hasarlar aldı, almaya da devam ediyor. Ülkemiz de nasibini aldı elbet ama beni en çok üzen tarımımız, hayvancılığımız, çalışkanlığımız, komşuluk kavramımız, şefkatimiz ve en önemlisi vicdanımız hasar aldı.
DAYAĞIN CENNETTEN ÇIKTIĞINA İNANILAN BİR KÜLTÜRDE BİREY OLMAMIZ İMKANSIZDI
Sosyal medyadaki dil, sizde de hasarlar oluşturuyor mu?
Sosyal medyadaki linç kültürü, önemli bir sosyolojik mesele. Biz çekirdek aileleri tarafından hasar almış çocuklar topluluğuyuz. Kendimizi değerli hissetmemize engel olan yaşanmışlıklarımız var. Dayağın cennetten çıktığına inanılan bir kültürde, birey olmamız ya imkansızdı ya da çok zaman aldı. Sosyal medya, yıllar boyu içimizde biriken öfkenin akacağı, ve kendimizi değerli hissedebilme ihtimalimizin olduğunu sandığımız bir mecra oldu. Bir denetleme mekanizması olmadığı ve herkes ulaşılabilir olduğu için de ipin ucu kaçtı. Bana saldıranları anlamaya gayret ederek yola devam ediyorum. Kurulan öfkeli cümleleri kalbime almıyorum. Çünkü oradaki mesele benimle ilgili değil, olamaz.
İsminizin özelliklerini ne kadar taşıyorsunuz? Devrimci bir birey misiniz?
İçine doğduğum dönem itibarıyle isminden çok çekmiş biriyim ama önyargının hayatlarımızı berbat hale getirdiğini bu sayede öğrendim. İsimlerimiz bizim seçimlerimiz değil. Bize seçilmiş isimleri çok sevip sahiplenebiliriz, o zaman çok şanslıyız. Aksi de mümkün. O yüzden buralara çok takılmıyorum ben.
Kim koymuş isminizi?
Babam ve doktorum.
BENDEN ALTI AY ÖNCE EŞİMİN DE BEYNİNE PIHTI ATTI
Kısa süre önce bir hastalık atlattınız ve hepimizi çok korkuttunuz. O süreçte neler yaşadınız?
Her şey insanlar için. Beynime pıhtı attı. Sağ tarafımdaki yoğun uyuşukluk hissi devam ediyor. İyileşeceğini, geçeceğini umuyorum. Çabuk yoruluyorum ve uzun süre ayakta kalmakta güçlük çekiyorum. Onun dışında sorunum yok çok şükür. Benden altı ay önce eşimin beynine de pıhtı attı. Onun konuşma merkezi etkilendi ama şimdi ikimiz de iyiyiz çok şükür. Hayattayız, işimizi yapabilir durumdayız. Gerisi hallolur.
İNSANIN BAŞINA HER ŞEY GELİR MESELE GELENİ NASIL KARŞILADIĞINIZ
“Hayat bizi ikinci bir şans verdi” demişsiniz. İnsan böyle bir durumda hayata çok daha sıkı mı sarılıyor?
İnsan ölümün bu kadar yakınına gidip dönünce, yaşadığı şeyin büyük bir şans ve hatırlatma olduğunu düşünmeden edemiyor. İkimiz de depresif insanlar değiliz. Meselenin hep olumlu yanına bakmayı seçtik. İnsanın başına her şey gelebiliyor. Mesele geleni nasıl karşıladığınız. Eşim de ben de bize gelen mesajı aldığımızı düşünüyoruz.
ÖLSEK DE DÜNYA DÖNMEYE DEVAM EDECEK, YAŞADIKLARIMIZI O KADAR DA BÜYÜTMEYE GEREK YOK
Ölümden korkar mısınız?
Ölümden herkes korkar ama benim aklıma öleceğim fikri hiç gelmedi. Ölüme çok yaklaştığımı bildim ama öleceğimi düşünmedim hiç. Ölsek de dünya dönmeye devam edecek. Yaşadıklarımızı o kadar da büyütmeye gerek yok.
ONAYLAMADIĞINIZ BİRİNİ CANLANDIRMAK DAHA EĞLENCELİ
‘Camdaki Kız’ın Gülcihan’ı ile aranız nasıl?
Gülcihan’a ağırlıklı olarak kızıyorum. Ancak anlamaya çalışarak, onu ete kemiğe büründürebiliyorum. Onaylamadığınız birini canlandırmak daha eğlenceli.
Şahane şive yaptığınıza şahit oldum. Bu çok başka bir yetenek.
Komedi yapmak, iyi yazılması şartıyla büyük bir özgürlük alanı. Fransızlar oyuncuya komedyen diyorlar. Bambaşka bir ritmi ve matematiği olan bir alan. Ben kendi sınırlarımı zorlamayı, geliştirmeyi hep çok seven bir oyuncu oldum. Ömrümün sonuna kadar da bu böyle olacak.
Gerçek hayatta da komik yanlarınız var mı?
Olduğunu söylerler. Mizah algısı yüksek, eğlenceli insanlarla vakit geçirmeyi hep sevdim. Ailem de komiği bol, eğlenceli bir ailedir. Şanslıyım.
HER İLİŞKİDE BAŞKA BİR YÖNÜNÜZLE KARŞILAŞIRSINIZ
Evlilik zor bir müessese. Aşkı sürdürmek için bir formül var mı?
Valla bu kurumun önerilebilecek bir formülü yok. Parmak izi gibi… Siz de her ilişkide başka bir yönünüzle karşılaşırsınız. Her ilişki kendi kurallarını, formülünü kendi inşa ediyor. Kendinizi kandırmadan, bencil olmadan, merkeze gerçek sevginin konduğu her ilişki iyi ilişkidir.
KADIN-ERKEK İLİŞKİSİ BİR İKTİDAR YARIŞI DEĞİLDİR
Bir röportajınızda “Ben ‘biz’ demeyi sevmiyorum. O Alper, ben Devrim’im” demişsiniz. Bu bir formül mü mesela?
İlişkilerde her şeyi birlikte yapmayı, dip dibe olmayı marifet saymamak gerek. Karşındakinin bir geçmişi olduğunu ve başka biri olduğunu unutmadan yürümek gerekiyor. Kadın-erkek ilişkisi bir iktidar yarışı değildir. Karşınızdaki insanı sizin gibi yapma çabası hep hüsranla sonuçlanır. Karşı taraftan ne öğreneceğinize, hayatı kucaklarken devir sözleşmesi yapmadan ilerlemeye odaklanmak gerek. Genç yaşlarda bunları pek bilemiyor insan. Birbirine alan açmak ya da alanına saygı duymak zamanla öğreniliyor galiba.
‘CEHENNEM BAŞKALARIDIR’
Kimsenin kimseye karışmadığı, yargılamadığı bir evlilik mümkün mü?
Türkiye’de bırakın evli olduğunuz insanı, herkes herkesin her şeyine karışıyor. Bunu hak görüyor kendinde. Bunlar, üretimden uzak bırakılmış toplumların ortak refleksleri. Üretimden uzak kalınca neyle uğraşacak? Başkalarıyla… Jean-Paul Sartre’ın çok sevdiğim bir sözü var: “Cehennem başkalarıdır” diyor. Ben ilk gençliğimden beri başkalarıyla ilgilenmedim. Kimsenin bana karışmasına izin vermedim.
MESAFE SİHİRDİR
“Odadan odaya flört edin” demişsiniz. Nasıl yani?
Yani evlilikte flörtü ihmal etmeyin demeye getiriyorum. Herkesin kendine ait çekmeceleri olsun. Karşı tarafın mahremine özen gösterin diyorum. Mesafe sihirdir diyorum.
- Canan Karatay açıkladı: Yıllarca sağlıksız diye yedirmediler! Kaşık kaşık tüketin, insülin hormonunu baskılayan en önemli besin...
- Çayını yapıp bardak bardak için! 1 bardağı basura en doğal çare, resmen doğal kalp ilacı! Cilt lekelerini silgi gibi siliyor
- 1 bardak suya ekleyip için! İnsülin direncini terazi gibi dengeliyor: Vücudun savunma mekanizmasını makine gibi çalıştırıyor
- Faydasını duyan torba torba alıyor! Kilosu 50 TL: Doğal şeker ilacı, böbreklere reset atıp bağırsakları harıl harıl çalıştırıyor!
- Türkiye'de kıymeti bilinmiyor: Damar genişleten tek meyve, kalp krizi riskini sıfıra indiriyor!