Almanya'nın Überlingen kasabasında bulunan Buchinger Bodensee Klinik 50 yılı aşkın süredir sağlıklı beslenme ve doğal terapileriyle ünlü
Dr. Otto Buchinger 1922’de yakalandığı bademcik iltihabından o dönem antibiyotik olmadığı için kurtulamayınca hastalık iltihaplı romatizmaya dönüşmüş. Dr. Buchinger’ın kendisi gibi doktor olan yakın arkadaşı oruç tutarak bu hastalıktan kurtulabileceğini önermiş. Saygı duyduğu bir doktor olan arkadaşının tavsiyesine uyan Dr. Buchinger, 23 günün sonunda sıkıntılarından kurtulunca kendisi de bu yöntem üzerinde çalışmalar yapmaya başlamış.
İlk olarak Witzenhausen’de de bir klinik açmış. Bu klinik daha sonra Dangerous Pyrmont kentine taşınmış. 1953’te ise Überlingen’deki kliniği hizmete açmış. Dr. Buchinger’in amacı bu klinikte oruç yöntemiyle şifa dağıtmak olmuş. Dr. Buchinger 1966’da vefat ettikten sonra çocukları ve torunları onun mucizevi çalışmalarını sürdürüyor.
Almanya-İsviçre sınırında, Konstanz Gölü ve İsviçre Alpleri manzaralı Buchinger Bodensee Klinik, aslında bir klinik-otel. Kliniğe girer girmez müthiş bir huzur ortamı içinde hissediyorsunuz kendinizi. Kliniğin felsefesi şu: “Oruç en doğal tedavi yöntemi. Çünkü vücudu toksinlerden arındırıyor. Bir nevi vücudu temizleme (detoks) terapisi.” Bu nedenle buraya sadece kilo vermek için gelinmiyor.
Hızlı kilo vermek isteyenlerin yanı sıra, romatizma, astım, migren, bağırsak ve mide rahatsızlıkları, varis, böbrek taşı, dolaşım bozuklukları, yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları, şeker ve alerji gibi rahatsızlıklar buraya gelme nedenleri arasında. Kemoterapi tedavisi biten kanser hastalarının da çok tercih ettiği bir yer burası.
Buchinger Bodensee Klinik’in hastalarının büyük bölümü ciddi hastalıklarla boğuşan kişiler. Çünkü bu merkezde uygulanan mucizevi ‘oruç’ hem kilo verdiriyor hem de bu şikayetlerden kurtulmanızı sağlıyor. Stresten şikayeti olanlar için de bir arınma merkez. Hem ruhen hem de bedenen arınıyorsunuz. Bu nedenle kilo problemi olmayan birçok hasta bu merkeze şifa bulmaya geliyor.
Oruç doğal tedavi yöntemi
Buchinger Bodensee Klinik’e geldiğinizde ilk olarak burada kalacağınız süre boyunca sigara içmeyeceğiniz ve cep telefonu ile konuşmayacağınız konusunda sizden yazılı söz alınıyor. İlk gün bir doktor tarafından bütün kontrolleriniz, kan testiniz yapılıyor. Sonra oruç programına alınıyorsunuz. Ancak mutlaka oruç terapisine katılmak zorunda değilsiniz.
Kalori yöntemiyle hazırlanan diyet programını da alabilirsiniz. Seçim size kalmış... Burada her güne sağlık kontrolüyle başlanıyor. Bir hemşire tarafından tansiyonunuz ve diğer taramalarınız yapılıyor. Oruç programını alırsanız ilk gün; her 3 öğünde 50 gram rafine edilmemiş, kabuklu haşlanmış pirinç, arzuya göre şeker katılmamış elma püresi ya da domates püresi ile servis ediliyor. Domates püresinin yanına biraz haşlanmış sebze, elma püresinin yanında ise biraz mevye de yer alıyor. Günde üç öğün sadece bu yemeği yiyorsunuz. Sabahları dilerseniz elma püreli olanı diğer öğünlerde de sebze püreliyi seçebilirsiniz. Seçim sizin...
Kliniğin önerisi; bu yiyeceklerle yapılmış orucu herkes mutlaka haftada bir kere kendisi evde de uygulamalı. Bu müthiş bir detoks menüsü. Ertesi gün, lavman yaptırmak istemeyenler özel tuzlu bir su içiyor. İçiminin biraz zor olduğunu belirtelim ama bu su bağırsak sistemini çalıştırıyor. Lavmanla aynı vazifeyi görüyor. Bu suyu birkaç kez içiyorsunuz, böylece bütün bağırsak sisteminiz boşaltılmış oluyor. İlk iki gün hiçbir aktivite yapmıyor, istirahat ediyorsunuz. Ve üçüncü gün oruç başlıyor...
Oruç terapisine katılanlar kalori diyeti yapanlardan ayrı bir salonda yemek yiyorlar. Sabah içine bir çay kaşığı bal atılmış iki fincan elma çayı, öğlen bir kadeh büyüklüğünde meyve suyu, akşam da sade suya yapılmış içinde maydanoz olan bir kase çorba içiyorsunuz. Günün son çorbasını akşam 17.00’de içmiş olmalısınız. Onun dışında sadece bol bol su içebiliyorsunuz. Bunun için tesisin her köşesinde, her noktasında su bulmak mümkün. Günde 2.5-3 litre su içmeniz öneriliyor. Oruç süresince kaybettiğiniz minerallerin (potasyum, magnezyum, vb.) takviyesi yapılıyor. Asla zayıflama ilacı yardımına başvurulmadığını da belirtelim.
Orman yolunda yürüyüş...
Öğleleri saat 12.30-14.00 arasında odanızda uyuyor, dinleniyorsunuz. Uygulanan işlemlere ek olarak her akşam üzeri karaciğerinizin üzerine sıcak su torbası koyuluyor. Bu da detoksun bir parçası. Halsizlikten odadan çıkamayacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Herkes zinde, neşesi yerinde, orman yolunda bol oksijenli havayı içine çekerek uzun ve keyifli yürüyüşler yapıyor.
Klinik-otelin çevresinde olağanüstü yürüyüş yolları bulunuyor. Tesiste 30 derece ısıtılmış bir de havuz var. Burası çok sıcak bir iklime sahip bir yer değil. Kuvvetli bir perhiz yaptığınız için de üşüyorsunuz. Havuzun 30 derece ısıtılmış olma nedeni bu.
Erkekler günde 500, kadınlar 350 gram veriyor
Oruç bitiminde normal yemek salonuna geçiyorsunuz. Normal gıdalara ilk gün patates, ikinci gün pirinç yiyerek geçiş yapıyorsunuz. Son gün masanızda bir mum yakılıyor. Bir de diploma veriyorlar... 23 gün burada hayatınız böyle geçiyor. Yapılması gerekenler için hiçbir kontrol ve baskı söz konusu değil. Bir zamanlar Muzaffer Kuşhan’ın zayıflama kliniğine gidenlerin anlattığı zorlama burada yok. Her şey sanki ruhani bir şekilde yapılıyor. Oruç tutanlar arasında müthiş bir dayanışma söz konusu.
Toplu olarak olarak her yasağa uyuluyor. Buraya girerken söz verdiği üzere kimse gizli gizli telefonla konuşmuyor, sigara içmiyor. Herkesin keyfi yerinde. Çok güzel dostluklar kuruluyor. Dediğimiz gibi burası tam bir arınma merkezi. Bedenen ve ruhen arınıp yüklerinizden kurtularak çıkıyorsunuz buradan. Erkekler günde 500 gram (23 günde 11.5 kilo), kadınlar ise 350 gram (23 günde 8 kilo) vererek, vücudunuzdaki olumsuz değerler de sağlıklı değerlere kavuşarak normal hayatınıza dönüyorsunuz... Ancak dediğimiz gibi oruç sadece bir kilo verme programı değil, arınma, temizlenme, kısaca bir sağlık programı.
Kalori diyeti seçeneği de var
Buraya gelince mutlaka oruç programına girmek zorunda değilsiniz. Üstelik aynı şekilde muazzam kilo verdiğiniz bir kalori diyeti programı da alabilirsiniz. Bu program seçenekleri, günde 800 kalori, 1200 kalori ve 1500 kalori ile beslenerek yapılanlar. Bu diyet programlarında kırmızı et ve tavuğa yer yok. 800 kalori için sabah elma püreli, öğle ve akşam da sebze ağırlıklı bir diyet programı uygulanıyor. Yemekler tümüyle yağsız yapılıyor. Ama yemekler çok lezzetli.
Bu konudaki çalışmaları dünyaca ünlü şef Hubert Hohler müthiş yaratıcı. Mesela “Bu akşam menüde şinitzel var” deniliyor. Tabakta bildiğiniz şinitzel duruyor. Ama bir farkla: Yağda değil, fırında kızartılmış ve içindeki et değil kereviz. Ya da masanıza bir tabak spagetti geliyor. Onun hamur değil ince uzun kesilmiş havuç ya da kabak olduğunu ancak yiyince anlıyorsunuz. Sabah ve akşam yemeği öğle yemeğine nazaran çok daha hafif veriliyor. Yemek seçen biriyseniz burada hayat sizin için kolay olmayabilir. Akşam 19.00’da o günün yemek faslı bitiyor. Aralarda kuşburnu şerbeti içiyorsunuz. Sonuç yine müthiş, 10 günde 6-7 kilo vererek buradan ayrılıyorsunuz. Yani kilo vermek için yapılması gerekenler hep aynı...
Güzellik için her tedavi var
Buchinger Bodensee Klinik’te sunulanlar bu kadarla da sınırlı değil. Dünyada güzellikle ilgili ne yapılıyorsa hepsi burada uygulanıyor. Manikürden epilasyona, kalıcı makyajdan masaja, ozon terapiden küçük estetik müdahalelere kadar her şeyi burada bulabilirsiniz.
Günlük fiyatı 200-300 Euro
Bu otel-kliniğe oruç terapisi için gelenlerden yemek parası alınmıyor. Sadece oda parası ödüyorsunuz. Kişi başına gecelik 200-300 Euro ödüyorsunuz. Yani 10 günlük terapi fiyatı 2000-3000, 23 günlük terapi ise 6500-7000 Euro. “Ben 23 gün işimi nasıl bırakırım?” diye düşünüyorsanız (Daha kısa süreli gitmek isteyenler için de programlar mevcut) hemen söyleyelim, zaten buradaki terapilere katılanların çoğu hepimizin adını bildiği büyük şirketlerin CEO’ları.
Ayrıca 23 gün oruç tutup, birkaç gün pirinç beslenmesine geçtikten sonra tekrar 23 günlük oruca başlayanlar yani bu orucu 46 gün tutanlar da var. Buchinger Bodensee Klinik’in ünlü müşterileri çok fazla. Türkiye’den de Posta Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Rıfat Ababay, Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ve eşi Diana Şahenk, ünlü şarkıcı Sibel Can da burayı ziyaret edenler arasında. Kliniğin bir şubesi de İspanya’nın Marbella Adası’nda bulunuyor...
(12.08.2012 Pazar Postası'ndan alınmıştır)
- Eşi için başladı, şimdi siparişlere yetişemiyor! Satış rekoru kırıyor: Kilosu 500 TL'den başlıyor
- Birlikte tüketildiğinde zehirliyor! Sağlıklı diye ağzınıza bile sürmeyin, mideyi bozup bağırsak sağlığını mahvediyor, metabolizma hızını yere çakıyor
- Kilo hedefinize kısa sürede ulaşabilirsiniz! Elma sirkesi ve balla karıştırın: Aç kalmadan zayıflamanın yolu
- 5 Ayda 36 kilo verdi: Sadie Chartrand’ın ilham veren zayıflama hikayesi: Mum gibi erimenin sırrı meğer oymuş!
- Yıllardır yanlış biliyormuşuz! Sarı mı beyaz mı? Gerçek rengini öğrenince şaşıracaksınız