Ece Seçkin, hayatımıza gireli 10 yıl oldu. Konserleri dolup taşıyor, kafamızı nereye çevirsek o var ama o, “Henüz potansiyelimin yüzde 100’ünü çıkarmadım” diyor. Geçtiğimiz eylülde Pilot Çağrı Terlemez ile evlendi ve evliliğin aşkı öldürmediğini daha da alevlendirdiğini söylüyor. Konu sahnedeki kadınların kıyafetlerine gelince ise tepkisi çok net: Kimsenin çocuğuna örnek olma sorumluluğu bende değil.
Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr
Nasılsınız? Şu ara nasıl bir süreçteniz?
Ramazan döneminde olduğumuz için konserlerin hafiflediği bir süreçteyiz. Ben de diğer işlerimle ilgilenmeye çalışıyorum. Stüdyo, çekimler… Ramazan biter bitmez konserler başlayacağı için tekrar o kaotik hayatıma geri döneceğim tabii.
Pandemi o kadar uzun sürdü ki… Aslında özlediğiniz bir süreç olmalı.
Tabii ki. Pandemi başta hepimizi o kadar korkuttu ki, o korku bende hala tam olarak geçmedi. Zaman zaman “Aynı şeyi bir daha yaşar mıyız?” korkusu hissediyorum. Öncesinde 25 bin kişiye konser verirken, o atmosferden çıkıp dört duvar arasına sıkışma hissi çok yıpratıcıydı. Tüm etkilerinin tamamen geride kalmasını ve müziğe getirilen saat 24.00 yasağının da bir an önce düzenlenmesini umuyorum.
Yaptığınız işte top noktası diye bir şey varsa bence siz şu an oradasınız? Siz peki, 10 yıllık müzik kariyerinizden sonra şu an olduğunuz yerin duygusunu nasıl yaşıyorsunuz?
Olduğum yerden çok mutluyum, duygusu çok güzel ama yapmak istediğim daha o kadar çok şey var ki kendimi top noktasında hissetmiyorum. Çok daha iyi ve güzel günlerin beni beklediğini düşünüyorum. Ve o gelecek güzel günlerin hazırlığını yapıyorum.
O ‘daha güzel günlerin’ içi nelerle dolu mesela?
Çok şey var. Henüz potansiyelimin yüzde yüzünü gösterebildiğimi düşünmüyorum. En basitinden bugüne kadar hep eğlenceli yanım ön plandaydı, yeni yeni slow şarkılar okumaya başladım. Daha çok sesimin ön planda olduğu şarkılar okumak istiyorum. İnsanlar sadece dans etmeye, eğlenmeye değil, sadece dinlemek için de konserime gelsin istiyorum. Dokunulmadık kalp bırakmak istemiyorum. (Gülüyor)
“90’lardaki, 2000’lerin başındaki star anlayışı artık yok, pop star kavramı değişti” fikrine katılıyor musunuz?
Zaman değişti, birçok şey değişti. O 90’lardaki ulaşılmazlık algısı değişti ama ben bunu olumsuz bir yerinden almıyorum. Kendim de hiçbir zaman ulaşılmazlığı kovalamıyorum. Zaten öyle olsa geçtiğimiz hafta Kadıköy sokaklarında, Fenerbahçe taraftarlarıyla zıplıyor olmazdım. (Gülüyor) Pop star algısı değişmiş olabilir ama bu ‘artık pop star diye bir şey yok’ anlamına gelmiyor bence.
ARTIK ATARLI GİDERLİ ŞARKILAR YERİNE DAHA DUYGUSAL ŞARKILAR SÖYLEMEYİ SEVİYORUM
Son şarkınız ‘Sen Hala Ordasın’ı ilk dinlediğimde, “Ece Seçkin şarkılarındaki atarlı giderli durum tamamen bitti, aksine teslim bayrağı çekme durumu var” dedim…
Bu doğru bir tespit. Tabii ki yine eğlenceli şarkılar söylemeye devam edeceğim ama ticari kaygıyı bir tarafa bırakarak, insanların daha kalben hissettiği şarkılar da okumak istiyorum.
“Kaldım nefessiz, bir kez olsun ara” diyorsunuz şarkıda. Eski Ece Seçkin’in “Nefesini keserim” demesi lazımdı. Özel hayatınızda aşkı nasıl yaşıyorsunuz?
Çok doğru. (Gülüyor) Ben ‘Love işleri’ diyorum o konuya. Ama o kadar uzun zamandır düzenli devam eden bir ilişkim var ki. O flört sancılarını unutalı epey oluyor. Çağrı’yla (Terlemez) yedi yıldır beraberim zaten. O yüzden o gel-gitli şeyler nasıl yaşanıyordu, ne oluyordu… Unutmuşum gerçekten.
Siz o yedi yılda hiç gel git yaşamadınız mı?
Hiç! Bir kere bile yaşamadım.
Daha öncesinde peki, belki ilk gençliğinizde yaptığınız en sert atar ya da delilik ne olabilir?
Bak onu hatırlıyorum. Kafamın çok atık bir anında lisedeki erkek arkadaşımın üstüne araba sürmüştüm. (Gülüyor) Annemin arabasıydı, bir şey olmadı Allah’tan.
EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMÜYOR DAHA DA ALEVLENDİRİYOR
Evlilik nasıl gidiyor? Değişti mi bir şeyler?
Daha güzelleşti sanki her şey. Daha da kutsallaştı. Aidiyet, sevgi, saygı… Bunlar zaten hep vardı bizim ilişkimizde ama daha da güçlendi sanki. Tabii ben daha çok yeni evliyim ama o “Evlilik aşkı öldürür” klişesine şimdilik kesinlikle katılmıyorum. Aksine, evlilik aşkı daha da alevlendiriyor bence.
Gittikçe daha güzelleştiğinizi düşünüyorum. Ne kadarı iç dünyanızla ilgili ne kadarı için özel çaba sarf ediyorsunuz?
Teşekkür ederim… İnsanın iç dünyasının dışa vurması durumuna ben de inanıyorum. Özellikle evlendikten sonra bunu daha çok duyar oldum. “Evlendikten sonra daha da güzelleştin” diyen çok oluyor. Ama ruh halim kötüyse ben de kötü göründüğümü düşünüyorum.
KİLO ALDIĞIM DÖNEMDE KENDİMİ SAKLADIM ÇÜNKÜ O ŞEKİLDE GÖRÜNÜRSEM BENİ YARGILAYACAKLARINI BİLİYORDUM
“Bir röportajınızda eskiden aynaya bakarken bu kadar mutlu değildim, artık daha rahatım” demişsiniz.
Kilo aldığım bir dönem vardı. Sonrasında düzenli spor yapmaya başladım ve 11 kilo verdim. Ondan sonra aynaya baktığımda daha mutlu hissetmeye başladım doğal olarak. Öncesinde depresif hissettiğim ve aynaya bakmak istemediğim bir süreç geçirdim.
Hep güzel, hep fit, hep seksi görünme yükünü hissediyorsunuz o zaman çoğu kadın gibi?
Aslında şöyle; o baskıyı bana yaşatacakları bir zemin oluşturmamaya gayret ediyorum. Bahsettiğim dönemde o halimi hiç sosyal medyada paylaşmadım çünkü ben ne kadar samimiyetle kendimi açarsam açayım, bu karşı taraf için bir eleştiri malzemesi olacaktı. Maalesef böyle bir kusursuzluk normu var ve o halimi görürlerse sanki bu benim bir hatammış gibi yargılanacağımı biliyordum. Bu anlamda toplumun kadın üzerinde yarattığı bariz bir psikolojik baskı var.
Kadın sanatçıların sahne kostümlerinin son dönemde çok konuşulur hale gelmesi size ne hissettiriyor?
Her zaman özgürlükçü bir karakterim olduğu için, her konuda olduğu gibi, bu konuda da herkesin istediğini giyebilmesi taraftarıyım. Ama giyeni eleştirene de saygıyla yaklaşıyorum. Benim beğenme özgürlüğüm kadar bir başkasının da beğenmeme özgürlüğü var elbette. Ama siz beğenmiyorsunuz diye bu, “Hayır, böyle giyilmesin” baskısına dönüşürse konu orada değişiyor tabii.
“Genel ahlakı etkiliyor, çocuklarımızı olumsuz etkiliyor” diyenler var…
Her şeyden önce şunda net olmak gerekiyor. Sahnedeki kadınların, kimsenin çocuklarına örnek olma sorumluluğu olamaz. Çocuklar kendi anne ve babasını örnek almalı, bizi değil. Sıra bize gelene kadar zaten çocuğu büyüten bir anne ve baba var. Herkes kendi çocuğuna örnek olursa zaten problem kalmaz. Bir başkasının çocuğuna örnek olma sorumluluğu bende değil.
EŞİM BENDEN ÇOK BİR OYUNLA İLGİLENİRSE O TELEFONU KIRARIM
İkili ilişkide sizi ne kıskandırır?
Herhangi bir şey Çağrı için benden daha büyük bir ilgi odağı olursa kıskanırım. Mesela bir oyuna kafayı taktı diyelim; bir şey anlatıyorum ve dinlemiyor… Çıldırırım herhalde. O telefonu kırarım yani. (Gülüyor)
Başka bir kadından kıskanır mısınız?
Sadakat konusunda birbirimize hiç böyle bir durum yaşatmadık. O yüzden o tip bir kıskançlığım yok. Ama tabii ki biriyle flört ettiğini görsem ya da birini gördüğünde heyecan duyduğunu hissedersem çok kıskanırım.
Asla böyle bir şey yaşanmasın tabii ama aldatılsanız tepkiniz ne olur?
Bunu düşünmek bile istemem. Öyle bir şey olursa içimden ne çıkar, ne yaşarız, ben bile tahmin edemiyorum. Umarım bunu kimse deneyimlemek zorunda kalmaz.
Siz erkek olsanız Ece’ye aşık olur muydunuz? En çok hangi yanından etkilenirdiniz?
Deliliğine aşık olurdum herhalde. (Gülüyor)
Yapabileceğiniz en sınırsız delilik ne olabilir?
Her şey olabilir.
Güven, şefkat, cinsellik ve eğlence… Bunların ilişkideki önem sıralamasını nasıl yaparsınız?
Ortak mizah anlayışı ve eğlence en önemli şey. Birlikte eğlenemiyorsan, uzun vadede geri kalan her şey biraz yalan olur bence.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Başak, Akrep, Balık ve diğer burç yorumları
- Bağırsakları tıkır tıkır çalıştırıyor! Mutfağınızdan eksik etmeyin: Damarları kireç sökücü gibi temizliyor
- Özel izinle ekiliyor! Kilosu 6 bin TL: Yorgunluğu tarihe karıştırıyor: Şişkinlik ve hazımsızlığın kökünü kurutuyor
- 1 litre suyla karıştırıp için! Göbekte biriken yağları eritiyor: Kalori yakımını hızlandırıyor
- Selçuklu sarayından eksik edilmeyen meyve! Konya'nın verimli topraklarında yetişiyor: Zengin antioksidan deposu besinler listesinde ilk sırada