‘Gönül Dağı’ ne kadar da samimi ve içten bir dizi. Böyle dizilere hasret kalmıştık doğrusu.

Anadolu samimiyetini ve sıcaklığını ekrana yansıtan bir dizinin parçası olduğum için çok mutluyum. Eli toprağa değen bir hikaye. Her cumartesi evinize konup olup sıcacık tebessümler bırakıyorsak ne mutlu bize.

Hayat verdiğiniz karakter Zahide ile aranız nasıl? Size ne kadar benziyor?

Zahide’yi çok seviyorum ve ona saygı duyuyorum. Umarım o da benimle ilgili aynı şeyi düşünüyordur, hissediyorum ki o da bana karşı boş değil. Haha! Birbirimizden bir harman yapıyoruz zamanla... Ben eteğimdeki taşları Zahide’nin sınırlarına döküyorum.

‘GÖNÜL DAĞI’ KÜÇÜK DÜNYALARINDA BÜYÜK HAYALLER YEŞERTEN ANADOLU ÇOCUKLARININ HİKAYESİDİR

Anadolu kültürüne ve Anadolu insanına ne kadar hakimsiniz? Sizin hikayeniz nerede ve nasıl başladı?

Anne tarafından Anadolu kültürüne hakimim ama doğma büyüme İstanbulluyum. Sette anneannemin ev aksesuarlarına rastladığımda burnumun direği sızladı. Yer sofrasını, güğümle çeşmeden su taşımayı, kuzinede pişen yemekleri, tandırı, kış akşamları sobanın etrafında toplaşmaları, yer yataklarını çok iyi bilirim. Küçük dünyalarında büyük hayaller yeşerten Anadolu çocuklarının hikayesidir ‘Gönül Dağı’.

Dizinin hikaye insanda tebessüm oluşturuyor, siz oynarken neler hissediyorsunuz?

Zahide’nin çocukları ve kuzenleri hayatının en önemli renkleri. Burası tek başına tebessüm oluşturacak bir yer değil. Sette gerçekten çok eğleniyorum. Hayli kalabalık bir ana kadromuz var. Yeri gelmişken söylemeliyim; setteki emekçilerin en büyüğünden en küçüğüne, yönetmenlerimize, senaristimize ve yapımcımıza çok minnettarım.

‘Gönül Dağı’, izleyenlerin memleket özlemini giderecek görsel bir şölen. Peki, siz en çok nelerin özlemini çekiyorsunuz?

Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde çekim yapıyoruz ve yoğun çalışıyoruz. En çok oğlumu özlüyorum.

‘GÖNÜL DAĞI’ DÜĞÜN VE CENAZE KADAR GERÇEK BİR DİZİ

Eğer bu dizide rol almıyor olsaydınız, seyirci gözüyle bu diziyi neden izlerdiniz?

Düğün ve cenaze kadar gerçek bir dizi olduğu için izlerdim.

Şu anda kariyerinizde hayal ettiğiniz noktada mısınız?

Çok şükür, evet.

FİLM YA DA DİZİ TEKLİFİ GELDİĞİNDE ÖNCE SENARYOYA SONRA ROLE BAKARIM

Bir dizi ya da sinema filmi teklifi geldiğinde neye göre değerlendiriyorsunuz?

Önce senaryoya sonra role bakarım. Elimden geliyor mu? Dilim dönüyor mu? Ruhum yetiyor mu? Sonra yönetmenin dünyasının neresinde olduğuma bakarım.

RİYA, HAKSIZLIK VE ŞIMARIKLIĞA TAHAMMÜLÜM YOK!

Hayatta dayanamadığınız ve asla affedemeyeceğiz şeyler neler?

Riya, haksızlık ve şımarıklığa tahammülüm yok.

İYİ OYUNCU OLMAK İÇİN ENSTRÜMANINA İYİ BAKMIŞ BİR BEDENİN DUYGUSU LAZIM

Bazıları oyunculuğu sadece güzellik ve yakışıklılık olarak değerlendiriyor. Peki, size göre iyi oyuncunun tanımı nedir?

Naçizane tecrübemle şöyle yanıt vereceğim; enstrümanına iyi bakmış bir bedenin duygusu lazım. Mis gibi seyredilir o zaman...

Sizin güzellik sırlarınız neler? Kendinize çok iyi bakar mısınız?

Çok iyi bakamadığım zamanlar oluyor tabii ama beslenmeme dikkat ederim, sporumu hiç aksatmam.

YAŞLANMAK ÜZERİNE GÜNLERCE KENDİMLE KONUŞTUM

Yaşlanma korkusu yaşadığınız oluyor mu hiç?

Olmuşluğu var. Yaşlanmak, yaş almak ve büyümek üzerine saatlerce, günlerce konuştum kendimle. Her daim büyüyeceğim, bu son kararım.

Estetik operasyonlarla aranız nasıl?

Lazımsa yapılmalı bence.

Sektörde kadın olmanın dezavantajlarını yaşadınız mı hiç?

Dünyanın diğer ülkelerinden hiçbir farklı yok. Piyasada kadın olma hali bizde çok da bir şey değiştirmiyor!

NEFRET DÜNYADAN SİLİNİRSE SOSYAL MEDYA İNSANLIĞI DESTEKLEMEK İÇİN BİR ARAÇ OLACAK

Sosyal medyada kullanılan dil konusunda görüşleriniz neler?

Sosyal medyada çok aktif değilim ama takip etmeyi severim. Günümüzdeki varlığı çok hissedilir. Oradaki kolay erişim imkanı üslupsuzluğa neden oluyor. Ben de sosyal medyadaki zorbalığa maruz kalıyorum. Nefret dünyadan silinirse sosyal medya insanlığı desteklemek için bir araç olacak.

PANDEMİ SAYESİNDE BİREYSEL YAŞANTIMIZI REVİZE ETTİK

Genel olarak hayatınız nasıl gidiyor?

Çok şükür, gayet güzel…

Pandemi, resmen insanların ayarını bozdu, sizde durum ne? Bu süreçten çok etkileniyor musunuz?

Kolektif bir dağılımın ve yapılanmanın içinde bireysel yaşantımızı revize ettik. Zor ama gerekli bir içe dönüş hikayesi yaşıyoruz. Umarım ben de nasibimi doğru almışımdır. Bu süreçte en çok özlem duygusuyla karşılaştım, karşılaşıyorum. Umarım dünya çabuk iyileşir!

Kendi hayatınızda nasıl bir hikayenin içindesiniz?

Sonunu görmeden bilemem ki…

30’u aşan yaşlar size hangi konuları daha çok düşündürmeye başladı?

Bilmemeyi ya da bilmiyor olmanın hafifliğini kabul ettiğim bir dönemdeyim.

Sizce şu an dünyanın yüzleştiği en büyük tehlike ne?

Maddi ve manevi olarak insanlığın tükenişi.

Geleceğe dair hangi hayali düşlemek ayaklarınızı yerden kesmeye yetiyor?

Özgürlük!

Gelecek endişesi duyduğunuz anlar oluyor mu?

Ahhhh! Olmaz mı? Hele bir de çocuğunuz varsa...

Size göre yıllar içinde hangi değerleri kaybettik?

Sevmeyi, saygı duymayı, doğayı, duyguları...

Gelecek için en büyük hayaliniz ne?

Bir an sonrasını bilemediğimiz bir yerde, sonsuz huzuru hissetmek gibi hayalim var ama bu konunun başlığı çok geniş.

OĞLUM KAAN NE ANNECİ NE BABACI, SADECE AİLECİ

Hem iş hayatını hem de anneliği bir arada çok güzel götürüyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Kaan’a hamileyken de çalışıyordum. Doğdu, büyüyor ve hâlâ çok çalışıyorum. İletişimimiz benim iş saatlerimle kısıtlı olmadığından ben onun halini anlıyorum, o da benim halimi...

Annelik hayatınız neleri değiştirdi? “Anne olunca şunu da anladım” dediğiniz neler var?

Tanımlar baştan yazıldı ama hâlâ yeni sürümler yüklüyorum.

Kaan anneci mi babacı mı?

Ne anneci ne babacı, sadece aileci.

Çocuğunuza verdiğiniz ilk anne nasihati nedir? Neyi kulağına küpe etmesini istersiniz?

Çok soru sor, çok eğlen ve bol bol hata yap…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Mustafa Üstündağ ile Ecem Özkaya boşandı

Habere Git