Kitabınız ‘Vazgeçilmez Olmanın Sırrı’nı elime aldığımda aklıma, “Mezarlıklar kendini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur” sözü geldi. O yüzden, bu bir vaatse, her insanın aslında vazgeçilebilir olduğuyla yüzleşmesi daha doğru bir vaat olmaz mı?   

Bu, benim de hep sorgulamaya devam ettiğim ve sürekli araştırma halinde olduğum bir konu. Neden insan vazgeçilmez olmak ister? Vazgeçilmez olmanın bir formülünün olması insanlar için çok çekici çünkü birçok insan aslında yaşadığı ilişkilerde vazgeçilmez olmak istiyor.

Sizin vazgeçilmez olmaktan tam kastınız ne?

Bir ilişkide kişi türlü çabalar gösteriyor; sevgi veriyor, zaman ayırıyor, emek sarf ediyor  fakat buna rağmen partneri tarafından kolayca vazgeçilebiliyor, terk edilebiliyor. Ya da partneri, kendisinden hemen sonra yeni bir ilişkiye başlayabiliyor ve bu durum geride kalan için her zaman can acıtıcı oluyor. Doğamız gereği emek verdiğimiz ilişkilerimizde iz bırakmak ve vazgeçilmez olmak isteriz.

DEĞERSİZLİK HİSSİYLE BÜYÜYEN KİŞİ, HER ZAMAN KENDİNİ DEĞERSİZ HİSSETTİREN İNSANI SEÇER

Bilinçdışına ittiğimiz şeylerin, biz farkında olmasak bile tüm hayatımızı belirleyebileceğini söylüyorsunuz. Bilinçdışına itilen şeyler, kişi aslında bunu, kendini korumak için yapsa da eninde sonunda büyük zararlar mı doğuruyor? 

Bilinçdışına ittiğimiz her şey, çocukluktaki yaşanan travmatik olaylar bizde belirli şemalar oluşturuyor. Anne-babasından yeterli sevgiyi, bakımı görmeyen bir çocuğa, değersizlik duygusu yerleşiyor. Bu da onun artık benimseyip alıştığı bir duygu oluyor. Bundan ötürü kişi, o alıştığı duyguyu kendisine yaşatacak olan insanları yaşamına çekmeye başlıyor. Yani ona, aynı anne babası gibi değersiz hissettirebilecek kişileri otomatik olarak yaşamına çekiyor.

Dişil enerjiyi koruma konusuna sık değiniyorsunuz. “Güçlü kadın imajından uzaklaşın” diyorsunuz. Gerçekten erkekler güçlü kadından hoşlanmıyor mu?

Hukuk karşısında ve sosyal anlamda kadın-erkek eşitliği kadının en büyük hakkıdır. Fakat bu durumla, ilişki dinamiğindeki dişilik kavramını da karıştırıp yok etmeye başladık. Benim dişil olmakla kastettiğim şey; erkek artık kadına yatırım yapmıyor çünkü kadın eşitlik kavramına çok yaslandığı için o kadar ilişkinin içinden çekiliyor ki bir erkeğin kadına çiçek göndermesine, özel bir yemek için rezervasyon yapmasına, hediyeler almasına bile gerek kalmıyor.

Siz bunu, ilişkinin geleceği için kesinlikle yanlış buluyorsunuz, öyle mi?

Evet çünkü günümüzde kadın her şeyi yapabilecek güce sahip. Evini de geçindiriyor, arabasının lastiğini de değiştirebiliyor. Ama erkek onun için bir şeyler yapabildiği, yaşam alanına dokunabildiği, yatırım yaptığı kadına daha çok bağlanıyor. Çünkü erkeğin kendini güçlü görmeye ihtiyacı var. Kadınlar, her şeyi yapabilecek güce sahip olsa da bazı görevleri erkeğe bırakmalıdır.

HESABIMI ÖDEMEYEN ERKEKLE DUYGUSAL BAĞ KURAMAM

Siz kendi yaşamınızda, ilişkilerinizde mutlaka dişil enerjiyi öne koyarak mı davranıyorsunuz?

Ben otomatik olarak böyle bir insan olduğumu düşünüyorum. Benim dişil taraflarım baskındır. Kendim için yeterli bir finansal güce sahibim, mesleğimde belirli bir konumdayım ama yine de ilişki yaşarken erkeğin benim için bir şey yapmasını isterim. Bana yatırım yapmayan, beni önemsemeyen, zaman ayırmayan, bana hediyeler almayan, benim hesabımı ödemeyen, ödemekten gocunan bir erkekle birlikte olmam.

Bu fikre itiraz eden de çok kadın ve erkek var. Bu tümüyle yanlış mı gerçekten?

Ben ilişkide erkeğin gücünü, erilliğini, bana sahip çıkmasını, zor zamanımda yanımda olmasını, sırtımı dayayabileceğim o gücünü hissetmek isterim. Daha güçlü olduğumu hissettiğim bir adamla birlikte olmama zaten gerek yok. Örneğin biriyle flörtleşiyorum ve yemeğe çıktım diyelim, benim hesabımı ödemezse ben o kişiyle duygusal anlamda bir daha görüşmem. Çünkü onun erkeklik varlığına saygım olmaz.

KADIN BİR MESAJLA HEMEN GÖRÜŞMEYE GİDERSE, ERKEĞİN EMEK VERMESİNE GEREK KALMIYOR

Tek eşlilik neden gittikçe zorlaşıyor?

Çünkü artık partner arayışımızda ya da biriyle tanışmak istediğimizde buna çok kolay ulaşabiliyoruz. Bir sosyal medya mesajıyla kadın görüşmeye gittiğinde, erkeğin artık onun için çok çaba sarfetmesine gerek kalmıyor. Bir mesaj yoluyla insanlarla tanışılıyor ve çok kolay şekilde ilişkiye geçilebiliyor. Bu da aldatmayı kolaylaştırıyor. Hazza ne kadar kolay yolla ulaşılırsa, o hazdan aynı kolaylıkta vazgeçilebiliyor. Kolay ulaştığımız her şeyin değeri azalıyor.