Bir an olsun elleri ayrılmadı, dolu dolu 20 yıl geçirdiler. Esra Kazancıbaşı ve Rasim Öztekin film gibi bir aşk yaşadı, ölüm onları ayırana dek… Gazeteci Esra Kazancıbaşı, 8 Mart 2021’de, kaybettiği eşi Rasim Öztekin’e olan aşkını anlattığı ‘Sonsuz Aşk’ kitabı beni hayli duygulandırdı. Meslektaşımın kapısını çaldım; hem Rasim Bey’i hem de eski günleri yad ettik.
Alev Gürsoy CİMİN
Gazeteci Esra Kazancıbaşı'nın 8 Mart 2021’de kaybettiği eşi Tiyatrocu Rasim Öztekin’le olan aşkını anlattığı ‘Sonsuz Aşk’ kitabı raflarda yerini aldı. Alev Gürsoy Cimin Posta Gazetesi okurları için; Esra Kazancıbaşı ile Türk tiyatrosunun değerli ismi Rasim Öztekin'le aralarındaki sonsuz aşkı konuştu.
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
Bir an olsun elleri ayrılmadı, dolu dolu 20 yıl geçirdiler. Esra Kazancıbaşı ve Rasim Öztekin film gibi bir aşk yaşadı, ölüm onları ayırana dek… Gazeteci Esra Kazancıbaşı'nın 8 Mart 2021’de, kaybettiği eşi Rasim Öztekin’e olan aşkını anlattığı ‘Sonsuz Aşk’ kitabı beni hayli duygulandırdı. Meslektaşımın kapısını çaldım; hem Rasim Bey’i hem de eski günleri yad ettik.
‘Sonsuz Aşk’ kulağa çok hoş geliyor. Herkesin arayıp bulamadığı film gibi bir aşk... Kitaba neden bu ismi verdiniz?
Matem dönemimdi, yazarken aklıma geldi.. Rasim’i kaybettikten sonra travmatik bir dönem yaşadım. Birlikte yaşlanma, gezme hayalleri kurarken onu kaybettim. Rasim 2009’da ciddi bir kalp hastalığı geçirmişti ve iki ay hastanede kalmıştı. 2009’dan sonra zaman zaman Rasim’in hastalıklar yaşadığı süreçler yaşadık. Hep şükrettim; ne güzel bir aşk yaşadık diye... Çok özel bir insandı. Birine güvenebilmeyi ondan öğrendim.
Daha önce kimseye güvenmiyor muydunuz?
Annemle babam ben bir buçuk yaşındayken ayrılmıştı. O yüzden erkeklere güvenemiyordum. Rasim benim tüm güvensizliklerimi yıktı. Dürüstlüğüyle becerdi bunu. İkimiz de birbirimize güvendik.
Babanızdan yana epey yaralıymışsınız…
Baba sevgisi çocuk için çok önemli. Baba, güven, sevgi, şefkat demek. Babamla arkadaş gibiydik. Anneciğim de çok sevgi doluydu. Annem, hem annem hem babamdı. Örnek bir kadındı. 1960’lı yıllarda babamdan ayrılma cesaretini gösterdi. Baba evine döndüğünde de kimseye yük olmadı. Çok güçlüydü. Tek çocuğum ama babamın ikinci evliliğinden bir kız kardeşim var. Görüşüyoruz, konuşuyoruz.
RASİM’İ KAYBETTİKTEN SONRA PSİKOTERAPİ GÖRDÜM
Sonrasında babanızla konuştunuz mu?
Zaman zaman söyledim hislerimi ama o, bana yaşattıklarını kabul etmiyor. Babamın beni sevdiğini biliyorum zaten. Eski dönemde babalar, kızlarının saçını çok okşamazdı. Babamı da üzmemin anlamı yok diye düşündüm sonradan. Bir psikoloğum vardı, dönüm noktam burada başladı. Psikoloğum, “Siz babanızı değiştiremezsiniz. Ona bakış açınızı değiştirebilirsiniz” dedi. Ben de olduğu gibi kabul etmeye başladım babamı. Rasim’i kaybedişimin ikinci günü yoğun bir psikoterapi gördüm. İlaç aldım.
BİRLİKTE OLDUĞUNUZ ADAMIN RUHUNA AŞIK OLMAK BAMBAŞKA BİR ŞEY
Bir oyuncuyla evli olmak zor değil miydi?
Kişilikle ilgili bu. Sanat dünyası, bazı insanların egolarını çok şişiriyor ama Rasim’e sanatçı olarak hiç bakmadım. Çoğu arkadaşı da sanat dünyasından değildi. Rasim hep halkın içindeydi. O yüzden cenazesinde toplumun her kesiminden insanlar vardı. Toplumun abisi olmak zordur. Rasim bunu başardı. Birlikte olduğunuz adamın ruhuna aşık olmak başka bir şey.
Rasim Bey bir röportajında, “Fenerbahçe konusunda bana gıcık oluyordu ama nasıl nikah masasına oturttum! Ben onun koçuydum” demişti.
Üniversitede basketbol takımındaydım. Ben koçumuz olduğunu hiç hatırlamıyorum. O koçumuz olduğunu iddia ediyordu. Zaten aramızdaki bu espriler de bizi daha çok yaklaştırdı. Rasim’in zekasına, dürüst kalbine o kadar hayran oldum ki. Hem sevilen bir sanatçı olup hem mütevazı olması beni çok etkilemişti.
Rasim Bey’i kaybetmek size neler hissettirdi?
Deprem hiç beklenmedik bir anda gelir. Ani ölümler de öyle oluyor. Gidişi bende deprem etkisi yarattı. Rasim benim için çok özeldi. Hem en büyük aşkım hem de çocuğumdu... Hastalandığında başını okşardım. Setten çıkar, eve koşardı. Dertleşirdik, birbirimizden hiçbir şey saklamazdık.
İŞİN İÇİNE ÇOCUK GİRİNCE İLİŞKİDEKİ AŞK KAYBOLUYOR BİZ AŞKI YAŞAMAYI SEÇTİK
Çocuk istemediniz mi hiç? Ve şimdi keşke diyor musunuz?
Ben, annesi babası ayrı bir çocuktum. Hep onların sağlık sorunlarıyla ilgilendim. Sağlıkta uzman bir gazeteci olduğum için onların peşinde koşuyordum. İşin içine çocuk girince ilişkideki aşk kayboluyor. Bunu da yaşamak istemedim. Rasim de istemedi. Biz aşkı yaşamayı seçtik. Ben işimi de çok seviyordum. Çok iyi anne olurdum ancak hiç de pişman değilim. Sonsuz aşkı öyle bir yaşadım ki sürekli el ele gezdik.
Kaç yaşındaydınız evlendiğinizde?
Ben 42 yaşındaydım, Rasim de 46’ydı.
İlk eşiniz peki?
İlk eşim de çok iyi insandı. Çok küçüktük, ne aradığımızı bilmiyorduk.
Rasim Bey kadınlara güvenir miydi?
Bir erkek ünlü olunca ünü ve parası için gelenler olabiliyor. Belki de o sıcaklığı bulamadı. İkimiz de pat diye söyleriz düşüncelerimizi. Dürüstlüğümüzü sevdik belki de. Şeffaflık güveni getiriyor zaten. Rasim’in hastalık günlerinde hep yanındaydım. Bu güvenimizi daha da güçlendirdi. Biz birlikte olduktan sekiz yıl sonra iki ay hastanede yattı. Birbirimize bir daha aşık olmuştuk o dönemde. Rasim hastane odasında camın önüne oturmak isterdi. Hep beni beklerdi. Biraz geç kalsam bozulurdu.
HER ŞEY 10 DAKİKADA OLDU, BİR ANDA ELLERİMDEN KAYDI
Kıskanmadınız mı onu hiç?
Bana güven verdiği için kıskanmazdım. Rasim her ortamda beni yanına alır. O sıcaklığı verirdi. Hayatta insanların başına korktuğu şeyler geliyor. Çok küçük yaşlarda evimizden cenazeler çıktı. Ben gazetede haber yazarken bile ölüm yazmazdım. Ölümden korkardım. Rasim’in kronik hastalıkları vardı ama öleceğini hiç düşünmedim. Her şey 10 dakikada oldu. Bir anda ellerimden kaydı.
Kavuk doğru yerde mi sizce?
O bana düşmez. Rasim uygun gördü ve Şevket Çoruh’a verdi. Şevket’e vermek istediğini Ferhan Şensoy’a da sormuştu.
Kitabın gelirini ne yapacaksınız?
Bu kitap aşkımızı, evliğimizi anlatıyor. Vermek istediğim mesaj şu, insan her yaşta sevebilir. En önemlisi de olumlu düşünmek. Rasim’in kalbinin en kötü olduğu anda bile olumlu düşündük. Bu kitap, umudun öyküsü işte. Kitapta Rasim’in bilinmeyenleri de var. Gelirini de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Rasim Öztekin tiyatro bursuna bağışladım. Altı genç Rasim Öztekin tiyatro bursundan eğitim görüyor. Alınan her kitap, bir gencin bursla tiyatro eğitimi almasını sağlayacak. Sadece bizim aşkımıza tanık olmayacaksınız yani…
- Kış aylarında en çok tüketilen çorba! Tam bir probiyotik deposu: Hastalıklara meydan okuyor, vücudu çelik gibi güçlendiriyor
- Ihlamuru sakın böyle tüketmeyin! Böbrekleri bitiriyor...
- Saç derisindeki egzama ve mantarın kökünü kurutuyor! 1 damla sürmek yetiyor: Kabuk kabuk görüntüyü tarihe karıştırıyor
- Ihlamur, rezene ve kuşburnunu böyle tüketin! Kaynatıp bardak bardak içince kolesterolü sıfırlıyor: Damarları saniyesinde genişletiyor
- 1 bardak suya ekleyip için! İnsülin direncini terazi gibi dengeliyor: Vücudun savunma mekanizmasını makine gibi çalıştırıyor